X

Teşekkür etmek: Gerçek bir teşekkür cümlesi nasıl kurulmalıdır?

Bu ara sizlerle koçluk eğitimlerim sırasında tanıştığım bir kavramdan bahsetmek istiyorum: “Şiddetsiz İletişim”. İlk duyduğum andan itibaren sadece başlığı bile beni içine çekmeyi başardı.

Eminim pek çoğunuz duymuş ve belki de bir kısmınız eğitimlerine katılma şansına bile sahip olmuş olabilir. Ben henüz sadece kitabını okumuş yolun başındaki bir çaylak olarak, Şiddetsiz İletişim: Bir Yaşam Dili (Marshall B. Rosenberg) kitabından okuduğum ve altını çizdiğim kısımları, sizlerle bende yarattığı etkileri de vurgulayarak paylaşmak istiyorum. İlerleyen yazımlarımda da kendime aldığım, özümsediğim kısımları paylaşmaya devam edeceğim.

Ben işe benim de zaman zaman pek çoğunuz gibi ihtiyacını duyduğum “takdir” ile başlamak istiyorum.

Şiddetsiz iletişimde, takdirin ardındaki niyetin önemi oldukça açık bir şekilde vurgulanmış ve denmiş ki; “İltifat etmek -kulağa olumlu gelse de- aslında genelde yargıdır.” Örneğin; “O raporda çok iyi iş çıkardın!” şeklindeki bir takdir, konuşanın aklından geçenlerin çok azını ortaya koyar ve konuşanı, karşısındaki kişi hakkında karar veren kişi olarak belirler (syf: 205).

Belki ilk duyulduğunda gayet olumlu görülen bu takdir cümlesinin aslında bir noktada manipüle edici olduğunu fark ettim ben de. Takdir, benim için de son derece önemli bir kilit taşıdır. Hatta öyle ki, asistan koç olarak görev aldığım bir dönemde, bana yapılan demo koçluk seansında, günü yaşarken, pek çok anı ıskaladığım zamanların, kendimce yeterince takdir edilmediğimden olduğunu şaşkınlıkla keşfetmiştim. Dahası, benim de insanları takdir etme konusundaki cimriliğimi fark etmemi sağlamıştı sevgilim koçum.

Ne duymak bana iyi geliyordu? Ya da nasıl takdir etmeliydim? Şiddetsiz İletişimden önce, yukarıdaki gibi bir cümle örneğin: “Raporları hep zamanında teslim ediyorsun!” veya “Çok düzenlisin” gibi bir cümle başta benim için gayet yeterli bir motivasyon kaynağıydı. Ancak okudukça keşfettim ki, böyle bir cümle sadece ve sadece karşımdakinin çıkarına uygun olduğunda kuruluyor ve bunu anlamam da benim motivasyonumun uzun süreli olmamasına sebep oluyordu. Fark ettim ki; bu tip cümleler, gerçekten karşımdaki insanın duygu dünyasında bir değişime sebep olmazsa, bende bir etki yaratmıyor veya etkisi kısa süreli oluyor.
Şiddetsiz İletişim bunu tam olarak şöyle açıklığa kavuşturuyor: “Şiddetsiz İletişimde takdirin amacı, sadece kutlamaktır, karşılığında bir kazanç elde etmek değil. Şiddetsiz İletişimde takdirle tek niyetimiz, hayatımızın başkaları tarafından nasıl zenginleştirildiğini kutlamaktır.”

Buna göre, takdir etmenin üç bileşeni:

  • Esenliğimize katkıda bulunmuş olan eylem ve davranışlar
  • Karşılığını bulmuş belirli ihtiyaçlarımız
  • O ihtiyacın karşılanmasının getirdiği hoş duygular

Takdirimizin tam anlamıyla karşıdaki tarafından anlaşıldığından emin olmak istiyorsak, bu üç öğeyi de sözel olarak ifade etmenin önemini de vurguluyor kitap.

Hepimiz hayatımızda farklı farklı alanlarda takdire ihtiyaç duymuşuzdur eminim. Burada, pozitif ayrımcılık yaparak hemcinslerimin duygularına tercüman olmak isterim.

Pek çoğumuz, günümüz dünyasında iş ile ev işlerini aynı anda yürütmeye çalıştığımızdan; çoğu zaman da destek göremediğimizden “çok yoruluyorum ama bir türlü kimseye yaranamıyorum” çığlıklarıyla arkadaşlarımıza dert yanmışızdır. Aslında orada yatan asıl ihtiyacımız, yaptığımız işten yakınmak yerine, etrafımızdaki insanlardan duymak istediğimiz bir, iki güzel cümle ile ruhumuzun okşanması, çabamızın gerçekten takdir edilmesi isteğimizdendir.

Eminim şunu da demişsinizdir; “O kadar yapıyorum ama bir hatada hemen eleştiri alıyorum” ya da “Çabamı gören kimse yok ki, boşuna kendimi yoruyorum”… Örnekleri çoğaltmak mümkün. Oysa, yukarıda özetlenmiş olan maddelerle oluşturulmuş güzel bir teşekkür cümlesi, pek çoğumuzun yorgunluğunu o saniyede yok edecektir. Mesela, salt “Eline sağlık” cümlesi yerine belki de “Bu kadar yoğun günün ardından, bize güzel bir sofra sunman, leziz yemek yemenin yanında ailemizin de bir arada sohbet etmesini sağladı ve bizi çok mutlu etti” gibi bir cümle çok daha fazla duyguya dokunmuyor mu sizce de?

Kitap bu durumu şöyle açıklar: “Şiddetsiz iletişimde ‘teşekkür ederim’ demenin yolu: “Yaptığın şudur. Bu davranışınla şu ihtiyaçlarım karşılandığından şöyle hissediyorum.” 

Yukarıda da bu açıklamaya göre kurmaya çalıştığım teşekkür cümlesinin iyi gelmeyeceği kimse yoktur değil mi? Haydi, bizler de bu öğretileri cebimize koyup, gerektiğinde bonkörce kullanalım. Böylece etrafımıza yaydığımız güzel enerjiler bizi daha çok sarmalasın.

Peki siz hayatınızı şölene çevirmek için şu soruya nasıl cevap verirsiniz?

Bir başkası senin mutluluktan uçmanı sağlayacak takdir cümlesini nasıl ifade etmeli?

Daha fazlası için kitaba göz atmanızı tavsiye eder, hayatınızda gerçek teşekkürün bonkörce kullanıldığı günler geçirmenizi dilerim.

İlginizi çekebilir: Kelimelerin gücü: Sorunlarla başa çıkmak için sihirli bir cümleniz var mı?

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale