X
    Kategoriler: EXPLORE UP

Toplayın bavulları, Hindistan’a gidiyoruz!

Incredible India

Toplayın bavulları Hindistan’a gidiyoruz! Desem de bunun aslında bu kadar da bir çırpıda verilecek bir karar olmadığını biliyorum. Tabii sizi de benim gibi deli dürtüyorsa arada bir, siz de bir anda karar verip, hiçbir araştırma yapmadan Hindistan bileti alırken bulabilirsiniz kendinizi. Şimdi, Hindistan’a gitmek her baba yiğidin harcı değil, bu konuda bir anlaşalım. Öncelikle büyük bir sabır, sağlam bir mide, hanım evladı olmayan bir bünye, pazarlıktan anlayan bir kafa ve kendiyle barışık bir ruh hali gerektirir kişide. Kafaya koyup, gitmeye karar verdiğinizde etraftan çıkacak seslere aldırış etmemenizi tavsiye ederim, aksi takdirde yol alamazsınız. Çünkü söz konusu Hindistan gibi pisliğiyle dünyada nam salmış, kalabalık nüfusu ve ağır yemekleriyle adından çok söz ettirerek cırcırda bir dünya markası olmuş, fakirlik, hastalık… gibi olumsuz konularla dünya basınında yer almış bir ülke olunca, giden gitmeyen herkesin bir fikri oluyor kardeşim.  Misal; hayatından Avrupa’dan öteye parmağının ucunu çıkarmamış anneannem “Hindistan’a gidiyorum” deyince ben, yüzü şekilden şekle girerek “Bizim Ayten’in oğlu gitmişti, döndüğünde bir hasta oldu, bir hasta oldu aylarca hastanede yattı. Sonradan anladılar ki sıtma olmuş, ölüyordu çocuk” dedi, “Aman Irmak gidecek başka yer mi kalmadı” diye de bir klişe cümle ekledi. Dedem; “Allah akıl fikir versin” dedi, ki böyle kesin tavırları her zaman takdir etmişimdir. Gelecek her türlü karara karşı bünyeleri bağışıklık kazanan annem ve babam da “ne yaparsan yap” bakışı atarak konuya son noktayı koydular.

Seyahat günlüğüm, Hindistan biletleri ve daha bir sürü şey

Hindistan’da Muson, bavula ne koyuyon?

Evet, THY’den gidiş-dönüş 1.300 TL’ye aldığım biletle üç hafta sonra Hindistan’a gitmeye hazırdım. Fakat atladığım bir şey vardı; Muson Yağmurları. Haritada rota çizmekte zorlanırken -bazı düşüncesiz hareketlerimin sonucunda sık sık yaptığım gibi kendime kısaca küfür ederek- muson yağmurlarının bizi en az etkileyeceği yerleri seçmeye çalıştık.  Ağustos sonu, millet gidiyor Nice’e, Cannes’a, biz gidiyoruz kana kana Hindistan’a! Millet bavuluna mayo, bikini koyuyor, biz yağmurluk ve yağmur botu! Dedem haklıymış işte, Allah akıl fikir versin… Ben ömrü hayatımda hiçbir tatile giderken bu kadar alışveriş yapmamıştım. Başımı eczanelerden, marketlerden çıkaramadım arkadaş. Hee tabii, bir de sağlık sitelerinden! Gerçekten Hindistan’a giderken her kafadan çıkan sesi dinlemeyin, ama beni dinleyin. Çünkü en kısa ve öz bilgileri sizlerle paylaşacağım. Özellikle muson zamanında gidiyorsanız sinek kovar sprey ve yağmurluğunuzu eksik etmeyin. Ama yağmur botuna hiç gerek yok, çünkü hava o kadar sıcak ve nemli ki, o bot ayaklarınızdan geçmeyecektir. Plastik terlik, crocs, gibi alet edevatınızı yanınıza almanız yeterli. Erkekler de, bana ultra itici gelen “Joshua sandaleti” diye adlandırdığım, çirkin, cırtcırtlı sandaletlerden alabilirler ya da en temizi parmak arası terlik bence. Pislik konusunda dillere destan olmuş bu ülkenin bavulunun bel kemiklerinden biri de pürel ve ıslak mendil. Bütün gün yüzlerce -abartmıyorum- yüzlerce insanla el sıkışacağınız için bayağı bir ihtiyacınız olacak. İnanılmaz bir doğası olmasına rağmen iklimi konusunda aynı fikirde olamayacağım Incredible India (İnanılmaz Hindistan)’da bir gün giydiğiniz tişörtü bir daha giyemeyeceğiniz için yanınıza bol bol tişört almanızı öneriyorum. Çünkü hem etraf çok pis, hem hava acaip nemli ve sıcak. Defile yapıyormuş gibi özenli kıyafetler seçmenize gerek yok ama giysilerinizin ince ve rahat olmasında ve mutlaka her güne farklı bir kıyafet ayrılmasında fayda var.

Hindistan bavulunun bel kemikleri

Tifo, sıtma, aşı, ilaç ve daha bir sürü şey…

Gelelim yurdum insanının Hindistan’ı Afrika zannetmesine. Bazı sağlık sitelerinde Hindistan’a gitmeden önce 8 ayrı aşı yapılması gerektiği yazıyor. Tifo’dan, sarılığa, Japon ensefalitinden, tetanosa kadar gerekli, gereksiz 8 aşı! İnternette kısa bir araştırma yapıp, Hindistan’a tur düzenleyen şirketlerle ve konsoloslukla konuştuktan sonra bu aşıların hiçbirinin zorunlu olmadığını öğreniyoruz. Dediğim gibi Afrika’ya gitmiyoruz ya! Tabii ki alınması gereken belli başlı tedbirler var ama bünyeye o kadar aşı saplamak gerçekten gereksiz. Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ve Aşı Danışma Merkezi’nin resmi sitelerinden  bütün hastalıklarla ilgili detaylı bilgileri, yapılması gereken aşılar ve alınması gereken ilaçlarla ilgili kapsamlı bilgileri edinebilirsiniz.

Hindistan’ın bel kemiği; cırcır!

Benim buralarda görüştüğüm doktorlar, bu aşıların yapılmasından ziyade yediğimiz yemeklere ve özellikle içtiğimiz sulara dikkat ederek kendimizi koruyabileceğimizi söylediler. Yemekler çok yağlı ve aşırı baharatlı olduğundan midesi hassas olan arkadaşlarımızın kendini bilerek, her gördüğü yemeğe atlamaması onların iyiliğine olacaktır. Ayrıca etrafta bolcana bulunan Mc Donald’s, Dominos Pizza… gibi bir çok fast food restoranının bulunduğunun altını çizerek aç kalmayacağınızı garanti edebilirim. Yok ben çok huysuzum, fast food yemem derseniz yanınıza bir koli (sunta diye adlandırdığım) altınbaşak, etiform ve kuru kayısı zırıltısı atabilirsiniz, ben atmıştım, ara öğünlerimi bayağı kurtardı! İçme sularındaki hassasiyete gelince… Suların kakasitalı olma ihtimalinden dolayı, mutlaka kapalı şişelerden (aquafina ve kinley gibi markalar test edilip onaylanmıştır) içerek, dişlerimizi fırçalarken musluk suyuyla değil de bu pet şişelerdeki suyla fırçalayarak, içeceklerimize buz atmayarak tifodan korunabilir ve tabii cırcırı önleyebiliriz. Her ne kadar “Cırcırı önleyebiliriz” gibi iddialı bir cümle kursam da önleyemeyiz efendim. Sadece erteleriz. Zira, üzerinize afiyet ben sekizinci günde cırcır olmak zorunda kalmıştım. Çünkü ziyaret ettiğiniz bütün tapınaklara çıplak ayak giriyorsunuz, üzerine bir de yağmur yiyince adı kadar sevimli olmayan bu hastalıktan kaçmanız imkânsız oluyor. Ama bu duruma da bir çare var. Normix; cırcırın en baba düşmanı! Sabah bir, akşam bir tane attınız mı geceden sabaha 2 kilo vererek durumu toparlayabilirsiniz. Söylemiştim, Hindistan’a gitmek her baba yiğidin harcı değil…

Karayipler’de sivrisinek ısırığından hastaneye kaldırılmış bir zavallı olarak Hindistan’a giderken bu sıtma konusu beni derin düşüncelere sürükledi. Bunun sonucunda yaptığım araştırmalarda sıtmanın aşısı olmadığını, fakat Tetradox denen ilacı, Aşı Danışma Merkezi’nden reçetesini alıp gitmeden bir gün önce içmeye başlayarak sıtmaya karşı savaş açabileceğimizi öğrendim.

Biraz meşakkatli gibi görünse de öyle değil. Büyüleyici bir doğa, bambaşka bir kültür, alışık olmadığımız dinler karmaşası, şaşırtıcı inançlar, kalabalık, keşmekeş, pisliğin kucağında kutsal topraklar, hayret ettiren yoksulluğa rağmen hayata olan inanç, sabır ve sevgi… Hindistan’ın çeyreğini anlatmaya yetmez bu kelimeler. Hazırsanız haftaya hep birlikte gidiyoruz Hindistan’a…

Gençler ve ben

Unutmadan: Sinek kovar spreyleri, pürelleri, ilaçları, ıslak mendilleri, arada sırada kemireceğiniz altınbaşakları insan yiyecek, insan sürecek ve daha bir sürü şey. O nedenle benim yaptığım gibi her şeyden 900 paket koymayın bavula.

 

Yazarın tüm yazıları için tıklayın.

Irmak Yazım: Irmak Yazım // 1987’de İstanbul’da doğdum ama kendimi Rio’da veya Havana’da doğmuş gibi hisseden değişik bir canlıyım. Rio’nun Irmak demek olduğunu hesaba katarsak çok da garip gelmemeye başlıyor bir yerden sonra. Kapı gıcırtısına oynarım, gülmeyi, spor yapmayı, yemek yemeyi, insanları, hayvanları, kitapları, filmleri ve daha bir sürü şeyleri çok severim. Bir daha mı geleceğiz dünyaya bakış açısından yola çıkarak dünyayı gezmeyi kendime bir borç bildim. Hayatta kendimi en mutlu hissettiğim anların gezilerimi anlatırken olduğunu anlamamla birlikte bu mutluluğu sizlerle de paylaşmak istedim…

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale