dummy

Uyanış hikayesi: Kendi mucizenizi kendiniz gerçekleştirin

Uyanış hikayesi: Kendi mucizenizi kendiniz gerçekleştirin

Her birimizin çok temel dersleri vardır yaşama gelirken, bunlardan bazıları tüm yaşamımızın yapı taşını oluşturur. Tüm algımız bu eksikliğimiz, ihtiyacımız çevresinde döner durur.

dummydummy

Ne yaparsak yapalım, o dersin sınavını hakkıyla vermeden çıkamayız girdiğimiz girdaplardan.

Hayat bizleri her bir yolun sonunda bu sorunu çözmek, onunla yüzleştirmek adına aynı noktaya sürükler.

Bitmek bilmeyen bir ızdırap gibidir bu, üzerimize yapışmış plastik folyo gibi, tutamadığımız, göremediğimiz ama çok iyi bildiğimiz, çıkarmaya çalışırken bedenimizi çizdiğimiz…

Ancak bir kez fark edilince üzerimizdeki plastik kaplamanın nedeni ve varlığı, bizim lanetimiz olan durum, bir anda diğer uca geçer ve bizim en büyük hediyemiz olur.

Bildiğiniz gibi yaşam dengededir, hiçbir şey tek taraflı değildir!

Uyanış hikayesi: Kendi mucizenizi kendiniz gerçekleştirinUyanış hikayesi: Kendi mucizenizi kendiniz gerçekleştirin

Bu yüzden belki bilmeden severiz o kötü dediğimiz halleri. Dönüştürmeyi, altını üstüne getirmeyi başardığımız anda o, lanetlediğimiz hal, bir anda mucizeye dönüşür, hem de bizi sıkıştırdığı yoğunlukta.

Simyacılık budur! Hepimiz bir şekilde sevgi ve şefkat ile ilgili alırız büyük derslerimizi. Bu temel konular da bununla ilgilidir.

Aileden sevgi ve şefkat alamamış, bu konuda eksik yetişen, terk edilmiş, bir şekilde şiddete maruz kalmış çocuklar; yaşamlarını bitmek tükenmek bilmeyen bir eksiklik, tamamlanmamışlık, aidiyetsizlik, yetersizlik hissi ile geçirirler. Ve bu boşluğu başka şeyler ile doldurmaya çalışırlar…

Bir kısmımız ailelerimiz tarafından terk edildik, bir aile büyüğüne bırakıldık belki…

Bir kısmımız da fiziki olarak ayrılmasak da, aileden gerekli sevgi ve ihtiyacımız olan şefkati alamadık. Belki de erken gittiler dünyadan… Bu bir öksüzlük halidir…

Öksüz çocuklar, sihirli çocuklardır!

Çünkü onlar, içlerinde koşulsuz sevdikleri anne-babalarına ulaşmak için, yüreklerindeki acının boşluğunu doldurmak için, imkansızı olur hale getirirler… Sadece görünür olmak için..

Görülmek de yetmez ama, görüldüklerinin farkına bile varamazlar, o kadar yetmez ki dışarıdan aldıkları ilgiyle daha da büyük işlere, yaratımlara girişirler. Tüm yaptıkları, başardıkları onlar için, bir parmağı şıklatmak gibidir.

İçerideki acı öyle büyüktür ki, bu acıyı yakıt olarak kullanırlar. Bu acı onun aynı zamanda yaşam enerjisidir. Dönüştürünceye kadar, acıdan beslenmeye devam eder. Neşeyi ve huzuru kendine hak görmez. Hayat ile ilgili korkuları yoktur, çünkü en başından en önemli olanını kaybetmişlerdir. ilk tanrıları onları cennetlerinden kovmuştur…

işte tam da bu yüzden, tanrım beni gör diye bağıran bir iç sesiyle, diğer insanların süreç içerisinde yaptıkları tüm dünyevi işleri iki dakikada yaparlar. Planın ardını, insanların içlerini okurlar. Yaralı kalpleri iyileştirmeyi bilirler, çünkü yaraların en büyüğü onlardadır.

Yaratıcılığın, hayal gücünün en renkli hallerini kullanırlar hatta, yaratımlarını gerçeğe dönüştürürler. Her şeyi paylaşmakta özgürdürler, kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur, sevgiden daha değerli hiçbir şey yoktur! Tek ve mutlak ihtiyaçları budur.

Aynı zamanda bu ihtiyaç onların aşil tendonudur…

Bir sevgi kırıntısı karşılığında elleri ve avuçlarındakilerini bir çırpıda bırakabilirler, tüm planlarından vazgeçebilirler, hatta yaşamlarından bile…

Bu sihirli bir çocuğun, hiç bitmeyen hikayesidir…

Anne-baba beni gör der! Yaş aldıkça, yaşam aktıkça, içerideki anne baba diye değil, tanrım beni gör diye yakarmaya başlar…

Çünkü çocuğun algısında fark yoktur! Kızgınlık anne-babaya, dolayısıyla tanrıyadır. Bir noktada hepimiz öksüz çocuklarız, yeryüzünde tanrıya döneceği günü bekleyen…

….

Ne zaman ki fark ederiz, aslında terk eden, terk edilen yok…

Tüm bu acı yapabileceklerini gör, bunlarda ustalaş diye…

Aslında sadece sana hediyelerini göstermek ve vermek için seni dürtenler ordusu karşında görmek istemediğin…

Aslında her şey sevgiden,

Aslında her şey büyük bir aşktan…

Oyun düşer, gard düşer,

Kızgınlığın hükümsüz kalır…

Tanrının seni ne kadar sevdiğini anlarsın,

Ondan asla kopmadığını, hep içinde sonsuz bir bağlılıkla yaşadığını…

Aslında kimin çocuğu olduğunu anlarsın!

Hepimiz yeryüzünün sihirli çocuklarıyız, mucizelerini arayan. Mucizesini bulduğunda hem kendini hem de tanrıyı bulan! Kadim dinler de bunu anlatır başka bir dille, alt metinleri okumak lazım, İsa’nın kim olduğunu bilmek lazım…

İncil der ki, İsa tekrar doğduğunda hepimiz kurtulacağız.

Bu doğrudur, çünkü İsa hepimizin içinde uyanmayı bekleyen çocuktur! Ve o sihirli çocuk uyandığında, mucize gerçekleşir, hapsolmuş olan, kendini görmez olan, tanrı parçacığı olan, özgür kalır…

Kendi mucizenizi yaratın ve uyanın!

Aradığınız mucize, sihir sizsiniz!

 

İlginizi çekebilir: Özgürlük: Bağımlı olmadan ve yargılamadan sevebilmek

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp