X

Tükenmişlik sendromundan çıkış: Desteğin ve kendini dinlemenin önemi

Hızlı aşılama ve yasakların kalkmasıyla herkes rahat bir nefes almaya başladı. Varyanta rağmen sosyalleşme hızla başladı ve yaz boyu da devam edeceğe benziyor. Bir yılı aşkın süredir sevdiği pek çok şeyi yapamamanın getirdiği bunalma sonrası korunarak sosyalleşmenin ciddi bir gereklilik olduğunu düşünüyorum çünkü tükenmişlik sendromuna kadar gidebilecek ruhsal sıkıntıların da bu dönemde arttığını gözlemliyorum.

Bir dönemin popüler söylemi tükenmişlik, Dünya Sağlık Örgütü tarafından sendrom olarak kabul ediliyor. Bazen kendimizi dinlemeden geçirdiğimiz bir dönemin sonunda, ne olduğunu fark etmediğimiz pek çok hissi bir anda yaşayabiliyoruz. Uykusuzluk, yorgunluk, duyarsızlık (kendini izole etmek), hızlı öfkelenme, keyif alamama, kendini limitinin üzerinde zorlamanın sonrasında bir anda her şeyi bırakma isteğini siz ya da etrafınızdaki birileri yaşamış olabilir. Yaşarken ne olduğunu anlayamadığımız bu durumlar aslında tükenmişliğin bazı belirtileri.

Elimizde olan veya olmayan sebepler tüm bu hisleri arkasından getirebiliyor. Özellikle belli duyguları bastırmak için farklı bir şeye odaklanmak ve konuları ertelemek bir anda patlamalara sebep olabiliyor. Meşguliyet seviyesi arttıkça kendine vakit ayıramamanız ve sevdiğiniz şeyleri hayatınızdan çıkarmaya başlamanız da zaten dolmak üzere olan bir bardağın taşmasına sebep olabiliyor.

Özellikle kişinin kendisinden beklenen ve yapmakta oldukları arasındaki denge bozulmaya başladığı anda işleri yönetememe ve her şeyi bir anda bırakma hissi beraberinde geliyor. Stres, yorgunluk, umutsuzluk, yaptığın hiçbir şeyden tat alamama gibi pek çok his sizi ele geçiriyor. Toplumsal destek veya sevdiklerimizin desteği, ilgisi olmadan bazı şeyleri aşmak hep zor olmuştur ama pandemi ile bunu çok daha derinden yaşadık ve yaşıyoruz.

Pandemi döneminde ruhsal sağlığın her kesimden insanı ne kadar etkilediğini yeni araştırmalar da ortaya koyuyor. Özellikle sağlık personelleri için yapılmış pek çok araştırma var. Bu gruptan farklı olarak Amerika’da 1112 üniversite çalışanı arasında yapılan araştırma 2019’da hissedilen %32 stres oranının 2020’de %70’e çıktığını söylüyor. Katılımcıların 2/3’ü yorgun hissediyorken, %35’i aynı zamanda kızgın hissediyor. (2019’da bu oran %12’ydi). Özellikle kadınlar üzerinde bu dönemin etkileri daha fazla hissediliyor. Kadın çalışanlar erkek çalışanlara göre %16 daha fazla stresli hissediyor ( %75-%59). Bu çalışanların erken emekli olma veya iş değiştirme eğiliminin de yükselmesi anket sonuçları arasında.

Bir anda her şeyi bırakacak seviyeye gelmeyi deneyimlemiş kişilerle konuştuğumda aslında zihnin, bedenin, ruhun bu sinyalleri çoktan verdiğini ama onların çok da dinlenmediğini görüyorum. Elimizde olmayan pandemi gibi faktörler de eklenince çözülebilecek konular iyice çözümsüz kalabiliyor. Bu belirtileri gösteren kişiler için daha az ile başlamanın, sadeleştirmenin ve tek zamanda tek işe odaklanmanın faydası olabilir. Bedenin verdiği sinyalleri iyi dinlemek ve kendimize kulak vermek, bazen zor alınacak ve hayatımızın geri kalanını mutlu kılacak kararlara bizi yönlendirebilir.

Dinlenme anlarını gerçekten dinlenerek geçirmek, bazen hiçbir şey yapmadan duracak vakitler ayırmak önemli. Zihninizle baş başa, sosyal medya veya günlük hayat uğraşları olmadan geçirilecek bir beş dakika bile bazen tek başına yetiyor. Bu pratikleri artırmak size de iyi gelecek. Her ne koşulda olursak olalım, destek istemek, biraz sakinleyen hastalık döneminde ihtiyacımız olan şekilde nefes almak, sevdiklerimize kontrollü şekilde yaklaşmak ve bolca dinlenmek için güzel bir dönem var önümüzde. Kendinizi dinlediğiniz, dinlendiğiniz ve kendi biricik varlığınıza şükrettiğiniz keyifli bir bayram diliyorum.

İlginizi çekebilir: Tercihlerimizi yaparken nasıl daha mutlu olabiliriz?

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale