X

Toksik Düşüncelerden Nasıl Kurtuluruz?

Yazar: İmge Tan

Etrafımızı saran dünya sıradan gözlerler görebildiğimizden, sıradan kulaklarla duyabildiğimizden çok daha fazlasını içeriyor ve bedenlerimiz sıradan bir dokunuşun yarattığı hissin ötesinde hissedebiliyor. Bunu unutunca, hayatın büyüsünü de unutmuş oluyoruz. Görünen ve görünmeyen dünyalar arasındaki perdeler kapandığında, çocuklar gelişmek yerine hayatta kalmayı öğreniyorlar. Sevginin gücünü unuttukları için başkalarına güvenme yetilerini yitiren şüpheci yetişkinlere dönüşüyorlar. Başkalarını manipüle etmeyi ve istediklerini elde etmek için rekabet etmeyi öğreniyorlar. Şamanik rehber ve yazar Sandra Ingerman, sadece bu dünyada görebildiğimiz şeylerin gerçek olduğuna inandıran bu trans hâlinden uyanmanın ve gizli dünyanın döngüsünü hatırlamanın zamanının geldiğini düşünüyor.

Bedenlerimiz, düşüncelerimiz ve geçmiş deneyimlerimizden çok daha fazlasıyız. Ingerman’ın “tenimizin ötesindeki biz” olarak tanımladığı ruh adını verdiğimiz görünmeyen bir boyuta da sahibiz. Kendimizin bu bölümünü göremeyiz ama o, beden ve zihin ile birlikte varlığımızı tamamlar. Birileriyle görünür, somut bir etkileşim içinde olduğumuz her seferinde ruh düzeyinde görünmez bir enerji alışverişi de gerçekleşir.

Bu alışverişlerde her birimiz farklı roller üstleniriz; kimi zaman verir, kimi zaman da alırız. Enerji negatifse bize fiziksel şiddet kadar zarar verebilir. Gündelik ilişkilerimizi tanımlarken bazen şöyle ifadeler kullanırız: “dayak yemiş gibi hissediyorum” ya da “beni sırtımdan bıçakladı”. Duygularımızı pek çok kez şiddet eylemlerine benzettiğimizi bunun gibi ifadelerde de görebiliriz. Eminim ki korkunun veya öfkenin somut bir şekilde hissedildiği bir ortamda bulunmuşsunuzdur. Orada bulunmanın iyi hissettirmediğini bilirsiniz. O zaman düşüncelerin ne kadar toksik olabileceğini de biliyorsunuzdur. İşte negatif enerjinin bu somut etkilerinin bilincinde olan şamanlar bu nedenle her rahatsızlığın spiritüel nedenine bakarlar, yani görünmeyen düzeyde neler olup bittiğiyle ilgilenirler.

Yerlilerin bakış açısına göre her şeyin içinde yaşayan bir ruh vardır ve bizler bu ruha bağlıyız, ondan ayrı değiliz. Canlı olan her şey ile bağlantı halindeyiz. Ağaçlar, bitkiler, kayalar, bulutlar, nehirler, okyanuslar, yıldızlar, insanlar, hayvanlar ve böcekler birbirine bağlı tek bir organizmanın parçalarıdır. Bizler de sadece diğer insanlarla değil tüm bu yaşam formları ile ilişki içindeyiz. Yaşamın tüm enerjileri bu yaşam ağı içinde birbirleriyle bağlantı kurarlar. Bir bölümdeki değişim ağın bütününde değişim yaratır. Bilincimizde gerçekleştirdiğimiz her değişim, yaşam ağının tümüne dalga dalga yayılır. Toksik enerji yansıttığımızda tüm canlılar zarar görür. Huzuru hissettiğimizde, hepimizin huzurlu olmasına yardımcı oluruz. İşte bunun nasıl olacağını anlamak ve içselleştirmek için, Sandra Ingerman’ın kaleme aldığı, ilk kez Türkçede yayınlanan harika bir kitap var: Toksik Düşüncelerden Nasıl Kurtuluruz?

Eğer günümüzdeki çevre kirliliğine spiritüel bir perspektiften bakarsak, dış dünyamızdaki çevre kirliliğinin iç dünyamızdaki kirliliğin bir yansıması olduğunu görürüz. Yani toksik düşüncelerimiz, duygularımız, tutumlarımız ve inançlarımız suda, havada ve toprakta gördüğümüz kirlilik olarak bize geri yansıyor. Spiritüel öğretiler de binlerce yıldır dış dünyamızın içsel bilinç durumumuzun bir yansıması olduğunu söylemişlerdir. Eğer dışarıdaki dünyayı değiştirmek istiyorsanız, o zaman içinizdeki durumu nasıl değiştireceğinizi de öğrenmeniz gerekir. İşte bu kitap tam da bunu anlatıyor bize. Kendimizi ve dünyayı toksik hale getiren düşünceleri değiştirmek ve sevgiyle parlayan bir dünya inşa etmek için nelere ihtiyaç duyduğumuza dair hepimize kılavuzluk ediyor.

Aramiceden gelen simya kelimesinin “yoğun karanlığın içinde ve onun aracılığıyla çalışmak” anlamına geldiğini ve simyacıların metaforik düzeyde çalışarak kurşun ağırlığındaki bilinci altın ışıltısına dönüştürdüğünü biliyor muydunuz? Dünyayı değiştirmek istiyorsak, bizler de tıpkı bir simyacı gibi içimizdeki toksik düşünceleri dönüştürmek için çalışmamız gerekiyor. Çünkü düşüncelerimiz, dünyamızı şekillendiriyor. Ve Jung’un dediği gibi dışa bakan rüya görürken, içe bakan uyanıyor. Siz de hakikate uyanmaya hazır mısınız?

Negatif düşüncelerinizin, duygularınızın, tutumlarınızın ve inançlarınızın ardındaki enerjiyi değiştirip, dönüştürmeyi öğrendiğinizde, ortaya çıkan ödül içsel huzurdur. Sevgiyle ve takdirle kuşatıldıkça gelişmenize olanak tanıyan enerjiyi deneyimlersiniz. Yılların alışkanlığı olan otomatik tepkileri bırakarak işe başlayabilir, daha sonra nefes aracılığıyla olumsuz olanı dönüştürmeyi öğrenebilirsiniz. İyinin tezahürü için sözcüklerin gücünden yararlanmak da bir dönüşüm aracıdır. İmgelemeler ve meditasyonlar aracılığıyla sevgi dolu bir gerçeklik yaratabiliriz. Güçlü bir niyet belirleyerek sevgi alanından hareket etmeyi öğrenebiliriz. Neyi yansıtmak istiyorsak, onun kendisine dönüşmeliyiz. Işık olup tüm varlığımızla ışığımızı dış dünyaya yansıtabiliriz.     

Yazıyı bitirmeden kitabın giriş bölümünde okuyabileceğiniz yerlilere ait çok sevdiğim bir kısa öyküyü de sizlerle paylaşmak istiyorum:

 Büyükbaba torunuyla pek çok şey hakkında konuşuyormuş.

Şöyle demiş: “Kalbimde iki kurt kavga ediyormuş gibi hissediyorum. Kurtlardan biri kinci, öfkeli, sert; diğeri ise sevgi dolu, merhametli ve güçlü.”

Torunu büyükbabasına sormuş, “Kalbindeki kavgayı hangi kurt kazanacak?”

Büyükbaba yanıtlamış, “Beslediğim kurt.”

Peki, siz hangi kurdu besliyorsunuz?

İlginizi çekebilir: Nefesin Şifa Veren Gücü: Dengeli ve huzurlu bir yaşam için bir kılavuz

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale