X

Uyku kalitesini artırarak Alzheimer riskini azaltmak mümkün mü?

Yaşlılıkta en sık görülen hastalıklardan biri olan Alzheimer bellekte, muhakeme yeteneğinde, dilde ve fiziksel işlevlerde dereceli bir bozulmayla kendini gösteren ve geri dönüşü olmayan bir beyin hastalığı. Beyinde bilginin işlenmesi sırasında nöronlar tarafından salgılanan ve amiloid beta adı verilen salgının çok fazla salgılanması ya da temizlenmemesi sonucu oluşan Alzheimer, genelde metabolizmanın yavaşlamaya başladığı yaşlılık döneminde belirtilerini göstermeye başlıyor.

Alzheimer hastalığı beynin serebral korteks, hipokampüs ve subkortikal bölgelerinde bulunan nöron kaybı ve metabolik aktivitede azalma ile birlikte anımsama gibi zihinsel işlevlerde bozulma ile devam eden, duyguları etkileyen ve zamanla ilerleyen, dejeneratif bir hastalık olarak biliniyor. Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne göre yalnızca Amerika’da 5 milyon kişi bu hastalıkla mücadele ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre ise ülkemizde Alzheimer hastalığından ölen yaşlı nüfus oranı %3.6’ya kadar çıkmış durumda.

Ailede Alzheimer geçmişi olması kişiyi risk grubu altına soksa da, alkol ve sigara kullanımı, kalp ve şeker hastalığına sahip olmak, psikolojik rahatsızlıklar, uykusuzluk gibi çevresel faktörler de Alzheimer hastalığı için risk oluşturabiliyor.
İlginizi çekebilir: Alzheimer nedir? Alzheimer hastalığıyla ilgili bilmeniz gereken 10 gerçekAlzhAlzheimer’ı önleyebilmek mümkün mü?

Alzheimer’ın henüz bilinen bir tedavisi olmasa da, nöroloji alanında yapılan çalışmaların artmasıyla birlikte hastalığa neden olan faktörlerin anlaşılması konusunda çok yol alındı. Alzheimer hastalığıyla ilgili yapılan yeni bir araştırma, derin uyku sırasında oluşturulan beyin dalgalarının, beyinde Alzheimer ve diğer nörodejeneratif hastalıklara karşı koruyan bir temizleme sistemini tetiklediği ortaya çıktı.

Science dergisinde yayınlanan araştırmaya göre beyinden salgılanan ve Alzheimer hastalığıyla ilişkisi olduğu bilinen toksinlerin temizlenmesine yardımcı olan bir sıvının salgılanmasından hemen önce beyinde yavaş dalgalar olarak bilinen elektrik sinyalleri ortaya çıkıyor. Boston Üniversitesi biyomedikal mühendisliğinde öğretim görevlisi olarak çalışan araştırmacılardan Laura Lewis, araştırma sonucunun uyku ve Alzheimer hastalığı arasındaki karmaşık ilişkinin çözümlenmesine yardımcı olacağını belirtiyor.

İlginizi çekebilir: Alzheimer hastalığında farkındalık üzerine: Nasıl tespit edilir, tedavi yöntemleri nelerdir?

Uyku sırasında temizlenen beyin

Derin uyku sırasında, beyin omurilik sıvısının (mavi) salınımındaki artış, aynı bölgedeki kan akışının azalmasına sebep oluyor. Beyinde kan akışının yavaşlaması, beyin omurilik sıvısının Alzheimer hastalığıyla ilişkisi olduğu düşünülen toksinler de dahil olmak üzere yabancı maddelerin temizlenmesi için daha fazla alan bulması anlamına geliyor.

Lewis, beyin omurilik sıvısı ve beynin toksik maddelerden temizlenmesi arasındaki bu ilişkide uyku kalitesinin düşük olmasının beyin sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Kaliforniya Üniversitesi halk sağlığı ve nörobilim uzmanı William Jagust, araştırma bulgularının kişilerin uyku kalitelerini artırarak Alzheimer riskini önemli ölçüde önleyebileceklerini gösterdiğini söylüyor.

İlginizi çekebilir: Alzheimer’da yeni tedavi yöntemi umut vadediyor

Uyku ve Alzheimer arasındaki ilişki

Söz konusu araştırma, uyku ve Alzheimer arasındaki ilişkiye dair onlarca yıllık tartışmalara ve sorulara cevap niteliği taşıyor. Bundan önce yapılan araştırmalar da Alzheimer’lı bireylerin genelde uykuyla ilgili problemleri olan kişiler olduklarını gösteriyordu. Benzer şekilde, uyku problemi olan kişilerin Alzheimer’a yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu gösteren çok sayıda araştırma mevcut. Uyku ve Alzheimer arasında güçlü bir ilişki olduğu bilinse de, bugüne kadar yapılmış olan çalışmalar bu ilişkinin neden ve nasıl olduğuna dair açıklama yapmak konusunda yetersiz kalıyordu. Lewis ve bir grup araştırmacı çıktıkları yolda bu gizemi çözme konusunda önemli bir adım atmış oldular.

Araştırmacılar ileri düzey MRI tekniklerini ve diğer yeni teknolojileri kullanarak, 11 katılımcının uyku esnasında beyinlerinde gerçekleşen aktiviteleri ölçümlediler. Yapılan ölçümlemeler sırasında gözlemledikleri en önemli verilerden biri de beyin ve omurilik arasında akan omurilik sıvısıydı. Araştırmacılar, uyku sırasında omurilik sıvısında 20 saniyede bir ortaya çıkan, yavaş fakat normalin üstünde bir büyüklükte olan dalgaların çok yavaş çalışan bir çamaşır makinasının salınım hareketine benzer şekilde davranarak beyni temizlediğini keşfetti.

İlginizi çekebilir: Uyku bozukluğu Alzheimer’a sebep olabilir

Beyindeki elektriksel aktivite yabancı maddelerin temizlenmesini hızlandırıyor

Daha önce aynı konuda hayvanlarla yapılan çalışmalarda da benzer şekilde omurilik sıvısının salınımının uyku sırasında arttığı ve Alzheimer’la ilişkisi olduğu düşünülen toksik maddeler de dahil olmak üzere yabancı maddeleri beyinden uzaklaştırdığı keşfedilmişti.Lewis, her sıvı yayılımından önce nöronlarda elektriksel bir aktivitenin oluştuğunu ve sıvı dalgalarının bu elektriksel aktiviteden saniyeler sonra gerçekleştiğini belirtiyor. Yani, beyni temizleyen sıvı akışı beyindeki elektriksel aktiviteyle tetikleniyor.

Araştırmada gözlemlenen, hafızayla ve beyin rahatsızlıklarıyla ilişkilenen bu yavaş fakat büyük dalgalar, birey derin uyku evresine geçtiğinde ortaya çıkıyor. Daha önce yapılmış olan araştırmalar, Alzheimer hastalığı olan kişilerde gözlemlenen dalgaların daha küçük ve görece daha hızlı olduğunu gösteriyordu.

Yeni araştırmanın sonuçlarına göreyse yavaş fakat büyük boyutlu dalgaların sayısındaki azalma, beyindeki temizlenme döngüsünü azaltıyor. Bu azalma sonucunda ise beyinde Alzheimer oluşmasıyla ilişkili olduğu düşünülen toksinlerin temizlenmesi engellenmiş oluyor. Lewis ve araştırma grubunun bu çalışmada keşfettikleri diğer bir bulgu ise omurilik sıvısının salınımı arttıkça kan dolaşımının yavaşladığı. Beyinde daha az kan olması demek omurilik sıvısının beyindeki toksinleri temizlemek için daha fazla alan bulması demek.

Araştırma bulguları her ne kadar uyku ve Alzheimer arasındaki ilişkinin nedeniyle ilgili önemli kanıtlar taşısa da, araştırmacılar, tıpkı kalp hastalıklarında olduğu gibi Alzheimer hastalığında da uyku dışında yüzlerce faktörün hastalığın oluşumunda rol oynayabileceğinin altını çiziyor.

Kaynak: 

www.npr.org

İlginizi çekebilir: İnsanlık için yeni bir umut: Farelerde Alzheimer tedavisi yapıldı 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale