X

Toplumu değiştirmek için kadınların kendileriyle yüzleşmesi gerekiyor

Ne kadarı biyolojik, ne kadarı toplumsal, psikolojik, sosyo-ekonomik vs. belirlemek belki de mümkün değil, ama cinsiyetimiz tüm bu etkenlerin karışımıyla oluşuyor. Bu sebepten dolayı salt biyolojik cinsiyet üzerinden konuşmak yetersiz olduğu gibi, eldeki tek ‘kesin’ veri bu olunca ona mecburuz. Bunun farkında olmanın önemi konusunda ufak bir hatırlatma yaparak, bu yazıda da aslında kadın veya erken derken yetersiz olsa dahi biyolojik cinsiyetimizi kastedeceğim.

Simone de Beauvoir’ın ünlü kitabı “İkinci Cins”te değindiği nokta her daim aklımda: Afrikalı kölelerin köleliğe karşı veya işçi sınıfının sömürü sistemine karşı örgütlenmesi ve bunlara bir son vermek için bu uğurda bir araya gelmeleri gibi, erkek egemen sistemin dayattığı tüm sorunlara karşı bir türlü tek vücut olup birlikte mücadele edemiyor kadınlar; yani mücadele edemiyoruz. Çünkü aynı zulmü çeken hemcinsleriyle dayanışma içinde olup, kendi ayakları üzerinde durmaktansa, karşı cins ile ‘sırtını ona yaslamaya’ dayalı bir ilişki içerisinde olmayı tercih ediyor.

Yani erkek egemen sistemin sürdürülmesinde biz kadınların payı da çok büyük. Tecavüz, cinayet, taciz, şiddet, baskı, aşağılama, adam yerine koymama, özgürlüğün kısıtlanması gibi fiziksel ve ruhsal zararın ve buna sebep olan mentalite çarpıklığının doğrulanabilir hiçbir yanı yok. Buna rağmen hatta belki de özellikle bu yüzden elimizi vicdanımıza koyalım ve çevremizde (ve belki de kendimizde) ‘birine kapak atıp, üstüne çocuk yaptım mı tamam’ diye mantık yürütenleri düşünelim. Veya ‘sürüdeki’en ‘iyi’ karşı cinsi ‘elde etmek’için açıkça veya gizlice acımasız bir rekabet içinde olanları…

Mutsuz evliliğinin, kocasının ilgisizliğinin ve hayatının neredeyse tüm alanlarında bir başkasına bağımlı olmasının acısını (bilinçli veya bilinç dışı) hayatını çocuklarına adamış fedakar anne rolünün arkasında, Freudiyen analize bile gerek kalmayacak şekilde oğlunun ‘ideal kadın’ı rolünü başkasına kaptırmak istemeyen kadınları düşünelim… Bu erkek çocuk karşı cinsle ne sağlıklı bir yetişkin ilişkisi kurabilir, ne de onunla beraber olan kadın, ‘kayın valide’ teröründen kurtulabilir.

Gerçekten ihtiyaç duyulan dayanışma ortamını ve topluluklarını yaratan kadınların, onlara destek olmak isteyen erkekleri “onların ne işleri var aramızda” diyerek sert bir şekilde dışlamalarını düşünelim.

Zorlu koşullarda kendilerine yönetici pozisyonlarında yer etmiş kadınların, altlarında çalışan hemcinslerine daha da acımasız davranmalarını düşünelim.

Yani erkeklerin kadınların hayatlarını kararttığı kadar, hem kız hem erkek çocuk yetiştiren kadınların her iki cinsiyete de ne kadar zarar verdiğini düşünelim…

Kadın olarak sorumluluğumuz kendimizi mümkün olduğunca geliştirmek, ufkumuzu genişletmek ve aracısı olduğumuz bu muhteşem yaratıcı gücü sorumlu ve bilinçli şekilde kullanmak. Ve tabii ki eğitim – öğretim kurumlarına ulaşımı olmayan çocuklar ve genç kızların bunlara sahip olmalarını sağlamak en önemlisi belki de. Böylece, bilinçli kadınlar ilerde yetiştireceği çocuklara da bu özdeğer, çevresine saygı, farkındalık, dirayet, yüreklilik ve güç gibi değerleri aşılayabilirler. Bir toplumda kadınlar yeterince gelişemezlerse maalesef yukarıda bahsettiğim senaryoların birinin içinde bulunması olası.

Şunu da unutmamak lazım, fatura bir cinsiyetin tüm mensuplarına kesilemez; ne kadınlara ne erkeklere.

Ve bu vesileyle eşiyle, dostuyla, sevgilisiyle, annesiyle, kız kardeşiyle, komşusuyla, sıra arkadaşıyla, hayatı herhangi bir noktada kısacık da olsa kesişen tüm kadınlarla dayanışma, karşılıklı saygı, anlayış içinde olup, zor zamanlarında destek, iyi zamanlarında keyfe ortak olabilen tüm erkeklere ve onları yetiştiren kadınlara saygı ve sevgilerimi yolluyorum.

İyi ki varsınız.

Gözde Mimiko Türkkan: Gözde Mimiko Türkkan, fotoğraf, sanatçı kitabı, video gibi çeşitli medyumları kullanarak toplumsal olarak inşa edilmiş kimlikler ve cinsiyet rolleri üzerine çalışmalar üretir. Eserleri, 2010’da Londra’da Central Saint Martins’de güzel sanatlar bölümünde yüksek lisansını tamamladığından beri yurtiçi ve yurtdışında çalışmaları sergilenmektedir. Öte yandan 15 yıl kadar önce başladığı dövüş sporlarına olan ilgisini ve deneyimini paylaşmak için Muay Thai ve CrossFit temelli dersler verdi. Ayrıca İstanbul’un ilk amatör koşu gruplarından olan İstanbul Koşu Kuvvetleri’nin ve Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Derneği BoMoVu’nun kurucularından. Muay Thai haricinde partneriyle beraber hayatlarında düzenli yer edinmiş snowboard, dalga sörfü, CrossFit, koşu ve yoga gibi sporlar ve bedensel aktivitelerini @sync.riders hesabından paylaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale