X

Umutsuz ve çaresiz hissettiğinizde yapabileceğiniz 8 şey

Bazen, yaşadığımız olayların bir sonucu olarak geleceğe dair hiçbir beklentimizin veya hali hazırda oraya ulaşma arzumuzun olmadığını hissedebiliriz. Evet, bu durumun en net açıklaması “umutsuzluk”. Ne yaparsanız, ne düşünürseniz veya ne söylerseniz söyleyin, bu duygunun geçmeyeceğine, hiçbir şeyin düzelmeyeceğine inanıyor olabilirsiniz. Peki, öyleyse bunun hakkında konuşmanın ne anlamı var, değil mi?

Umut, hepimiz için en zorlu durumlarda bile geliştirebileceğimiz ve yeniden bağlanabileceğimiz bir şey. Kesinlikle zaman gerektiriyor; hatta bir hayli de çaba. Yine de umudu yeniden kazanmak mümkün.

Umutsuz hissetmek ne demek?

Umutsuzluk, adı üzerinde, hayatınızda umudun yokluğudur. Umut ise yarın daha güzel şeylerin olmasını istemek veya beklemektir. Yani bu, olumlu sonuçlarla bağlantılı, iyimser bir duygudur.

Umutsuz hissettiğinizde, işlerin asla düzelmeyeceği, hiçbir zaman mutlu olamayacağınız veya tıpkı şu an olduğu gibi yoğun bir çaresizlik fikrine kapılabilirsiniz. Tüm bu hisler, beraberinde üzüntü, ilgisizlik, isteksizlik gibi duyguları getirebilir. Bazen böyle hisseder ama nedenini bilemezsiniz; bazen nedeni gün gibi ortadadır.

Çaresizliğin ağırlığı altında ezilirken, günlük basit işler bile gözünüzü korkutur; yataktan kalkmak, duş almak veya evden çıkmak muazzam bir çaba gerektirebilir. Umutsuzlukla yaşamak, her sabah, kaç saat uyursanız uyuyun, göğsünüze çöken bir ağırlık ve bitkinlikle uyanmak demektir. Karşı karşıya kaldığımız acılar, onları yaşarken hepimize aşılmaz görünür. Mevcut yıldırıcı koşullar, uzun vadede umutsuzluğu bir yaşam tarzı haline getirebilir. Peki, bu katlanılamaz umutsuzlukla nasıl mücadele edeceğiz?

Umutsuzlukla mücadele etmenin yolları

Hayatta başımıza gelen ve bizi derinden sarsan olaylar karşısında “Neden” diye sormamak çoğu insan için neredeyse imkansızdır. Ama benzer zorluklarla karşılaşan başka insanlarla bağlantı kurmaya başladığımızda, tek bir gerçekle karşılaşırız: Her hayat, sonunda bir trajedi tarafından etkilenir. Hayatın en acı verici trajedileri, acımasız şekilde rastgelelikle gelir.

Tüm bu düşünceler ve duygular, yaşadığınız acı deneyimler ise sonunda size, başkalarının acılarına karşı daha derin bir empati ve anlayış getirir. Kimsenin zarar görmesini istemeseniz de hepimizin eşit derecede savunmasız olduğunu fark edersiniz. İşte bu derin savunmasızlığı kabul etmek, insanlığımızın en derin yönlerini ortaya çıkarır.

Bu insani duygularda ve düşüncelerde yalnız değilsiniz. Karşılaştığınız sorunları, zorlukları, olayları aşamasanız da umutsuzluğun kalbinizdeki hakimiyetini zayıflatmak için yararlanabileceğiniz kaynaklar var.

1. Acınızı, kederinizi ifade edin

Yaşadığınız üzüntü için kelime bulamadığınızda, her zaman yakalanması zor duyguları yakalamak konusunda usra olan şairlere ve yazarlara yönelebilirsiniz. Umutsuzluğunuz için doğru kelimeleri bulmak size ferahlık ve teselli sunar. Tıpkı Shakespeare’in Macbeth’te yazdığı gibi:

“Üzüntüyü dile getir. Konuşmayan keder, aşırı yüklenen kalbe fısıldar ve onu kırılmaya davet eder.”

2. Duygularınızı kabul edin

Umutsuz hislerle çevrelendiğinizi hissettiğinizde lütfen hiçbirini inkar etmeyin. Sizden uzaklaştırmayın. Umutsuzluğunuzu kabul ettiğinizde, onun üzerinizdeki gücünün bir kısmını da almış olursunuz.

Örneğin; bugün bir arkadaşınıza “Çok üzgün hissediyorum. Sanırım yalnız kalmaya ihtiyacım var.” diyebilirsiniz. Kendinizi daha iyi hissetmeye zorlamak yerine duygularınızı sevdiklerinizle paylaşın.

3. Düşünceleriniz üzerine düşünün

Umutsuzluğun bir dizi hoş olmayan düşünce ve duyguyla birlikte geldiğini söylemiştik. Korku, inkar ve dehşet, bunlardan sadece birkaçı. Gelecek konusunda cesaretimiz kırılabilir veya çeşitli olasılıklar yüzünden ıstırap çekebiliriz. Hatta iç kargaşa veya boşluk hissedebiliriz. Tüm bu olumsuz düşüncelerden kaçınmak cazip gelse de doğru şekilde yapıldığında, dikkatimizi onlara çevirmek daha yardımcı bir tavırdır.

Bazıları, bunun için günlük tutmayı çok yararlı buluyor. Hissettiklerinizi bir kağıda dökmek, akut stresi azaltabilir ve gerçek bir rahatlama sağlayabilir. Bunun nedeni, nasıl hissettiğimizi yazmanın umutsuzluğumuzdan biraz uzaklaşmaya yardımcı olmasıdır. Düşünceleriniz ve duygularınız üzerine düşünürken kendinize şu soruları sormak isteyebilirsiniz:

  • “Sadece olumsuza mı odaklanıyorum?”: Araştırmalar, depresyon ve tükenmişliğin hafızamızı olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor. Örneğin, birine kızdığımızda, geçmişte sadece bizi üzdüğü anları hatırlayabilir, bize nazik davrandığı tüm anıları silebiliriz. Bu yüzden düşünceleriniz üzerine düşünürken, ters giden şeylere orantısız bir dikkat verip vermediğinizi kontrol edin. Hayatınızın şu anda minnettar olabileceğiniz yönlerini düşünmeye çalışın.
  • “Kendime karşı acımasız ve kaba mı davranıyorum?”: Çaresizlik zamanlarında, kendimizi çok kolay ve hızlı şekillerde yargılayabiliriz. Kendinden şüphe duyma, hayal kırıklığı ve hatta değersizlik yaşayabiliriz. Böyle zamanlarda, hissettiğimiz duygular için öz şefkat bulmak çok önemlidir. Kalp ağrımıza karşı nazik olmak, onun daha hızlı iyileşmesine yardımcı olabilir.

4. Paylaşın

İzolasyon, umutsuzluğu besler. Bu yüzden deneyiminizi paylaşan kişilerin arkadaşlığını arayın. Sizi seven, sizinle sevinen, sizinle üzülen insanlar olduğunu unutmayın. Umutsuzluk dönemleri birbirimize en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanlar. Tıpkı hareketsizlikte olduğu gibi, yalnızlık da genellikle kendimizi daha kötü hissetmemize neden olur. Kendimizi güvende hissetmek için hepimizin, başkalarıyla yakınlık kurmaya ihtiyacı var. Ayrıca en büyük zorluklar, aynı zamanda sevdiklerimizle duygusal yakınlığı derinleştirmek için en büyük fırsatlar.

5. Toksik pozitiflikten kaçının

Bazı durumlarda “Her şey yoluna girecek”, “Her şeyin bir sebebi vardır” gibi özünde iyi niyet taşıyan teselli cümleleri, acı çekenler için duyarsızdır. Hayatın en yıkıcı sorunlarına olumlu bir tutum yardımcı olabilir, ancak sorunlar tek bir tutumla çözülemez. Aşmakta zorlandığınız bir kederle karşı karşıya kaldığınızda, başkalarından gelen toksik pozitiflik kesinlikle kötü hissettirebilir. Siz de sonunda yaralı kanatlarla uçmayı öğrenebilirsiniz. Umutsuzluk sizi rüzgardan uzaklaştırabilir, ancak etkin bir şekilde kucaklanıp yönetildiğinde, sizi daha da yükseğe çıkarabilir.

6. Sürece güvenin

Ne yazık ki umutsuzluğu, çaresizliği dönüştürmek için hızlı bir çözüm yok. Bilinçaltınızın ve problem çözen zihninizin düzgün işlemesi zaman alacak. Sabırlı olun. Şu anda tüm cevaplara ihtiyacınız yok, sadece biraz nefes almalısınız. Tıpkı herhangi bir yaratıcı süreçte olduğu gibi, ilk cevaplar sizin için en iyisi olmayacak. Doğru cevapları zamanla bulacağınızı bilin.

7. Umutsuzluğunuzu yürüyüşe çıkarın

Günde bir kez, biraz temiz hava almak üzere evden çıkmak için elinizden gelenin en iyisini yapın. Tempolu bir yürüyüş metabolizmanızı hızlandırır, endorfini yükseltir ve size çok ihtiyaç duyduğunuz zihinsel dinginliği getirir. Gerginliği üzerinizden atmak ve biraz D vitamini almak da ek bir rahatlama sağlayabilir.

8. Profesyonel yardım alın

Bu yazıdaki hiçbir önerinin tedavi yerine geçmeyeceğini unutmayın. Umutsuzluk, depresyon gibi bir zihin sağlığı sorununun belirtisi olabilir. Dolayısıyla, umutsuzluk duygularınız iki haftadan uzun sürerse veya zihinsel sağlığınızla ilgili endişeleriniz varsa mutlaka bir uzmana başvurun.

Bir zihin sağlığı uzmanı, ihtiyaçlarınızı değerlendirebilir ve size uygun tedavi seçenekleri sunabilir. Zihin sağlığı sorunlarının çoğu tedavi edilebilir niteliktedir. Tedavi, gelecek hakkında daha umutlu hissetmenize yardımcı olabilir.

İlginizi çekebilir: Umut konulu kitaplar: Motivasyonunuzu geri getirecek 12 kitap

Kaynaklar: psychcentral, psychologytoday, verywellmind

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale