Ivillage’ın derlemiş olduğu tüm zamanların en etkileyici 15 stil ikonu arasında yüzümüzü gülümseten isimler yer alıyor.
Audrey Hepburn
Audrey Hepburn döneminin zerafet kraliçesi olarak adlandırılan bir yıldızdı. Fiziksel özellikleri, Marilyn Monroe ve Elizabeth Taylor gibi o dönemin diğer aktrislerine göre çok farklıydı. Rahat, şık ama sade ve seksi olmayan bir giyim tarzına sahipti. Özellikle babet ayakkabıları ve siyah elbisesi favorileri arasındaydı. Özellikle de Breakfast at Tiffany’s filminde kullandığı o büyük siyah güneş gözlüklerini asla unutamayız.
Prenses Diana
Prenses Diana hayatımıza bundan tam 31 yıl önce o muhteşem gelinliğiyle girdi. Utangaç ve kırılgan görüntüsünün altında müthiş bir moda zevki yatıyordu. Oysa Prens Charles ile nişanlı olduğu dönemlerde yaşından büyük kıyafetler giydiği için eleştiri yağmuruna tutulmuş, ardından dönemin Vogue dergisi editörü Anna Harvey’den yardım alarak o yılların en ünlü moda tasarımcılarının kıyafetlerini giymeye başlamıştı. Fakat asıl değişimi Prens Charles’tan boşandıktan sonra yaşamış, uluslararası bir moda ikonu haline gelmişti. Valentino, Chanel, Versace ve Ungaro her zaman favori tasarımcıları olmuştu.
Madonna
Tüm dünyanın modaya bakışını değiştiren bir pop ikonu varsa, bu kesinlikle Madonna’dan başkası olamaz. 80’li yıllarda hayatımıza giren, aykırı sahne kostümleriyle bütün bakışları üzerine toplayan Madonna’nın en ilginç yanlarından biri, her zaman sade makyajı tercih etmesidir herhalde. Müzik tarzıyla birlikte sürekli değişkenlik gösteren moda anlayışı her zaman ön planda oldu. Sahnede ilk giydiğinde çok ses getirmiş olan o meşhur Gaultier sütyenle başlattığı moda rüzgarında giydikleriyle hala başımızı döndürüyor.
Jackie O
Gelmiş geçmiş en büyük moda ikonlarından biri olan Jackie Kennedy Onasis’in, hafızalarda yer edinen en sık kullandığı aksesuarlarının başında elbiseleriyle uyumlu renkler taşıyan eldivenleri ve şapkaları geliyordu. Hayatı boyunca Fransız tasarımcıların kreasyonlarını takip etti ve kullandı. Zevk sahibi olmasının etkisi yalnızca giydiklerinde değil, Beyaz Saray’ın dekorasyonunda da görüldü. Beyaz Saray’a adım attığı günden itibaren ilk işi dönemin meşhur stilisti Oleg Cassini’den yardım alarak gardırobunu baştan düzenlemek oldu. Fransız moda anlayışına hayrandı ve en sık parçalar kullandığı tasarımcılar Dior, Givenchy ve Chanel oldu.
Kate Middleton
Prens William’ın hayatına girdiği andan itibaren İngiliz basının gözdesi haline gelen Kate Middleton, günümüzün yeni moda ikonlarından biri olarak gösteriliyor. Sade, şık ve sofistike tarzını son derece makul fiyatlardan satın alınabilecek mağazalardan tamamlıyor. Bu da İngiliz halkının Kate’e olan hayranlığını her geçen gün daha da arttırıyor. Nişanlandıklarında parmağına geçirdiği o meşhur yüzük büyük bir sükse yaratmıştı.
Diana Ross
60’lı yıllarda Supreme adlı müzik grubuyla hayatımıza girdi Diana Ross. Muhteşem fiziği, ilginç saç şekilleri ve kostümleriyle büyük beğeni topladı. Hatta birçok tasarımcı 60’lı yıllarda Diana Ross’un tarzından etkilendi, Ross onlara ilham kaynağı oldu. Uzun kalem elbiseler, saç bantları ve kürkler favorileri arasındaydı.
Katharine Hepburn
Eminiz ki o akıllarda hep pantolon giyen kadın olarak kalacaktır. Bu olağanüstü kadının moda anlayışını ve dönemine etkisini merak edenleriniz varsa, Amerika’da Kent State Üniversitesi’nde toplam 700 parçadan oluşan kostümlerine bakabilir. Yine belirtmekte yarar var; erkek stilinden esinlenerek kadınlarında rahat ama bir o kadar da alımlı nasıl olunabileceğini gösteren Katharine Hepburn’den başkası değildir..
Diane Keaton
Diana Keaton Rahat ve salaş giyim tarzı nedeniyle Katharine Hepburn’e oldukça benzemekte. Bugüne kadar film galalarında ve özel davetlerde giydiği kıyafetleri incelerseniz onu bir çeşit kadın smokini içinde göreceksiniz. Maskülen tarzı ve şıklığı sayesinde moda ikonları listesindeki yerini hayli hak ediyor.
Lauren Hutton
20’lerinde Amerikan moda anlayışına şekil veren bu kadın, bugün 68 yaşında olmasına rağmen hala ikonluğundan bir şey kaybetmedi. Salaş giyimin öncülerinden olan Hutton’ın, en sık giydiği kıyafetler arasında özellikle kargo pantolonlar, salaş t-shirt’ler vs. Tarz şapkalarını da elbette unutmamak gerek.
Bettie Page
Eğer Bettie Page olmasaydı bugün ne Dita Von Teese, ne Katy Perry, ne de Christina Aguilera olurdu! O, 1950’li yılların en önemli top modellerinden biriydi. Özellikle saç rengi ve kesimi büyük ilgi gördü. Günümüzde, yukarıda adlarını sıraladığımız sanatçılar Bettie Page’in stilini baz aldılar ve almaya devam ediyorlar. Tabi bu büyük ilgi yalnızca o döneme çığır açan moda anlayışından değil, aynı zamanda bol depresyonlu halinden ötürü de dikkat çekmişti. Neredeyse hiç röportaj vermedi. 2008 yılında ise hayata gözlerini yumdu.
Marilyn Monroe
Siyah süveter, vücut hatlarını ortaya çıkaran dar kapriler ve tabi ki göğüs dekoltesi bol olan elbiseleriyle Marilyn Monroe… Üzerine ne geçirirse geçirsin, olağanüstü fiziği sayesinde her şey o kadar seksi duruyordu ki, dünyanın en güzel kadını olarak gösterilmesine hiçbirimiz herhalde itiraz edemeyiz. 36 yaşında, hala belirsizliğini koruyan ölüm sebebiyle hayata gözlerini yuman bu güzel kadın, film tarihinin en unutulmaz efsanelerinin başında geliyor.
Grace Kelly
Usta yönetmen Hitchcok’un favori film yıldızları deyince akıllara hemen Grace Kelly gelir. Balenciaga, Yves Saint Laurent, Dior and Givenchy gibi tasarımcıların kıyafetlerini tercih eden Grace Kelly, her zaman abartıdan uzak, kontrollü ve şık bir tarzı benimsedi. Monoko Prensi Prens Rainier’le olan evliliğinin ilk yılının sonunda hamile kalmış ve şiş karnını Hermes bir çantayla kapatarak poz vermişti. Ardından, tahmin edebileceğiniz üzere, bu çanta tam bir patlama yaratmış, akabinde çantanın adı ‘Kelly Bag’ olarak değiştirilmişti.
Debbie Harry
Siyah dar kotlar, yırtık pırtık t-shirtler, koyu cam güneş gözlükleri ve deri ceketler… Debbie Harry, aykırı ve çekici moda anlayışının öncülerinden biriydi. Rock ve punk tarzının temsilcisi olan Debbie Harry’nin, özellikle sahnede giydiklerine bir göz atarsanız, nasıl bir zevk sahibi olduğuna yakından tanıklık edebilirsiniz.
Brigitte Bardot
Bikinler, mini şortlar ve St.Tropez … Akıllara ilk gelen kişi şüphesiz Brigitte Bardot olur. Öyle ki, St Tropez’i bile popüler bir yer haline getirenin Brigitte olduğu söylenir. Muhteşem sarı saçları ve tabi ki siyah eyeliner’, ilk bakışta insanı büyüleyen özellikleri arasında.
Kaynak: Ivillage