X

Üçüncü dalga kahve akımı: İstanbul’un yeni kahvecileri

Son yıllarda peşi sıra açılan, butik bir hizmet verdiklerini söyleyebileceğimiz üçüncü nesil kahvecilerin ortak özelliği kahvelerini kendilerinin kavurmaları ve öğütmeleri. Ödüllü ve başarılı baristalar ile çalışan İstanbul’daki en iyi 9 mekan karşınızda.

KRONOTROP

Artık Cihangir’de olsa da Kronotrop’u ilk açıldığı yer olan Galatasaray’da keşfetmişsinizdir çoğunuz. Küçücük bir mekanda ilk olarak açılan kahvecinin önünden telaşla geçip giderken, taze çekilmiş o kahve kokusu sizi etkisi altına alır ve kafanızı dükkana doğru çevirmenizi sağlardı. İstanbulluların üçüncü dalga kahvecilerle tanıştığı belki de ilk yer olan Kronotrop, şu sıralar özellikle Cihangir sakinlerinin uğrak yeri. Kışın ellerinizin arasına alıp mis gibi kokusunu içinize çektiğiniz sıcacık kahveler baharla birlikte yerini mekanın da çok başarılı olduğu cold brew’a bırakıyor.

SHORT BLACK

Asmalımescit’in ardından son yıllarda geçirdiği dönüşümle birlikte Karaköy üçüncü dalga kahvecilerin ana merkezlerinden biri haline geldi. Çok kısa bir süre önce Fransız Geçidi’nin içinde açılan Short Black, kahvelerinin yanı sıra sıcacık atmosferi ve duvarındaki büyük illüstrasyonla dikkat çekiyor. Diğer kahve mekanlarına göre sahip olduğu geniş alan kitabınızı alıp okumak ve kafanızı dinlemek için en iyi yerlerden biri. Avustralya’dan gelen kahveleri leziz. Filtre kahve ve espressonun yanı sıra Australian Cappucino’sunu denemenizi öneririz.

MANUEL DELI & COFFEE

Cihangir sakinlerinin ikinci evi olarak adlandırdığı Manuel Deli & Coffee, yaklaşık bir yıl önce açıldığında önce kahveleriyle ardından da birbirinden lezzetli sandviçleriyle müdavim kitlesini yarattı. Mekana uğradığınızda, ’take away’ alacağınız kahve için bile biraz zamanınız olması ve acele etmemeniz gerekiyor. Çünkü kahveler her seferinde aynı özen ve titizlikle hazırlanıyor. Kahvelerin çoğu ise ithal ediliyor. Bu arada çikolatalı brownie’sini ve ekşi hamurdan yapılan pizzaların da tadına bakmayı ihmal etmeyin.

COFFEE SAPIENS

Karaköy’deki Coffee Sapiens, Jamaica’nın meşhur Blue Mountain kahvesini kahveseverlerle buluşturan İstanbul’daki nadir kahvecilerden biri. Damak tadınıza uygun olan kahve için sizi yönlendiriyorlar. Dünyanın farklı noktalarından topladıkları kahve çekirdeklerini özel demleme yöntemleri kullanarak sunuyorlar. Kahveye dair merak ettiğiniz her şeyi sorabileceğiniz ve uzun uzun detaylı bilgiler alabileceğiniz sahipleri dilerseniz kahvenizin bardağının içine nutella sürüp servis ediyor. Limonlu cheesecake ve kurabiyeleri ise leziz kahvelerine eşlik ediyor.

GEYİK COFFEE ROASTERY

Cihangir ve Karaköy’ü adeta istila eden üçüncü dalga kahvecilerin belki de en popüler olanı Geyik Coffee Roastery. Akarsu Caddesi’nde bulunan kahveci, açıldığı ilk günden itibaren kendi müdavim kitlesini yarattı. Dünya çapındaki yöresel kahvelerin yanı sıra akşamüzerleri tariflerini saklı tuttukları içinizi ferahlatan kokteylleri dikkat çekiyor. Geceleri sokağa taşan kalabalıklığıyla adeta bir club’ın önünden geçiyormuşsunuz hissi yaratan mekan Cihangir’e bambaşka bir hareket ve renk katıyor. Geyik, çok geniş bir alana sahip olmadığı için oturma düzeni yeterli değil, ancak kahvenizi alıp hemen önündeki kaldırıma bir tabure çekip keyfinizi sürebilirsiniz.

MOC

Nişantaşı’ndaki Ministry of Coffee, yani kısaca MOC’un kahvelerinde Avustralyalı Sam Çeviköz’ün imzası var. Soğuk günlerde Cafe Miel’ini, yazın sıcak günlerinde ise cold brew’unu mutlaka deneyin. Kahveye meraklıysanız, mekanda verilen sertifikalı kahve eğitimlerine de katılabilirsiniz. Ayrıca kahvelerinizin yanına Mimi Pasta’nın özel olarak hazırladığı birbirinden lezzetli cheesecake, cupcake, cookie ve özellikle havuçlu keki eşlik etsin.

BREW LAB

Brew Lab, İstanbul’da açılan en yeni kahvecilerden. Kronotrop’un Galatasaray’daki eski yerine açılan küçük ve sevimli mekandaki kahveler Türkiye barista şampiyonlarından biri olan Özkan Yetik tarafından hazırlanıyor. Kahveleri yaparken, sertlik derecesi birbirinden farklı olan dört ayrı kahve çekirdeği kullanıyorlar. Mekan çay sevenleri de unutmamış. “Ağır gelir, çarpıntım tutar” deyip kahve içmek istemezseniz, yaseminli, portakallı ya da zencefilli gibi altı farklı çay çeşidinden birini deneyebilirsiniz.

NOIR PIT COFFEE CO.

Bir diğer kahve durağına hoş geldiniz. Şişhane’de bulunan üçüncü dalga kahvecilerden Noir Pit, dekorasyonuyla diğer kahvecilerden farklı bir duruşa sahip. Butik bir havası olan mekan, İstanbul’un en şık kahvecisi olmaya aday. Taze çekilen organik kahvelerinin yanı sıra çay çeşitleri de bulunuyor. Kahve keyfini evinizde yaşamak isterseniz, damak tadınıza en uygun olan kahveyi seçip istediğiniz miktarda taze taze çektirip paket olarak alabilirsiniz.

RAFİNE ESPRESSO BAR

Anadolu Yakası’nın en sevilen kahvecilerinden biri Rafine. Kahve çekirdeği konusunda birçok seçenek sunması sayesinde farklı lezzetleri tatma olanağı buluyorsunuz. Mekanın sahibi şef olduğundan kahvelerin yanı sıra sunulan tatlılar da Rafine’yi benzeri kahve mekanlarından ayırıyor. Tiramisuyu ve zamanı geçmeden kabak tatlısını tatmanızı öneririz. Adı üstünde; ne kahvelerinde ne de yiyeceklerinde katkı maddesi kesinlikle kullanılmıyor.

İstanbul’da baharın tadını çıkaracağınız teraslı mekanları derlediğimiz bu yazı, Fiat 500 ailesinin katkılarıyla hazırlanmıştır. 

Zeynep Sipahi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale