X

Tükenmişlik sendromu yaşadığınızın 10 göstergesi ve çözüm önerileri

Tükenmişlik sendromu

Tükenmişlik sendromu nedir?

Günümüzün stresli ve yoğun iş ortamlarında çalışan bireylerin bir çoğu, erken yaşlarda tükenmişlik sendromu  problemiyle baş etmeye çalışmak durumunda kalıyor. American Psychological Assosiation (APA) ya da Türkçe adıyla Amerikan Psikolojistresli ve yoğun iş ortamlarında çalışan bireylerin bir çoğu, erken yaşlarda tükenmişlik sendromu  Derneği’ne göre tükenmişlik sendromu “Geniş bir zaman diliminde kişinin bitkin düşmesi, etrafındaki olaylara ve gelişmelere olan ilgisinin azalması ve bunlara bağlı olarak performans düşüklüğü yaşaması.” olarak tanımlanıyor.

APA Psychologically Healthy Workplace Programı Başkanı Dr. Ballard bizim için tükenmişlik sendromu  yaşıyor olabileceğimizi gösteren 10 semptomu şu şekilde belirtiyor;

1. Kendinizi aşırı derecede yorgun hissediyorsanız

Tükenmişlik sendromunun en açık işaretlerinden biri, bireyin kendisini devamlı yorgun hissetmesidir. Yorgunluk duygusal, zihinsel ya da fiziksel olabilir. Bahsedilen anlamıyla, aslında sürekli olarak duyumsanan enerji eksikliği ve tükenmiş hissi olarak da tanımlama yapmak mümkün.

2. Motivasyon eksikliğiniz varsa

Artık hiçbir şey için heyecanlı ve hevesli hissetmiyorsanız veya mesleğiniz için hiçbir içsel motivasyonunuz kalmamışsa, büyük ihtimalle tükenmişlik sendromu yaşıyorsunuz.

3. Hüsran, kötümserlik, alaycılık gibi negatif duygular geliştiriyorsanız

Yaptığınız işin kimse için bir anlam ifade etmediğini düşünüyor olabilirsiniz. Ya da işle ilgili her konuda genel bir hayal kırıklığı ve hüsran yaşadığınızı hissediyor olabilirsiniz. Genel olarak daha kötümser olduğunuzu fark etmiş de olabilirsiniz. Her ne kadar bütün insanlar zaman zaman negatif duygular hissediyor olsa da, bunlar sizi alışkın olduğunuz karakterinizden çok başka bir çizgiye taşımaya başladığında işin rengi değişir.

4. Zihinsel süreçlerinizde problemler yaşıyorsanız

Tükenmişlik sendromu  ve kronik stres, konsantrasyon ve algıda seçicilik gibi zihinsel becerilerinizi baltalar. Strese girdiğimizde dikkatimiz odağımızı tehdit olarak algıladığımız negatif unsurlara kilitler ve böylece söz konusu problemle etkili bir şekilde mücadele edebilmemizi sağlar. Ama bu, kısa vade için tasarlanmış bir mekanizmadır ve uzun vadeye yayılırsa istenmeyen sonuçlar ortaya çıkar. Dr. Ballard’a göre “Vücudumuz ve beynimiz bir tehdit algıladığında kısa süreli mücadeleler vermeye ve sorun çözüldüğünde normal fonksiyonuna dönmeye programlanmıştır. Stres uzun vadeye yayıldığında bu sınırlandırılmış odak kronikleşir ve sonuç olarak etrafımızdaki diğer unsurlara dikkatimizi vermemiz zorlaşır.” Unutkanlık yaşamanızın sebebi de bu olabilir.

 5. Kendinizi mesleki performansınız konusunda yetersiz hissediyorsanız

Eğer yaşadığınız şeyin tükenmişlik sendromu olup olmadığı konusunda emin olamıyorsanız, şimdiki performansınızla geçmiş yıllardaki performansınızı kıyaslayın. Tükenmişlik sendromu  uzun bir süreçte gerçekleştiği için performans tablolarınıza uzun vadeli bakmanız gerekebilir. Bu yöntemle geçici bir durgunluk mu yoksa kronik bir yıpranmışlık mı yaşadığınızı anlayabilirsiniz.

6. Sosyal ilişkilerinizde problemler yaşıyorsanız

Çevrenizdeki insanlarla daha fazla çatışma yaşıyorsanız ya da iş arkadaşlarınızla ve ailenizle olan iletişiminizi minimuma indirdiyseniz, bu durumun sebebi tükenmişlik sendromu olabilir. Bazen ailenizle bir aradayken, yani fiziksel olarak oradayken bile aslında orada olmadığınızı, konuşulanları dinleyemediğinizi fark edebilirsiniz.

7. Kötü alışkanlıklar edindiyseniz

Tükenmişlik sendromu  yaşayan insanların çoğu bununla baş etmek için sağlıksız yollara başvurur: Alkolü arttırmak, sigara içmek, hareketsizlik, çok fazla abur cubur yemek, yeterli beslenmemek ya da yeteri kadar uyumamak. Uyuyabilmek için uyku ilaçlarına başvurmak ya da uyanık kalabilmek için çok fazla kahve içmek de listeye eklenebilir.

8. İş yerinde değilken bile işle ilgili düşünceler zihninizi sürekli meşgul ediyorsa

Burada fazla açıklamaya gerek yok. Dr. Ballard, herhangi bir anda -çalışmıyor olsanız bile- zihinsel enerjinizin işinizle ilgili konulara takılıp kalmasından söz ediyor.

9. İş ve hayat tatmininiz genel itibariyle düşmüşse

İş ve hayat tatminde düşüş, genel olarak yaşamınızdan duyduğunuz mutluluğun ve memnuniyetin azalmasını ifade eder. Dr. Ballard evdeki ve bağlı bulunduğunuz sosyal çevrenizdeki olaylarla ilgili memnuniyetsiz ve hatta kapana kısılmış gibi hissedebileceğinizi söylüyor.

10. Belirgin sağlık problemleri yaşıyorsanız

Uzun bir süre boyunca yaşanan kronik stresin ciddi sağlık problemleri yaratması hiç de şaşırtıcı değil. Sindirim problemleri, kalp hastalıkları, depresyon ve obezite bu hastalıkların en yaygınları.

Tükenmişlik sendromuyla nasıl başa çıkılır?

Eğer yukarıdaki semptomları kendinizde görüyorsanız Dr. Ballard’ın aşağıda derlediğimiz önerilerini değerlendirebilirsiniz.

Kendinize rahatlamak için zaman tanıyın

Meditasyon, müzik dinlemek, kitap okumak, yürüyüşe çıkmak ya da dostlarınızla görüşmek… Sizi gerçekten rahatlatıp iyi hissettiren şeyleri bulun ve bunun için kendinize zaman ayırın.

Aktif bir yaşamı benimseyin

İş dışında tutkuyla yapabileceğiniz, sizi dürtüleyecek ve harekete geçirecek bir şeyler bulun. Hobi, spor, fitness hedefi ya da gönüllü aktiviteler… Burada da amaç rahatlamada olduğu gibi zihninizi işle ilgili düşüncelerden uzaklaştırmak. 

Teknolojik cihazlardan uzaklaşın

İletişim teknolojileri verimliliği teşvik eder; ama öte yandan her biri aile hayatını, tatillerinizi ve sosyal hayatınız tehdit eden birer stres unsurudur. Kendinize teknolojik cihaz kullanımıyla ilgili sınırlar koyun ve akşam yemeklerinizde, tatillerde ya da kendinize ayırdığınız diğer zamanlarda cep telefonunuzu kapatın. E-maillerinizi kontrol etmek için zaman dilimleri belirleyin.

Uykunuzu iyi alın

Araştırmalar 6 saatten az uyumanın sağlığımız için ciddi riskler oluşturduğunu doğruluyor. Halsizlik, motivasyon düşüklüğü, hassasiyet artışı ve zihinsel fonksiyonlarda zayıflama en çok gözlenen belirtiler arasında. Kaliteli bir uyku hafızanızı geliştirir ve kronik stres ile mücadelenizi kolaylaştırır.

Tükenmişlik sendromu  yaşayan insanlar sıklıkla bir şeyleri unutmaktan, ciddi hatalar yapmaktan korkup endişelenirler. Bunun sonucu olarak da uykusuzluk çekebilirler. Organize olun, zihninizi olabildiğince ferah tutun ve soğukkanlı olmaya çalışarak önceliklerinizi belirleyin. 

Sağlığınıza dikkat edin

Çok fazla stres altında olma baş ağrısı, gergin omuzlar, tutulmuş bir boyun veya sindirim sistemi rahatsızlıklarına sebep olabilir. Zihin sağlığı açısından ise yıpranmışlık depresyonu tetikleyen bir unsur. Eğer yaşadığınız durumun ciddi olduğunu ve kötüye gittiğini düşünüyorsanız, profesyonel yardım almanızda fayda olabilir. Bir psikologla bu durum hakkında konuşmak, aile bireylerinden veya arkadaşlardan alınan tavsiyelerden daha verimli olacaktır.

Sorumluluklarınızın bilincinde olun

Dr. Ballard’a göre yıpranmışlık bazen içsel bazense harici faktörlerle tetiklenir. Canınızı sıkıp sizi yoran unsurları net olarak belirleyebilirseniz içsel kaynaklarınızı koruyabilir, motivasyonunuzu yüksek tutabilir ve iş yerinde performansınızı arttırabilirsiniz.

 

Kaynak: Forbes

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale