X

Tezahür sanatı 10: Tezahürün kalbi, akışa izin vermektir

“Bütün hayatını fırtınayı bekleyerek geçirirsen, güneşin tadını asla çıkamazsın…”
Morris West

Tezahür sanatı yazı dizisi her hafta birlikte farklı yönleriyle tezahürü incelediğimiz çok heyecanlı bir yolculuktu. İlk yazımda sizlerden hayatınızda gerçekleşmesini istediğiniz bir amacı belirlemenizi istemiştim. Ve takip eden her hafta buradan sizlere tezahür hakkında farklı çalışmalar öneremeye devam ettim. Eğer bu önerileri uyguladıysanız, belki de birlikte çıktığımız bu yolculukta yolumuz bir yerlerde kesişmiştir!

Bu hafta ise yazı dizimizin onuncu ve son yazısına ulaşmış bulunuyoruz. Benim için oldukça özel olan bu süreç umuyorum bu yolculuğa eşlik eden siz sevgili okurlarımız için de aynı oranda heyecan verici olmuştur! Yazı dizimizin sonuncu yazısında, tezahür süreciyle ilgili çok özel bir detaya değinmek isterim. Başlıktan da birçoğunuzun tahmin edebileceği üzere akış hakkında biraz daha derinlere ineceğiz. Akış nedir? Akışa izin vermek neden bu kadar önemlidir? Akış bize ters gidebilir mi veya “Hayatta her şey bana karşı” görüşü sadece bir bakış açısı mıdır?

Akış aslında hayatın kendiliğinden bizlere getirdikleridir. Bunu anlayabilmenin en doğru yolu doğaya bakmaktan geçer. Doğada her varlık sadece akışa izin vermektedir. Akışla birlikte hareket edilir. Örneğin bir ağaç yapraklarını rüzgardan saklamaya çalışmaz, sadece rüzgara eşlik eder. Veya su buharlaşmaktan kaçmaz, bilir ki buharlaştıktan sonra su olma özelliğini kaybetmeyecektir. Yine bir yağmur damlasına dönüşerek eninde sonunda toprağa kavuşabilecektir. Bir balık denizdeki fırtınaya karşı durmaya çalışmaz, sadece bekler. Fırtına elbet geçecektir. Ve fırtına denizde birçok yaşam formuna yiyecek ve bolluk taşıyacaktır…

Peki biraz da biz insanlara bakalım… İstediğimiz şey o an karşımıza çıkmadığında, “Olmuyor der karalar bağlarız. Veya sırf çevremizde uygun görülen, tavsiye edilen bir durumun hayatımızda anında olmasını isteriz; herkes evlenmektedir, bizim de evlenmemiz gerekir, herkes çocuk sahibi olmaktadır, bizim de çocuk yapmamız gerekir gibi… Peki gerçekten hayat akışımız böyle mi olmalıdır? Doğallıktan uzak ve başkalarının görüşlerine, başkalarının “uygun zamanlarına” göre ayarlanmış… Bu, doğallığa karşı durmak ve akışa kulak vermemektir aslında!

Bir örneğe daha bakalım… Özellikle sıkı sıkı sarılırız, kaybetmekten, yitirmekten korkarız. Oysaki hayat akışında bazı zamanlarda bazı insanların hayatımızdan çıkması gerekir ki aynı doğada olduğu üzere yenileriyle hikayemize devam edebilelim… Bir ağaç, örneğin yapraklarını dökmekten korkmazken ve akışa asla direnmezken biz bitmiş ilişkilerimizde bile sırf üzülmemek, sırf kaybettik diye gözükmemek için ayak direriz… Bunu yaptıkça daha çok üzülürüz, akışa daha çok ters gideriz. Belki de direnmek yerine sadece olana izin vermek hayatımıza çok daha güzel tecrübelerin akmasına yol açacaktır.

İşte tezahür süreci de aynı bu örneklerimizde olduğu gibi önemli bir akış farkındalığıdır. Akışın, işaretlerin ve hayatın bize sunduklarının daha fazla farkında olduğumuzda, “geç” veya “erken” ya da “olan” veya “olmayan” gibi bir sınıflamanın olmadığını da görürüz. Bu isimlendirmeler sadece insan olarak bizlere aittir. Bu zamana bağlı kısıtlılık sadece bizlerin görüşüne dayanmaktadır.

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, tezahüre ve hayatınızda akışa ne kadar izin vermekte olduğunuza yeniden bakmanızı dilerim. Hayatınıza gelmek isteyen, kalbinize düşen güzelliklerin yine hayatın doğallığı ile size gelmesine ne kadar izin vermektesiniz?

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sen, kalbinden geçen tüm güzelliklerin akışla, doğallıkla, güzellikle, zamanı gerçekten geldiğinde sana ulaşması dileklerimle…

İlginizi çekebilir: Tezahür sanatı 9: İsteğimiz gerçekleşmiş gibi yaşamak bize ne kazandırır?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale