Ufuk Tarhan: ”Gelecek bana değil, ben ona bir şeyler verebilirsem; geleceğe değer, iyilik, güzellik katabilirsem başarılı olacağım.”

İlk kez TEDxİTÜ “Key Moments” etkinliğinde hayattaki anahtar anların büyüsünü kendi hayatından örneklerle birleştirerek anlatırken dinledim Ufuk Tarhan‘ı. Fütürizmle tanışmam da o etkinlikte gerçekleşti. Söylediği, anlattığı şeyler her zaman dinlediklerimizden çok farklı, bir o kadar da heyecan uyandırıcıydı. Öyle ki aradan çok zaman geçmeden kendimi Fütüristler Derneği’nin düzenlediği 1 Mart Dünya Gelecek Günü organizasyonunda buluverdim. Uplifers okuyucularını da Ufuk Tarhan ve fütürizmle daha yakından tanıştırmak istedim.

gelecek günü

Ufuk Hanım  kendisini fütürist, stratejist, trendist, iş tasarımcısı ve iş avatarı olarak tanımlıyor. Ayrıca kendi kurduğu M-GEN Gelecek Planlama Merkezi’nin ve M-GEN Dijital Ajans’ın başkanlığını yürütüyor. Tanıştırma kısmını burada kesmek ve Twitter’da mutlaka takip edilmesi gereken 25 Türk arasında gösterilen ve pek çok ilki biyografisinde barındıran bu başarılı iş kadınını kendi cümleleriyle tanıyın istiyorum. Keyifli okumalar!

Merhabalar Ufuk Hanım, fütürizme ve yaptığınız işlere biraz aşina olanlar sizi zaten biliyordur, fakat bilmeyenler için sizi sizden dinleyebilir miyiz?

unnamedODTÜ Ekonomi mezunuyum. Uzun yıllar IT sektöründe üst düzey yöneticilik yaptım. Hatta o zamanlar henüz IT sektörü oluşmamıştı dahi. “O alandaki ilk çalışanlardan biriydim” demek daha doğru olur. 2002 de IT Sektörünün En Başarılı İş Kadını Ödülünü aldım. 2003’te kendi işimi kurmam gerektiğine karar verdim, çünkü 1995’den bu yana içinde olduğum Fütürist öğreti bana öyle söylüyordu.

2003-2006 arasında her sabah 3 te kalkmaya başlayarak, kendimi hibritleştirdim. Yaklaşık 3 yıl süren bir planlama ve otodidakt öğrenme dönemine girdim. Bu süreçte yaşamam için gerekli nakit akışını kesmemek için hem profesyonel yöneticiliğe devam ettim hem de yeni hayatım için hazırlık yaptım.

2006 da kurumsal hayata tamamen veda edip, Solo Girişimci- Solopreneur olarak, Türkiye’nin ilk Gelecek Planlama Merkezi ve Fütürist şirketi olan M-GEN’i (Millennium Generation’dan türeterek) kurdum. Amacım, hayalim; kişi ve kurumlara gelecekte de başarılı olmalarına, sürdürülebilir bir gelecek oluşturabilmelerine yardımcı olacak; gelecek bilgileri, gelecek planlama metodolojisi ile ilgili hizmetler vermekti. Öyle de yaptım. Daha ilk günden bunları anlattığım bir blog oluşturdum. Yeni yeni ortaya çıkan sosyal medyayı çok etkin ve akıllıca kullandım. İşimin gelişmesinde ve kişisel markamı @futuristufuk olarak yapılandırmamda, kendim için ördüğüm dijital strateji çok yardımcı oldu.

2011 de Dijital Ajans hizmetleri de vermeye başladık. Şimdi tam teşekküllü, başarılı bir Dijital Ajans olarak, çoğu global ölçekte, çok büyük firma ve markalardan oluşan müşteri portföyümüzle, hızla büyümeye devam ediyoruz.

İki kez evlendim. Bir kızımız, bir oğlumuz var. ‘Gelecek Güzel Gelecek’ mottosuna sıkı sıkı sarılan iyimser bir fütürist olarak hayatıma devam ediyorum. 100 seneden fazla yaşayacağıma inanıyor, gelecekle ilgili olasılıklardan, hep birlikte yapabileceğimiz güzel şeylerden müthiş heyecan duyuyorum.

Tüm dünyada hızla büyüyen bir akım fütürizm. Nedir bu fütürizm? Siz bu hızlı büyümeyi neye bağlıyorsunuz?

Fütürizm, anlamı “gelecek” olan İngilizce “future” kelimesinden geliyor. Gelecekle ilgili bir yaklaşım, bir düşünce platformu. “Gelecek katlandığımız, katıldığımız değil, yapılandırdığımız, yaratabildiğimiz akışkan, değişken bir süreçtir” iddiasını sahiplenmeye çalışan, savunan bir kavram, bakış açısı. Başka bir deyişle; “olmasını istediğimiz yarınlar için bugünden kararlar almaya” yardımcı olacak çalışmaların toplamı, bir disiplin.

Şimdiye kadar, sanki bir yerde bir gelecek var ve biz onu tahmin etmeye çalışıyor, o tahminlere göre hazırlık yaparsak başarılı, mutlu oluruz gibi düşünüyorduk. Oysa fütürizmin gelecek algısı ve savunusu şöyle; gelecek karşısında edilgen değil, aktif, müdahaleci, mücadeleci, bazen kabullenici, hibrid yaklaşan sorgulayıcı bir bakış açısı ile düşünmeliyiz, çalışmalıyız.

Fütürizme göre bilgi, teknoloji, akıl ve duyguyu kullanarak aslında istediğimiz geleceği tasarlıyor ve tercihlerimizle tasarladığımızı gerçekleştiriyor ya da gerçekleştiremiyoruz. Bunun farkında olmalıyız. Kuşkusuz geleceği (henüz) kimsenin bilmediğini, bilemeyeceğini, değiştiremediğimiz taraflarının olduğunu kabul ediyoruz. Ancak epeyce bir kısmını yapılandırmakta etkimizin olabileceğine inanıyoruz. Yani kader, kuantum, paralel evren  gibi şeyleri reddetmiyor, yanı sıra şekillendirebileceğimize de vurgu yapıyoruz.

image003

Fütürizmin bir ölçeği, kısıtı, sınırı yok. Bireysel, kurumsal, toplumsal hatta evrensel boyutta yararlanılabileceğimiz bir bakış açısı. Fütürizm “olumlu gelecek tasarımı”, fütürist ise “olumlu gelecek tasarımcısı” oluyor.

Biz fütüristler bu doğrultuda donanım ve farkındalık geliştirmek istiyor, gelecek bilgisinin tıpkı tarih bilgisinden yararlanmak gibi kullanılabilir nitelikte bir bilgi, disiplin, araç ve en sonunda okullarda ders olmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Toparlamak gerekirse;

Fütüristler, basit anlatımla, “gelecek senaryoları üzerine düşünen ve geleceğe dair uzgörülerde (uzgörü: uzak, uzman, uzlaşmacı) bulunan kişiler, gelecekçiler, gelecek mühendisleri” olarak da tanımlanıyor. Gelecek için bol bol senaryo kurgulamak, hayaller kurmak, olumlu gelecek tasarımı yapmak ve aksiyon halinde olmak“Fütürist” olmanın ön koşulları. Fütüristler multidisipliner yaklaşımla, uzgörülü (uzak, uzmanlıkla, uzlaşmacı), yenilikçi, stratejik ve sürdürülebilir öneriler geliştiriyorlar ve uyguluyorlar.

Fütüristler kendilerini daha çok otodidakt yöntemlerle geliştiriyorlar. Çünkü fütürizm henüz yeterli sayıda ve yaygınlıkta akademik ortamda yer almıyor. Türkiye’de sadece ODTÜ’de, benim de hocalık yaptığım bir ders var. Kadir Has Üniversitesi’’nde yine bizim Fütüristler Derneği’nin açtığı tasarım ve küratörlüğünü yaptığım Fütürizm Okulu var. Yurt dışında da daha 100 civarında üniversitede ya da bölümde ders açılabilmiş durumda.

Fütüristlerin ilkeleri;

  • Kendisi ve tüm insanlık için olumlu, ilerici, yenilikçi vizyon geliştiren,
  • Kişi, kurum ve toplumların yararlı, etkin yol haritası oluşturmalarına yardımcı olan,
  • İnsanlıktan sorumlu olduğunu bilen,
  • Geleceğin seyircisi değil tasarımcısı olması gerektiğinin farkında olan,
  •  ‘Çağdaşlık’ sözcüğünün bugünü yaşamakla sınırlı olmadığını gösteren ve davranışlarında bunu yansıtan,
  • Geleceği uzgören,
  • Dünyayı kendine, kendini dünyaya ait hisseden,
  • Dünyanın örgütlenmesinde yer almak isteyen,
  • Geniş kitleleri fütürizm yaklaşımı ile bu bilinç etrafında toplamanın önderlerinden olan

Bireydir, kurumdur.

Fütüristler; dünyada World Future Society (www.wfs.org), Türkiye’de de Fütüristler Derneği (www.futurizm.org) olarak örgütlüler. 2013’den bu yana tüm dünyada 1 Mart’ları Gelecek Günü / Bayramı olarak kutluyorlar.

Ben sizin fütürizmle tanışma hikayenizden çok etkilenmiştim. İnsan hayatında kırılma noktaları, sihirli anlar vardır, sizin için onlardan biri olmalı. Sizden dinleyebilir miyiz bu hikayeyi?

1995 yılıydı sanırım… Bilgisayar sektörü, IT ile ilgili her şey çılgınca bir hızla gelişiyordu. Ben de Genel Müdür yardımcısı olarak o zamanın en önemli firmalarından birinde çalışıyordum. Bir yurt dışı seyahatinde, havaalanında bulduğum, unutulmuş The Futurist Dergisini alıp, uçakta okumam; bugünleri hazırlayan önemli bir dönüm noktası olarak kişisel tarihimde çok önemlidir. O gerçekten çok sihirli bir andır, çünkü ondan sonra hiçbir şey benim için bir daha aynı olmadı.

The Futurist’de okuduğum, algıladığım geleceği bakış açısı ve bilgileri sayesinde; geçmiş, şimdi ve gelecek benim için hep farklı şeyler ifade etti, anlamlar taşıdı. Hayatımı çok daha hedefli, planlı ve odaklı yaşamama sebep oldu. Kendimi daha etkin kullanmamı sağladı.

Fütürist yaklaşımı ve bakış açısını neden benimsemeliyiz sizce? Hayatımıza kazandıracakları ne olacaktır?

Hayatınızın direksiyonuna geçmek için benimsemelisiniz. Bunu okur okumaz birçok kişi “zaten öyleyiz” diyecek ve yanılacak. Çünkü aslında insanlar kendi yaşamlarını değil, başkalarının kararlarını ve sistemin dayatmalarını ezbere, şablonik ve çoğunlukla da mutsuz, başarısız yaşıyorlar. Akışa kapılıyor, katlanıyorlar. Başkalarının planlarında, senaryolarında figüranlık yapıyorlar. Bireylerin kendi geleceklerine sahip çıkıp, onu kendi istedikleri şekilde yapılandırmaları için fütürizmden yararlanmaları neredeyse şart. Tıpkı tarihten yararlandıkları gibi…

Hem sosyal ilişkilerde hem profesyonel hayatta oyunun kuralları hızla değişiyor. Sizce hayatta kalmanın ve gelecekte başarılı olmanın sırları nelerdir?

Sırlarını bilemem ama deneyim, gözlem ve öğrendiklerimden oluşan bir ipucu potpurisi yapabilirim;

  1. Bir kere yeni bir gelecek aklı, algısı ve bilgisi oluşturma alışkanlığı kazanmalılar.
  2. Bunun için fütürizmi bir araç olarak kullanabilirler.
  3. Dijitalleşmeliler. Bunun için de çok akıllı birer sosyal medya kullanıcısı, blogger olmalılar.
  4. Teknoloji ile iliklerine kadar iç içe geçmeliler. Kendilerini bu alanda sürekli update etmeli, yenilemeliler.
  5. Sevdikleri, yani yetkinliklerinin yüksek olduğu alanı mutlaka bulmalı ve ona odaklanmalılar.
  6. O alanda uzmanlaşmak üzere deli gibi, tutkuyla, disiplinle çok ama çok ama çok çalışmalılar.
  7. Stratejik düşünme, planlama, uygulama ve revizyon kabiliyetlerini çok ama çok geliştirmeliler.
  8. Analog ve Dijital olarak, iletişim gurusu kıvamında beceri geliştirmeliler.
  9. İyi ve akıllı insan olmayı yeni baştan tanımlayıp, öğrenmeli ve uygulamalılar.
  10. Tüm bunlar oldu, bitti demeyip, sürekli yetkinlik, yetenek ve becerilerini geleceğin isterlerine göre geliştirmek, değiştirmek üzere hibrid olmalılar. Deneyim, bilgi birikimi ile yenilikçiliği iyi harmanlamalılar.
  11. Manevra kabiliyetleri, esneklik ve uyum becerileri yüksek olmalı.
  12. Sürdürülebilir başarı için çalışmalılar. Sürdürülebilirlik kavramını her türlü karar ve eylemlerinin odağına almalılar.
  13. Algoritmik düşünmeli, duygusal değil duygulu olmalılar.

Günümüzden farklı olarak gelecekte girişimcileri neler bekliyor sizce? Nelere hazırlıklı olmaları gerek girişimci adaylarının?

Pek çok fırsat ve pek çok tehdit… Eğer uzgörüyle, fütürist bakabilen, geleceği iyi anlayan, teknolojiyi iyi kavrayan, dijitalleşmeye inanan, vizyon sahibi, stratejik düşünen, plan ve revizyon yapabilen, hem odaklı hem çok çalışan ve başarılı iletişim yapabilen bir girişimci ise pek çok fırsat bekliyor olma ihtimali yüksek. Özellikle girişimcilerin bu fütürizm işini tamamen çözmesi gerekiyor. Geleceği anlamadan, gelecekte başarılı işlere girişmek ve sürdürülebilir kılmak mümkün değil. Gelecekle uyumlu, uygun işler yapmayanların işi çok zor. Hatta imkansız.

image009

O yüzden her şeyden önce gelecekçi bir kafa yapısında olunması şart diyorum. Bu kafa yapısında olanlar; gelecekte onu neyin beklediğini anlamaya çalışmayan, aksine gelecekte neler yapması gerektiği konusunda farkındalığı zaten yüksek girişimciler olacağı için fırsatları, kazanç kapılarını da birer birer açacaklardır.

Daha somut bir şeyler söylemem gerekirse;

  1. Nano ve genetikten etkilenmeyen alan olmayacak. Bunların girişim alanlarında neleri etkileyeceğini iyi kestirenler daha başarılı olacak.
  1. Her şey dijitalleşecek. İş zekası, internet of things ya da M2M, V2V teknolojiler, bulut bilişimi, sosyal medya, 3D, hologram sistemler, giyilebilir teknolojiler gibi alanlardaki gelişmeleri iyi takip edip, ne kadar küçük olursa olsun girişimlerini bunlara göre şekillendirmeliler.
  1. Müşteri kovalama devri bitti. Müşteri tarafından kovalanacak kadar farklı, iyi, göz kamaştıran şeyler yapmak gerekiyor. İş örgülerini buna göre yapılandırmalılar.
  1. What-How-Why diye giden sıralama artık Why-How-What diye değişiyor. Bir şey pazarlamak, satmak için eskiden “neyi, nasıl yapığımız ve neden alınması gerektiğini” anlatıyorduk, gelecekte “neden, nasıl yaptığımızı anlatıp, neyi almamız gerektiğini” merkez alan “Purposeful Brands-Amaçlı Marka” kavramı gelişiyor. Bir amaçla değil, bir amaç için var olan girişimlerin başarılı olma şansı yükseliyor.
  1. Toplumsal, evrensel sorumluluk bilinci girişimlerinin DNA’sında olmalı ve bunu iyi anlatmalılar.
  1. Geleceğin Başarılı Girişimcisi = İyi Hikayecisi olacak. İşinden iyi, kalbe dokunabilen, duygusunu geçirebilen öyküler çıkaramayana, bunu analog ve özellikle de dijital kanallarda anlatamayana ekmek yok. Ama yapana da çok ama çok fırsat, müşteri var.
  1. Yukarıdakinin olabilmesi için de iyi içerikçi, fevkalade başarılı bir küratör olmayı becermek gerekiyor.

Gelecek güzel gelecek, diyorsunuz. Bu umut vadeden mottonun ilham kaynağı nedir? ‘Dünya iyi bir yere gitmiyor’culara sunduğunuz argümanlar neler?

Buraya kadar anlattıklarımın tamamı ve bir de şu hikâye var;

Evvel zaman içinde, bir köyde, yüksekçe bir tepede yaşayan, özellikle çocukların çok sevdiği; bilge bir ihtiyar varmış. Bilge çocukların her sorusunu ciddiyetle dinler, onlara mutlaka doğru yanıt verirmiş. Bir gün iki çocuk yaşlı bilgeye hiç bilemeyeceği bir soru sormak istemişler. Küçük bir kuş yakalayıp tepeye doğru yürümeye başlamışlar. Yaşlı bilgenin karşısına gelince, çocuklardan biri kuşu avucun alıp, arkasına saklamış ve bilgeye sormuş;

– Bil bakalım elimdeki kuş canlı mı ölü mü?

Bilge çocuklara derin derin bakmış;

– Bu sorunun cevabı senin elinde! Kuşun canlı olduğunu söylersem onu sıkıp öldüreceksin.

Ölü olduğunu söylersem çıkarıp, bana “bak yaşıyor” diye göstereceksin.

Gelecekle ilişkimiz de böyle aslında. O da bir anlamda avucumuzdaki kuş misali…

Eğer onun güzel gelmesini istiyorsak güzel şeyler yapacağız. Bir yere gitmesin istiyorsak da durup, kötüleşmesini bekleyeceğiz. Yani gelecek, bizden bağımsız kendi kendine hareket eden, kafasına göre takılan bir durum silsilesi değil! Gelecek; ne ekersek onu biçtiğimiz sonsuz olasılıklar tarlası.

Ufuk Hanım, büyük bir sosyal ağınız ve yaptığınız işleri özel olarak takip eden bir çok insan var. Bu kadar beğeniyi neye bağlıyorsunuz? 

Fütürist bakış açısı ile odaklı, sürekli, olumlu, samimi, daima geliştirerek, yenileyerek ve yeniliklere adapte olarak ederek çok, verimli çalışmama bağlıyorum. Teknolojiyi ve dijital olanakları iyi kullanmaya çalışama bağlıyorum. Yukarıda anlattığım ve meli/malı diye sıraladığım her şeyi, kesinlikle kendim de çok iyi derecede yapmaya çalışıyorum. Bunları yaptığınızda insanlar sizi anlıyor, seviyor ve takip etmeye başlıyor, bırakmıyor. Aslında yanıt basit; tüm kalbim ve gücümle, kesintisiz biçimde insanların beğenecekleri şeyler yapmaya gayret ediyorum. Yaptığım şeylerin en önce beni heyecanlandırmasına dikkat ediyorum. Ben beğenmiyorsam, ben heyecanlanmıyorsam, kimse beğenmez, heyecanlanmaz diyorum. Önce en zor beğenen, en acımasız eleştiren kendimi ikna etmeye çalışıyorum. Bunu çok önemsiyorum.

image005

Y kuşağı değişimle çok iç içe büyüdüğü için geleceğe adapte olma konusunda pek zorluk yaşamıyor. Peki ya X kuşağı? Örneğin, çoğu yönetici Y kuşağı mentorlardan sosyal medya ve dijital dünya ile ilgili yardım alıyor. Sizce X kuşağının gelecekteki iş yaşamına ve sosyal hayata daha kolay adapte olabilmesi için neler yapması gerekir?

Dijitalleşmeleri gerekiyor. Sosyal medyayı çok ama çok iyi ve akıllıca kullanmaları gerekiyor. Bunu yaptıklarında zaten kuşak farkı falan kalmayacak. Onlar da Screenagers-Ekran Nesli olacaklar, sorun da büyük ölçüde kendiliğinden ortadan kalkacak. Bir de X’lerin, Y’ler hakkındaki şu yazımı iyi okumalarını öneriyorum. Ve tabii ki yukarıda yazdıklarımı bire bir anlamaları, farkındalıklarını yükseltmeleri ve uygulamaları da şart!

Peki bir birey olarak Ufuk Tarhan’ın hayalleri neler? Siz gelecekten neler bekliyorsunuz? Başarmak istedikleriniz neler?

Başarının tarifini ben şöyle anlıyorum; “Başarı=Sırf sen varsın diye, bir başkasının mutlu olma hali…

Bu, benim tüm karar ve eylemlerimde kendimi kalibre ettiğim referans bilgi, algı, duygu…

Mutluluğu ise “kendini iyi hissetme hali” diye tanımlıyorum.

Bu açıklamalardan sonra da diyorum ki “Gelecekten bir şey beklemiyorum. Ben sadece, onu daha iyi yapmaya çalışarak başarılı, mutlu olmak istiyorum. Asıl ben ona, geleceğe ne verebilirim, ona iyilik adına ne bırakabilirim diye düşünüyorum”. Yani daha çok insanı mutlu etmeye çalışarak kendimi iyi hissetmek, başarılı olmak istiyorum. Hedefim bu olduğu için de biliyorum ki ne yaparsam yapayım hem başarılı yani mutlu olacağım. Yani gelecek bana değil, ben ona bir şeyler verebilirsem, ben; geleceğe değer, iyilik, güzellik katabilirsem başarılı olacağım diye ilerliyorum. Kendinizi böyle kurguladığınızda ise daimi mutluluk hali içinde oluyorsunuz. Mutluluk arayışı illetinden kurtuluyorsunuz.

Son olarak Uplifers okuyucularına neler söylemek istersiniz, iyi bir yaşam için tavsiyeleriniz nelerdir?

İyi yaşamayı istemek yetmez, o her ne ise iyi tarif edip, tarif ettiğiniz şeyi gerçekleştirmek için çok ve disiplinle çalışmalısınız. Geleceği iyi düşünün, anı iyi yaşayın.

 

Röportajı hazırlayan: Özge Durkut

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!