Uzun süre tokluk için: Glisemik indeks!
Besinlerin içerdiği kalori (KCAL), yağ, protein gibi değerlerin yanında bir o kadar onlar kadar önem taşıyan glisemik indeksi es geçmememiz gerekir. Sık sık duyduğumuz bu değer “nedir?” ve “neden önem taşıyor?” gibi soruların cevaplarını beraber vererek beslenme düzenimizi daha sağlıklı ve doğru bir noktaya taşıyalım.
İlk olarak; glisemik indeks nedir?
Glisemik indeks; bir besinin vücudumuza alındıktan sonraki kan şekerimizi yükseltme kapasitesine denir. Kan şekerimizi hızlı yükselten besinleri glisemik indeksi “yüksek” olan gruba; yavaş yükseltenleri ise glisemik indeksi “düşük” olan gruba alırız.
Kan şekerimizin hızlı veya yavaş yükselmesi neden önem taşır?
Eğer kan şekerimizi hızlı yükselten bir besin tüketirsek; içerdiği yüksek kalori miktarı ve besin değerlerinin zenginliğine rağmen, çabuk acıkmamıza neden olabilir. Bu tip besinler uzun süre tokluk sağlamadığı için gün içinde tükettiğimiz kalori miktarının fazla olmasına sebep olarak, kilo almamızı çabuklaştırabilir. Dolayısıyla bizim amacımız glisemik indeksi “düşük” besinler tüketerek, uzun süre tokluk sağlamak ve buna paralel olarak “tatlı krizlerine”, “gece acıkmalarına” son vermek olacaktır.
Olabildiğince glisemik indeksi “düşük” besinler tüketmek adına aşağıdaki tabloyu beslenmemizi planlarken yön vericimiz olarak kullanabiliriz:
0 – 55: Düşük glisemik indeksli
56- 69: Orta glisemik indeksli
70 – 100: Yüksek glisemik indeksli
Bazı besinler ve glisemik indeksleri:
- Muz: 62
- Kayısı (olgun): 57
- Kayısı (kuru): 44
- Erik (olgun): 55
- Erik (kuru): 40
- Mango: 55
- Portakal: 45
- Üzüm: 59
- Kiraz: 25
- Kivi: 52
- Böğürtlen: 25
- Yaban mersini: 25
- Çilek: 40
- Greyfurt: 36
- Ananas: 66
- Kavun (olgun): 65
- Karpuz: 76
- Hindistan cevizi: 60
- Yulaf ezmesi: 93
- Mısır gevreği: 85
- Nohut: 41
- Humus: 27
- Sarı mercimek: 31
- Yeşil mercimek: 25
- Salatalık: 15