‘Umarım uçağımda bebek olmaz’: Bebekle uçak yolculuğu
Birkaç hafta önce yaptığım bir uçak yolculuğundaki gözlemimi paylaşmak istiyorum: Yan sıramda 30–40 yaşlarında bir anne-baba, bir yaşını doldurmamış olduğunu düşündüğüm bebekleriyle beraber oturuyorlardı. Akşam yolculuğu yapıyorduk ve uçuşumuz ortalama olarak bir saat sürecekti. Tabi ben bebekli bir aileyi görünce tedirginlik duydum; çünkü göz bandımı takıp uyumayı planlıyordum ve bebeğin olduğu bir ortamda bu düşünce biraz ütopikti. Korkularım yersiz çıkmadı ve bebek yaklaşık beş dakika içinde ağlamaya başladı. Bu durumdan rahatsız olduğunu düşündüğüm baba, ön koltuğumda oturan arkadaşının yanına geçti ve uçuş bitimine kadar eşi ve çocuğu ile ilgilenmedi. Çocuğunu telefon ile susturmaya alışmış olan anne ise telefonlar kapanınca ne yapacağını bilemeyerek büyük bir çaresizlik yaşadı. Solumda oturan orta yaş üstü bir kadın dayanamayarak duruma müdahale etti ve çantasından küçük bir gofret çıkartarak anneye uzatıp ‘Yiyemese bile en azından ambalajıyla oynar’ dedi.
Bu süreçte göz bandımı ve kulak tıkacımı kullanarak uyumaya çalıştım; ama etrafımdaki bu olaylara karşı kayıtsız kalmakta zorlandım. Anne bir yandan telefon seçeneği ortadan kalktığı için söyleniyor, bir yandan da çocuğuna gittikçe agresifleşen tepkiler veriyordu. Olay ile ilgili duyduğum en son cümle ise; ‘Sus artık, yoksa seni çöpe atarım!’ oldu. O noktadan sonra sanırım olayı takip etmeyi bırakıp kendimi uyumaya zorladım.
Bu durum nasıl daha iyi yönetilebilirdi?
Öncelikli olarak unutmamamız gereken nokta şu ki; bebeklerin ağlaması doğaldır. Çevreye rahatsızlık vermemek adına onları yetişkinliklerine kadar izole bir çevrede tutamayız.
İlgili yazı: Bebekler neden ağlar?
İleride nerede ne yapması gerektiğini bilen yetişkinler olmalarını istiyorsak, her ortama adapte olabilmeleri için gerekli fırsatları onlara tanımalıyız; ancak bunu, doğru tutumları sergileyerek ve olaylara doğru zamanlarda, doğru müdahalelerde bulunarak yapmalıyız. Peki, bu örnekteki ebeveynler nasıl davransalardı bu krizi daha kolay atlatırlardı?
- Çocuktan sorumlu olan kişiler (Bu örnekte bu kişiler anne ve baba) krizi çözmek için ellerinden geleni yaparak sorumluluklarını yerine getirmeliler. Ebeveynler için yorucu bir yolculuk olsa da, bebeği sakinleştirip ona kendisini güvende hissettirmenin ve onun ihtiyaçlarını gidermenin ebeveynlerin birincil görevi olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte, ebeveynlerin çocuklarını sakinleştirmek için uğraştığını gören yolcular bebek susmasa dahi ebeveynlere sempati duyarak durumu daha anlayışlı karşılayacaklardır.
- Babanın anneyi yalnız bırakarak sorumluluğundan kaçması annenin kendisini desteksiz hissetmesine sebep oldu ve daha telaşlı davranmasına yol açtı. Kriz ortamlarında bu tarz bir davranıştan kesinlikle uzak durulmalı ve bir bütünlük içinde yardımlaşma sergilenmelidir.
- Hepimiz az veya çok teknoloji bağımlısı hale geldik; ancak çocukların bu hale gelmesindeki sebeplerden birinin ebeveynlerin kolaya kaçması olduğunu kabul etmek gerekir. Solumda oturan kadın bebeğe gofret verdiğinde, bebek bu gofreti bir süre dişini kaşımak için kullandı ve ben bu davranışın üzerine annenin çocuğa diş kaşıyıcısını vermesini bekledim; ancak anne yanında diş kaşıyıcısı taşımıyor olacak ki, gofretin yerine dişlerini kaşıması için ona başka herhangi bir oyuncak vermedi. Diş kaşıyıcı bir oyuncak taşımadığı gibi çıngırak gibi o yaş grubunun dikkatini çekip onları oyalayabilecek herhangi bir oyuncağı taşımıyor olması da dikkatimi çekti. Tek dayanağı telefondu ve uçak bu seçeneği de elinden almıştı.
Lütfen çocukları oyalamak, onlara yemek yedirmek, kendinize daha fazla vakit ayırmak vb. gibi durumlar için teknolojiyi kullanmayın. Onların gelişimini destekleyecek durumlar haricinde teknolojik aletlerden destek almamaya özen gösterin. Çocukları teknolojiden uzak tutmak mümkün değil; ama onları bu konuda sınırlama ve bağımlılıklarını kontrol altına alma konularında ebeveynlerin bilinçli davranması ve doğru adımları atması gerekiyor.
- Bazı hava yollarının göz önünde bulundurduğu bebekli/bebeksiz uçuş ayırımları biraz aşırı bir önlem gibi görünüyor; ancak bebekleri ile yolculuk edecek aileler yanlarında emzik, biberon, diş kaşıyıcı ve ilgi çekici oyuncak bulundurmayı ve bebeğin huzursuzluk yaşadığı durumlarda onu uçağın içinde dolaştırmayı ihmal etmemeliler. Bu noktalara dikkat edilmediğinde uçuşun tüm yolcular için huzursuzluk verici bir süreç olması kaçınılmaz bir hal alıyor.