Üzüntüyü göz ardı etmek daha çok mutsuzluk getiriyor!

Mutsuz olmayı kimse istemez ve bunu evrensel bir doğru olarak kabul ettiğimiz için, başımıza gelen ayrılıklardan, başarısızlıklardan, hayal kırıklıklarından ve öfkelerden kaçıyoruz. Özellikle son yıllarda, mutlulukla ilgili tartışmalar iyice arttı. Mutluluğu iletişim kampanyalarında kullanan şirketler, mutluluğu nasıl bulacağımızı söyleyen yazılar, mutluluğun önemini anlatan uzmanlar… Öyle ki Disney, bundan birkaç yıl önce tema parklarını yenilediğinde, bu projeye “mutluluğu yeniden keşfetme” adını vermişti. Mutluluk konusuyla ilgili bir sürü TED konuşması da bulmak mümkün.

Yazar Emily Esfahani Smith ise bunun yanlış bir bakış olduğunu, mutluluğa değil hayatın anlamını bulma çabasına odaklanmamız gerektiğini söylüyor. Hayatın anlamı, hedeflerin ve davranışların belli bir niyet eşliğinde harmanlanması, tutkuları ve insanın kendini bulma çabası olarak tanımlanabilir.

Hayatın anlamı, hedeflerin ve davranışların belli bir niyet eşliğinde harmanlanması, tutkuları ve insanın kendini bulma çabası olarak tanımlanabilir.

Aslında mutlulukla ilgili bu tartışmalar, mutlu olmak uğruna üzüntülerin yok sayılmasından kaynaklanıyor. Üzüntülerin olmadığı bir dünyada mutluluk da olamaz. Eğer hayatınızda hiçbir üzüntü yaşamadıysanız mutlu olduğunuzu nasıl bilebilirsiniz ki?

Mutluluk göreceli bir kavramdır. Örneğin bir dağı düşünün, mutluluğu bu dağın zirvesi olarak görebilirsiniz. Ancak dağın eteklerinde de ufak tepecikler ve onların zirveleri vardır. Mutluluk ve hüzün aynı doğrunun üzerindedir. Biri olmadan diğeri de tanımlanamaz. Hüzünden kaçtığınız sürece, mutluluğunuzu da azaltmış olursunuz. Hayat farklı deneyimler yaşama serüveninden ibaretse eğer, hüzünden kaçarak bu deneyimlerden de kaçmış olursunuz.

Yeni bir yaklaşım getirin

Mükemmellik, hiçbir zaman elde edilemeyecek bir şey. Bu yüzden mükemmel mutluluğu yakalamak da imkansız. Bunun yerine ufak kazanımlardan mutlu olarak kendi tatmin sisteminizi kurabilirsiniz. Hepimizin beyninin, mutlu hissetmeye ihtiyacı var. Hayatı kısa vadeli hedefler yerine bir yolculuk olarak görüp, karşınıza çıkan iyi ve kötü deneyimleri bu sürecin normal akışı olarak değerlendirebilirsiniz.

İniş ve çıkışlar hayat yolculuğunun birer parçası

Hiç kimsenin mükemmel bir hayatı yok. Herkesin kendine göre karşılaştığı zorluklar ve problemler oluyor. Kendinizi kötü hissetmeniz, aslında mutlu hissettiğiniz o zirve noktasına odaklanmanızdan kaynaklanıyor. Bunun yerine içinde bulunduğunuz noktaya odaklanmayı deneyebilirsiniz.

Yaşadığınız mutsuzluğa odaklanmak yerine, dünü hatırlayın. Hafızanıza yapacağınız bu ufak yolculuk, mutsuz günlerinizde size yardımcı olacaktır.
Duygularınızı gözlemleyin

Hayal kırıklıkları yaşadığınız zaman, kendinizi en dibe çökmüş gibi hissedebilirsiniz. Oysa uzun vadede baktığınızda bu yaşadığınız sadece ufak bir dalgalanmadan ibaret olabilir.

Duygularınızı gözlemleyin. Bir süre sonra bazı günler daha mutlu, bazı günler sebepsiz yere daha mutsuz olduğunuzu fark edeceksiniz. O gün yaşadığınız mutsuzluğa odaklanmak yerine, dünü hatırlayın. Hafızanıza yapacağınız bu ufak yolculuk, mutsuz günlerinizde size yardımcı olacaktır.

İlginizi çekebilir: Kendinizi yetersiz hissettiğiniz zamanlarda hatırlamanız gereken 7 şey

Kaynaklar:
Lifehack
Verilymag

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!