X

Ünlü yönetmen ve fotoğrafçıların İstanbul’u: iPhone 12 pro ile İstanbul

Dünyanın en güzel ve bu kadar güzel olmasının yanı sıra en fotojenik şehirlerinden biri İstanbul. İşte bu sebepe de fotoğraf tutkunlarının fotoğraflamaktan asla vazgeçmediği bir kent…

Bu güzel şehri ünlü yönetmen ve fotoğrafçıların gözünden görmemize vesile olan bir proje ile tanıştıralım sizi: iPhone 12 ve iPhone 12 Pro’nun Turkiye’de satışa başlamasının ardından ünlü yönetmen ve fotoğrafçılar İstanbul’u objektiflerinen paylaştılar. Çekimlerinde iPhone 12 Pro’nun yeni kamera özelliklerini deneyimleyen yönetmen ve fotoğrafçılar Dolby Vision, Gece Modu ve Ultra Geniş özelliklerinden faydalandılar.

Yönetmen ve fotoğrafçı Cem Talu’dan “Hızlı Çekim” İstanbul

Cem Talu bol bol yürüyüş yaptığı pandemi döneminde yaşadığı ve gözlemlediği İstanbul’u yeni iPhone12Pro ile çekmek istemiş. Çekmeye başladıktan sonra, kendisine “biraz da şu bölgeden mi çeksem?”, “İstanbul’u şöyle bir açıdan nasıl yakalarım?”, “köprüyü en yakın nereden, saat kaçta çekebilirim?” gibi sorular sorarak çekimi ve de gününü daha eğlenceli hale getirdiğini söyleyen Talu yaşadığı bölgenin değişik anlarını gösterebilmek için Hızlı Çekim video kullanmaya karar vermiş.

iPhone 12 Pro ile hızlı çekim

“Tabii ki her zaman nasıl çekmekten önce neyi çekmek istediğinize karar vermeniz lazım. Bir cep telefonunun taşıma kolaylığı ve her zaman yanımda olması seçeneklerimi ciddi seviyede arttırıyor; her an, her görüntüyü yakalamaya hazır hissediyorum. iPhone12 serisi ile cep telefonlarının zayıf olduğu karanlıkta çekimin ciddi şekilde geliştirilmiş olması çok hoşuma gitti ve bu çekime Gece modunda Hızlı Çekim eklemeye karar verdim. Ultra Geniş açısı, gün batımında yakaladığı renkler ve uzun pozlama tekniği ile arabaların farlarının oluşturduğu ışık hüzmeleri ise favorilerim.”

Cem Talu videoyu düzenlemek için farklı uygulamaları denediğini belirtiyor ancak iPhone’nun kendi kamera uygulamasından daha çok memnun kaldığını ve hem çok basit hem de en iyi sonuçları orada yakaladığını ekliyor. Videonun montajını Final Cut Pro ile gerçekleştiren Talu, süreçte en zor kısmın yakaladığı yüzlerce görüntü arasından seçim yapmak olduğunu söylüyor.

İstanbul hızlı çekim videosuna buradan ulaşabilirsiniz.

Boğaza duyduğu aşkı Ultra Geniş açı filmle paylaşan Ödüllü yönetmen Mu Tunc

Yönetmen Mu Tunç, iPhone 12 Pro ile Boğaz’dan çektiği Ultra Geniş kamera görüntülerinden oluşan kısa filmiyle, yaşadığımız bu garip zamanlarda, doğup büyüdüğü şehir olan İstanbul’a sevgisini herkesle paylaşmak istemiş. “Boğaz Aşkı” filmiyle, dünyada yeni gelişen “dikey sinema” hareketinin de ülkemizdeki önemli örneklerinden biri olmasını hedefleyen Mu Tunç, kendisini “İstanbul’u sahiplenen bir yönetmen” olarak tanımlıyor ve artık gelişen teknolojiyle eskisi gibi ekipmanlara ihtiyaç olmadan, cebindeki iPhone 12 Pro ile istediğini, gönlünden geçtiği şekilde çekebildiğini belirtiyor.

Mu özellikle yeni iPhone 12 Pro ile birlikte “dikey sinema” örneği bir film yapmak istemiş, çünkü geleceğin dijital formatlarından birinin “dikey sinema” olacağına inandığını belirtiyor ve ekliyor: “Çağımızın “sinema salonu” kesinlikle artık “cep telefonu ekranı” ve bu ekranı doğru kullanan mantıkta filmlere ihtiyaç duyuluyor, bu nedenle özellikle bu filmi geleceğe bir mesaj olabilmesi ve yeni gelen genç sinema hareketine bir mesaj niteliğinde “dikey sinema” olarak yapmak istedim.”

İstanbul’un kendisine kazandırdıklarını, onun görsel güzelliğini onore ederek paylaşmak isteyen yönetmen iPhone 12 Pro kullanmaya başladıktan sonra Gece Modu özelliğinden ve Ultra Geniş kameradan çok etkilendiğini belirtiyor. Gece Modu özelliği ile neredeyse zifiri karanlıkta çektiği karelerin ışıkla belirgin olduğunu belirten yönetmen özellikle istanbul’u gece çekerken inanılmaz kareler yakaladığını ekliyor.

“iPhone 12 Pro’nun ayrıca en sevdiğim özelliği Ultra Geniş ve Telefoto kameraları bir arada kullanabilmek. Normalde bu iki lensi kullanmak istediğinizde, yanınızda oldukça büyük lensler taşımanız gerekirken, ben bir şey gördüğümde; o an içerisinde bir anda Telefoto’ya geçip, sonra Ultra Geniş açıya geri dönüp, aynı anı neredeyse iki farklı şekilde yakalayabiliyorum. Bu beni gerçekten aşırı heyecanlandırıyor ve iPhone 12 Pro’daki bu hız beni en çok etkileyen şey oldu.”

Mu çekim sırasında herhangi bir gimbal kullanmadığını ve düzenlemeye ihtiyaç duymadığını ekliyor.

Bosphorus Love filmine buradan ulaşabilirsiniz.

Reklam ve müzik video yönetmeni Berat Tunc ile İstanbul yollarında

İstanbul’un kendine has keşmekeşini görsel sanatçılar için muazzam bir hazine olarak tanımlayan Berat Tunç, insanların aynı yollarda apayrı hikayelere denk geldiğini düşünüyor. Bu sebeple her zaman elinin altında olan iPhone’u ile kaçırmadan bu hikayeleri anında kayda almak istemiş. Kişisel projelerinde sadece iPhone ile çekilen ve montajlanan içerikler üretmeyi deneyen yönetmen geçen sene ilk çalışmasını iPhone 11 Pro ile çekip kurguladığı WE ARE HERE ISTANBUL videosuyla yaptığını belirtiyor.

iPhone ile İstanbul videosunda özellikle Ultra Geniş kamerayı kullanan Tunç, istediği sinematografik etkiyi bu şekilde sağladığını belirtiyor. iPhone 12 Pro’nun 10bit görüntü kaydediyor olması sayesinde renk testlerinde olumlu sonuç verdiğini ekliyor.

iPhone 12 Pro deneyiminde kendisini en çok şaşırtan gelişmenin LIDAR teknolojisi olduğunu belirten yönetmen, AR teknolojisiyle kendi video anlayışına uygun içerikler üretmek için kafa yormaya başladığını ekliyor.

İstanbul çekiminde iPhone 12 Pro’nun kamera uygulaması ile çeken Tunç, düzenleme için Videoleap uygulamasını kullanmış. Yönetmen şu aralar TRT Belgesel kanalı için Şehirden Uzakta isimli bir belgesel dizisi yönetiyor.

Berat Tunç’un objektifinden İstanbul videosuna buradan ulaşabilirsiniz.

Fotoğrafçı ve Gezgin Çiler Geçici ile Haliç

Instagram’da Audiosoup hesabından paylaşımlar yapan fotoğrafçı ve gezgin Çiler Geçici iPhone 12 Pro’yu eline aldığı gibi kamera özelliklerini test etmek istemiş. İlk fırsatta kendini sokağa atan Geçici, gün batımında ve ışıklar yanmaya başladığında çekim yapmak için Galata Köprüsü’ne koşmuş. Gün batımı saatlerinde Haliç gerçekten harika fotoğraf verdiğini belirten fotoğrafçı havanın kararmaya başlamasından itibaren Gece Modu’nun kendini belli ettiğini söylüyor.

iPhone 12 Pro’nun Gece Modu’nun canlı renklerde, keskin, aydınlık fotoğraflar çekmesini sağladığını belirten Geçici, diyafram açıklığının f/1.6 olmasının da Geniş kamerada çok işine yaradığını ekliyor. Fotoğrafçı en kısa zamanda LIDAR özelliğini denemek istediğini ve gece portreleri çekmek için tekrar çekime çıkmayı planlıyor. Loş ışıkta hızlı netleme yapabilmek için bu özelliğin harika olduğunu ekliyor.

“iPhone 12 Pro ilk başta hızıyla kendini belli ediyor. 11 Pro’ya göre biraz daha hafif. Tasarımına ise bayıldım. Kamerasındaki gelişmelerden de çok memnun kaldım.”

Çiler Geçici fotoğraflarını çekerken her zaman iPhone’nun Kamera uygulamasını kullanıyor ve düzenleme yaparken de Fotoğraflar uygulaması ve Lightroom uygulamasını kullanıyor.

Fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Yılın en güzel kareleri: iPhone Fotoğraf Ödülleri sahiplerini buldu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale