Tüm pürüzlere rağmen hayal kurmaya devam etmenin büyüsü
Uzun zaman önce fark etmiştim hayalleri gerçekleştirmenin tek bir yolu olmadığını… Evrenin farklı dinamikleri vardı ve ne yazık ki bu dinamikleri çoğu zaman biz kontrol edemiyorduk. Fakat zaman, bunun çok da kötü bir durum olmadığını öğretti.
Aslında oyun tam da şu şekilde işliyordu; hayal kurmak, istemek, çok istemek, hayalleri detaylandırmak, elinden gelenin en iyisini yapabilmek. Ve evet gerisi evrene kalmış.
Hayal kurma hakkında, gerek siyasi, gerek edebi birçok farklı alanda söz sahibi kişiler övgü ile bahseder. Hatta birçok başarılı ismin hayal gücü üzerine çok motive edici sözleri bulunur. Beni en çok etkileyen ise Einstein’in “Zekanın gerçek göstergesi bilgi değil hayal gücüdür” sözüdür. Hatta son dönemde vizyona giren “The Founder” filminde de tutkunun ve hayal gücünün önemine adanmış bir sahne vardır, çok detaylandırmak istemem spoiler vermemek adına ama izlemenizi tavsiye ederim.
Bir hayale tutku ile bağlı olmak bir süre sonra çalışmayı ve hatta risk almayı da beraberinde getirir. Çalışmanın ve bu çalışma sonunda hayale giden yolda elde edilen başarılar tutkuyu daha da kuvvetlendirmektedir. Çalışmanın övgüyle bahsedildiği toplumlarda, hem hayale hem de bu hayali gerçekleştirmek için olan tutkuya farklı isimler de verilmektedir. Örneğin, Japonca’da “ikigai” kelimesi “sabahları yataktan kalkma sebebi” olarak dilimize çevrilmiş olsa da aslında bu 6 harflik kelime içerisinde çok fazla gücü ve olguyu barındırmaktadır.
Neye tutkuyla bağlı olduğun, hangi hayalinde peşinde yanıp kavrulduğun, neleri istediğin ve bu istediklerin uğruna ne bedeller ödeyebildiğin… Evet, tek kelime hepsine cevap olabiliyor.
Bu yolda ayağına taşlar takılsa ve hatta kimi zaman düşsen bile atabildiğin her adım amaca ulaşma yolunda büyük bir katkıdır, ki insan en çok kazanımı başarısızlıklarından elde etmektedir. Nitekim başarısızlıklara övgü için onlarca söz ve hatta kitap bile bulmak mümkün. Eminim başarıyı elde etmiş bunca insan yanılmış olamaz.
Eğer düşmekten korkuyorsanız ya da düşüp de yeniden başlamaktan, o zaman kendinize bir motto belirleyin. Böylece umutsuzluğa düştüğünüzde elinizi tutacak bir arkadaşınız olmuş olur. Hatta ufak bir tüyo da vereyim size ve kendi mottomu paylaşayım. Mevlana’nın söylemiş olduğu bu söz benim çoğu zaman karanlık dönemeçlerden geçerken yoluma ışık tutan bir mum olmuştur. “Allah kuluna üç şekilde cevap verir: “Evet” der, istediğini verir; “hayır” der, daha iyisini verir; “Bekle” der, en iyisini verir.”
Hayalinize giden yolda yolunuzu aydınlatanlarınızın çok olması dileğiyle…
İlginizi çekebilir: İngiltere’nin incisi Londra’da mutlaka görmeniz gereken 8 nokta