X

Üretkenlik kaybından kaynaklanan kötü alışkanlıkların 6 nedeni

Mevcut durumunuzdan daha yüksek bir üretkenlik kapasitesine sahip olduğunuzu hissederken, dikkat dağınıklığı veya dış etkenler nedeniyle düşük verim göstererek çalışıyor olabilirsiniz. Daha verimli çalışarak, ortaya koyacağınız çalışmaları arttırmanız, bazı alışkanlıkları değiştirerek  mümkün olabilir. Uplifers okuyucularımız için, düşük üretkenlikten kaynaklanan olumsuz alışkanlıkların nedenlerini listeledik.

1. Dikkati kolayca dağılan birine dönüşürsünüz.

Bütün engellerin ve oyalanmaların üstesinden gelen herkes, daima seçtiği hedefe ya da varmak istediği yere ulaşır.

Christopher Columbus

Üretken olmadığınız zamanlar dikkatinizin daha kolay dağıldığını fark etmişsinizdir. Eğer dikkatli olmazsanız, bu durum kötü bir alışkanlığa dönüşene kadar, gittikçe artan bir şekilde devam eder. Çoğu insanın başına geldiği gibi, bu kafası karışık ve dikkati dağılmış durum bir kere alışkanlığa dönüştü mü, geri dönüşü zor olur. Bu kötü alışkanlık, odaklanma becerinizi mahveder ve dikkatinizi uzun bir süre bir konuya vermenizi güçleştirir.

Daha fazla zamanınızı üretken ve verimli olarak geçirmeye çalışın, böylece dikkat dağınıklığına fazla vakit kalmayacaktır.

2. Bir seyirciye dönüşürsünüz.

Hayat bir seyirci sporu değildir. Eğer bütün yaşamınızı tribünde oturup neler olup bittiğini izleyerek geçireceksiniz, benim fikrime göre, hayatınızı boşa harcarsınız.

Jackie Robinson

Hangisi olmayı tercih ederdiniz, becerilerini geliştirip üretken olan mı yoksa günde 7 saat televizyon başında oturan mı? Bu ikisi arasındaki fark şudur; biri harekete geçer, diğeri televizyon izler.

Hayata seyirci kalmaya başladığınızda, diğer insanları daha fazla eleştirmeye başlarsınız. YouTube’a girip bir Justin Bieber ya da Miley Cyrus videosu aratın. Orada 1000 tane seyirci bulacaksınız çünkü yaptıkları şudur: videoların altına Justin Bieber ve Miley Cyrus’u eleştiren yorumlar yazmak.

Başka bir örnek verelim. Bir maçta, sahada oynayan oyuncular ve tribünlerden izleyen seyirciler vardır. Peki hangisi bir takım yenildiğinde ya da kötü bir atış yaptığında eleştirel olur? Tabii ki seyirciler.

Aynı ilkeyi hayatınıza da uygulayabilirsiniz. Üretken olmayı bıraktığınızda, eninde sonunda izleyici olmaya ve daha önce fark etmediğiniz konulara bile dikkat etmeye başlarsınız.

3. Dikkatiniz dağılmaya başlar.

Bütün düşüncelerinizi çalıştığınız konuya yoğunlaştırın. Bir odağa getirilmedikçe, güneşin ışınları yakmaz.

Alexander Graham Bell

Anlamlı bir şeyler yapmadığınızda, dikkatiniz dağılmaya başlar. İsterseniz bunu deneyip görebilirsiniz. Örneğin, bir trende kitap okuduğunuzu düşünün. Kitabı bıraktığınız anda, dikkatiniz dedikodu yapan insanlara yönelecektir ve eğer bunu yapmaya devam ederseniz, bir süre sonra trende kitap okumamaya başlarsınız.

Aynı kural, odaklanmanız gereken her konu için geçerlidir. O yüzden dikkatinizi bir yerde tutmaya çalışın.

4. Önemsiz şeylerle vaktinizi harcarsınız.

Sokak köşelerinde öylesine takılan gençleri ya da öğrencileri fark ettiniz mi hiç? Altını çizmek istediğimiz fikir için harika bir örnek teşkil ediyorlar. Verimli ve üretken olmadığınızda, hiç bir önemi olmayan şeylerle vakit kaybedersiniz. Çoğu zaman bu böyledir.

Ünlülerle ilgili dedikodu dergileri okumak ya da başkalarının Facebook sayfalarında gezinip fotoğraflarına bakmak da zaman harcamaya örnek gösterilebilir. Bu oldukça tehlikeli bir alışkanlık. Sahip olduğunuz zamana saygı duyun ve onu akıllıca kullanın.

5. Tembelleşirsiniz.

Tembellik, yorulmadan dinlenme alışkanlığından başka bir şey değildir.

Jules Renard

Tembel insanlarla üretken insanlar arasında genelde dağlar kadar fark vardır. Burada bahsettiğimiz tembel insan tipi, bir şeyler yapmayı reddeden ya da yapmaya ihtiyaç duymadığı ile ilgili bahaneler üreten kişilerdir.

Üretken olmadığınızda, tembelleşme olasılığınız vardır ve tembellik alışkanlığa dönüştüğünde, kendinizi bahaneler uydururken bulabilirsiniz. Bahane uydurma alışkanlığına çakılı kalırsanız da, hiç bir şey yapamazsınız. Bu da üretken bir insan olmaktan çok uzaktır.

Burada amaç aktif olmak değil, üretken kalabilmektir. Egzersiz yapmak tembellikten ve tembellik duygusundan kurtulmak için ideal bir yoldur.

Eğer enerjiniz her zaman yüksek olursa, odaklanmanız ve verimli olmanız daha da kolaylaşır.

6. Yapacak bir şey bulamazsınız.

Bu biraz 4 numarada bahsettiğimiz konuyla alakalı. Eğer kendinizle ilgili yapacak hiç bir şeyiniz yoksa, ilerleyecek bir yön de bulamazsınız.

Yapacak önemli bir şeyiniz kalmadığında, hiç bir şey yapmazsınız. Bu da genelde dikkat dağıtıcı ve oyalayıcı şeylere işaret eder. Ama gerçek olan şu ki, her zaman için yapacak verimli şeyleriniz mutlaka vardır.

Eğer göreviniz satış yapmak için günde 100 arama yapmaksa ve bu sayıyı aştıysanız, işiniz bitti mi demektir? Tabii ki hayır. Her zaman yapabileceğiniz üretken işler vardır. 24 saat içinde ne kadarını halledebildiğinizin bir önemi yok.

Bu yüzden tembellik yapmayın, bahaneler uydurmayın, açıklamaya çalışmayın ve en önemlisi, her zamankinden daha fazla bir konuya odaklanmaya çalışın. Bu şekilde dengeyi koruyabilirsiniz.

Kaynak

Pick the Brain

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale