X

Uplifers ekibinden evde sağlıklı ve verimli çalışma alanı oluşturma ipuçları

Dünya düzeninin neredeyse kökten değiştiği son bir yılda, evden çalışma düzenine geçilmesi günlük rutinlerimizdeki en büyük ve en köklü değişikliklerden biri oldu. Evden çalışma sistemi, işe gidiş gelişteki yolculuk süresini hayatımıza katma, kendi düzenimizde çalışma gibi artıları ve kolaylıklarıyla gelmiş olsa da; zaman yönetimi, verimlilik, motivasyon gibi açılardan zorluklar da yarattı.

Günlük ev işleri, esnek mesai saatleri ya da evde çalışan / eğitim gören birden fazla kişinin olması, evlerimizde sağlıklı ve verimli çalışma alanları yaratmamızı zorlaştırıyor olsa da, yaşam alanlarınızda yapacağınız küçük değişikliklerle kendinize çalışmaktan keyif alacağınız bir home-office yaratmanız mümkün.

Uplifers yayın ekibi olarak , sizlere ilham vermek amacıyla kendi çalışma alanlarımızı, verimlilik ipuçlarımızı ve Dyson’ın sunduğu yeni teknolojileri üretkenliğimize ve verimliliğimize katkı sağlamak için nasıl etkili şekilde kullandığımızı sizlerle paylaşmak istedik.

Merve Uvut – Yayın Koordinatörü

İşimizi ne kadar seviyor olursak olalım, zaman yönetimi yapmak ya da kendimizi motive etmeye çalışmak her zaman çok kolay olmayabiliyor. Diğer yandan eğer evde bir çalışma alanınız yoksa, koltukların yumuşak yüzü, normalde olduğundan daha sevimli görünmeye başlayabiliyor. 🙂

Evden çalışma düzenine geçtiğimiz ilk zamanlarda genellikle koltukta oturarak çalışıyordum. Özellikle postür açısından sağlıksız olan bu durum, zamanla kendini göstermeye başlayan sırt ve boyun ağrılarıyla birlikte, bir çalışma masası ve ofis sandalyesi almayı neredeyse zorunluluk haline getirdi. Verimli ve sağlıklı bir çalışma alanı oluşturmanın ilk kuralı bence, çalışırken gün boyu uzun saatler oturduğunuzda postürünüzü ve omurga sağlığınızı destekleyecek bir çalışma masası ve sandalye seçimi

Çalışma ortamımda önem verdiğim bir diğer konu ise ortamın doğru şekilde aydınlatılması. Her ne kadar çalışma masamı gün boyu ışık alacak bir konuma yerleştirmiş olsam da, güneş ışığı her zaman yeterli olmayabiliyor. Tam da bu noktada, gün boyu doğru ve yeterli bir aydınlatma sağlayabilmek adına Dyson Lightcycle Morph™’tan yararlanıyorum.

Dyson’ın bu harika aydınlatması, doğru ışığı sağlamak için gün ışığını takip ediyor ve farklı alanlardaki kullanımı için ışık ayarını kendisi değiştirebiliyor. Diğer Dyson ürünleri gibi Dyson Link mobil uygulamasına bağlanabilen ve uygulama üstünden kontrol edilebilen bu aydınlatma, farklı modlarıyla da gün boyu bana uyum sağlayarak kişisel bir ışık deneyimi yaratıyor. Çalışma masamla en sevdiğim koltuk arasına yerleşen aydınlatmam, mavi ışığa maruziyeti önleyen ders çalışma moduyla mesai saatlerime; düşük yoğunlukta rahatlatıcı renk sıcaklığı sunan rahatlama moduyla da mesai sonrası en sevdiğim koltuğumda kitap okuma saatlerime eşlik ediyor.

Evden çalışırken gün boyu aynı ortamda kalmak çalışma alanımın havasını kirletirken, kirlenen hava tıpkı yetersiz ışık gibi enerjimin düşmesine neden olabiliyor. Dyson Purifier Hot+Cool™ Formaldehyde entegre sensörleri sayesinde havadaki kirleticileri otomatik olarak algılıyor ve iç mekan hava kalitesini gerçek zamanlı olarak raporluyor. Ortamdaki toz ve alerjenlerin yanı sıra özellikle ev döşemeleri ve mobilyalardan yayılan formaldehiti de yakalıyor ve evimde kaliteli bir hava akışı sağlıyor.

Unutmadan ekleyeyim; çalışmaya başlamadan önce özellikle boynumu ve sırtımı esnetmek, mola verdiğimde kalkıp evin içinde de olsa biraz hareket etmek ve masamı çalışırken ihtiyaç duyduğum ekipmanların yanı sıra kendimi iyi hissettirecek küçük detaylarla kişiselleştirmek ve ortamı renklendirmek de verimliliğimi artırıyor.

Merve Dökmeci – Editör

Uzun zamandır birkaç farklı işte part time çalışıyor olmak, zamanı doğru şekilde kullanmamı ve yapılacaklar listemde işimle ilgili görevlerimin yanı sıra günlük sorumluluklarımda da planlı olmamı gerektiriyor. Ancak tabii ki herkes gibi ben de günlük akışım içinde öngöremediğim pek çok aksaklıkla karşılaşabiliyorum. Verimli çalışmak benim için tüm sorumluluklarımı zamanında yerine getirmenin ve kendim için oluşturduğum günlük akışa sadık kalmanın yanı sıra, olası sürprizlere karşı da hazırlıklı olarak planımı esnetebilmek anlamına geliyor. Tüm bu yoğunluğun arasında stresten uzaklaşarak hem bedenimi hem de zihnimi yenilemek için verdiğim kısa molalarsa planımın ayrılmaz bir parçası.

Yıllardır lens kullandığım için gözlerim yapay ışığa karşı oldukça hassas. Uzun saatler boyunca ekran karşısında olmak, özellikle de günün geç saatlerinde bilgisayar karşısında çalışmaya devam etmek göz kuruluğu, alerji, kaşıntı, baş ağrısı gibi problemlerle sık sık karşılaşmama neden olabiliyor. Bilgisayarımın ekran ışığını ortamın ışık seviyesine göre ayarlamak en büyük kurtarıcım olsa da, çalışmaya gömüldüğümde ekran ışığını kontrol etmeyi bırakın yemek yemeyi bile unutabiliyorum. 🙂 Neyse ki artık çalışma alanımda ışıkla ilgili düzenlemeleri yaparak gözlerimi benden çok daha iyi koruyan bir yardımcım var: Dyson Lightcycle Morph™

Gözlerimin ihtiyaçlarını neredeyse benden daha iyi tanıyan bu aydınlatma, çalışma masamın başında geçirdiğim uzun saatlerin sonunda uykum gelmeden, gözlerim kaşınmadan ve bulanık görmeden masadan kalkmamı sağlıyor. Odadaki gün ışığı seviyesini özel sensörleriyle algılayarak ayarlarını otomatik olarak değiştiren Dyson Lightcycle Morph™ , aynı zamanda daha fazla ya da daha az ışığa ihtiyaç duyduğum anlarda da kurtarıcım oluyor. Örneğin, illüstrasyon hazırladığım ve tasarım renkleriyle ilgili milimetrik düzenlemeler yapmamı gerektiren zamanlarda telefonumdaki Dyson Link mobil uygulaması üzerinden görsel performansı iyileştirmeye yardımcı olan ve renkleri, gün ışığına çok yakın olarak gösteren hassas modu aktive ediyorum. Genellikle ekran karşısında yazı yazdığım diğer zamanlardaysa odaklı ve güçlü ışık sunarak göz yorgunluğumu azaltmama yardımcı olan çalışma lambası modu en büyük kurtarıcım. 

Mesaimi bitirdikten sonra çalışma alanımdan yeşilliklere bakan manzaramın karşısına geçip meditasyon yapmaksa akşam rutinimin vazgeçilmezleri arasında. Hem günün tüm yorgunluğunu ve stresini üstümden atmam, hem de bir sonraki güne enerjik ve motive başlayabilmem sadece kuş cıvıltıları ve gün batımı renkleriyle bezeli bu kısa nefes molalarıyla mümkün. Hem bedenimi hem de zihnimi dinlendirdiğim bu anlarda modumu anında değiştiren faktörlerse loş bir ortam ışığı, lavanta yağı, birkaç küçük mum ve tınılarıyla ruhumu okşayan mantralar. Tabii mum, uçucu yağ ve tütsüler derken evin içinde soluduğum havanın kalitesini de dengede tutmaya dikkat ediyorum.

Bahçeli bir evde oturduğum için polenler, tozlar ve böcekler (özellikle sivrisinekler) nedeniyle cam ve kapı açmak benim için uygun bir ‘havalandırma’ seçeneği değil. Dyson Purifier Hot+Cool™ Formaldehyde hava temizleyici, hem dışarıdan gelen alerjenleri soluduğum havadan uzaklaştırmak, hem de uçucu yağlardan, mumlardan, zaman zaman da tütsülerden yayılabilecek zehirli gazları filtrelemek konusunda son derece başarılı. Hem serinletme hem de ısıtma özelliğiyle ani sıcaklık değişimlerinde bulunduğum odanın hava kalitesiyle birlikte ısısını da düzenleyen bu hava temizleyicinin en sevdiğim bir diğer özelliği de, Dyson Link mobil uygulaması üzerinden, uzaktan da kontrol edilebiliyor oluşu. Her an elimin altında olan telefonumla ayarlarını dilediğim odadan kontrol edebildiğim ve hava kalitesini ölçümleyebildiğim hava temizleyicim soluduğum havanın kalitesini düzenlerken, bana da sadece rahatça arkama yaslanarak bu konforun tadını çıkarmak kalıyor.

Ecem Şenyurd Efecan – Editör

Ev eşyalarında minimalizme gönül vermiş bir çift olarak evimizde gerçekten çok az eşyaya sahibiz ve mümkün olduğu kadar “nefes almak” için alan bırakmaya çalışıyoruz. O yüzden de eve bir eşya almaya karar verdiğimizde uzun bir araştırma süreci geçiriyoruz. Evimize geldiklerinden beri bizi inanılmaz mutlu ve memnun eden iki ürünün yaşam kalitemizi nasıl yukarıya çekmeyi başardığından ve çalışma ortamımızı nasıl iyileştirdiğinden bahsetmek istiyorum.

Evde geçen zamanımı daha kaliteli hale getirebileceğimi fark edene kadar, pandemi sürecinde evde çalışmaktan keyif alacağımı düşünmezdim. Şimdi ise evimizde sürekli var olan temiz havanın verdiği yüksek enerjiyle çok daha iyi hissederek, verimli bir şekilde tüm işlerimi tamamlayabiliyorum.

Ben de eşim de alerjik bünyelere sahip olduğumuz için ciddi sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Özellikle bahar mevsimi geçişlerinde bol göz yaşarmalı ve hapşırmalı günler geçirirken, Dyson Purifier Hot+Cool™ Formaldehyde evimize geldi ve bu şikayetlerimizi azaltmayı başardı. Bilgisayar başında çalışırken benim gibi sürekli göz damlası almak, alerji ilacını içmek veya hapşırmaktan yaşaran gözlerini yıkamak için sıklıkla çalışma masasından kalkıp duruyorsanız bu hava temizleyici alerji semptomlarınızı hafifletecek bir ortam sunduğu için çalışmanıza bölünmeden devam edebileceksiniz.

Havaların ısınmasıyla hemen hemen her gün camları açmaya çalışır; evi sık sık havalandırarak temiz havayla doldurabileceğimi düşünürdüm ve her seferinde alerji semptomlarını daha ağır yaşardım. Oysa ki camları her açtığımda eve dolan polenlerin, dışarıdaki kirli havanın eve sahip olmak istediğim ferahlığı getirmediğini fark ettim. Dyson Purifier Hot+Cool™ Formaldehyde ile camları açmadan, alerjimizi tetikleyici etkenlerle dolu dışarının kirli havasını eve doldurmadan tertemiz bir havaya sahip olabiliyoruz. 

Düşünün ki plajda terlikleriniz kaybolmasın diye şezlongunuzun yanında bırakarak ayaklarınız yana yana kumların, çakılların üzerinden yalın ayak koşarak denize ulaşmaya çalışıyorsunuz ve o sıcak kumlardan yanmış ayaklarınız sonunda denizin serin sularıyla buluşuyor ve derin bir oh çekiyorsunuz… İşte o anda hissettiğiniz rahatlamayı gün boyu evinizde yaşayabileceğinizi hayal edin. Hava kalitesini iyileştirmenin yanı sıra serinletme özelliği de bulunan hava temizleyicimiz ile evden çalışırken yaşadığımız bu rahatlatıcı duygu tam olarak suların tazeliği, ferahlığı ve serinliği gibi. 

Benzer şekilde Dyson Lightcycle Morph™ da kısa sürede çalışma alanımızın vazgeçilmezlerinden biri haline geldi. Siz de günün büyük bir çoğunluğunu ekran karşısında geçiriyorsanız, ışık konusunun ne kadar kritik olduğunu tahmin edebilirsiniz. Uzaktan eğitim sürecinde yüksek lisans derslerimin saatleri de sıklıkla gecenin ilerleyen saatlerine uzarken, vücudumun ihtiyacı duyduğu enerjiyi bu aydınlatmanın doğala yakın ışığı ile sağlayabiliyorum. 

İhtiyacım olan alanda ihtiyacım kadar ışığı sağlayan bu aydınlatmayı ister çalışma masamda bir şeyler yazarken, ister dinlenme köşemde bir şeyler okurken veya bir kahve eşliğinde kafamı dinlerken istediğim yönde ayarlayabiliyorum. Ayrıca gövdesinde bulunan şarj yeri ile telefonunuzu da şarj edebilir, prize ulaşmak için çaba sarf etmeksizin kablo kalabalığından kurtulabilirsiniz.

Bu yazı Dyson’ın katkılarıyla hazırlanmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale