X

Travmatik tecrübe yaşamış bir kişiye nasıl yaklaşmalıyız?

Ülkemizde yaşanan ve 10 ilimizi etkileyen büyük ve yıkıcı deprem felaketi, hepimizi derinden yaraladı. Birincil travma yaşayanların yanı sıra ikincil travmanın da etkileriyle mücadele etmek zorunda kalan pek çoğumuzun paylaştığı acı ortak. Deprem şiddetinin büyüklüğü, etkilediği alanın genişliği ve olumsuz hava şartları sebebiyle verilen kayıplar, kurtarma çalışmalarının güçlüğü, mevcut düzenin ani bir biçimde tamamen değişmesi ve bundan sonraki sürecin belirsizliği gibi daha birçok sebep, başta deprem bölgelerindeki vatandaşları olmak üzere bütün ülkeyi etkilemiş durumda. Özellikle depremzedeler ve ülkemiz açısından yaşanan durum tam anlamıyla “kitlesel travma” özelliğini taşıyor. Kitlesel travmalar yalnızca travmaya maruz kalan kişiyi değil; buna tanıklık eden ve genele yayılan bir travma türü olarak nitelendiriliyor.

HiDoctor Uzman Klinik Psikoloğu Esra Çakı, travmatik tecrübe yaşamış kişilere karşı dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çekiyor. Çakı, “İlk karşılaşmada sarılmayın, kayıplarını sormayın. Yeni yaşam alanlarını gösterip dinlenmelerine izin verin.” diyor. Kitlesel travmaların, yalnızca travmaya maruz kalan kişiyi değil; buna tanıklık eden ve genele yayılan bir travma türü olarak nitelendirilebildiğini söyleyen HiDoctor Uzman Klinik Psikoloğu Esra Çakı, doğal afetler sonrası en fazla görülen rahatsızlığın travma sonrası stres bozukluğu olduğunun da altını çiziyor. Çakı, afetzedeleri misafir edeceklere şu uyarıları yapıyor:

Ağır kayıpların verildiği doğal afetler sonrasında bireylerde en sık ortaya çıkan rahatsızlık travma sonrası stres bozukluğudur. Bu sebeple bireylerde en sık görülen bilişsel belirtiler; umutsuzluk, derin üzüntü, korku, çaresizlik, belirsizlik sonucunda ortaya çıkan kaygı, içe çekilme, suçluluk, ani duygu değişimleri, tekrar yaşantılama (sanki travmatik olay yeniden yaşanıyor gibi algılama), kabuslar, konsantrasyon sorunu, anıyı sürekli zihinde tutma ya da zihinden kovma çabası vb. olarak özetlenebilir. Fizyolojik belirtiler ise; aşırı uyarılmışlık (tetikte olma, irkilme), tepkisizlik, travmatik olayı hatırlatıcı etkisi olan her şeyden kaçınma vb.’dir. Ağır vakalarda dissosiyasyon (çözülme)görülebilir.

Travmatik tecrübe yaşamış bir kişiye yaklaşımımız nasıl olmalıdır?

  • Öncelikle afetzedeler ile ilk karşılaşma anından itibaren bütün süreçte kişinin yaşadığı travma akılda tutulmalı ve bu sebeple söylem ve davranışlarda empatik tutum her zaman ön planda olmalıdır.
  • Afetzedeleri konuk etmek üzere kendileri ile tanışma esnasında içten ve doğal bir tavırla selamlaşmak, bu esnada sarılma ve duygusal paylaşımdan uzak durmak (en fazla tokalaşılmalıdır), ilk sohbet içeriğinde kişilerin yaşadığı travma ve kayıplar hakkında konuşmaktan kaçınmak önemlidir. Daha sonrasında zaman kaybetmeden onları kalacakları yere götürmek iyi bir başlangıç olacaktır.
  • Birey/ler eve girdikten sonra kendilerine tahsis edilen odalar gösterilmeli ve ev genel hatları ile tanıtıldıktan sonra, var ise o anki ihtiyaçları (yemek, duş vb.) temin edilmelidir. Kişilerin bedensel ve zihinsel yorgunlukları göz önünde bulundurularak onlara dinlenme ve toparlanma fırsatı sunulmalıdır.
  • Bundan sonraki aşamada bireyler size, eve ve düzene alışana kadar (tahmini 3-4 gün sürede bu süreç tamamlanacaktır) kendilerini özenle ağırlamak, istek ve ihtiyaçlarını uygun bir dille sormak gerekir. Çünkü bu aşama bir alışma süreci olup, kişiler size karşı çekimserlik yaşayabilirler. (Bu sizin kötü bir ev sahibi olduğunuzdan kaynaklı değildir; bilakis misafiriniz size daha fazla yük olmak çekincesi içindedir.)
  • Alışma süreci devam ederken yine aynı şekilde acıma ve sızlanmalardan kaçınılmalıdır. Onları konuşturmaya çalışmak, onlar açmadığı halde konuyu açarak yaşadıklarını anlattırmaya çalışmak vb. tutumlar her ne kadar iyi niyet ile yapılsa da, bunlar acı çeken bireyleri zorlayacak ve sıkıntılarını pekiştirecek davranışlardır, uzak durulmalıdır. Bireylerin travmatik olaya karşı geliştirdikleri olağan tepkilerini anlayışla kabullenmek gerekir.
  • İlerleyen günlerde bireyler size ve yaşadığı düzene daha da alışmış olacak, yaşadıkları elim hadiseyi kendi zihinlerinde anlamlandıracak, kayıplarının yasını tutmak ve yavaş yavaş mevcut düzene uyum sağlamak için kendilerini bir nebze de olsa toparlamaya başlayacaklardır.
  • Bu aşamada kendi istekleri ile sizinle duygu paylaşımına başlamaları olasıdır. Acı veren yaşantılarını sizinle paylaşırken üzüntü, gözyaşları, isyanlar ve yas sürecine bazen içe çekilmeler de eşlik edecektir. Burada sizler bir iyi niyet göstergesi olarak onlara destek olmak ve yaralarını sarmak için girişimlerde bulunurken bazen bocalamalar yaşayabilirsiniz. Bu da çok normaldir, tedirgin olmamalısınız. Bazen yalnızca o kişiyi dinlemek ve acısına sessizliğiniz ile de olsa eşlik etmek, bireyde “anlaşılıyorum” algısına ve iyi hissetmeye yol açacaktır. Artık gerek gördüğünüz yerde onlarla acılarını paylaştığınıza dair geri dönüşlerde bulunabilir, sohbet edebilir ve duygularınızı paylaşabilirsiniz.

Aşırı misafirperverlik göstermek mahcubiyeti artırır

  • Ev sahipliğinde önemli noktalardan bir tanesi de aşırı misafirperver bir tutum sergilemeye çalışmaktır. Bu hem size kendinizi yetersiz hissettirecek hem de misafirlerinizi mahcubiyet sonucu çekimser bir hale getirecektir. Misafirleriniz size ve ev düzenine alıştıktan sonra onları biraz daha kendi hallerine bırakmalısınız, kendi ihtiyaçlarını temin edebilecekleri durumlarda bu sorumluluğu kendiniz almaktan kaçınmalısınız. Bu davranış misafirlerin kendilerini size yük hissetmelerinin ve utanç duygusunun önüne geçecektir.
  • Unutmamalısınız; yaşadığı acıları kelimelerin bile ifade edemeyeceği, bir kıran sonucunda ailesini, sevdiklerini, evini, yuvasını, memleketini ve hatta hayallerini yitirmiş kimselere yarenlik etmek, acılarını paylaşmak ve onlara evinizi açmak, belki de bir insan olarak erişebileceğiniz en büyük erdemlerin başında gelmektedir. Böyle kıymetli bir şey icra ederken bu süreçte kendinizi yıpratmamak ve zorlamamak, karşınızdakine içten ve kabul edici bir şekilde davranmak yapılması gereken tek şeydir.

İlginizi çekebilir: Psikolojik ilk yardım: Depremden etkilenen sevdiklerinize yardım etmenin yolu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale