X

Tesadüfler, insana rehberlik edebilir mi?

Pek çoğumuz tesadüflerin anlamlı hissettirdiği anlar yaşarız ve bunun gerçekleşmesi için bazen gerçekten sadece şans gerekir. Belki de yıllardır konuşmadığınız bir arkadaşınızı aramayı düşünüyorsunuz ve sonrasında telefonunuz çalıyor, o arıyor. Belki de kariyer değiştirmeyi planlıyordunuz ve bir anda tam hayal ettiğiniz gibi bir iş teklifi aldınız. Bu tip tesadüfler genellikle işaretler gibi hissettirirler. Sonrasında yaşama dair zorlu bir tercihin kıyısındayken, bize rehberlik edecek bu tip olaylar ararız. Peki tesadüfler ne kadar iyi rehberlik sağlarlar? Bazı tesadüfler diğerlerinden daha iyi midirler? Pyschology Today yazarlarından Sharon Hewitt Rawlette bu konuyu ele alıyor ve hayatından örneklerle şöyle anlatıyor:

Mükemmel iş

Somut bir örnekle başlayalım:

Bir arkadaşım akademik kariyerini bırakma kararı aldı ve gerekli pozisyonlara başvuru yapmadı. Fakat birkaç ay sonra bu kararının doğru olup olmadığını merak etmeye başladı. Pozisyonların başvuru tarihleri çoktan geçmişti ancak yine de ilanlara bakmaya karar verdi, çünkü ilaç sektörü ilgisini gerçekten çekmezse bu, tercihinin doğru olduğunu gösterecek mükemmel bir işaret olurdu. Fakat tam olarak mükemmel bir ilan buldu! Bulunduğu ilde bir üniversitedeydi, en sevdiği konumlardan birisindeydi ve tam olarak onun yeteneklerine sahip birisini arıyorlardı. Bunun yanında başvuru süreci uzatılmıştı ve bu onun için başvurması gerektiğini gösteren bir işaretti. Sonrasında referanslarından tavsiye mektupları istedi. Ancak üniversitenin yakınlarına bile gitmekten çekindi. Dışarıda kahvaltı ederken caddenin karşısında bilgisayarları başında çalışan insanları gördü ve bu akademik iş konusunda kafasında tekrar soru işaretleri oluştu. Çünkü bir ofiste akşama kadar oturma fikri onu rahatsız etti. Dolayısıyla sahip olduğu açık işarete rağmen o işe başvurmadı ve aradan seneler geçmiş olmasına rağmen hiç de pişman değil.

Tüm tesadüfler şansa mı bağlıdır?

Peki o zaman tüm tesadüfler tamamen şansa mı bağlı? Hiçbirisinin anlamlı bir rehberlik yapma ihtimali yok mu?

Cevap o kadar da basit değil.

Pek çok insan tesadüfler sayesinde içgüdüleriyle de desteklenen güzel sonuçlar almayı başarmıştır. Yukarıda bahsettiğim kişi de yukarıdaki tesadüflerden yıllar sonra başka bir kariyer değişimi için hazırdı. Bu değişimi doğru zamanda yapmak için kendine bir ay seçti ama yeni gelir kaynağının ne olacağına dair hiç bir fikri yoktu. Fakat bir yabancıdan şans eseri bir iş teklifi aldı ve yeni bir kariyere giriş yaptı.

Gözlemlediğim bu tür etkinlikler tesadüf adı verilen fenomeni uzun süre incelememe sebep oldu ve onu olasılık teorisi perspektifinden olduğu kadar, psikolojik etki ve sonuçlar çerçevesinde de inceledim. Bu çalışma sonucunda bu olayların büyük kısmında şanstan biraz daha fazlası olduğu dikkatimi çekti. Dünyamızın fizik biliminden anlaşılanlara göre daha belli belirsiz organizasyonel prensipleri var ve bunlar derin arzu ve ihtiyaçlarımızla bağlantılılar.

Tesadüflere dair kanıtların bütünü onların sadece şanstan öte olduklarını gösteriyorlar ancak o anda neyin etki ettiğini söylemek o kadar da kolay değil. Neyse ki tesadüflere nasıl tepki vereceğimize karar vermek için bu sorunun cevabını araştırmamız gerekmiyor.

Tesadüfleri yorumlama konusunda üç prensip

Aşağıdaki üç prensipten tesadüfleri rehberlikte kullanırken faydalanabilirsiniz; çünkü bu prensipler onların tamamen şans mı olduğunu yoksa daha anlamlı bir şey mi olduklarını ortaya koyar.

  • Asla içgüdülerinizin aksine işaretlere güvenmeyin. Eğer bir şey yanlış hissettiriyorsa, yapmayın. Tesadüf sizi ne kadar o yöne doğru götürürse götürsün yapmayın. Kendi hayatınızın en büyük otoritesi olduğunuzu unutmayın.
  • Tesadüfleri kendi içgüdülerinizi düzenlemek için bir araç olarak kullanın. Tesadüfler genellikle bize kendi düşünce ve hislerimizi yansıtırlar. Yani onları doğrudan ilahi işaretler olarak yorumlamamalı, onları kullanırken kendi düşünce ve duygularımızı daha açıkça anlamak için değerlendirmeliyiz. Belli bir tesadüf sizde hangi duyguları uyandırdı? Ona verdiğiniz tepkiye şaşırdınız mı? Dikkate almanız gereken bazı duygu ve düşünceleri bir kenara mı ittiniz? Tesadüfler hayatınızdaki değişmesi gereken bazı noktalara dair rahatsız edici hisleri size getirebilirler.
  • Rüya yorumlama araçlarını keşfedin. Rüyaları anlamlandırmak için geliştirilmiş pek çok teknik tesadüflerde de geçerli olur. Eğer tesadüf rüyada ortaya çıktıysa onun önemi nedir?

Son olarak, tesadüfler ilahi bir kaynaktan da gelseler, kendi seçici dikkatinizin bir ürünü de olsalar, çok kullanışlı olma ihtimalleri var. Ancak bu, onları sadece kendimizi daha iyi anlamak için kullanırsak olur. Tesadüfler sizin için sorunlarınızı çözmezler veya sizin için karar vermezler. Ancak işleri kendiniz nasıl yapacağınıza dair ipuçları verebilirler.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Hayatı kendi yolumuzda, ‘kendimizce’ yaşamak için atmamız gereken adımlar

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale