X

Üretkenliğinizi artıracak bir çalışma masası dekorasyonu için öneriler

Hayatımızın neredeyse üçte birini işte geçiriyoruz. Pandemiyle birlikte evden çalışma olanaklarının artmasıyla “işte geçirilen vakit” konusunda mekan algısı değişti, tüm dünyada evden çalışan kişi sayısı artışa geçti. Çalışma mekanı iş yeri veya ev olarak değişse de çalışılan nokta hep aynı: Masalarımız. Belki de değişen koşullar bizlere ofis ortamını kendi başımıza yaratmamız gerektiğini hatırlattı. Bugün gelinen noktada bilgisayarımızı açıp işlerimizi yapmaya başladığımız her yer bizim için ofis. Bu da çalışma masası dekorasyonunu daha önemli hale getirdi. Çalışma masamızın dekorasyonunu değiştirerek üretkenliği artırmak, daha verimli olmak mümkün. Bunun için bilmeniz gereken bazı önemli noktalar var. İşte üretkenliğinizi artıracak bir çalışma masası dekorasyonu için püf noktalar:

1. Bitkilerle arkadaş olun

İç mekan veya dış mekan fark etmeksizin yaşadığımız alanlarda bitkilerin olması, ruh halimizi değiştiriyor. Araştırmalar, ufak bir ofisi bile bitkilerle zenginleştirmenin verimliliği yüzde 15 oranında artırdığını söylüyor. Çalışma masanızın kenarına koyacağınız ufak bitkiler bile havayı tazeler, daha ferah bir görünüm katar. Bakımı kolay iç mekan bitkilerinden faydalanabilirsiniz.

2. Çekmecelerinizi ve masanızı düzenli tutun

Çekmecelerinizde bir şey aradığınızda en az 5 dakikanızı harcıyorsanız, üretkenlikten bahsetmek pek mümkün olmaz. Düzensiz çekmeceler ve düzensiz bir masa sadece sizi değil, çevrenizdekileri de etkiler. Çalışma masanızın ve çekmecelerinizin düzenli olması, aynı zamanda stres seviyenizi de düşürür. Masanızı ve çekmecelerinizi düzenli tutmak için eşyalarınızı gruplandırmanız ve her bir grup için ayrı yer ayırmanız gerekir. Kalemler, kırtasiye malzemeleri, kağıtlar, dosyalar, kişisel eşyalar için ayrı alanlar oluşturduğunuzda, etraftaki dağınıklığı kolayca toplayabilirsiniz.

3. İlham vermesi için kişisel dokunuş katın

Masanızın ve çekmecelerinizin temiz ve düzenli olması, kenardaki yeşil bitki verimlilik için yeterli değil. O masanın size ait olduğunu gösteren bazı dokunuşlar katmalısınız. Böylelikle yaptığınız işe karşı sadakatiniz artar, işinizle kendiniz arasında pozitif bir bağ kurarsınız. Kendinize ait bir kupa, sevdiklerinizin fotoğraflarının yer aldığı bir çerçeve, küçük bir obje iyi bir fikir olabilir. Etrafınızda sevdiğiniz şeyleri görmek, işe daha pozitif başlamanıza yardımcı olur.

4. Dikkatinizi dağıtacak şeyleri kaldırın

Çalışma masanıza kişisel dokunuş katmak çok hassas bir noktadır. Eğer bu kişisel eşyalar sizin ilginizi olması gerekenden daha fazla çekiyorsa, bu durumda verimliliğinizi azaltıyor olabilir. Dikkatinizi dağıtacak şeyler konusunda tek sorumlu kişisel eşyalarınız değil elbette. En önemli dikkat dağıtıcı; gürültü. Çalışma masanızın bulunduğu alan, olması gerekenden fazla gürültülüyle üretkenliğiniz ciddi anlamda etkilenebilir.

5. Renklerin motive edici gücünden yararlanın

Renklerin psikolojik etkileri olduğunu, ruh halimizi etkileyebildiğini hepimiz biliyoruz. Renk uzmanlarına göre her rengin üzerimizde yarattığı etki daha farklı. Örneğin fiziksel güç isteyen bir işte çalışıyorsanız, etrafınızda daha fazla kırmızı bulundurabilirsiniz. Aynı zamanda ticaretle ilgileniyorsanız, ikna yeteceğinizin güçlü olması gereken bir işiniz varsa kırmızının gücünden yararlanabilirsiniz. Mavi ve tonları ise sakinleştirici etkisiyle daha kolay iletişim kurmanıza ve daha fazla dikkat gerektiren işlerde odaklanmanıza yardımcı olur. Biraz da ilham verici olmasını istiyorsanız mavinin üzerine biraz turuncu ekleyebilirsiniz. Yeşil ise enerjinizi yükselterek yaratıcılık gerektiren bir işte çalışıyorsanız size daha iyi gelebilir. Çalışma masanızın rengini, duvarların rengini değiştirmek her zaman mümkün olmayabilir. Ancak masanıza koyacağınız objelerin renklerini siz seçebilirsiniz.

6. Yorgunluğu önlemek için kendinize su içmeyi hatırlatın

Kahve her çalışma masasının vazgeçilmezi olsa da odaklanma gücünüzü artırmak istiyorsanız su içmeyi unutmamalısınız. Eğer vücudunuzdaki su seviyesi düşükse, kendinizi daha yorgun hissedersiniz ve bu da verimliliğinizi ciddi ölçüde azaltır. Çalışma masanızda her zaman sürahi veya büyük bir bardak su bulundurarak kendinize su içmeyi hatırlatabilirsiniz.

7. Aydınlatma ihtiyacınızı tespit edin

Üretkenliği artırmanın en önemli yollarından biri de doğru ve iyi ışıklandırmadır. Farklı işler farklı aydınlatmalar gerektirir. Daha çok yazı yazan bir kişiyle daha çok görsel işler yapan bir kişinin aydınlatma ihtiyacı aynı olmaz. Öncelikle sizin nasıl bir aydınlatmaya ihtiyacınız olduğunu tespit edin ve buna göre masanızın yerini belirleyin.

8. Doğal ışık kaynaklarına yakın olun

Gün ışığı ruh halinizi tamamen değiştirir ve üretkenliğinizi büyük ölçüde artırır. Bu yüzden çalışma masanızın yerini belirlerken pencereyi hesaba katmalısınız. Masanızın pencereyi karşıdan veya yandan göreceği bir konum belirleyebilirsiniz. Ancak pencereyi arkanıza almamalısınız. Hem arkadan gelen ışık bilgisayar ekranını görmenizi engelleyebilir hem de arkanızda pencere olması kendinizi güvensiz ve tedirgin hissetmenize neden olabilir. Çalışma masanızın arkasında duvar olması, güven duygunuzu artırır.

9. Sadece bir sandalye olarak görmeyin

Üretkenliği artırmak için çalışma masası kadar çalışma sandalyesi de önemlidir. İyi bir sandalye, omurga sağlığınızı korumanıza yardımcı olur. Bu da bel ve sırt ağrılarınızı azaltır ve daha verimli çalışmanıza yardımcı olur. Ergonomik ve ihtiyaçlarınıza uygun bir sandalyenin gücünü asla hafife almayın.

İlginizi çekebilir: Evinizi sonbahara hazırlamak için dekorasyon önerileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale