X

Toplumsal travma, kayıp ve yas süreci gibi zorlayıcı zamanlarda nasıl odaklanabiliriz?

İçinde bulunduğumuz zorlayıcı süreçte büyük bir çoğunluğumuz kendimizi mutsuz, tükenmiş, bitkin, stresli hissediyor ve herhangi bir işi tamamlamakta, odaklanmakta zorlanabiliyoruz. Konu ister günlük ev işleri veya sorumluluklar olsun ister birtakım profesyonel projeler, en küçük bir görevden en büyüğüne kadar dikkatimizi toplamak konusunda zorluk yaşayabiliyoruz. Maruz kaldığımız üzücü haberler, yıkıcı gelişmeler ve deneyimlediğimiz toplumsal travma, odaklanmayı imkansız hale getirebiliyor.

Kayıplar, yas süreci, doomscrolling, travmatik stres ve benzeri olumsuz faktörler böylesi bir zamanda hayatımızı adeta alt üst ederken derin bir psikolojik ve duygusal yıkıma neden olabiliyor. Öte yandan zihnimiz haberlerle, edindiğimiz güncel bilgilerle meşgulken başka bir şeye odaklanmak daha da zor hale gelebiliyor. Ayrıca, telefonumuza gelen bildirimler, arka planda sürekli açık olan televizyonda dönen tartışma programları gibi dikkat dağıtıcılar, dikkatimizi tek bir noktada toplamayı fazlasıyla zorlaştırabiliyor. Bozulan uyku düzenimiz, dengesiz beslenme alışkanlıklarımız ve stresin vücudumuzda yarattığı fizyolojik etkiler de odağımızın kolayca dağılmasına neden olabiliyor. Peki, yoğun stres ve zorlayıcı şartlar altında dikkatimizi toplayabilmek ve odaklanabilmek mümkün mü? Bazı düzenlemeler ile evet. İşte odaklanmayı kolaylaştırmak için yapabilecekleriniz:

Sürecin zorluğunu fark edin

İlk adım; fark etmek ve kabullenmek. İçerisinden geçtiğiniz sürecin zor olduğunu ve birçok kişinin sizinle ortak duyguları paylaştığını, benzer sorunları deneyimlediğini fark edin. Kendinize gereksiz yere yüklenmemek ve üzerinizdeki baskıyı artırmamak için sık sık zorlu bir süreçten geçtiğinizi ve her şeyin aynı düzende devam etmesinin, kendinizden aynı verimliliği beklemenizin mümkün olmadığını kendinize hatırlatın.

En iyisini yapmaya çalıştığınızı kendinize hatırlatın

Kimse sizden hiçbir şey olmamış gibi her şeyi halletmenizi, olaylardan, haberlerden etkilenmemiş olmanızı beklemiyor; çünkü herkes ortak bir acıyı paylaşıyor ve benzer bir zorlu süreçten geçiyor. O yüzden kendinize yeni yeni görevler, sorumluluklar yüklemekten kaçının ve bir şey kafanızdaki gibi ya da ‘mükemmele yakın’ olmadıysa, elinizden gelenin en iyisini yaptığınızı kendinize hatırlatın. Etrafınızda bu kadar çok üzücü şey olup biterken odaklanmak ve bir işi tamamlamak için harcadığınız zihinsel ve fiziksel çaba bile tek başına takdire şayan. Ancak, iş yerinizde yöneticiniz veya çalışma arkadaşlarınızdan bu konuda bir baskı görüyorsanız, durumunuzu onlarla paylaşarak psikolojik ve duygusal olarak zor bir süreçten geçtiğinizi ve elinizden geleni yapmaya çalıştığınızı onlara da söyleyebilirsiniz.

Stresi yönetme tekniklerini deneyin

Stres, odaklanmanın önündeki en büyük engellerden biri olduğu için zorlu zamanlarda mümkün olduğunca kendinizi rahatlatmaya, düşüncelerinizi, duygularınızı sakinleştirmenizde fayda var. Nefes egzersizleri, mindfulness pratikleri, yoga, meditasyon gibi hem bedeni hem zihni rahatlatan uygulamalarla stresi azaltırken odaklanma sürenizi de uzatabilirsiniz. Ayrıca günlük tutarak veya yalnızca o an için yaşadığınız duyguları, kafanızdan geçen düşünceleri yazarak da kendinizi rahatlatabilir, deneyimlediğiniz stresi kontrol altına alabilirsiniz. Stresi yönetmek, üzerinizdeki baskıyı azaltmanıza ve dikkatinizi stres kaynaklarından başka bir yere kanalize etmenize yardımcı olabilir, böylelikle yapmak istediğiniz işe daha kolay bir şekilde odaklanabilirsiniz.

Bütüncül sağlığınıza dikkat edin

Stresli ve zorlu zamanlardan, yas sürecinden geçerken beslenme, egzersiz ve uyku gibi temel rutinlerin bozulması oldukça yaygın bir durum. Ancak dikkati toplamak, odaklanmayı iyileştirmek için bütüncül sağlığa da özen göstermek şart. Refah için bütüncül bir yaklaşım, öncelikli olarak düzenli egzersizi, doğru şeyleri yemeyi, içmeyi ve yeterince uyumayı içerir. Bu nedenle stresli dönemlerde zor olsa da kendinize bakmayı önceliklendirmelisiniz. Dilerseniz Stres ve beslenme ilişkisi: Stresli ve zor zamanlarda beslenme nasıl olmalı? ve Stresli ve zor zamanlarda uykuya dalmak için neler yapabilirsiniz? yazılarımızdan bu konuda size ilham verebilecek ipuçlarını bulabilirsiniz.

Doğadan destek alın

Zihinsel ve fiziksel sağlığınız için açık havada olmanın önemini biliyor musunuz? Özellikle zorlu zamanlarda bedensel ve beyinsel olarak kendinizi yorgun, tükenmiş hissederken doğanın iyileştirici gücünden faydalanarak dikkatinizi toplayabilirsiniz. Odaklanmanız gereken bir işten önce kısa bir açık hava yürüyüşü, zihninizdeki olumsuz düşünceleri dizginlemenize ve biraz da olsa hareketli, üzücü gündemden uzaklaşarak kendinize dönmenize yardımcı olabilir. Sonrasında kendinizi tazelenmiş hissederek dikkatinizi yapmanız gereken işlere, sorumluluklara verebilirsiniz. Dışarı çıkmak ve telefondan, televizyondan kısacası teknolojiden biraz olsun uzaklaşmak, güneş ışığını hissetmek ve temiz havayı solumak, doğal olarak kendinizi daha iyi hissetmenize ve hayatla yeniden bağlantı kurmanıza yardımcı olabilir.

Gerçekçi bir planlama yapın

İş ve zaman dengesini kurmak, normal şartlar altında bile çoğu zaman fazlasıyla zorken yoğun stres altında daha da imkansız bir hal alabilir. Bu nedenle bedensel ve zihinsel durumunuzu da göz önünde bulundurarak odaklanmanız gereken işleri öncelik sırasına koyarak başlayabilirsiniz. Sonrasında sizi daha fazla yormayacak ve zorlamayacak bir zaman planlaması ile hem odaklanmanız gereken işlere hem de kendinize vakit ayırabilirsiniz. Örneğin, ilk olarak tamamlamanız gereken bir işi ilk sıraya yerleştirerek ona odaklanabilir daha sonra 10-15 dakikalık bir yürüyüş molası verebilir, nispeten sizi daha az yoracak veya daha az odaklanma gerektiren bir başka işe geçebilir ve sonrasında dilerseniz kısa bir meditasyon yapabilirsiniz. Bu sayede daha dengeli ve verimli bir planlama oluşturabilir, kendinizi daha fazla yıpranmaktan koruyabilirsiniz.

‘Multitasking’i bırakın

Normal şartlarda aynı anda birden fazla işi yapmak gibi bir alışkanlığınız olsa bile özellikle toplumsal travma gibi zorlayıcı bir süreçten geçerken bu alışkanlığı bir kenara bırakmanızda fayda var. Beyin sağlığını tehdit eden ‘multitasking’ yerine yoğun stresle karşı karşıyayken tek seferde tek bir iş için zamanınızı ve enerjinizi harcayarak daha kolay ve uzun süre odaklanma sağlayabilirsiniz. Dilerseniz Bir şeye odaklanın: Multitasking’i durdurarak daha verimli olmanın yolları yazımıza da göz atabilirsiniz.

Gündemden uzaklaşın

Evet, zor. Her gün, her dakika ülkenin farklı yerlerinden kayıp ve yıkım haberleri gelirken televizyonu kapatmak, telefonu bir kenara bırakmak çok zor, ancak başta zihin sağlığınız olmak üzere iyi oluşunuzu korumak ve güçlü kalmak için zaman zaman gündemden uzaklaşmanız şart. Dikkatinizi toplamak ve daha iyi odaklanmak istiyorsanız teknolojiye zaman zaman ara vermenizde fayda var Olumsuz haberleri akıl sağlığımızı koruyarak nasıl takip edebiliriz? yazımızdan da ilham alabilirsiniz.

Rutinlerinize geri dönün

Rutinler, yani her gün belli bir düzende tekrarlanan eylemler odaklanmayı, dikkati toplamayı kolaylaştıran etkili adımlardır. Örneğin, her sabah yaptığınız bir ritüel, beyninizi uyandığınızda o şeyi yapmak için odaklanmaya hazırlayabilir. Zorlu ve stresli zamanlardan geçerken rutinlerimizin bozulması oldukça normal bir durum olsa da er ya da geç rutinlere geri dönmek, iyileşme yolculuğunun kritik bir parçasıdır. Zor zamanlardan sonra ‘olanları yok saymadan’ rutinlere dönmek neden önemli?Zor zamanlardan sonra ‘ yazımıza göz atarak rutinlere geri dönmenin yollarını keşfedebilir, böylece dikkatinizi daha kolay bir şekilde toplamaya başlayabilirsiniz.

Son olarak, profesyonel bir destek almayı düşünebilirsiniz. Çünkü herkesin strese karşı verdiği tepki, yasla baş etme şekli farklıdır; dolayısıyla iyileşme yolculuğu da… Sizin için en iyi olacak kişisel stratejinizi bulmak için farklı yöntemleri deneyebilir, ihtiyaç duyduğunuzda bir uzmandan yardım alabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Daha iyi hissetmek, rahatlamak ve odaklanmak için dinleyebileceğiniz şarkılar

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale