Vücudumuza iyi bakarken zihnimizi ihmal etmeyelim
Sporunu yap, erken yat, erken kalk, çim suyunu iç. Farkında mısınız, son yıllarda adeta birbirimizle kim daha sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olacak yarışı yapıyoruz. Bütün bu mükemmellik peşinde koşma, vücuduna nerdeyse takıntılı bir şekilde iyi bakma halleri bize baskı veriyor, kimi zaman da bizi mutsuz ediyor. Yine pandemi başlangıcından bu yana haklı olarak malum virüsü kapmamak için tüm kurallara çok dikkat ettik. Ellerimizi yıkadık, sosyal mesafeye özen gösterdik.
Peki ya yaşadığımız tüm o kapanmaların, sevdiğimiz insanlardan ayrı kalışlarımızın psikolojimiz üzerindeki negatif etkilerinin ne kadar farkındayız? Sahi biz beden sağlığımıza gösterdiğimiz özeni zihin sağlığımıza da gösteriyor muyuz?
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Eurovision finalinde izlediğim Konstrakta’nın şarkısı “In corpore sano” beden sağlığımızı korurken zihin sağlığımızı ihmal etmenin bedellerine çok çarpıcı bir şekilde değinen bir şarkı olmuş. Şarkı, Antik Roma döneminin şairlerinden Juvenal’a ait “Mens sana in corpore sano” lafına gönderme yapıyor. Binlerce sene önce yazılmış bu lafı biz “Sağlam kafa sağlam vücutta olur” diye biliyoruz. Ama bu laf tamamen doğru mudur? Sağlam bir vücuda sahip olmak otomatik olarak sağlam bir zihne sahip olmaya mı yol açar? Durum pek de öyle değil. Sağlıklı bir vücutta Konstrakta’nın da şarkısında belirttiği gibi pekala korkmuş, endişeli, öfkeli bir zihin olabilir.
Bu durumun önüne geçmek için beden sağlığımıza verdiğimiz önemin aynısını zihin sağlığımıza da vermemiz gerekiyor. Malum, alkali beslenme son yıllarda sık sık duyduğumuz kavramlardan biri, istediğimiz kadar alkali beslenelim, istediğimiz kadar spor yapalım, stresi iyi yönetememek, kronik hale gelmiş öfke, ruhsal öz bakımımız için gün içinde kendimize zaman ayırmamak, ruhsal travmalarımız için psikolojik destek almamak gibi faktörler bir araya gelerek sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilir.
Selhub’a göre (2007) “Zihin-beden tıbbında zihin ve beden ayrı işleyen varlıklar olarak değil, tek işleyen bir birim olarak görülür. Beden de zihni ve duyguları etkilediğinden, zihin ve duygular da bedeni etkiler.” (s. 4) Yani vücudumuzu o brokoliyle beslemenin yanı sıra zihnimizi de nasıl beslediğimize dikkat etmek bizim için daha faydalı olacaktır. Yine nasıl ki bedenimizde bir problem olduğunda doktora gitmenin normal olduğunu biliyoruz, psikolojik bir problemimiz olduğunda da psikolog ve psikiyatrist gibi ruh sağlığı uzmanlarına gitmenin normal bir eylem olduğunun da artık hepimiz farkına varmalıyız.
Hayatın her alanında denge çok önemli bir konu. Beden sağlığımıza gösterdiğimiz özenin aynısını zihnimiz için de göstermeli, tüm bunları da kendimize ekstra bir stres vermeden rahat bir şekilde yapmaya gayret etmeliyiz. Sizlere beden ve zihin sağlığınıza eşit derecede önem verdiğiniz dengeli günler diliyorum.
Bu arada 2022 yılını “Öz Sevgi Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşacağım. Hadi, hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye… Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız da bilgi için [email protected] adresine yazabilirsiniz.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Selhub, E. (2007). Mind-body medicine for treating depression. Alternative & Complementary Therapies, 2, 4-9. doi: 10.1089/act2007.13107
İlginizi çekebilir: Öz sevgi pratiği bilinçli bir tercihtir