X

Toksik ilişkiler: Toksik insanların 4 türü ve toksik ilişkilerle baş etme yöntemleri

İnan sosyal bir varlık. Sağlıklı sosyal ilişkilerin temelinde genellikle sevgi, saygı, iletişim, destek, birlik gibi hem bizi hem de ilişki kurduğumuz kişileri güçlendirecek ve besleyecek duygular yer alıyor. Bu tanımdan yola çıkarak “toksik ilişkiler” ya da “toksik insanlar”ı ise genellikle bizi aşağı çeken, kötü hissettiren, desteklemeyen ve kimi zaman istismara varan davranışlarıyla besleyici olmaktan uzak ilişkiler ve kişiler olarak özetleyebiliriz.

Toksik ilişkilerin zihnimiz, ruhumuz ve bedenimiz üzerindeki etkilerini keşfetmek için “Toksik ilişkiler sağlığınızı nasıl etkiliyor?” ve “En etkili stresten arınma yöntemi: Toksik ilişkilerden kurtulmaToksik ilişkiler sağlığınızı nasıl etkiliyor?” ve ”  başlıklı yazılarımıza göz atabilirsiniz.

Kurduğunuz ilişkilerde mutluluk ve tatmin hislerini yaşamk istiyorsanız, toksik ilişkilerinizi gözden geçirmenizde fayda var. Peki toksik insanlarla nasıl başa çıkabiliriz? Gelin önce toksik insanların ortak özelliklerine göz atalım:

Toksik insanları nasıl tanıyabiliriz?

Her ne kadar sosyal çevremizdeki bireyin ve her ilişkinin üzerimizdeki etkisi farklı olsa da, toksik insanların bazı ortak özellikleri bulunuyor. Toksik insanların ortak özellikleri:

  • Manipülatif davranışlar ve yalanlar: Toksik insanlar genellikle gerçeklerleyüzleşmekte zorlandıkları için, yalan söylemekten ve manipülasyonlardan kaçınmazlar. Yalanlarını yakaladığınızda ve gerçeklerle karşılarına çıktığınızda isemanipülatif davranışlarla konuyu değiştirmeye çalışırlar.
  • Acımasız bir karakter: Duygularımızı, düşüncelerimizi ve yaşadıklarımızı arkadaşlarımızla parlaşmak, ruhsal sağlığımız için önemli. Ne var ki etrafınızda içinizi döktüğünüzde size kötü hissettiren birileri varsa, toksik bir ilişki içerisinde olabilirsiniz. Toksik insanlar kendilerini başkalarının yerine koymayı bilmez, empati yapamaz ve duygularınızı önemsemez.
  • İkiyüzlülük: Toksik insanlar saygı, sadakat ve ilgiye büyük açlık duyarlar. Toksik ilişkilerde her ne kadar siz onlara istediklerinizi veriyor olsanız da, karşılığını alma ihtimaliniz oldukça düşük; kandırılabilir, manipüle edilebilir, eleştirilebilirsiniz ve hatta ortada herhangi bir şey yokken suçluluk psikolojisiyle baş başa kalabilirsiniz.
  • Duygusal patlamalar: Toksik insanlar genellikle kazanan tarafta olmak isterler. Bunu mümkün kılabilmek için de, üzerinizde baskı kurabilmek ve istedikleri etkiyi yapabilmek adına duygusal patlamalar yaşamaktan kaçınmazlar. Hepimiz hata yapabiliriz ancak hatalarımızı kabul etmek de sorumluluklarımız dahilindedir. Ne var ki toksik insanlar kendi kurallarını koyarlar; hata yaptıklarında bile kendilerini savunma eğilimine sahiptirler. Duygusal gerekçeleri ve bahaneleri de kullanmaktan çekinmezler.
  • Duygularla oynamak: Toksik insanlar eleştirel şakalarıyla sizi küçümsemeye çalışırlar ve düşüncelerinizi paylaştığınızda –konu her ne olursa olsun- kahkahalara boğulabilrler. Diğer yandan gönülsüz iltifatlarıyla kendinizi kötü hissetmenize de neden olabilirler.

Toksik insanları daha yakından tanımak için “Kendinizi sevin: Toksik arkadaşlardan kurtulma zamanı” yazımıza, toksik ilişkilerin üzerinizdeki etkilerini keşfetmek için “Toksik arkadaşlar: Hayatınızdaki zehirli sarmaşıklardan kurtulma zamanı” yazımıza göz atabilirsiniz.

Toksik insanların 4 türü

Saydığımız özellikler toksik kişilerin ortak özelliklerinden olsa da; her toksik ilişkide bu özelliklerin tamamının etkilerini yaşamıyor olabilirsiniz. Bunun nedeni ise toksik insanların kendi aralarında ayrışıyor olması. İşte Lifehack yazarlarından Alpesh Choubisa’ya göre 4 farklı toksik insan türü:

  • Konuşkan narsisistler: Konuşkan diye adlandırılabilecek bu gruptaki kişilerin konuşmaktan hoşlandığı tek şey “kendileri”dir. Karşılarındakini önemsemez, her zaman kendileri hakkında konuşulmasını ister ve sizin nasıl olduğunuzu asla sormazlar. Ancak bir şeye ihtiyaçları olduğunda ya da problemlerini çözmelerine yardımcı olabileceğinizi düşündükleri noktada yanınızda olurlar.
  • Duygusal vampirler: Toksik insanların bir başka türü olan duygusal vampirler, kanınızı değil pozitif hislerinizi emerler. Çevresindekiler hakkında negatif konuşurken sizin de onlarla aynı fikirde olmanızı beklerler. Kendilerini her daim sizin üstünüzde tuttukları için, onları kendinizden üstün görmenize neden olabilirler.
  • “Kıskanç” canavarlar: Toksik insanlar iltifat etmek konusunda pek de hevesli olmadıkları için, iltifatları genellikle yarım ağızla yaparlar. Davranışlarının temelinde kıskançlık olan bu kişiler, siz üzgün hissetttiğinizde mutlu olabilir; başarılarınızı, zekanızı ve güçlü yanlarınızı küçümsemeye çalışabilirler.
  • Kontrolcüler: Toksik insanların bu türü, çevrelerindeki her şeyi her daim kontrol altında tutmaya çalışırlar. Her an şımartılmayı beklerken, kendileri hakkında negatif bir şey söylenmesinden hoşlanmazlar.

Toksik insanlarla baş etme yöntemleri

Eğer toksik bir ilişki içindeyseniz, siz karşınızdakini tatmin edene kadar sizi rahat bırakmayacaklarından emin olabilirsiniz. Eğer ilişkinizi sürdürmekten yanaysanız, yaşadıklarınızın ya da yaşayabileceklerinizin etkisini en aza indirmek için kendinizi onlarla aynı seviyede tutmayı öğrenmenizde fayda var. Yoksa zihinsel, iletişimsel ve duygusal özgürlüğünüzü kaybedebilirsiniz.

Toksik ilişkilerin etkisini hayatınızın her anında hissedebilirsiniz. Ancak nasıl başa çıkacağınızı bilirseniz, hayatınız kolaylaşacaktır.

1. Aralıklı destekten kurtulun

Pek çoğumuzun doğasında iyimser olmak var, ve bu iyimserlik zamanla öyle bir hal alıyor ki, “yakındaki zaferleri yakalamak” yerine “neredeyse kazandığımız kaybedişlerle” tatmin olabiliyoruz.

Aralıklı destek, aslında insan ilişkilerinde karşımızdaki kişiden rastgele zamanlarda iyi şeyler duyduğumuzda kalbimizin pozitif duygularla kaplanması olarak özetlenebilir. Toksik kişiler size aralıklı destek verdiğinde, ilişkinize dair negatif hisleriniz etkilerini kaybedebilir ve iyimser bir bakış açısıyla ilişkinizi kaldığınız yerden sürdürmek isteyebilirsiniz. Ancak rastgele zamanlarda gelen mutluluklar sağlıklı bir ilişki için yeterli değildir.

2. İzin vermek ve affetmek konusunda tutumlu olun.

Anlayışlı ve sıcakkanlı bir yaklaşım ilişkiniz adına iyi bir şey olsa da; toksik insanlarla aranıza sınırlar koymanızda ve sınırlarınızı net bir şekilde belirlemenizde fayda var. Sevgi ve şefkat gösterirken sınırlarınızı korumaya özen gösterin. Çünkü her şeye izin verdiğinizde ya da her yaptıklarını affettiğinizde, uzun vadede geri dönüşleri daha sevimsiz olabilir.

3. Tuzaklarını görmezden gelin.

Motivasyon kırıcı sözler, toksik insanların sizi aşağı çekmek için sık sık kullandığı bir silahtır. Genellikle kendinizi suçlu hissetmenizi sağlayacak şekilde bir iletişim kurarlar. Bunların toksik birer tuzak olduğunu görmeniz ve yakalanmadan kaçmayı bilmeniz gerekir.

Toksik kişilerin bu sözlerini kişisel algılamayı bıraktığınız noktada, özgürlüğe ulaşmanız mümkün. Bilin ki toksik insanlar bunu sadece size yapmıyor, söyledikleri zehirli sözler çoğunlukla gerçeği yansıtmıyor. Önemli olan bunları görmezden gelip yolunuza bakabilmeniz.

4. Sinirlenmeyin, gülümseyin.

Daha önce de bahsettiğimiz gibi toksik insanların alay etmek ve küçük düşürmeye çalışmak gibi alışkanlıkları vardır. Ne var ki onlara teslim olmazsanız, etkilenmezsiniz de.

Toksik ilişkilerin etkilerinden sakınmak için kontrolü ele alabilir; onların sözleri ve tuzaklarıyla küçük düşmediğinizi söyleyebilir, duygularınızla oynamalarına izin vermeyerek mutluluğunuzu elinizden almalarına engel olabilir, sinirlenmek yerine gülüp geçerek kontrolün sizde olduğunu gösterebilirsiniz.

5. Duygularınızı bastırmayın.

Toksik insanlar istediklerini elde edemedikleri anda sizi küçük düşürmeye uğraşacak, zorbalaşacak veya kendinizi suçlu hissetmeniz için uğraşacaklar. Çünkü yanlış yaptıklarını biliyor olmalarına rağmen, onlara karşı gelme gücünüzün olmadığını düşünüyorlar.  

Pek çoğumuz birileri konuşana kadar sessiz kalmayı tercih ediyoruz; ancak bu bakış açısı nedeniyle, çoğu zaman başkalarının akıl oyunlarına çekilebiliyoruz. Toksik insanlar bu yaklaşımdan beslendiği için, negatif davranışlarının olumsuz sonuçlarını onlara göstermenizde fayda var. Sizi üzüyorlarsa, bunu onlara direk olarak söyleyin; açık konuşmanız ilişkinizi kurtarmak için bir fırsat da doğurabilir.

 

İlginizi çekebilir:

Toksik bir ilişki içinde olabilir misiniz: 7 soruyla ilişkinizi değerlendirin
Partneriniz narsistse: Toksik ilişkilerden çıkmak neden kolay değildir? Partneriniz narsistse: Toksik ilişkilerden çıkmak neden kolay değildir? 

 

Kaynak: Lifehack

Merve Uvut: Meraklı, detaylara takıntılı, ince işçiliğin hayranı. Merak etmekle kalmıyor; araştırmayı, öğrenmeyi ve öğrendiklerini paylaşmayı seviyor. Uplifers'la birlikte yeni şeyler deneyimlemeye, öğrenmeye ve büyümeye devam ediyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale