X

Turkuaz rengi sular ve yeşil tepeler içinde Samos Adası

Geçtiğimiz sene Kos, Kalimnos, Leros, Lipsi, Patmos ile başlayan Yunan Adaları ziyaretlerimize bu yıl da 28 – 30 Ağustos tarihleri arasında Sakız Adası’nın güneyi; Patmos Adası’nın kuzeyi, Kuşadası’nın da doğusunda kalan Yunanistan’ın Samos (Sisam) Adası ile devam ettik. Bu yayında; adaya gidiş, adada gezilecek-görülecek yerler ve yeme-içme önerileri üzerine derlediğim bilgilere erişebilirsiniz. Biz Samos’u çok beğendik. Buyrun, başlıyoruz.

Samos Adası, Yunanistan

Samos, eski zamanlardan beri zengin ve varlıklı bir ada olarak özellikle üzüm üretimi, şarap imalatı ve çömlekçilik işleri ile meşhurmuş. Ünlü Yunanlı filozof ve matematikçi Pisagor’un (Pythagoras) da doğum yeri olan ada; Herodot’un anlatılarına göre vakti zamanında Yunanistan’da yapılan en büyük tapınağa da ev sahipliği yapmaktaymış. Bu tapınak, mitolojiye göre Samos Adası’nda doğduğuna inanılan kadınlar ve evlilik tanrıçası Hera’ya ithaf edilmiş.

Adanın yüzölçümü 478 km2, uzunluğu 43 km ve genişliği ise 13 km. Başkent Vathi (Samos), adanın Kuzeydoğu’sunda yer alıyor. Birçok Yunan Adası’nda Vathi isminde kentler bulunmakta ve Yunanca derin anlamına gelmekte. Diğer önemli kentleri Güneydoğu’da bulunan Pythagoreio, Güneybatı’daki Marathokampos ve Kuzeybatı’daki Karlovassi. Adanın ortasında Ampelos ve Kerkis adında iki büyük dağ bulunmakta. Ayrıca Samos, Fenikece “kıyıdan yükselen” demekmiş.

Adanın etrafını çepeçevre saran bir taşıt yolu olmadığını da özellikle belirtmek isterim. Sadece Vathi’den Karlovassi’ye gitmek için (yaklaşık 35 km) sahil şeridini kullanabileceğiniz bir yol var. Yükseltili bir ada olduğundan genelde Kuzey – Güney aksı arasında dağ, tepe tırmanarak, plajlar için de kıyı kesimlere inerek istediğiniz noktalara ulaşabiliyorsunuz. Yollar bisiklet kullanımı için zorlayıcı olmakla beraber, güzergahı belirlediğiniz takdirde (topografik haritaya bakmanızı öneririm) çok keyifli plajlar da keşfedebilirsiniz.

Kuşadası

Yazları, Kuşadası’ndan her gün Samos Adası’nın güneyinde bulunan Pythagoreio’ya tekne seferleri düzenlenmekte. Biz de sabah saat 9’daki bu sefer için önceden internet üzerinden yerlerimizi ayırtmıştık. Bu, size hem sıra beklememeniz için yardımcı olacak; hem de yer bulamama sorununa kesin bir çözüm olacaktır. Adaya farklı zamanlarda gidiş-geliş, her türlü vergi dahil kişi başı 55€. Feribot biletini aldığımız firma bilgileri için buraya tıklayarak web-sayfalarına erişebilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 1,5 saat sürmekte. Dönüş seferleri de her gün saat 17’de Samos Adası’nın Vathi Limanı’ndan yapılmakta.

Pythagoreio’ya geldikten sonra pasaport kontrol için sıraya girmeniz gerekiyor. Tabii ki bir düzen yok; sıra oluşturmanıza yardımcı sistemler yok. O yüzden sıcağın altında uzun süre beklemek istemiyorsanız, tekne yanaştıktan sonra pasaport kontrol için görevlilerin yönlendirmelerini dinlemenizi tavsiye ederim; çünkü herkes bir şeyler söylüyor olacak ya da bir şeylerden şikayet etmeye başlamış olacak bile.

Pythagoreio

Adaya giriş yaptıktan sonra Pisagor’a ithafen 1955 senesinde Pythagoreio olarak adlandırılan kente adım atmış oluyorsunuz. Burası çok sevimli bir sahil kenti. Sahil şeridinde teknelerin dizildiği bir yay ve yürüme yolu kenarında restoran ve barlar sıralı.  Limanın hemen sonunda da Pisagor Anıtı bulunuyor. Limanın ortasından içlere doğru giren; karşılıklı hediyelik eşya dükkanları, pastaneler, büfeler, takıcıların konumlandığı şirin de bir ana caddesi (Lykourgos Logothetis) mevcut. Ana cadde üzerindeki My Yoghurt isimli “kendi kabını, kendin hazırla” temalı dükkandan, dondurulmuş yoğurt kaplarımız ile kısa bir mola vermeyi ihmal etmedik. Hem hafif; hem de serinletici bu alternatifi denemenizi öneririm.

Konaklayacağımız Vathi (Samos) kentine gitmek için otobüs yolculuğu yapmayı tercih ettik. Kişibaşı 2,20€ ödeyerek, serin ve konforlu bir şekilde kısa bir ada turu atabileceğiniz bu alternatifi, konaklayacağınız kent hangisi olursa olsun deneyebilirsiniz. Hem lokal insanlarla birlikte seyahat etmiş olacak; hem de yüksekçe bir araçtan, etrafı seyretme şansı elde edeceksiniz. Taksileri kullanarak da ada içinde makul fiyatlarla gezinebilirsiniz.

Vathi

Otobüs ile yaklaşık 20 dakika süren yolculuk ile Vathi’ye vardık. Otel, indiğimiz terminale çok yakındı. Vathi’de konaklamayı tercih etmemizin nedeni, dönüş limanının Pythagoreio değil; Vathi’de bulunması. Vathi’nin yukarı yamaçlarına doğru yürüdükçe, konutların artması ile sokakların sevecenleşmekte olduğunu ekleyerek; bir kere daha Samos’a gidersek Kokkari ya da Pythagoreio yakınlardaki pansiyonlarda kalmanın daha keyifli olacağını belirtmek isterim.

Otele yerleştikten sonra önceden hazırladığımız gezi planını çıkardık ve ulaşım aracımızı belirledik. Daha önce internetteki araştırmalar çoğunluğun motor kiralama alternatifini tercih ettiği yönündeydi. A2 ehliyetimizi yeni aldık, hevesliyiz, hava güzel, koşullar dört dörtlük =) Easy Rider isimli şirketi, konakladığımız oteldekiler önerdiler. Nasıl bir motor istediğimizi katalogtan seçtik (125cc bir Aprilia Scooter) ve 15 dakika içinde motoru otele kadar getirdiler. Bu şekilde ilk güne hızlı bir başlangıç yapmış olduk. Motorun günlük kirası 18€.

Kokkari

İlk durağımız Vathi yakınındaki Kokkari kenti oldu. Buradaki plajlarda windsurf yapma imkanınız da bulunmakta; fakat adanın ani yön değiştirebilen rüzgar akımlarını spora başlamadan önce kontrol etmenizde fayda var. Vaktiniz varsa rüzgar sörfü alternatifini mutlaka değerlendirmenizi öneririm.

Yemeği, Kokkari içindeki Meltemi Restaurant’ta yedik. Hemen dip not olarak belirteyim, adada yediğimiz en lezzetli yemek de buradaydı. Greek salad, ahtapot ızgara, kalamar tava, ızgara kılıç balığı ve meyve için kişibaşı 25€ gibi bir fiyat verdik. Yolumuzun üstündeki Lemonakia ve Tsamadou plajlarında yüzdük, Tsabou’ya da tepeden bir bakış attık. Tsamadou plajı, Samos Adası’ndaki tek resmi nüdist plaj. Plajın sadece bir tarafında bu uygulamanın olduğunu da belirteyim.

Manolates

Kokkari’den sonra Karlovassi rotasına doğru sürdük ve yolumuzun üzerindeki Vourliotes ve Manolates köylerine uğradık. Her iki köye çıkmak için de virajlı ve dar dağ yollarından geçmeniz gerekmekte. Özellikle Manolates’e gitmek için, Bülbül Vadisi de denilen bir ormanın içinden gidiliyor. Dönüş için geç saate kalırsanız ve bizim gibi motor ile seyahat ediyorsanız ciddi anlamda üşüyebilirsiniz. Her iki köye de bayıldık. Yaşayanların huzuru, dar sokaklar, şirin evler, uykucu kediler, takı/seramik gibi el yapımı ürünler satılan butik dükkanlar… hepsi bir ahenk içindeydi. Manolates’teki Kallisti Cafe’de yediğimiz revani benzeri, portakal şerbetli kek ise enfesti. Kahve ile mutlaka denemenizi öneririm. Manolates’te Despina Taverna; Vourliotes’te de Blue Chairs TavernaKallisti Cafe’de yediğimiz revani benzeri, portakal şerbetli kek ise enfesti. Kahve ile mutlaka denemenizi öneririm. Manolates’te Despina Taverna; yemek için önerebileceğim restoranlar arasında.

Manolates’ten indikten sonra aynı sahil şeridi üzerinde, Karlovassi yönünde Agios Konstantinos’a çok yakın bir sapaktan Ampelos köyüne de çıkabilirsiniz. Biz maalesef hava kararmış olduğundan bir tur daha ormanlık yola giremedik. Bir dahaki gidişimizde, gündüz gözüyle şelaleleri görüp yüzmeye de gideceğiz. Vathi’deki otelimize döndükten sonra akşam gezmemizi de yaptık. Vathi içinde özellikle önerebileceğim yerler çok az; ancak işletmeler Gagou yönüne doğru yoğunluk kazanıyor. Bu arada geceleyin Vathi, gündüzden çok daha canlı ve serin.

Two Spoons

Adadaki 2. günümüzde güney tarafa doğru yol aldık. Adaya ilk ayak bastığımız ve Vathi’den 11 km uzaklıktaki Pythagoreio ve Türkiye’ye bakan plajları gezdik. Pythagoreio’daki Two Spoons isimli kafeyi özellikle tavsiye ediyorum. Bir Yunanistan klasiği olan frappe ve taze yapılmış milyöf hamurlu keklerden herhangi birini tercih edebilirsiniz. Yemek için, sahil şeridi üzerinde birçok restoran bulunmakta. Internette adına bolca rastladığım Pisagor heykeline en yakın konumda bulunan Elia Restaurant’ı deneyebilirsiniz. Yunanistan’dayken deniz mahsülleri tüketmeyi sevdiğimizden, kırmızı et ürünlerinin ağırlıkta servis edildiği ve bir hayli kalabalık olan Elia’yı tercih etmedik. Sahil şeridine paralel arka sokaklarda bulunan ve ağırlıklı yerel halkın olduğu, Yunanistan’a özgü tencere yemeklerini tadabileceğiniz lokal lokantaları da deneyebilirsiniz.

Psili Ammos

Pythagoreio’dan sonra Samos ile Türkiye arasındaki en kısa mesafede (1,6 km) bulunan Psili Ammos plajında denize girdik. Ada genelindeki taşlı sahillerin aksine; burada incecik kum tanelerinden oluşan sahilden, uzunca bir süre bileklerinize kadar gelen suda yürüyerek denize girebilirsiniz. Öğle yemeğini Psili Ammos Taverna’da yedik. Lokal turistlerin tercih ettiği mekanda; Samos Adası spesiyal menümüz haline gelen greek salad, ızgara kalamar, ızgara karides, ızgara ahtapot ve meyve kombinasyonunu sipariş ettik.  Izgara kalamar ve karides enfesti; ancak ızgara ahtapot bir önceki gün Meltemi Restaurant’ta yediğimiz kadar lezzetli ve yumuşak değildi.

Kerveli

Psili Ammos’tan sonra Posidonio, Klima ve Kerveli plajlarını ziyaret ettik. Plajdaki barlarda hazırlanan smoothie, milk-shake, frozen yoghurt-shake içeceklerinden ya da türk kahvesi (nam-ı diğer greek coffee) sipariş edip sahilde dinlence yapabilirsiniz. Bu arada, ada genelindeki bütün plajlarda 2 şezlong+1 şemsiye+ duş şeklindeki uygulama 6 €.

Adadaki son günümüzde önce Vathi sokaklarında gezintiye çıktık. Bir içki dükkanından, Samos’a özgü meşhur şaraplar aldık. Bu şaraplar hafif meyvemsi ve floral tatları ile meşhur.

Pisagor Kupası

Hediyelik eşya olarak alabileceğiniz ilgi çekici bir ürün de Pisagor Kupası. Açgözlülük Kupası olarak da adlandırılan bu bardağın içinde sütun benzeri bir çıkıntı var. Bardağı, bu sütun seviyesinden fazla doldurduğunuz takdirde, bardağın altında bulunan delikten fazla miktar dışarı taşıyor. Dükkan sahibinin anlattığına göre; Pisagor, bu tasarımı ile felsefik anlamda “ihtiyacın kadar tüket” benzeri bir mesaj vermeyi hedeflemiş.

Vathi Coffee

Alışveriş sonrası pastahaneden aldığımız feta böreği ve elmalı pie’ı Yunanistan’da bolca görmeye alıştığımız kahveciler’den birinde dinlenirken afiyetle yedik ve tekrar yollara düştük. Kahvaltı sonrası ilk durağımız, adına sıklıkla rastladığımız Vathi’deki otelimize de yakın olan Gagou Plajı’ydı. Sahili taşlık, denizi turkuaz renginde olan bu koy için beklentilerimiz bir hayli yüksekti. Lokasyonu dolayısıyla, Vathi’ye yanaşan feribotlara yakın bir sahil olduğundan, denize dalınca gemilerin güçlü motor seslerini duyabiliyorsunuz. O yüzden, adanın güneyinde sıralanan plajlar kadar sakin olmadığını belirtmek isterim. Dolayısıyla biz de bu plajda çok durmadık ve rotamızı ören yerlerini de görmek üzere yine adanın güneyine çevirdik.

Mytilini

İlk durağımızı Mytilini köyü olarak belirledik. Mytilini köyünden adaya geldiğimiz ilk gün otobüsle geçmiş ve burayı çok beğenmiştik. Vathi’den Mytilini’ye giden yol üzerinde açılış-kapanış saatlerini şiddetle kontrol etmenizi önereceğim bir de Mytilini Paleontoloji Müzesi bulunmakta. Köye ulaştığımızda ortadaki meydanda bulunan kafede kahve molası verdik. Frappelerimizi yudumlarken haritamız üzerinde sonraki duraklarımızı işaretledik. Mytilini üzerinden Chora’ya doğru devam ettik. Her iki köyde de turistler açısından ilk bakışta atraksiyon yok gibi gözükse de yapılabilecek en güzel şey köy meydanında oturup kahvelerinizi içerken yerel halk ile sohbet etmek ve etrafı turlamak.

Heraion

Chora Köyü üzerinden rotamızı Heraion’a çevirdik. Burası, yazının başında da bahsetmiş olduğum Tanrıça Hera için yapılan iyon mimari düzenindeki tapınak yerleşkesi. Alanda, ayakta kalmış sadece 1 adet sütun ve 2 adet heykel harici görülebilecek çok da eser bulunmamaktaydı. Dolayısıyla içeride hızlı bir tur attık ve Ireon’a doğru yola koyulduk.

Ireon

Ireon, denize girmek için çok da keyifli olmamakla beraber, Ireon merkezine 5 dakika yürüme mesafesindeki Pappas Beach’e gitmeyi tercih edebilirsiniz. Pappas Beach yolu engebeli ve bozuk olduğundan biz sadece tepeden bir bakış atıp, öğle yemeği için geri döndük. Tripadvisor’da yüksek puan almış Ireon’daki To Kyma Taverna’da bir şeyler atırştırmaya karar verdik. Restoranın lokasyonu sahil üzerine kurulu bir veranda şeklinde olduğundan manzara gayet keyifliydi; fakat yemeklerin tatları için aynı duyguları paylaşamıyor oluşumuz üzücü. Yunan Adaları’nda masaya sipariş etmeden rahat edemediğimiz ahtopot ızgara, daha önce yediklerimize nazaran çok sertti. Diğer Yunan yemekleri siparişlerimiz de çok lezzetli olmadığından To Kyma Taverna için olumlu geri dönüş yapamayağım.

Ireon’dan sonraki durağımız Potakaki plajıydı. Sahili taşlık, denizi kumluk uzunca plajda mavi bayrak, su sporları, tatil köyleri dikkati çeken detaylardan. Bolca İskandinav turist ve çekirdek aile şeklinde tatil yapan gruplar görme imkanınız var. Ayrıca adada gittiğimiz plajlar arasındaki en rahat şezlonglar da buradaydı.

LL Castle + Church

Son durağımız, Potakaki plajından da gözüken tepe üzerindeki Samos Adası’nın bilinen en eski akropolisi Lykourgos Logothetis Kalesi ve kilisesisiydi. Lykourgos Logothetis, Yunanlıların Türklere karşı başlattığı bağımsızlık savaşında etkili olan yerel bir liderin adı olduğunu da belirteyim. Vathi’ye döndüğümüzde de küçük bir sürpriz olarak bir koşu organizasyonuna denk geldik. Önce minikler, büyüklerin yönlendirmeleri ile sahil şeridi boyunca koştu; sonra da büyükler yaklaşık 11 km uzaklıktaki Kokkari kentine gidiş-dönüş için koşularına hazırlandı. 2015 senesinde yaptığım yolculuklarda, her seferinde farklı bir şehir koşusuna denk gelmek de çok keyifli. Spor yapan insanları görmek, inanılmaz bir motivasyon kaynağı.

Samos Adası bize gayet keyifli ve huzurlu; fakat kısa geziler için her yerini keşfedemeyeceğimiz kadar büyük geldi. Adanın batı kısmındaki kentleri, bu turumuzda gezilecekler listemize alamadık bile. Bir sonraki tura bıraktıklarımız: Marathokampos bölgesindeki plajlar, Pisagor Mağarası, Karlovassi, Ampelos’taki şelaleler, Livadaki Beach, Eupalinos Tüneli, Mikro & Megalo Seitani. Ayrıca ada üzerinde çok sayıda manastır ve kilise de ziyaret edebileceğiniz yerler arasında. Bu turda, daha fazla yer gezmekte zorlanmamızın bir diğer önemli nedeni de belirttiğim bu durakların çoğuna toprak ve taşlık yollardan gitmek durumunda kalınması. Araba ile adanın birçok noktasına, 2 kişi+1 motorsikletten çok daha rahat ulaşabilirsiniz. Adanın karadan gidilmesi zor olan koyları için keyifli bir başka alternatif de charter tekne ile adayı ziyaret etmek olabilir.

 

Faydalanabileceğiniz internet sayfaları:

http://www.visitgreece.gr/en/greek_islands/northeastern_aegean_islands/samos

http://www.angelfire.com/super2/greece/samos.html

http://www.travel-to-samos.com/

http://www.greeka.com/members/anastasiou/samos/gallery.htm (Photo Gallery)

Gözde Kızılkan: Gözde; İstanbullu bir mimar, şehir plancısı, gezgin, yogini, sanat ve sporsever. Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Almanya’da bulunan Bauhaus Üniversitesi’nin mimarlık bölümünde tamamladı. Daha sonra aktif olarak profesyonel iş hayatına atıldı ve bu sırada İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şehir planlama yüksek lisans programına kayıt oldu. Sokak sanatları ve kent yaşamına etkileri üzerine hazırladığı tez konusu kapsamında Yeldeğirmeni semti ve Mural Istanbul festivalini çalıştı ve yüksek mimar/şehir plancısı olarak mezun oldu. Her türlü spor dalı, kültür ve sanat etkinlikleri, seyahat, doğa, yoga, hayvanlar ilgi duyduğu alanlar olup araştırmak, keşifler yapmak ve bunları paylaşmak sevdiği uğraşlar arasındadır. http://gozdekizilkan.blogspot.com.tr/

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale