X

Topraklanma: Doğadan gelen şifa kaynağı

Bize kendimizle, ilerlemekle, güvende olmak ve rahat etmek ile ilgili yanlış hikâyeler anlatıldı. Uzun yıllar boyunca hayatta kalmak için güçlü olmamız gerektiğine, bu dünyada başarısız olursak bir hiç olacağımıza ve duygularımızı saklamamız gerektiğine inandık. Uyumlu olursak, bizi biz yapan şeylerden vazgeçersek yola devam edebileceğimizi öğrendik. Bize anlatılan hikâye buydu. Bugün biliyoruz ki bu hikâye yanlışlarla dolu, hatta yalanlarla.

Evrim üzerine yürütülen araştırmalar gösteriyor ki işbirliği yapanlar ve bağ kuranların hayatta kalma şansı daha yüksek. Bize anlatılan, yıkıcı erille bağlantılı bu hikâyenin nihayet sonuna geliyoruz. Memeliler olarak ilgi göstermek ve ilgi görmeye dair içsel bir kapasiteye ve isteğe sahibiz. Evrimsel nörolojik araştırmalar da iyi bir yuva kurmak, yemeklerini paylaşmak ve yavrularını hayatta tutmak için gerekenleri yapmanın, memeliler ve kuşlarda nörogelişimi artırdığını gösteriyor. Yani bizi hayatta tutan ve gelişmemizi, varlığımızı geleceğe aktarmamızı sağlayan şey rekabet ve uyumlanmak değil, işbirliği ve şefkat.

Bugün sürdürdüğümüz medeni hayatlar, güçlüyü yücelten, doğayı kendi konforu için yok sayabileceği bir araç gibi gören, kendi kazancı ve konforu için karşısına ne çıkarsa çıksın onu alt etmeye kararlı, yıkıcı eril bakış açısının eseri. Bu eser uzun zaman boyunca dünyanın büyük sayılabilecek bir kısmına refah getirdi, bu doğru. Peki bu refah dolu hayat için neleri feda ettik? Soru bu.

Topraktan koparıldık.
Doğadan koparıldık.
Mutlu olacağımıza inandığımız medeni hayatlar inşa ederken evimize, gezegenimize, toprağımıza zarar verdik.

Şimdi iklim kriziyle, pandemiyle, ekonomik çalkantılarla bize güvende olmanın tahakküm ile elde edilemeyeceği, evimize iyi bakmamanın sonuçlarının ne kadar ağır olabileceği hatırlatılıyor. Bu çağrıya kulak verip hep birlikte, işbirliği ve şefkat ile hem evimizi hem kendimizi iyileştirmeye gönüllü olacak mıyız? Soru bu.

Topraklanma: Doğadan Gelen Şifa bize çok basit bir iyileşme ve huzur kaynağını hatırlatıyor. Toprak ile bağlantısını yitiren insanlar ve hayvanlar, bir süre sonra sağlığını da yitirmeye başlıyor, çünkü Toprak’tan ayrı yaşamanın üzerine bir de elektromanyetik kirliliğin eklenmesi, insan bedenini, daha önce tanımadığı bir yükle tanıştırıyor. Bu yükü ancak toprakla ilişki kurarak devredebiliyoruz, aramızdaki ilişkinin temelinde bu var.

Topraklanma: Doğadan Gelen Şifa kitabını önemli yapan iki şey var: İlki, bize toprak ile yeniden bağ kurmanın zamanının geldiğini hatırlatması ve bunun için yollar sunması. İkincisi de kitabın içerisinde bilimsel araştırmalara ve sürece dair deneyimlerin yorumlarına bol bol yer verilmesi. Bazen insanlar, iddia edilen şey insanın yüzyıllar boyu hayatı sürdürme biçimi ile bağlantılı olsa da, mantıklı ve kanıtlanabilir sonuçlar görmek istiyor. Topraklanma: Doğadan Gelen Şifa, kanıtlarla bağı güçlü olan okurların da seveceği bir kitap.

Kitabın ilk kısmında toprak ile olan elektriksel bağımız ve kopuk bağlantı sendromu konusuna giriş yapılıyor. İkinci kısımda Clint Ober’in bu araştırmaya başlaması ve bu kitabın yazılmasını sağlayan hikâyesini okuyoruz ve amatör bir araştırmacının karşılaştığı zorluklara vurgu yapılıyor. Üçüncü kısım ile birlikte bu konuda yürütülen araştırmaları, deneyleri ve topraklanarak hayatındaki sağlık sorunlarında mucizevi denebilecek iyileşmeler sağlayan insanların hikâyelerini okumaya başlıyoruz.

Bu kitap ile ilk karşılaştığımda şunu düşünmüştüm: Ne yani, sadece toprak üzerinde ve ona bağlı olarak daha fazla vakit geçirince ya da topraklanma ürünlerini kullanıp günün bir kısmını topraklanarak geçirince daha mı iyi hissedeceğim? Herhalde başka şeyler de yapmak gerekiyordur, diye tahmin ediyordum.

Kitabı okurken köye gittiğimde, denize girdiğimde, doğanın kalbinde kendime bir yer bulduğumda, orada geçirdiğim 15-20 dakikadan sonra kendimi nasıl dingin hissettiğimi ve şükranla dolduğumu hatırladım. Sürekli çalışmamız, para kazanmamız, bir sonraki adımı gerçekleştirmemiz gereken hayat telaşı içinde, adına kaçamak ya da tatil dediğim ve doğanın kalbinde olduğum bu anlardaki his, iyileşmeyi başlatan şey zaten. Bedene ya da zihne iyileşmeyi getiren bu bağlantıda olma ve enerjetik yükümüzü toprağa bırakabilme davranışı.

Günümüzde toprakla bağ kurmak, her an onunla buluşmak kolay değil, biliyorum. Uzun binalarda, değil toprakla bağ kurmak, neredeyse onu görmeden yaşıyoruz. Kitapta modern yaşantının içerisinde kendine iyi gelen bir şeyler yapmak isteyenler için de bir yol var: Topraklanma ürünleri ile bir apartmanda yaşarken de toprağın şifa gücü ile tanışabilirsiniz. Bu ürünlerin Türkiye’de satışı şimdilik yok ama talep olursa üreticiler de fırsatı değerlendirmek isteyebilir.

Bu kitabı okuduktan sonra, topraklanmanın şifa veren ve insana iyi gelen etkisini herkese anlatmak isteyebilirsiniz. En azından ben böyle yapıyorum ve buraya, kitabın arka kapağından bir soru bırakıyorum:

Giderek yaygınlaşan modern dünya hastalıklarının nedeni olarak kabul edilen kronik iltihaplanmanın çözümü ve ihtiyacımız olan şifa kaynağı, dünya var olduğundan beri bizimleydi desek ne düşünürsünüz?

Topraklanma: Doğadan Gelen Şifa kitabıyla tanışmak için tıklayın.

 

İlginizi çekebilir: Yoga ile ilgilenenlerin mutlaka okuması gereken 5 kitap

Özge Uysal: Ben Özge Uysal. İstanbul'da doğdum, büyüdüm. Lisans eğitimimi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde tamamladım. Kitap editörüyüm, aynı zamanda kitaplar ile ilgili hazırladığım yazılar çeşitli mecralarda okuru ile buluşuyor. Yaklaşık 4 yıldır yoğun ve derin olarak reiki, meditasyon, Şamanizm, yoga ve mindfuness ile ilgileniyorum. Usui reiki ve kundalini reiki master'ıyım ve yoga eğitmeniyim. Hawaili şamanların kullandığını araçlardan oluşan kadim öğreti ho'oponopono eğitimlerine de devam ediyorum. Yazılarımın kalbinizi ve zihninizi şefkatle beslemesini diliyorum. AHO.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale