dummy

Toksik bağışlama nedir, bizi, duygularımızı ve ilişkilerimizi nasıl etkiler?

Affetmenin, insan ilişkilerinde önemli bir erdem olduğunu ve kritik bir rol üstlendiğini hemen hemen hepimiz biliyoruz. Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığımız “Bağışlayıcı olmanın dayanılmaz hafifliği: Başkaları için değil, kendiniz için affedin” yazımızda affetmenin hem bütüncül sağlığımızı hem de başkalarıyla olan ilişkilerimizi iyileştirdiğine detaylıca değinmiştik. Bu kez ise farkında olmadan ilişkilerimize zarar veren ve bizi gerçek anlamda iyileşmekten alıkoyan ‘toksik bağışlama’dan bahsedeceğiz; orjinal adıyla ‘toxic forgiveness’.

dummydummy

‘Toxic forgiveness’ nedir, neden ortaya çıkar?

Bağışlayıcı olmak, birini affetmek, kişisel şifa vermesinin yanı sıra karşımızdaki kişiyle aramızdaki bağı güçlendirme potansiyeline de sahip; ancak ‘gerçek’ olduğunda, yani doğru zaman geldiğinde. Birini ya da size yapılanları, yaşadıklarınızı gerçekten affetmeye hazır değilseniz; ihtiyacınız olan zamanı ve alanı kendinize tanımadıysanız toplum baskısı ya da çatışmadan kaçınmak gibi çeşitli sebeplerden dolayı alelacele affettiyseniz, bu affetmenin faydadan çok zararı var. Çünkü, uzun vadede bu affedişiniz sizi yıpratabilir. Herhangi bir sebepten dolayı hazır olmamanıza rağmen affedici rol üstlenmeniz, ‘toxic forgiveness’ı yani zehirli bağışlayıcılığı doğurabilir.

Kip Therapy’nin sorumlusu psikoterapist Peter Schmitt’e göre toksik bağışlayıcılığın temel nedeni toplumların affetme konusunda uyguladığı ahlaki baskı. Affetmenin büyüklük olduğu, affedenin en mantıklı olanı yaptığı gibi düşünceler her ne kadar doğru olsa da hazır olmadan affetme eğilimine yol açabiliyor ve affeden kişi için içinden çıkılması daha zor bir durum meydana gelebiliyor. Bu nedenle Schmitt’e göre affetmek, her zaman yapılması gereken en akıllıca şey değil.

Her ne kadar bizlere herhangi bir anlaşmazlığın üstesinden gelmenin en iyi yolunun affetmek olduğu öğretilmiş olsa da ‘hadi, öpüşün barışın’lar her zaman ilişkilerdeki sorunları çözmüyor; böyle aceleye getirildiğinde sorunlar halının altına iteleniyor. “Affetmek, verilen zararı anlamayı, kabul etmeyi ve sizi inciten kişiyle olan ilişkinizi sürdürmek için aktif bir seçim yapmayı gerektirir.” diyor Schmitt ama aceleye getirildiğinde gerçek affetmenin tüm aşamaları çiğnenmiş olduğu için bağışlama eylemi verimsiz bir hal alıyor; yani ‘toksik’ bağışlayıcılık ortaya çıkıyor.

New York Times’ın en çok satan ve Relationship & Boundaries SkilledRelationship & kitabının yazarı ünlü terapist Nedra Glover Tawwab da tıpkı Peter Schmitt gibi toksik bağışlayıcı olduğumuzda kendimize ne kadar zarar verebileceğimize dikkat çekiyor. “Zihin sağlığımız ve sakinliğimiz için çoğumuz başkalarını affetmeye çalışırız, ancak bazılarımız sadece affetmiş gibi davranır, aslında affetmez. Toksik pozitiflik gibi toksik affetme de yarardan çok zarar getirebilecek bir kavramdır.” diyen Tawwab, toksik bağışlayıcılığın da en az uzun süreli kin beslemek kadar sağlığımızı tehdit edebileceğini söylüyor. Ünlü terapiste göre toksik affetme, hiç affetmemekten daha kötü. Çünkü, insanların kendi yaşamları, ilişkileri ve bütüncül sağlıkları söz konusu olduğunda aceleci kararlar almaması gerekiyor. Önemli olan ihtiyaç duyulan zaman ve alana sahip olmak ve güven inşa etmek için çabalamak. Aksi halde hem bireyler hem de ilişkiler zarar görebilir.

Bir durumu, olayı, sözü ya da karşımızdaki kişiyi kırgın olduğumuz konu üzerine yeterince düşünmeden ‘sözde’ affettiğimizde aslında olan biteni unutmaya çalışıyoruz ancak unutamıyor, bunun yerine bastırıyoruz. Yani, gerçek duygularımızı derinlere bir yerlere gömüyoruz. Ama ne var ki o bastırdığımız duygular er ya da geç ortaya çıkar; tıpkı tüm gerçekler gibi… Bu nedenle toksik bağışlama, sağlıksız bir yaklaşımdır. Zarar görmemiş, kırılmamış, incinmemiş gibi davrandığımızda olayı unutmaya, geçiştirmeye çalışırız. Ancak, barış ortamını, huzuru korumak veya başkalarını memnun etmek için affetmek -miş gibi yapmak– sonradan kendimizi daha kötü hissetmemize neden olabiliyor.

Birçok psikoloji uzmanına göre, acıyı bilinçli bir şekilde ele almamak, onu değerlendirmek, işlemek yerine bastırmak gelecekte yeniden ortaya çıkma riskini artırır; üstelik daha da şiddetli bir şekilde… Olayları çabuk atlatmaya çalıştığımızda ve hissettiğimiz olumsuz duyguların yasını yeterince tutmadığımızda ani öfke patlamaları, ağlama krizleri, pasif-agresif tepkiler gösterme ihtimalimiz de artar. Şöyle düşünün; partnerinize bir konuda kırıldınız ve bu konu üzerine kendinize yeterince zaman tanımadan olay büyümesin ya da o da üzülmesin diye affettiğinizi söylediniz. Biraz zaman geçtikten sonra partneriniz sizi yeniden kırdığında vereceğiniz tepki aslında bastırdığınız ilk tepkinizi de içermiyor mu? Halının altına süpürülen sözler, duygular, incinmeler, tepkiler daha sonra kocaman bir paket halinde karşınızda belirebiliyor. Peki, ne yapmalı? Affetmek için optimum bir süre var mı? diye düşünüyor olabilirsiniz. Elbette ki her insanın duygularını işleme süresi ve ilişkilerinin dinamiği farklıdır bu nedenle optimum bir affetme süresinden bahsetmek pek mümkün değil. Ancak, toksik affetme tuzağının içerisine düşmeden ‘gerçekten affetmek’ için yapılabilecek bir şeyler var.

Toksik bağışlamadan ‘gerçek’ affetmeye doğru

Affettiğinizde gerçekten içinizde bir şeyleri halledip, tüm duygularınızla yüzleştikten sonra mı bu kararı alıyorsunuz yoksa mecbur olduğunuz için, kavgadan, huzursuzluktan kaçmak için mi? Evlilik ve aile terapisti Dontea Mitchell-Hunter’a göre çoğu insan onları kızan, kıran bir durum karşısında utanç ya da suçluluk gibi olumsuz duyguları hissetmekten kaçınmak için kendini yatıştırmaya çalışıyor; yani aslında affetmiyor ama -mış gibi yaparak geçiştiriyor. Öte yandan ünlü klinik psikoloh Aimee Daramus’a göre ise bazen insanlar özellikle çok değer verdikleri bir kişi tarafından incindiklerinde, bu üzülmenin sebebi olarak kendilerini görebiliyor; yani suçu kendilerinde arıyor. Bu nedenle tüm suçu kendileri üstlendikleri için doğal olarak karşı tarafın affedilmesini sağlıyorlar. Her iki durumda da ortaya çıkan bağışlama, gerçekleri yansıtmıyor. Aksine, bu tür affediş kişinin henüz kendine zaman tanımadığını ve iyileşemediğini gösteriyor. Burada yapılması gereken şey ise incinmiş duyguların üstesinden gelmek. Yani, tüm duyguları kabul etmek, hissetmek, tanımlamak ve anlamaya, çözümlemeye çalışmak.

Diğer yandan, toksik affetme, bir özrü kabul etmeye gerçekten hazır olmadan çok erken sunulan bir affetme türü olduğundan bunu gerçek bir affetmeye çevirmek için ‘zaman’ gerekir. Birisi sizi gerçekten incittiğinde kendinizi hemen bir şeyler yapmak zorunda hissediyorsanız bu alışkanlığınızı bir kenara bırakmanızda fayda var. Ne düşünüyorsunuz, ne hissediyorsunuz, gerçekten affetmek istiyor musunuz, affettiğinizde ilişkinizin nasıl devam edeceğini tahmin edebiliyor musunuz, karşınızdaki kişiye güvendiğinizden emin misiniz, bundan sonra aynı şekilde sizi kırmayacağı konusunda ona güveniniz tam mı, tüm bu soruları cevaplamak için kendinize ihtiyacınız alan zamanı tanıyın. Bu tür bir iç gözlem, hem ne kadar incinmiş olduğunuzu anlamanıza hem de aranızdaki ilişkiyi değerlendirmenize ve en doğru kararı almanıza yardımcı olabilir. Bazen, çocukluktan gelen derin yaralar, yaşamın sonraki dönemlerinde çeşitli durum veya olaylarla tetiklenebilir. O yüzden, ihtiyaç duyduğunuz kadar zamanı kendinize tanımanız derinlerinize inmenize destek olur.

Kendinize duygularınızı tanımlamak, acınızın kökenine inmek ve sizi inciten kişi ile aranızdaki ilişkiyi değerlendirmek için alan ve zaman tanıdığınızda toksik affetmeyi gerçek bir affetmeye çevirebilirsiniz. Bu konuda güvendiğiniz birinden destek alabileceğiniz gibi bir uzman ile de içsel yolcuğunuza rehber bulabilirsiniz. Nefret, kin gibi olumsuz duyguları uzun süre taşıyarak kendinize yük etmeyin ama gereğinden hızlı affederek de daha sonrası için kendinizi daha savunmasız bir hale getirmeyin. Her şey için en doğru zamanı bulmanıza yardımcı olacak rehberinize dönün: Kendinize.

Dilerseniz affetme konusunu ele aldığımız farklı yazılarımızdan da ilham alabilirsiniz:

Hafiflemek için affetmek: Affetmek nedir, ne değildir, kim içindir?

Kendi iyiliğiniz için affetmek: Affetmek bize neden iyi gelir?

Affetmenin iki ucu: Kendimizi affetmek ve bir başkasını affetmek

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Stressiz yolculuk hazırlığı: Tatil valizinde mutlaka olması gerekenler

Tatil zamanı geldiğinde içimizin coşkusu tavan yapsa da birçoğumuz bu heyecanı baskılayacak bir stresle karşılaşabiliyoruz: O da valiz hazırlama! Kimini hiç strese sokmayan, son gece şipşak hazırlanan tatil valizi, kimileri için günler öncesinden kaygı verici bir hadiseye dönüşebiliyor. “Ne lazım olur acaba” düşüncesiyle fazlaca eşya doldurmak ve hiçbirine tam anlamıyla ihtiyaç duymamak aslında oldukça zorlayıcı bir konu. Oysa anahtar, fazlalıklardan kurtulup gerçekten işe yarayan, hayatı kolaylaştıran ürünleri seçmekte…



Seyahat için gerekli belgeler

Kimlik, ehliyet, yurtdışına seyahat ediyorsanız pasaport, varsa seyahat sağlık sigortası belgeleri, biletler, kısacası yolculuk için gerekli tüm kağıtları ilk iş hazırlayın. Havaalanında sıkıntı yaşamamak veya kimlik/ehliyet gerekli olan yerlerde paniğe kapılmamak için tüm gerekli belgeleri bir yerde toplu tutun. Cüzdanınızı, banka ve kredi kartlarınızı da unutmayın. Bunları herkes bilir diyebilirsiniz ama işler biraz karıştığında canınızın sıkılmaması için biz de ilk madde olarak eklemek istedik.

Yolculuk konforunu artıran eşyalar

Tatil sadece varış noktasıyla değil, yolculukla da başlar… Uzun yola çıkıyorsanız ya da seyahatiniz boyunca konforunuzdan ödün vermek istemiyorsanız boyun yastığı, yolda uyumayı seviyorsanız göz bandı, yol tutuyorsa mide bulantısını önleyecek bir ilaç mutlaka yanınızda bulunmalı. Yolda telefonunuzdan ya da tabletinizden bir şeyler izlemeyi seviyorsanız yanınıza telefon tutuculardan da alabilirsiniz. Ancak hatırlatmaya gerek yok ama biz yine de söyleyelim, şoför sizseniz bu maddeyi es geçebilirsiniz.

Uygun kıyafet, ayakkabı ve aksesuarlar

Tatil boyunca muhtemelen sadece birkaç kere giyeceğiniz veya hiç giymeyeceğiniz kıyafetleri valizinize koymayın. Bunu kolayca yapmak için öncelikle gideceğiniz yerin hava durumunu ve çevresel şartlarını önceden öğrenin. Ardından tatil programınıza bakarak neler giyeceğinizi tek tek tespit edin. Kombinlerinizi önceden yapmak size tatilde de hız ve kolaylık sağlar.

Güneş koruyucuları

Yaz tatilinde en fazla dikkat edilmesi gerekenler konulardan biri de güneş ışınları. Güneşe kendinizi tamamen teslim etmeden önce mutlaka önlemlerinizi alın. Bir yaz tatili valizinin içerisinde mutlaka olması gereken şey, yüksek koruyucu özelliği olan bir güneş kremi. Ve tabii ki şapka ve güneş gözlüğü.

Kişisel bakım ürünleri

Bakım rutininizi sürdürmek, tatilde daha iyi hissetmenizi sağlar. Diş fırçası, diş macunu, şampuan, sabun, vücut losyonu, parfüm, deodorant, ağız suyu, tarak, ped, lif, tırnak makası, cımbız, tıraş-ağda malzemeleri gibi temel hijyen malzemelerini yanınıza almayı unutmayın. Ve tabii ki Yeni Dyson Supersonic r™ Saç Kurutma Makinesi’ni. Tatilde saçlarınızın kabarmasına, nemden ağırlaşmasına ya da oteldeki yetersiz makineyle uğraşmanıza hiç gerek yok.

Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesi, Dyson’ın bugüne kadarki en güçlü ve en hafif saç kurutma makinesi olma özelliği taşıyor. Aynı zamanda, kuaförler için üretilen profesyonel bir saç kurutma makinesi. Yani profesyonel saç şekillendirmesini bu yaz valizinizde sizinle her yere götürebilirsiniz.



Bu yaz saçlarınız elektriklenmesin: Yaz ışıltısı evet, kabarıklık hayır

Yaz aylarında sıcak hava, nem ve hava değişiminden etkilenen saçların kabarmaya ve elektriklenmeye daha meyilli olduğu bir gerçek. Havayı kontrol altına alamazsınız, neyse ki saçlarınızı kontrol altına almak Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesi ile artık daha kolay

Daha pürüzsüz ve daha parlak bir görünüm için elektriklenmeyi %46’ya kadar azaltır*. Hem de aşırı ısı olmadan. Üstelik akıllı başlıkları, makinenize taktığınız anda en son kullandığınız ayarları hatırlayarak ısı ve hız ayarlarını otomatik yapar.

‘Hafiflik’ bu tatil hem valizinizde hem de saçlarınızda

Dyson Supersonic™ saç kurutma makinesinden yüzde 30 daha küçük, yüzde 20 daha hafif ve manevra kabiliyeti daha yüksek olan Dyson Supersonic r™ tatil valizinizde seyahat boy bir saç kurutma makinesi kadar yer kaplarken, elinize aldığınızda kuaför salonu hizmeti sunar. Üstelik aşırı ısı kaynaklı hasar olmadan! Yani, hafiflik bu yaz hem valizde hem de saçlarda.

Hızlı kurutma, daha pürüzsüz ve daha parlak sonuçlar sunan Dyson Supersonic r™ tatil valizinizin vazgeçilmezi olacak. Dahası, uzmanlıkla ayarlanan akıllı başlıklar da en iyi performans için yanınızda. 

Bu yaz tüm kombinlerinizde şıklığınızı tamamlayacak saçlar için tercihiniz profesyonellerin tercihi Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesi olmalı. Hemen tıklayın ve stressiz bir yolculuk için tatil valizinizde mutlaka olması gereken Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesini yakından keşfedin.

*Havayla kurutmaya kıyasla.

Bu yazı Dyson katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp