X

Ünlü nörobilimci Dr. Tara Swart’a göre etkili bir vizyon panosu hazırlamanın incelikleri

Son zamanların kişisel gelişim konusunda en sık karşılaşılan başlıklarından biri olan vizyon panosunu belki hiç denemediniz, belki de çoktan denediniz ama istediğiniz sonucu alamadınız… Öyleyse, vizyon panolarını daha etkili hale getirmenin inceliklerini öğrenmek yaşamınızda dönüştürücü bir etki yaratabilir. Nörobilimci ve The Source‘un yazarı Dr. Tara Swart’ın mindbodygreen podcast’inde vizyon panosunu çok daha etkili bir şekilde kullanmanın ipuçlarını paylaşıyor.

Vizyon panoları nasıl çalışır?

Çekim yasası ilkelerine dayanan bir vizyon panosu aslında, hedeflerinizin görsel temsilleri olarak hizmet eden yazıları, fotoğrafları, alıntıları ve farklı nesneleri içeren bir koleksiyondur. Dergilerden, gazete küpürlerinden ya da fotoğraflarınızdan bir şeyler kesip yapıştırarak kendi vizyon panonuzu oluşturabilir veya dilerseniz dijital bir pano da hazırlayabilirsiniz. Seçim size kalmış. Ancak tercihiniz neyden yana olursa olsun dikkat etmeniz gereken birkaç husus var. Dr. Tara Swart gerçekten işe yarar bir vizyon panosu oluşturmak istiyorsanız şu adımları mutlaka göz önünde bulundurmanız gerektiğini hatırlatıyor:

  • Niyetinizde net olun: Kendinize şu soruyu sorarak başlayın: Hayatıma neyi davet etmek/tezahür ettirmek istiyorum? Fiziksel bir şey (belki amacınız bir ev satın almaktır), bir kişilik özelliği (örneğin pozitiflik, motivasyon) olabilir. Bu soruya net bir cevabınız olduğunu bilerek sonraki adımlarınıza devam edin. Niyetinizden emin olmak ihtiyaç duyduğunuz zamanı kendinize tanıyın.
  • Resimlerinize ve nesnelerinize odaklanın: Vizyon panonuzu nasıl kullanmak istediğiniz konusunda netleştiğinizde, hedeflerinizi temsil eden bazı resimlere ve nesnelere odaklanabilirsiniz. Bunlar dergilerden kestiğiniz parçalar, hedefinizi anlatan fotoğraflar, yazılar, kısacası sizde gerçekten yankı uyandıracak herhangi bir şey olabilir. Doğru şekilde çağrışım yapacak uygun nesneleri seçtiğinizden emin olun.

  • Düzenlemeye başlayın: Niyetinizi belirledikten ve ihtiyacınız olan nesneleri, görselleri, yazıları topladıktan sonra sıra en eğlenceli adımda: Yerleştirme ve düzenleme zamanı. Topladığınız, seçtiğiniz her şeyi panonuzun üzerinde ya da dijital ekranınızda hareket ettirmeye başlayın. Neyi nereye koymak istediğinizi iyice düşünün ve tam anlamıyla emin olmadan hiçbir şeyi sabitlemeyin, yapıştırmayın. Bütüne baktığınızda gerçekten ilham aldığınızı hissedene kadar nesneleri hareket ettirin. Amacınızın bir an önce tamamlayıp bitirmek olmadığını, bu süreçte hem eğlenerek hem hissederek vizyon panonuzla zaman geçirmek olduğunu unutmayın.
  • Uygun bir yer bulun: Panonuzu tamamladıktan sonra en doğru yere bulmak için biraz zaman harcayın. Hemen karar vermeyin, aceleci davranmayın. Evin en az uğradığınız yeri ya da odanızın en köhne köşesini seçmediğinizden emin olun. Her gün gözünüzün önünde olacak, kolaylıkla görebileceğiniz ve her gördüğünüzde ilham alacağınız bir yer seçin.

Vizyon panoları neden işe yarar?

Dr. Swart, günümüzde çok fazla bilgi bombardımanına tutulduğumuzu ve bugün bir gazeteden 100 yıl önceki bir kişinin neredeyse tüm yaşamı boyunca alacağı kadar bilgi aldığımızı söylüyor ve ekliyor: “Vizyon panoları, beyninizin bu bilgileri gözden geçirmesine ve tam olarak ne istediğinizi belirlemesine yardımcı olur. Beyninizin doğal filtreleme mekanizması, hayatta kalmanızla ilgili olmayan şeyleri fark etmemenizi sağlar; ancak, modern zamanlarda, aslında bu uyaranlara daha fazla dikkat etmeniz gerekebilir. Bu da, vizyon tahtanızda halihazırda bulunan şeyleri günlük yaşamınızda fark etmeye başlamanız anlamına geliyor.”

Ünlü doktora göre nasıl ki yeni bir araba aldığınızda o markayı ya da modeli nasıl ki her yerde görmeye başlıyorsanız vizyon panonuzda yer alan hedeflerinizi de kendinize yaklaştıracak fırsatları keşfetmeye başlayabilirsiniz. “Beyninizi bu görüntülere tekrar tekrar maruz bırakarak, onu yalnızca fark etmeye değil, aynı zamanda sizi istediğiniz şeye yaklaştıracak fırsatları kavramaya da hazırlıyorsunuz.” diyen Dr. Swart, bu nedenle vizyon panolarına “eylem panoları” dediğini de belirtiyor. Ancak şunu da söylemeden geçmiyor; tüm gün evde oturarak isteklerimizin gerçekleşmesini bekleyemeyiz, onlar için harekete geçmeliyiz, yani eylemlerimize başlamalıyız. İstediğimizi almamız için ne yapmamız gerekiyorsa onun için çabalamamız gerekiyor.

Son olarak Dr. Tara Swart, vizyon panolarını daha da etkili kılmak için hızlı bir numara daha öneriyor: Tetris etkisi. Psikolojik bir olgu olarak literatürde yerini alan tetris etkisi, son baktığımız şeyin bilinçaltımıza gün içindeki her şeyden daha güçlü bir şekilde damgasını vurduğunu anlatıyor. Yani, vizyon panonuza uyumadan önce bakmanız, tetris etkisinden faydalanmanızı ve isteklerinizi yaşamınıza çekmenizi kolaylaştırabilir.

Vizyon panosu oluşturmaya ilişkin daha farklı bakış açılarını değerlendirmek isterseniz bu konuyu ele aldığımız diğer yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale