X

Topluluk önünde konuşmaya hazır mısınız: Sunum becerilerinizi geliştirmenizi sağlayacak ipuçları

Sunum yapmak dendiğinde içinizi gereksiz bir gerginlik kaplıyor, adeta elleriniz titremeye başlıyor ya da birden ter basıyor mu? Cevabınız evetse, yalnız değilsiniz. Çoğu insan için sunum yapmak, kalabalıklar karşısında konuşmak stresli ve endişe verici bir hadise olabilir. Tüm gözler üzerinizdeyken konuşmak, beden dilinizi kontrol etmek, anlattıklarınıza odaklanmak, zamanınızı iyi yönetmek ve en önemlisi dinleyicilerin sıkılmasına imkan vermeyecek bir konuşma hazırlamak oldukça zorlayıcı gelse de birkaç taktik ile sunum becerilerinizi geliştirmeniz mümkün. İşte topluluk önünde konuşurken kendinizi daha rahat hissetmenize ve sunum becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacak ipuçları:

Dinleyicilerinizi tanıyın

Kime sunum yapacaksınız, dinleyicilerinizin yaş aralığı, meslek grupları, eğitim seviyeleri nedir? Bu soruların cevaplarını mümkünse önceden öğrenerek sunum yaptığınız kitleye daha fazla hitap edecek taktikler geliştirebilirsiniz. Böylece hedef kitlene daha uygun içerikler üretebilir, konuşmanızı onların daha fazla ilgisini çekecek yönde şekillendirebilirsiniz. Kitlenizi önceden tanımak, sunumuzu iyileştirmenin yanı sıra sizin de daha rahat hissetmenizi, stres ve endişenizi azaltmanızı sağlayabilir.

Sıkı hazırlanın

Sunum yapacağınız konu hakkında mutlaka iyi bilgi sahibi olun. Dinleyicilerinizin olası sorularına cevap verebilecek, konu ile ilgili detaylara hakim olacak kadar sıkı bir hazırlık yapın. Ne kadar iyi hazırlanırsanız kendinize olan güveniniz de o kadar artar ve sahnede panik yapma ihtimaliniz azalır. Eğer görsel bir sunumla konuşmanızı destekleyeceksiniz mutlaka ilgi çekici görseller kullanmaya, çok fazla yazılı metin ile slaytlarınızı boğmamaya özen gösterin. Teknik alt yapının sizi yarı yolda bırakmaması için mutlaka önceden konuşacağınız yeri denetleyin. Projeksiyon makinesi, kumanda, bilgisayar, ses sistemleri vs çalışıyor mu, nasıl kontrol ediliyor, hepsini öğrenin ve mümkünse o gün size teknik konularda yardım etmesi için biriyle görüşün. Slaytlarınızı kendiniz mi geçeceksiniz yoksa birinden yardım mı isteyeceksiniz karar verin.

Bedeninize ve zihninize iyi bakın

İyi bir sunum yapabilmek için kapsamlı bir hazırlık gerektiğini unutmayın. Bu hazırlık yalnızca anlatacaklarınızı değil, sizi de kapsıyor. Nasıl ki günlerce sunumlarınızı en ince detaylarına kadar hazırlıyor; tablolar, notlar, görseller ekliyor ve hiçbir şeyin eksik kalmaması için çalışıyorsanız kendi ihtiyaçlarınızı da karşılamalısınız. Beslenmenize, uykunuza dikkat edin; zihninizi hazırlayın, stresinizi yönetin, nefes teknikleriyle kendinizi sakinleştirin, hem bedensel hem zihinsel olarak hazırlanın. Özellikle insanların karşısına çıkmadan önce gergin olduğunuzu hissediyorsanız, terleme, titreme, hızlı kalp atışı gibi tepkilerinizi kontrol altında tutmak için mümkünse birkaç dakikanızı meditasyona ayırın ve optimum iç huzur ile sahneye ya da kürsüye çıkın.

Ön bilgilendirme yapın

Tahmin edersiniz ki kimse içeriği ve sonu belli olmayan bir sunumu dinlemekten keyif almaz. Bilinmezlik, her yaştan insan için can sıkıcı olabilir; özellikle akademik ve profesyonel yaşamda. Bu nedenle konuşmanıza başlamadan önce dinleyicilerinizi bilgilendirecek bir taslak hazırlamanız onları rahatlatabilir ve odaklanmalarını kolaylaştırabilir. Sunumuzun ne kadar sürecek, hangi başlıklara değineceksiniz, ne zaman ara vermeyi planlıyorsunuz, soru-cevap kısmına zaman ayıracak mısınız gibi ana hatlarıyla hem içeriklerinizi hem de zamanınızı planlayarak dinleyicilerinizle paylaşmanız iyi bir başlangıç yapmanıza yardımcı olabilir.

Ne anlattığınıza odaklanın

Karşınızdaki kişilerin sizin hakkınızda ne düşüneceğine endişelenmek yerine, ne anlattığınıza odaklanın ve verdiğiniz mesajın onlarda ne uyandıracağını düşünün. Fiziksel görüntünüzün nasıl algılandığına fazla kafa yormayın, yalnızca sözlerinizi düşünün. Bilgilerinizi paylaşın, eğlendirin, ilham verin, hepsi bu. Yargılanma korkusunun sizi ele geçirmesine izin vermeyin; seyirciye nasıl mesaj vermek istediğinizi kendinize sorun ve sadece ona ulaşmak için zihninizi meşgul edin. Amacınızdan sapmayın, büyük resme odaklanın. Aksi halde insanların sizin hakkınızda ne düşüneceklerine çok fazla kafa yorarsanız kendinizden şüphe etmeye başlayabilirsiniz; bu da sizin başarısız olmanıza neden olabilir.

Sesinize dikkat edin

Ne söylediğiniz kadar nasıl söylediğinizin de önemli olduğunu unutmayın. Çok yüksek sesle bağırırcasına konuşmak ya da kısık sesle zor duyulur bir şeyler anlatmak, dinleyicilerinizi kaçırabilir. O yüzden ses tonunuzu ayarlamayı öğrenin. Hem anlattıklarınızı daha etkili bir şekilde aktarmak hem de dinleyicilerin ilgisini çekmek ve dikkatlerini toplamak için zaman zaman sesinizi yükseltip alçaltmayı unutmayın. Vurgu gereken yerlerde mutlaka sesinizi biraz daha fazla çıkarmaya çalışın, kalan zamanlarda ise herkesin duyabileceğinden emin olduğunuz optimum bir seviyede kalın. Kısacası ne çok yüksek ne çok kısık sesle konuşun, kendi ortanızı bulun. Bu konu için çevrenizden destek almayı unutmayın. Ses tonunuzu ayarlarken etrafınızdaki insanlara da danışarak işinizi kolaylaştırabilirsiniz.

Mümkün olduğunca pratik yapın

İster bir sunuma hazırlanıyor olun ister toplantıya ister konferansa, hiç fark etmez. 3 kişi karşısında da konuşacak olsanız 300 kişi karşısında da, kendinizi daha güvende ve rahat hissetmek için mutlaka sık sık pratik yapmaya özen gösterin. Bu sayede sunum becerilerinizi geliştirebilir; pratik yaptıkça daha da iyi olduğunuzu fark ederek kendinize büyük bir güven duyarak insanların karşısına geçebilirsiniz. Pratiklerinizi yaparken kendinizi kaydederek bu süreci daha verimli hale getirebilirsiniz. Böylelikle nerede nasıl konuştuğunuzu, jest-mimiklerinizi nasıl kullandığınızı, karşıdan nasıl göründüğünüzü yakalayabilirsiniz. Eğer kendinizi videoya çekmek istemiyorsanız, pratiklerinizi ayna karşısında yaparak da aynı etkiyi yaratabilirsiniz.

Metaforlar kullanın

Metaforlar yani benzetmeler, minik ve eğlenceli hikayeler gibidir, bu nedenle fikirleri aktarmanın da en güçlü yollarından biridir. İnsanlara farklı, sıra dışı ya da zor bir kavramı anlatırken onu mümkün olduğunca günlük hayattan, herkesin bir şekilde bağlantı kurabileceği bir şeylerle anlatmaya çalışın; yani bir metafora dönüştürün. Bu sayede dinleyicilerinizin dikkatini çekebileceğiniz gibi size daha fazla işitsel veya görsel tepki vermelerini de sağlayabilirsiniz. Toplantı odasındaki ya da konferans salonundaki her ‘A aa, evet, yaa gibi tınlamalar’ ya da kahkahalar sunum yaparken modunuzun yükselmesine katkı sağlayabilir. İnsanları yakalamak için etkili metaforlar bulun ve sunumlarınıza dahil edin. Ortamın enerjisinin bir anda yükseleceğini fark edeceksiniz.

Retorik sorular sorun

Sunum yaparken soru sormanın önemini muhakkak biliyorsunuzdur; bu sayede dinleyici kendinizde tutabilirsiniz. Ancak, retorik sorular klasik soru-cevaplardan daha ilgi çekici olabilir, çünkü cevaplanmayı gerektirmediği için zihni daha fazla meşgul edebilir. Retorik sorularda doğrudan bir cevap beklenmediği için hem kendi fikirlerinizi vurgulamak için hem de dinleyicilerinizin dikkatini anlattıklarınıza doğru çekmek için kullanabilirsiniz. ‘Siz de böyle olduğunu düşünüyor musunuz?’ ‘Kendinizi bu hikayedeki karakterin yerine koyduğunuzda ne hissedersiniz?’ ya da ‘Sizce de bu konuda gözden kaçırılan bir şeyler yok mu?’ gibi ilgi toplayıcı ve düşündürücü soruları sunumlarınıza ekleyebilirsiniz.

Çok değil; az hareket edin

İnsanlar genellikle gergin olduklarında hızlanırlar. Bu sizseniz, topluluk önünde konuşurken sahnede ileri geri yürüme eğiliminiz olabilir. El hareketlerinde olduğu gibi, biraz hareket iyidir ama çok fazlası, değil. Sonuçta yürüyüşe çıkmadınız ya da koşu yapmıyorsunuz, yalnızca konuşmanızı dinleyen insanlarla birliktesiniz. Bu yüzden bir ileri bir geri bir sağa bir sola giderek dinleyicilerinizi sanki bir spor müsabakası izliyorlarmış gibi hissettirmeyin. Hafif ve küçük adımlarında etrafınızda hareket edin.

Beden dilinize dikkat edin

İletişim becerilerinde en önemli konulardan biri şüphesiz ki beden dili. Diliniz başka, bedeniniz başka bir şeyler söylüyor mu, bedeninizin siz farkında olmadan anlattıklarınızdan bağımsız bir mesaj vermeye çalışıyor mu, dikkat edin. Gülümsemeyi ihmal etmeyin. El ve kollarınızı bir şeyler anlatırken dengeli kullanmaya çalışın; çok fazla ve hızlı el-kol hareketleriyle dinleyicilerinizin dikkatinizin anlattıklarınızdan kaymasına müsaade etmeyin. Sürekli saçınızla ya da kıyafetlerinizle oynamadığınızdan emin olun; endişe ya da stresle farkında olmadan bu hareketleri yapıyorsanız ayna karşısında pratik yaparken mümkün olduğunca bu davranışlarınızı kısıtlamaya çalışın.

Ara vermeyi unutmayın

Dinleyicilerinizin bir dikkat aralığı olduğunu unutmayın. Sabahtan akşama kadar saatlerce belki aç belki susuz belki tuvaleti gelmiş bir şekilde sizi dinlerken verim almaları imkansız. Bu nedenle konuşmanızı yapacağınız süreyi iyi planlayın; eğer uzun bir konuşma yapacaksanız uygun aralıklarla mola vermeniz gerektiğini unutmayın. Herkesin dinlenmesi ve tazelenmesi, ihtiyaçlarını gidermesi için uygun zamanlarda sunumunuzu durdurun. Bunu önceden planlarsanız sizin için çok daha iyi olabilir, örneğin hangi konuda ya da başlıkta bir ara vermenizin iyi fikir olduğunu düşünüyorsanız oraya bir not düşün ve zaman geldiğinde herkes için dinlenme zamanı tanıyın.

Çok fazla ‘hım’lamayın

Dinleyiciler için en önemli dikkat dağıtıcılardan biri, konuşmacıların sürekli ‘aa, hmm, uh, um, ıı’ gibi uzatmalarla konuşmalarını duraklatmalarıdır. Bu araya giren uzatmalı esler, ara ara konuşmacı için gerçek anlamda gerekli ve hayat kurtarıcı bir rol üstlense de çok sık olduğunda can sıkıcı bir hal alabilir. Mümkün olduğunca konuşmalarınızda pratik yaparak gereksiz duraklamaların önüne geçebilirsiniz; aksi halde dinleyicilerinizin dikkatini toplamanız çok zor olabilir.

Zaman artırın

Konuşmanızın, sunumunuzun sonunda mutlaka zaman artırmaya çalışın. İnsanların geri bildirimlerini almak, klasik bir soru-cevap bölümü yapmak, son sözleri dinlemek veya söylemek için kısa da olsa bir zaman dilimi yaratmak hem sizin kendinizi geliştirmenize ve bir sonraki sunumunuz için daha iyi hazırlanmanıza yardımcı olabilir hem de dinleyicilerinizin fikirlerine önem verdiğinizi hissettirerek onları mutlu edebilir. Böylece hem siz hem de sunumunuzu dinleyenler ortamdan daha memnun ayrılabilirsiniz.

Dilerseniz sunum becerilerinizi artırmak ve topluluk karşısında konuşurken hem özgüvenli hem de sakin kalmak için size yol gösterecek kitaplardan da destek alabilirsiniz. Kişisel Gelişim Kitapları Koleksiyonumuzda bu konuda yazılmış birçok kitabı bulabilirsiniz. Bizim favorimizi soracak olursanız TED Gibi Konuş (Topluluk Önünde Konuşmanın 9 Sırrı) kitabını mutlaka kitaplığınıza eklemelisiniz.

İlginizi çekebilir: İş yerinde performans kaygısı ve sunum yapma çekingenliği

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale