Vagus sinirinin zihin ve beden sağlığı üzerindeki bilimsel olarak kanıtlanmış etkileri
Diyaframdan derin bir nefes almak, en sevdiğiniz arkadaşınıza sımsıkı sarılmak, ellerinizin uzanabileceği en yüksek noktaya kadar uzanarak tüm eklemlerinizi esnetmek… Oldukça basit görünen beden odaklı tüm bu hareketlerin nasıl bir ortak özelliği olabilir hiç düşündünüz mü? Rahatlamak, sakinleşmek, stresten ya da olumsuz duygulardan arınmak… Bu soruya cevap vermeden önce biraz sinir sistemimizi ve vagus sinirini tanıyalım.
Vagus siniri nedir?
Beynimizin kalp, sindirim sistemi, bağışıklık sistemi ve pek çok diğer organla bağlantısını sağlayan karmaşık yapıdaki sinir ağı vagus siniri olarak biliniyor. Vagus siniri, beyinden bedene geniş ve karmaşık bir ağ gibi yayılan on iki kraniyal sinir grubundan biri. Kraniyal sinirlerin bazıları derimiz (dokunma), gözlerimiz (görme) veya dilimiz (tat alma) tarafından toplanan duyusal uyarımların beyne aktarımında ve gerekli bedensel tepkilerin ilgili organlara geri iletiminde rol oynarken; bazıları ise kaslarla ve lenf bezleriyle beyin arasındaki çift taraflı iletişimi sağlama görevini üstleniyor.
“10. kranial sinir” olarak da adlandırılan vagus siniri, kraniyal sinirlerin en uzun, en büyük ve en karmaşık olanı. Bu nedenle de vagus sinirinin işlevi ve çalışma şekli de henüz tam anlamıyla keşfedilebilmiş değil. Vagus siniriyle ilgili bugüne kadar yapılmış olan araştırmalar, bu sinirdeki aktivitenin migren, baş ağrısı, inflamatuar bağırsak hastalığı, depresyon, epilepsi, artrit ve diğer birçok yaygın rahatsızlıkla yakından ilişkisinin olduğunu gösteriyor. Bu nedenle vagus sinirinin işleviyle ilgili yapılan tüm bilimsel çalışmalar ve yeni bulgular, benzer rahatsızlıkların tedavisine çözüm bulunmasında önemli bir rol oynuyor.
Bedenin her noktasına ulaşabilen ve tüm bedeni dolaşan bir sinir yumağı olan ‘Vagus’ latince kökenli bir kelime ve ” dolaşmak, gezinmek” anlamı taşıyor. Miami Üniversitesi Tıp Fakültesi Dokunma Araştırmaları Enstitüsü direktörü Tiffany Field, “Her yıl vagus sinirinin bedende bağlantılı olduğu yeni bir nokta keşfediliyor” diyerek vagus sinirinin bedenin neredeyse her noktasıyla bağlantılı olabileceğini vurguluyor.
Vagus sinirinin ve vagal uyarılmanın beden üzerindeki etkileri
Vagus siniri, bedenin birçok yerinde olduğu gibi yüzde ve ses tellerinde de bulunuyor. Yapılan araştırmalar, depresyon belirtileri gösteren bireylerde vagal aktivitenin (vagus siniri uyarımı) daha düşük olduğunu ve bunun daha az konuşma ve daha az mimik ve jest kullanımıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Vagus sinirinin uzandığı bir başka nokta da mide ve bağırsakları da içine alan gastrointestinal sistem. Bu konuyla ilgili yapılan araştırmalara göre ise düşük vagal aktivite mide hareketlerinde yavaşlama, sindirim konusunda yaşanan zorluklar, bağırsak hareketlerindeki düzensizlikler gibi sindirim sistemiyle ilgili rahatsızlıklarla bağlantılı.
Vagus sinirinin bağlantısının olduğu bilinen diğer kısımlar ise kalp, akciğerler ve bağışıklık sistemi. Vagus sinirindeki aktiviteler kortizol, sindirim hormonu olarak bilinen girelin gibi hormonların salgılanmasında, bağışıklık sistemiyle ilişkili enflamasyonların ortaya çıkmasında, yani bireyin beden sağlığını ve günlük yaşamını etkileyen pek çok konuda önemli bir rol üstleniyor. Bedenimizde vagus sinirinin sorumlu olduğu o kadar fazla elektriksel ve kimyasal aktivite var ki, bu sinirin bedende eriştiği noktaların bir haritasını çıkarmak neredeyse imkansız.
Peki, yalnızca tek bir sinir grubu nasıl oluyor da bedende gerçekleşen bu kadar çok aktiviteyi tek başına kontrol edebiliyor? Vagal aktivitenin nasıl gerçekleştiği ve işlevinin ne olduğu henüz tam olarak keşfedilememiş olsa da, vagus sinirinin bedenin gevşeme ve rahatlama tepkilerini kontrol eden parasempatik sinir sistemini yönettiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış durumda. Yani, vagal aktivitedeki artış, sempatik sinir sisteminin aktivasyonuyla ortaya çıkan stres tepkisini azaltıyor. Sempatik sinir sisteminin aktive oluşu kaç ya da savaş tepkileriyle kendini gösterirken, parasempatik sinir sisteminin aktive olması rahatlama ve gevşeme tepkilerini ortaya çıkarıyor.
İlginizi çekebilir: Vücudun savaşma ve kaçma tepkileri: Neden panik atak yaşarız?
Bilim insanı Stephan Silberstein vagus siniriyle ilgili yapılmış olan bilimsel araştırmalara yer verdiği kapsamlı makalesinde, vagal aktivitedeki artışın kalp ritmini yavaşlattığına, bedendeki enflasmasyonu azalttığına ve bağışıklık sistemini rahatlatıcı etkisi olduğu bilinen kimyasalların salgılanmasını artırdığına dair pek çok bilimsel bulgunun olduğunu söylüyor. Ayrıca yapılan araştırmalar, vagus sinirinin aktive olmasıyla bedende ortaya çıkan elektriksel aktivitenin sağlık açısından pek çok faydasının olduğunu da gösteriyor. Uyarımların sıklığına bağlı olarak vagus sinirinin aktive edilmesinin, migren, reflü, astım ve epilepsi krizi gibi bir çok kronik rahatsızlığın sonlanmasında da olumlu sonuçlar ortaya koyduğu biliniyor. Silberstein’ın makalesinde yer alan pek çok araştırmanın sonucu, stres ve enflamasyon kaynaklı hemen hemen her türlü rahatsızlığın vagus sinirinin uyarılmasıyla tedavi edilebileceğini ya da semptomlarının azaltılabileceğini gösteriyor.
Vagus siniri nasıl uyarılır?
Geçmişte cerrahi bir operasyonla göğüs bölgesine yerleştirilen bir implant yardımıyla vagus sinirine direkt olarak elektrik dalgaları verilerek uyarımlar gerçekleştirilebiliyordu. Ancak günümüzde cerrahi bir müdahale gerekmeksizin deri üzerinden vagus sinirini uyarabilmek mümkün. Özellikle migren ve baş ağrısı gibi kronik rahatsızlıkların tedavisinde sıkça kullanılan bu cihazlar basit titreşimler göndererek vagus sinirini uyarabiliyor. Vagus sinirinin beden üzerindeki etkileri nedeniyle alternatif bir tedavi yöntemi olarak kullanılmasının yanı sıra, zihinsel kaynaklı problemleri ve semptomları azaltabileceği de elde edilen bulgular arasında. Yapılan bilimsel araştırmalar, vagus sinirinin uyarılmasının hafızayı güçlendirdiğini ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuyla baş etmede etkili olabileceğini gösteriyor.
Vagus sinirini özel olarak üretilmiş elektronik cihazların yanı sıra herhangi bir araç kullanmaksızın da uyarmak mümkün. Araştırmalara göre parasempatik sinir sistemini uyaran masaj ve yoga gibi aktiviteler, vagal aktiviteyi de artırmaya yardımcı olabiliyor. Deri altındaki baskı reseptörlerini uyarabilecek kadar derin ve etkili uyarımlar sağlayan yoga ve masaj benzeri bedensel uygulamalar ve egzersizler, vagus sinirini kolaylıkla harekete geçirebiliyor.
İlginizi çekebilir: Etkili bir tedavi yöntemi: Bedensel terapiler
Yani birine sıkıca sarılarak ya da tokalaşarak parasempatik sinir sisteminizi uyarmanız, vagus sinirini harekete geçirmeniz ve rahatlamanız mümkün. Ayrıca meditasyon ya da derin nefes almak gibi rahatlatıcı ve gevşetici egzersizler de parasempatik sinir sistemini harekete geçirerek vagus sinirinin uyarılmasına ve kendinizi daha da rahatlamış hissetmenize yardımcı olabiliyor. Diğer taraftan stres ve kaygı vagal aktivitenin azalmasına yol açtığı için vagus sinirinin bağlı olduğu tüm sistemlerin işleyişinde olumsuzluklar yaşanmasına neden olabiliyor.
İlginizi çekebilir: Stresten kurtulma zamanı: Hem bedeninizi hem zihninizi gevşetmek için 10 öneri
Kaynak: Elemental