X

Bu tutulma ve yeni ay ile evren bize bir şeyler ifade ediyor olabilir mi?

  • Şubat bile bitiyor, hala kış gelmedi?’ler,
  • Havalar da ne sıcak, halbuki geçen sene…’ler,
  • Yalnız biraz daha kar yağmazsa bu yaz mahvolduk’lar…
  • Şimdi bunları bir kenara bırakalım da, sizde nasıl bu havalar sular?

Mesela ben bugünlerde suya hasret zamanlarımdayım. Havayla pek işim yok. Su olsun yeter. Su yanı olsun. Yanı olmasa uzaktan da görsem yetecekmiş gibi. Sanki susamışım da su yokmuş gibi… Sanki olan su bana hiç yetmeyecekmiş gibi. Tabii kendi derinliklerime dalıyorum balıklama, böyle olunca. Zamanla aldığımız eğitimler, farkındalıklarımızla bizi bir yerlerden alıp bir yerlere götürüyor hep hayat tecrübelerimiz. Bir an duruyorsun ve ta taa, perde açılıyor; ve karşınızda yüzümüze vuran gerçekler… 

Mesela ben bugünlerde suya hasret zamanlarımdayım.

Tüm söylemlerimin vardığı yegane sözcük geliyor yine: “Olmak”. Bir şey olmak! Sana küçük bir sır vereyim mi? Bir şey olmaya çalıştıkça, bir şey olmaya çalışmaların hep bir şey olmak olacak ve bir şey olmak için olmaya çalışmaların hiç bitmeyecek (anlatırken bile ne kadar karışık, nasıl olacağız ki?). Peki ya hiç biten oldu mu? Yoksa bittikçe üstlerine yenileri mi eklendi? Ve biliyor musun? “Hiç kimse senin sırrına senden fazla şefkat gösteremez.” – Şeyh Şadi Şirazi.

Dedim ya yukarıda, sanki su hiç yetmeyecekmiş gibi. Dünyanın su ile kaplı alanlarını bile düşündüğümde sanki yetmeyecekmiş gibi. Acaba nelerden korkuyorum? Daha fazla neyden korkabilirim ki? Dünya üzerindeki su susuzluğumu gideremeyecekse, daha fazla ne korkutabilir?

İşte böyle zamanlar daha çok içe döndüğün, daha çok sorduğun, daha çok kendine mesai harcadığın, bazen gerçekten hiçbir şey yapmadan oturup düşündüğün, bazen düşünmek korkutunca fark edip kaçtığın yer burası; benim kaçışım bu aralar bir yabancı dizi (ki konsantrasyon problemi yaşayan bir insan olarak, üç dört bölüm üst üste dizi izlemek ve ben? Evet bayağı korkmuşum demek ki).

Bu tutulma ve yeni ay ile evren bize bir şeyler ifade ediyor olabilir mi?

Bir de şuradan bakalım, çocukluk korkularımız… Ne güzel şeylermiş: ayağını yorgandan çıkartıp yataktan aşağı sallandıramazsın. Sanki yatağın altından bir şey çıkacak korkusu. Karanlık korkusu. Issız sokak korkusu. Yalnızken ya da geceleyin evden gelen tıkırtıların korkusu. Hemen hemen benzer korkuları ya da aynılarını yaşayanlarınız oldu çocukken. Halen öyle aslında, biliyor musun? Nasıl mı? Sadece korkuların formları değişti ama hepimiz hemen hemen aynı ya da benzer gerçeklerden korkmaya başladık. Gerçekler derken, burası da sorgulanacak bir alan ve bu alanı size bırakıyorum: Gerçekler mi? Dayatılanlar mı? Yine tabii ki sosyal çevremiz ve coğrafyamız tarafından.

Demem o ki; her yaş kalıbına ait korkular var bir sepette ve her yeni mum üflediğinizde sanki bir tanesi daha bize doğru geliyor ya da biz ona doğru gidiyoruz, bilinmez. Ama korkularımız, bu satırları okuyan seninle de aynı. Yani yalnız hissettiğin zaman, birine sarılırsan eğer, onunla da aynı. Ya da biraz daha şefkat istediğin için uzandığın el için de keza.

İçeride durum nasıl?

Ama içeride durum sandığından da farklı. Yine her şeyin kaynağı sensin ve ne yaşıyorsan, ne tercih ediyorsan, hepsi sen istediğin için sana aitler. Tüm hayallerin kadar korkuların da senin eserin, evet. Tüm sevgilerin kadar sevilmediklerin de senden kaynaklanıyor. Aslında yine her şey, var olma sürecinde kendinde başlıyor.

Ben bugün varoluşuma şükretmeyi tercih etmeye niyet ettiğim için bu yazıyı başka niyetlere açıyorum. Zaman zaman sular dalgalı, sular bulanık, sular berrak, sular köpüklü, sular dingin… Hangi suda yüzmek istediğini tercih eden, senden başkası olabilir mi? Peki ya susuzluk?

Bugünlerde siz de benim gibi hep bu tarz düşüncelerdeyseniz, sanırım ki tutulmalar süreci etkisi. Geçen günkü güneş tutulması ve yeni ay. Belki bu tutulma ve yeni ay ile evren bize bir şeyler ifade ediyor: Korkularını fark et ki cesaret edebil!

Ben fark ettim! Ya sen?

 

İlginizi çekebilir: Farkındalıkla yaşamak için dünyanın müziğini dinlemek ister misin?

 
Şebnem Pınar: Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp, sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın... Okuduğunuz an anladığınız şey az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın. Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale