dummy

Wellness dünyasının öncüleri ile günlük rutinleri üzerine: İrem Ergün ile keyifli bir sohbet

Wellness dünyasının önde gelen isimleri ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbetlerden, şimdiye kadar hayatımıza olumlu katkılar sağlayabilecek, günlük rutinlerimizi geliştirecek birçok fikir topladık. Geçtiğimiz haftalarda Belgin Aksoy, Pınar Özdemir Hotiç, Nil Keskin ve Gülferi Yıldırım’in günlük rutinlerini ve iyi yaşam tavsiyelerini sizlerle buluşturmuştuk. Bu kez ise konuğumuz Fonksiyonel Tıp Doktoru İrem Ergün. Keyifli okumalar…

dummydummy

Uplifers okuyucuları için kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?

2015 yılında başlayan tamamlayıcı tıbba olan ilgim, 2016 yılında fonksiyonel tıpla tanışmama sebep oldu. Henüz oldukça yeni olduğu bir dönemde, 2017 yılında Cleveland Klinik’te Dr. Mark Hyman ile bir aylık bir çalışma şansım oldu. Kendi sağlık sorunlarım nedeniyle başvurduğum ve deneyimlediğim çeşitli uygulamalardan sonra, fonksiyonel tıp ile önce kendimi iyileştirdim diyebilirim. “Bütünsel tıp”, “biyoregülasyon terapileri”, “longevity” öne çıkan ilgilendiğim alanlar. Amerika’daki Fonksiyonel Tıp Enstitüsü’nde (IFM) eğitimlerimi tamamlayıp, oradan sertifikalı bir doktor olarak 6 yıldır fonksiyonel tıp ve “longevity” üzerine Amerikan Hastanesi’nde kurduğumuz bölümde çalışıyorum.

Güne nasıl başlıyorsunuz? Sabah rutininizin ilk adımı nedir?

Genellikle saat kurmaya gerek olmadan, erken uyanıyorum. Ardından yaz-kış devam eden bir balkon seansı, temiz hava ve gün ışığı çok iyi bir başlangıç oluyor. Hem uyurken hem de güne başlarken içten bir şükür ve teşekkür, uzun süredir benim için mutlu edici bir alışkanlık haline geldi. Devamı rutin, yani hazırlanıp çalışmak için yola çıkmak oluyor.

Sabahları telefon veya bilgisayar kullanma alışkanlığınız var mı?

Maalesef uzun yıllar böyle bir alışkanlığım vardı. Son bir senedir gerçekten çaba göstererek bundan kurtulduğumu söyleyebilirim. Güne anksiyete ile başlamamak ve telefon bağımlılığını kontrol etmek açısından, sabah uyanır uyanmaz telefona bakmamayı herkese öneriyorum.

Zihinsel olarak güne nasıl hazırlanıyorsunuz? Meditasyon, nefes egzersizi gibi pratikleri uyguluyor musunuz?

Gün boyunca maksimum performans hedeflemek yerine, yapmam gerekenleri önceliklendirip yapabileceğimin en iyisini yapacağımdan emin olarak güne başlıyorum. Nefes egzersizleri gerçekten çok faydalı, hatırladıkça yapmaya çalışıyorum.

Ama zihinsel olarak en önemli çalışma, zihninizin kontrolü, zihninizdeki yazılım diyebilirim. Bu da algımız ve reaksiyonlarımızla direkt bağlantılı. Algının realiteyle uyumlu olması, reaksiyonlarımızı da optimize ediyor. Buradaki kaosu azaltmanın en etkili yöntemlerinden biri, meditasyon. Benim için düzenli bir alışkanlık değil, ama kontrolü ve beklentiyi en aza indirerek “an” içinde olmak, her gün hatırlayarak üzerinde çalıştığım bir egzersiz.

Sabah kahvesi/çayı/içeceği tercih ediyor musunuz?

Sabahları aç karnına su dışında hiçbir şey içmiyorum, ilk öğünümü yiyene kadar sadece limonlu veya elma sirkeli su içiyorum. Çay ve kahvenin öğlene kadar birer tane olmasına özen gösteriyorum.

Kahvaltı yapıyor musunuz? Yapıyorsanız genellikle kahvaltıda neleri tüketmeye/tüketmemeye dikkat ediyorsunuz?

Kahvaltı benim hiç atlayamadığım bir öğün. Çok düzenli olduğunu söyleyebilirim. Genellikle avokado, bol zeytin, yeşillik, ceviz, badem, karabuğday ekmeği, zeytinyağı, arada yumurta, arada mantar, varsa çilek, yaban mersini olan kahvaltı seçeneklerim var. Süt ürünlerini ve gluteni yaklaşık 6 yıldır minimum düzeyde tüketiyorum.

Evde egzersiz veya açık havada spor yapmayı tercih ediyor musunuz? Yoksa günün geri kalanında mı hareket etmeye zaman ayırıyorsunuz?

Haftada 2 gün düzenli antrenman, kalan günlerde evde dans, dışarda yürüyüş, “animal movement” egzersizleri yapıyorum, kesinlikle asansör kullanmıyorum. Gün içerisinde bütün seans aralarında hareketli olmaya çalışıyorum.

Sabah rutininizde sizin için en önemli olan kısım nedir, “asla atlamam” dediğiniz?

Sanırım şükür.

Gün içindeki işlerinizi planlamak için özel bir yönteminiz var mı? İş ve öncelik sıralamanızı nasıl yapıyorsunuz?

Haftanın 5 günü hastanede, klinikte olduğum için gün içerisindeki programım yani günüm planlanmış oluyor. Ağırlıklı olarak hasta ve danışan görüşmeleri dışında, günün kalanı genellikle takipler ve eğitimle geçiyor. Akşam için de en az plan yaparak, kızıma ve kendime vakit ayırmayı önceliklendirerek, açıkçası o günkü akışta ne gelirse keyifle yapıyorum.

Yoğun bir günün içerisinde koştururken kendinize zaman ayırmak ve bedeninizi, zihninizi dinlendirmek için ne yapıyorsunuz?

Müzik ve egzersiz, bedeni ve zihni dinlendirmek için en çok işe yarayan ve kolay olan iki şey benim için. Aileden biriyle veya bir arkadaşla sohbet etmek, telefonda da olsa gün içerisinde iyi geliyor. Ayrıca yavaşlamak, hatta bir süre durmak zihnimizi dinlendirmek için harika.

Başarı ve motivasyon için ilham aldığınız kaynaklar neler?

Başarı kavramım tamamen değişti. Hayatta başarılı olmak yerine, “hayatı başarmak” çok daha önemli diye düşünüyorum. Öğrendiğim her yeni şey benim için bir başarı. Motivasyon için odaklanmak gerekiyor, odaklanmak sonuç almayı getiriyor, sonuç aldığınız zaman daha iyi şeyler yapmak için motivasyonunuz devamlı hale geliyor. Yaptığı işle aşka düşen, bilime katkıda bulunan, kendisi gibi olan ve doğal yaşayan insanlar bana ilham veriyor. Bir de tasavvuf…

Akşam saatleri için ayrı bir rutininiz var mıdır? Varsa detaylandırabilir misiniz?

Günün en plansız ve değişken zamanı akşam saatleri oluyor. Uyku ve yemek zamanı rutin ama içerik ve nasıl geçtiği değişebiliyor. Çünkü çalışma sonrası kendime, biriken işlere ve dostlara kalan zaman burası oluyor. Rutin olan şey var mı derseniz, kesinlikle en geç 7’ye kadar protein ve sebze olan akşam yemeği, en geç 12’de uyuma diyebilirim.

Güne harika bir başlangıç yapmak ve gün boyunca motive kalabilmek için Uplifers okuyucularına ne söylemek istersiniz?

Yaşama sevincimiz olduğu sürece, güne ve günlere harika başlangıçlar yapılabilir. Bunu başaramadığımız ya da hissetmediğimiz zamanlar, sorgulamak ve tefekkür etmek, sebep-sonuç ilişkisi üzerine çalışmak değişimi başlatacaktır. Bize iyi gelmeyen ya da bize ait olmayan rutinleri değiştirmek, alışkanlıkları değiştirmek, ara vermek, yani konfor alanından çıkmak faydalıdır. Duygusal ve zihinsel kaslarımızı güçlendirir. Bunlar şimdilik zor geliyorsa, yeniden ve daima iyi bir uyku, geceden az yemek, sabah biraz müzik, su içmek, gün ışığı, nefes herkese iyi gelecektir.

İlginizi çekebilir: ‘Ruhum yogayı, yoga da ruhumu besliyor’: Çetin Çetintaş ile yoga ve kendini bulma yolculuğuna dair röportaj

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp