Uyku eksikliğinin günlük duygu durumunu, motivasyon, odaklanma ve karar verme kabiliyetimizi etkilediğini hepimiz biliyoruz. Ancak uyku bozukluğunun yarattığı sorunlar bunlarla sınırlı kalmıyor. Araştırmalar gösteriyor ki, uykunun hafıza üzerinde önemli bir etkisi var. Hem bir şeyler öğrenmeden önce, hem de öğrendikten sonra bunları hafızamıza kazıyabilmek için iyi bir gece uykusu şart.
Öğrenme, pekiştirme, alıştırma
Gerek hayvanlar, gerekse de insanlarla yapılan çalışmalar, uyku kalitesinin öğrenme üstündeki etkisini kanıtlıyor. Bu, hem odaklanma sorunu yüzünden o an anlatılanı tam olarak anlamama ile, hem de yeni öğrenileni hafızaya alamama, bir diğer deyişle sabitleyememe, pekiştirememe ile açıklanıyor. Öğrenme ve hatırlama uyanık hafızanın iki özelliği iken, pekiştirme durumu uyku esnasında gerçekleşir. Mekanizması tam olarak anlaşılamasa da, bilim insanları uykunun çeşitli evrelerindeki beyin dalgalarının, farklı hafıza tiplerinin oluşumunda etkisi olduğuna inanıyorlar.
Uykunun öğrenme ve hafıza ile ilişkisi iki yolla inceleniyor. İlki, uyku evreleri ve süreleri ile bunların yeni öğrenilenlerle ilişkisini incelerken, ikinci yaklaşım tam ya da kısmi uyku eksikliğinin öğrenmeyi nasıl etkilediğine bakıyor.
Uyku ve hafızanın “ne?” ve “nasıl?” hali
Bildirimsel hafıza
“Ne” bildiğimizle ilgili olan bu belleğimiz Türkiye’nin başkenti ya da dün ne yediğimiz gibi bilgilere ulaşmamızı sağlar. Bunun, uykunun hızlı göz hareketi (rapid eye movement; REM) evresi ile ilişkili olduğu düşünülüyor. REM aynı zamanda rüyaların da görüldüğü uyku evresi olarak biliniyor. Bir araştırmada, yoğun bir dil kursu programına katılan gönüllülerin REM uykusunda geçirdikleri sürenin arttığı görüldü. Sıçanlarla yapılan başka bir araştırma ise, REM evresinden özellikle mahrum bırakılan hayvanların öğrenme testlerinde daha başarısız olduğunu gösterdi.
Prosedürel hafıza
“Nasıl?”a dair bildiklerimizin (araba kullanmak, piyano çalmak gibi) kaydı yine büyük oranda REM evresinde tutulmakla beraber, görsel hafızamız hem REM hem de SWS uyku evrelerinde tazeleniyor. Dolayısıyla her iki uyku evresinin kalitesi ve miktarı, öğrendiklerimizi kaydetmek için oldukça önemli gibi görünüyor.
Cevapsız sorular ve karşıt görüşler
Bilim insanlarının tümü, uykunun hafıza ve öğrenmeye etkisinin önemi konusunda aynı görüşlere sahip değil. Mevcut araştırma sonuçları bir yana, uykunun REM evresine sahip olmayan, örneğin beyin sapı hasar görmüş insanlarda herhangi bir hafıza kaybı bildirilmemiş olması, karşıt görüşlerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Aynı şekilde, REM evresini kısaltan ya da ortadan kaldıran bazı ilaçların da hafızayla ilgili yan etkilere sahip olmayışı dikkat çekti.
Kimi yanıtsız sorular mevcut olsa ve araştırmalar sürse de, uykunun özellikle REM evresinin hafızayla değilse de yeni şeyler öğrenme kabiliyeti ve bunları ertesi güne taşıyabilme yetisi ile ilgili olduğu kesin. Ayrıca, sürekli uyku eksikliği yorgunluk ve bitkinliği, bu da kas yorulması, sinirsel olarak harap olma, odaklanma sorununun getirdiği kaza ya da yaralanma gibi sorunları da beraberinde getirebilir. Bu nedenle herkesin uyku düzenine dikkat etmesi kuvvetle öneriliyor.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.