X

Vegan Dosyası 1: Hayvancılık ve çevre

Dünyamız ölüyor. Günden güne kaynaklarımız tükeniyor, havamız kirleniyor, atmosferimiz ısınıyor. İşin kötüsü, bu duruma çoğunlukla biz sebep olduk. Tüketime dayalı kurduğumuz düzen gezegenimizin tüm dengesini bozdu. Bizim için en iyi olan yaşam biçimi bu olduğu için bunu yaptığımızı düşünebilirsiniz ama hayır, tüketime dayalı ve sürdürülebilirlikten uzak hayat tarzımız bize de iyi gelmiyor.

Neyse ki çevre kirliliği konusunda bilinç giderek yaygınlaşmakta. İnsanlar her geçen gün gerçeklerin daha fazla farkına varıyor, daha çok araştırıyor ve bu kötü gidişatı tersine çevirmek için daha çok çabalıyor.

Çabalayanlardan biri de benim. Plastik tüketimimi azaltıp daha çevre dostu bir yaşantı sürmeye çalışmam, son iki yılda kendim ve gezegenim için yaptığım en akıllıca iş olabilir. Sıfır atık felsefesini mükemmel şekilde uyguluyor muyum? Elbette hayır. Fakat her geçen gün kendimi geliştirmeye çabalıyorum ve yapabildiğim kadarıyla bile büyük fark yarattığımı biliyorum.

Bu zamana kadar hep plastik kirliliğinden ve plastik alternatiflerinden söz ettim ancak gezegenimize kötülük eden tek sorun plastik atık birikimi değil. Doğal kaynakların tüketimi, sera gazı, karbon salınımı ve daha pek çok faktör, doğal dengeyi bozacak tepkimelere sebep oluyor. Bu faktörlere öncülük eden büyük bir sektör de, pek bilinmese de, hayvancılık sektörü.

Hayvancılık sektörünün tükettikleri

Cornell Üniversitesi’nden Pimentel’in bulgularına göre[1], hayvansal ürün başına harcanan tahıl ve yem miktarları aşağıdaki gibidir:

Üretilen Gıda (1 kg) Harcanan Gıda
Biftek 13 kg tahıl + 30 kg yem
Kuzu eti 21 kg tahıl + 30 kg yem
Domuz eti 6 kg tahıl
Hindi eti 4 kg tahıl
Tavuk eti 2,3 kg tahıl
Yumurta 11 kg tahıl

 

Aynı çalışma, 1 kilo hayvansal protein üretmek için harcanan suyun, 1 kilo bitkisel protein üretmek için gerekenden 100 kat fazla olduğunu ortaya koyuyor. Hayvancılık sektörünün su ile ilişkisini inceleyen benzer bir çalışmaya göre[2] ise hayvansal ürün başına harcanan su miktarı şöyle:

Üretilen Gıda (1 kg) Harcanan Su (L)
Biftek 15,415 L
Koyun/Kuzu eti 10,412 L
Domuz eti 5988,0 L
Tavuk 4325,0 L
Süt (1 L) 1000 – 2000 L

 

Besi hayvanlarını beslemek için kullanılan tahıl ile 840 milyon insanı besleyebilir ve harcanan su ile temiz içme suyuna ulaşamayan milyonlarca insana su sağlayabiliriz.

Yetti mi? Yetmediii… Sadece su ve tahıl değil, fosil yakıt tüketiminde de hayvancılık sınıfta kalıyor. 1 kcal (kilo kalori) hayvansal protein üretmek için 25 kcal fosil yakıt harcanması gerekiyor. Bu miktar, eşit miktarda bitkisel protein üretmek için harcanması gerekenden 11 kat fazladır[2].

Hayvancılık sektörünün toksisitesi

Hayvancılık sadece harcadığı doğal kaynaklar ile değil, açığa çıkardığı kirlilik ile de dezavantajlı konumundadır. Hayvancılık faaliyetleri, ulaşım için yakılan fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında atmosfere daha fazla sera gazı salınmasına sebep oluyor. Öyle ki hayvancılık sektörü, insanların sebep olduğu sera gazı emisyonunun tahminen %51’ini oluşturuyor[2].

Açığa çıkan kirliliğin bir diğer çeşidi de elbette ki hayvansal atıklar. Hayvancılık sektörü, her yıl insan atıklarının yaklaşık 130 katı hayvansal atık (dışkı) üretiyor. Bu atıkların açığa çıkardığı metan gazı, yukarıda söz ettiğim sera gazı emisyonunun da bir kısmını oluşturuyor. Dahası bu atıklar, uygun koşullarda imha edilmediğinde – ki genelde edilmezler – atık sahalarından yeraltı su kaynaklarına sızarlar. Hayvansal atıkların içindeki azot, nitrata dönüşür. Yeraltı sularına karışan nitrat insanlar için toksiktir, hatta bünyeleri bizden daha az toleranslı olan çocuklar için ölümcül olabilir[3].

İçme sularına karışan tehlikeli maddeler sadece azot ve nitrat değil. Hayvanların hızlı büyümesi gerek, çünkü doyurulacak nüfus her geçen gün artıyor. Küçücük alanlarda dip dibe yaşayan hayvanlara hızlı büyümesi için büyüme hormonları ve bu sıkışıklıktan doğan enfeksiyon riskine karşı düzenli olarak antibiyotik veriliyor. İlaç endüstrisi tarafından üretilen antibiyotiğin neredeyse %80’i, hayvancılıkta kullanılıyor[4]. Bu antibiyotikler hayvansal ürünler ile vücudumuza, atıklar ile de doğal kaynaklara sızıyor.

Sadece tek bir hamburger yemeyi reddederek[5]:

  • 4164 litre (altı ay duş almakla eşdeğer) suyu,
  • 20 kilo tahılı,
  • 30 m2 ormanlık alanı ve
  • 1 hayvanın hayatını kurtarabilir,
  • 4,5 kilo CO2 gazı salınmasını engelleyebilirsiniz.

Hayvancılık faaliyetlerinin sebep olduğu bu çevre felaketinin sorumlusu hayvanların kendisi değil, üreticilerdir. Ancak üreticiler de var olan talebi karşılayabilmek için bu şekilde üretim yapmaya çalışıyorlar. Devlet denetimleri ve düzenlemeleri de yeterli olmayınca, ortaya bu felaket tablosu çıkıyor. Talep azalırsa, hayvancılıktan kaynaklanan kaynak tüketimi ve karbon emisyonu azaltılabilir. Talebi oluşturan bizler olduğumuzdan, bu noktada elini taşın altına koyması gerekenler bizleriz. Vegan olmak, sadece günde bir öğün vegan olmak bile, çevre için büyük fark yaratabilir.

Vegan olmak sadece çevre için değil, sağlığımız için de harikalar yaratır. Nasıl mı? Bir sonraki yazımı bekleyin!

Sağlıklı ve atıksız günler dileklerimle…

Kaynaklar:
David Pimentel and Marcia Pimentel. Sustainability of meat-based and plant-based diets and the environment. American Journal od Clinical Nutrition,
Institution of Mechanical Engineers. Global Food: Waste Not, Want Not. 2013, s.12.
Gary L. Francione ve Anna Charlton, İnsan Neden Vegan Olur: Hayvan Kullanımı Tartışmasına Bir Giriş. Metropolis, Aralık 2018, s.24.
Natural Resources Defense Council (NRDC) – Save Antibiotics.
Cowspiracy: The Sustainability Secret. 2015.
Ayrıca bakınız:
https://www.peta.org/issues/animals-used-for-food/animals-used-food-factsheets/vegetarianism-environment/
https://www.independent.co.uk/life-style/health-and-families/veganism-environmental-impact-planet-reduced-plant-based-diet-humans-study-a8378631.html

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale