“Sanma ki dert sadece sende var. Şunu bil ki sendeki derdi nimet sayanlar da var…”
Mevlana Celaleddin Rumi
Tezahür sanatı yazı dizisi her hafta birlikte farklı yönleriyle tezahürü incelediğimiz çok heyecanlı bir yolculuk. İlk yazımda sizlerden hayatınızda gerçekleşmesini istediğiniz bir amacı belirlemenizi istemiştim. Ve takip eden her hafta buradan sizlere tezahür hakkında farklı çalışmalar öneremeye devam edeceğim. Eğer bu önerileri uygulayacak olursanız, belki de birlikte çıktığımız bu yolculukta yolumuz bir yerlerde kesişir!
Bu hafta ele alacağımız konu ise tezahür yolunda olduğumuz isteklerimizin bize nasıl ulaşacakları ile ilgili varsayımlarımız veya inançlarımız. Birçoğumuz dileğimizin, bu kırmızı renk X marka bir araba olsun diyelim, internet üzerinden sipariş vermişiz gibi bize direkt olarak paketlenerek ulaşacağını varsayarız. Veya diyelim ki isteğimiz yeni bir cep telefonu… İnanışımıza göre isteğimiz gerçekleşirse hayal ettiğimiz o yepyeni kutu öylece karşımıza çıkıverecektir. Bugün bu yazımda sizlerle birlikte marketten gelen siparişlerimizle hayata verdiğimiz siparişlerimizin, yani tezahür yolunda adım adım ilerlediğimiz dileklerimizin gerçekleşmesi arasındaki farka biraz daha yakından bakalım istiyorum.
Tezahür süreci adeta bir uyumlanmadır. Her anın, her günün enerjimizle ve bize ulaşacak o sonuçla uyumlanması ve ilmek ilmek işlenmesidir. İşte bu ilmek ilmek işleme esnasında, bu muhteşem akış, sonucun bize ulaşmasını, yani asıl tezahür anını çok ama çok özel bir şekilde planlar. Yani karşımıza öylece çıkmayacaktır. Bunun yerine bize aracılarla ulaşılır. Yani kırmızı renk X marka bir araç istediğimizde ve buna gerçekten odaklandığımızda, bir gün uzun zamandır (!) görüşmediğimiz bir arkadaşımızdan telefon alırız ve bizi dışarı kahve içmeye davet eder. Önce anlam veremeyiz, neden bu kadar zaman sonra bize ulaştığını anlayamayabiliriz. Kabul ederiz ve gittiğimizde şunu öğreniriz: Kendisi kırmızı renk X marka aracını satmaktadır veya çok yakın bir arkadaşı satışa çıkarmıştır veya henüz satın almıştır… Yani tezahür akışı bizi isteğimize doğru bir adım daha ileriye işte bu önemli aracılarla taşımaktadır.
Veya başka bir örnekte ise yeni bir telefon almak isteriz, tezahür etmesini istediğimiz şey bir telefondur. Hiç tahmin etmediğimiz bir anda bir çekilişe dahil oluruz veya bir davete katılırız veya bir tanıdığımız aracılığıyla yabancı bir kişi ile tanışırız, plansız bir seyahate çıkmak zorunda kalırız… İşte böyle aracı akışlar bizi tezahürümüze götürmektedir.
Ne yazık ki birçoğumuz bu tarz davetlere hayır deriz (uzun süredir görüşmediğimiz arkadaşımızdan gelen kahve içme davetine, plansız bir seyahate plansız bir şekilde çıkmaya, bir arkadaşımızın yerine bir günlük bir işte çalışmak durumunda kalmaya genelde hayır deriz). Aslında evren bizlere tezahürümüzü servis etmektedir. Yani siparişimiz kapımıza işte böyle tahmin edilmeyen aracılarla en ince ayrıntısına kadar planlanmış olarak gelir.
Eğer bu yazımda bana eşlik ediyorsanız ve hayatınızda bir tezahürü arzu ediyorsanız, yazı dizimi bu yazıya kadar yeniden gözden geçirmenizi dilerim. Bu aşama ise özellikle aracılara, mesajlara ve bize ulaşan bu önemli çağrılara önyargısızca ve yüksek bir farkındalıkla cevap verebilmemiz üzerine… Unutmayalım ki tezahür bir an değildir, önemli bir niyet ve plan süreci gerektirir ve beklemeyi bilenler, işaretleri görebilenlerin güzel dilekleri yola çıktı bile! Yeter ki bizler ümitsizliğe kapılmayalım. Yeter ki vazgeçmeyelim. Yeter ki olana en derin hislerimizle güvenmeye ve zaman vermeye devam edebilelim…
En güzel isteklerinize kavuşabilmeniz dileklerimle!
İlginizi çekebilir: Tezahür sanatı 6: Her şeyin bir zamanı olduğu gerçeğinin farkında olmak