Ailedeki travma döngüsünü durdurmak mümkün mü: Geçmişin izlerini çocuklarınızdan uzak tutabilirsiniz
Daha önce deneyimlediğiniz bir travmanın çocuklarınıza veya torunlarınıza aktarılabileceğini hiç düşünmüş müydünüz? Ne yazık ki, pek çok travma insanların hayatında önemli izler bırakarak diğer aile bireylerine de ulaşıyor. Bu nedenle, travma döngüsünü kırmak yani travmaların nesilden nesle aktarımını engellemek adına ebeveynlerin çeşitli adımlar atması gerekiyor. Bu yazımızda, travmaların nesilden nesle aktarılabilen yapısını ve ebeveynler tarafından bu yapının nasıl bozulabileceğini keşfediyoruz.
Nesiller arası travma nedir?
Kuşaklar arası travma olarak da bilinen nesiller arası travma, travmatik deneyimlerin bir nesilden diğer nesle aktarılması olarak tanımlanıyor. Bu durum, göz rengi ve saç rengi gibi genetik özelliklerin ebeveynlerden çocuklara aktarılmasına benziyor; çocuklar, fiziksel görünüşleri açısından nasıl anne ve babalarına benziyorlarsa deneyimledikleri travmalar açısından da ebeveynlerine uyum sağlayabiliyorlar.
Bir jenerasyondan diğer jenerasyona aktarılan travmalar temelde psikolojik açıdan incelense de bu deneyimler aktarılan nesilde fiziksel ve davranışsal etkilere de yol açabiliyor. Örneğin, bir ebeveyn bir savaşa şahit olduysa bu durumu çocuğuna aktarabiliyor ve çocuk da ebeveyni gibi gürültü gibi savaş ortamlarında sıkça şahit olunan unsurlardan korkar hale gelebiliyor.
Ebeveynler deneyimledikleri travmaları iyileştirmek için çaba göstermediklerinde bu deneyimler diğer nesillere de aktarılıyor. Bu durum sonucunda da genç bireylerin duyguları ve düşünceleri negatif bir şekilde etkileniyor. Ayrıca, bu durumun çocukların yaşam kalitelerini düşürdüğünü de vurgulamak istiyoruz. Bu yüzden, ebeveynlerin çocuklarının benzer acılara sahip olmalarını engellemek adına travmalarını fark etmeleri ve bu deneyimleri iyileştirmek için çabalamaları gerekiyor.
Travmaların diğer nesillere aktarılmasını nasıl engelleyebilirsiniz?
Travmalar ve travmatik deneyimlerin diğer nesillere aktarılma kalıpları insandan insana ve aileden aileye göre değişiklik gösterse de aşağıdaki stratejiler birçok ebeveynin travmalarını çözmesine ve çocuklarını bu deneyimlerden korumasına yardımcı oluyor. Bir ebeveyn olarak, travmatik deneyimlerinizi algılamak ve onları sizden sonraki jenerasyonlara aktarmamak için aşağıdaki pratikleri uygulayabilirsiniz.
Travmanızı kabul edin
İlk olarak, sizden sonraki nesilleri travmalarınızla buluşturmamak adına bu deneyimleri kabul etmelisiniz. Eğer bu kabullenme adımından önce aileniz boyunca travmatik bir deneyimin varlığından emin olmak istiyorsanız aile geçmişinizi inceleyebilirsiniz. Bu inceleme sayesinde, aile bireylerinizin geçmişten bugüne kadar yaşamış olduğu zorlukları öğrenebilirsiniz ve travmalarınızı algılayabilirsiniz. Bu inceleme süreci için aile büyükleriniz tarafından anlatılan anıları veya aile bireylerinizin davranış kalıplarını birer kaynak olarak alabilirsiniz. Aile içinde aktarılmış olan travmalarınızı tam olarak fark ettikten sonra, onları kabul ederek işe koyulabilirsiniz.
Benliğinizi sevin ve ona saygı gösterin
Her zorlu durumda olduğu gibi, travmaları iyileştirirken de kendinizi kabul etmelisiniz ve sevmelisiniz. Bu süreç esnasında travmatik deneyimlerinizin benliğinizin değerini belirlemediğini fark etmelisiniz. Kısacası, herkes gibi sizin de hatalar yapabileceğinizi, zorluklarla karşılaşabileceğinizi ve üzülebileceğinizi asla aklınızdan çıkarmamalısınız. Bu sayede, benliğinize daha anlayışlı ve düşünceli bir tutumla yaklaşarak öz sevginizi ve öz saygınızı geliştirebilirsiniz.
Aile hikayelerinizi yenileyin
Pek çok ailede özellikle küçük çocuklara ilgi çekici olduğu düşünülen hem olumlu hem de olumsuz duygularla şekillenmiş hikayeler anlatılır. Aile bireyleri bu hikayelerin geçmişten gelen travmalarla dolu olduğunu bazen fark etmeyebilirler. Siz ise bu farkındalığı geliştirerek gelecek nesilleri koruyabilirsiniz. Bir başka deyişle, sizden sonraki aile bireylerinin düşüncelerini ve davranışlarını etkileyebilecek klasikleşmiş aile anılarınızın farkına varmalısınız. Daha sonra, negatif dönüşümlere yol açabileceğini düşündüğünüz hikayeleri yenilemelisiniz. Örneğin, bir hikayede çok da iyi olmayan bir davranış için ‘’Biz hep böyle yaparız.’’ tarzı bir kalıp sürekli kullanılıyorsa bir dahaki anı paylaşımında bu kalıbı kullanmamaya/kullandırtmamaya özen gösterebilirsiniz. Kısacası, aile anılarınıza daha sağlıklı, pozitif ve destekleyici bir yapı kazandırarak gelecek nesilleri travmalardan koruyabilirsiniz.
Profesyonel yardım alın
Yukarıdaki stratejileri uyguladıktan sonra hala başarıya ulaşamamış gibi hissediyorsanız bir sağlık profesyonelinden destek alabilirsiniz. Travmalar genellikle tek başına ve profesyonel desteksiz mücadele edilmesi zor deneyimler oldukları için bir psikiyatriste ya da psikologa danışmaktan çekinmemelisiniz. Bir uzmandan destek alarak bu deneyimlerin kökenini öğrenebilirsiniz, bastırılmış duygularınızı açığa çıkarabilirsiniz ve bu deneyimlerle mücadele etmek için daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirebilirsiniz. Son olarak, psikoterapinin travmaları kabul etmeyi kolaylaştırdığını da vurgulamak istiyoruz.
İlginizi çekebilir: Travma terapisi nedir, hangi durumlar için kullanılır?