X

Termal suyun faydaları nelerdir?

Yeraltı kaynaklarından gelip doğal yollarla ısınmış olan şifalı sulara termal su deniyor. Dünya’daki farklı lokasyonlarda rastlanan termal suların sağladığı faydalar bulundukları bölgenin özelliklerine göre değişiklik gösterebiliyor. Termal sular, içeriklerindeki çok miktarda çözünmüş mineraller sayesinde çeşitli yararlarla ön plana çıkıyorlar. Bu sular, içerdikleri kükürt, tuz ve sodyum klorür oranına göre sınıflandırılıyorlar.

Her termal su, insan cildi ve sağlığı açısından fizyolojik uygunluğuyla biliniyor. Hem hassas hem de dayanıklı ciltlere hitap eden termal sular, faydaları sayesinde herkese yardımcı oluyor. Bu yazımızda, sizler için termal suyun faydalarını ve ziyaret edebileceğiniz termal suları kaleme aldık.

Termal suyun faydaları nelerdir?

Kaplıca suyu olarak da bilinen termal su, hem fiziksel hem de psikolojik durumlara çözüm oluyor. Şimdi, bu su türünün fizyolojik ve psikolojik faydalarından bahsetmek istiyoruz.

Termal sular, içerdikleri kalsiyum ve sodyum bikarbonat sayesinde kan basıncını yükseltiyor. Bu yükselme sayesinde de kan dolaşımı hızlanıyor ve dolaşım sisteminin çalışması iyileştiriliyor. Ayrıca, kan dolaşımının hızlanmasıyla kandaki oksijen miktarında da artış yaşanıyor. Bu sayede, başta kalp olmak üzere tüm organlar destekleniyor ve daha dinç bir profil çiziliyor. Kısacası, termal su aracılığıyla sorumlulukları yerine getirmek için gereken enerji toplanıyor ve her nefesten keyif alınıyor.

Kan dolaşımına etkisiyle birlikte, termal suyun romatizma ağrılarına da iyi geldiğini belirtmek istiyoruz. Yapılan çalışmalara göre, mineral oranı yüksek sular bir ağrı kesici görevi görüyor. Termal su da mineralli içeriği sayesinde başta romatizma kaynaklı ağrı olmak üzere çeşitli vücut bölgelerindeki ağrılara iyi geliyor. Çoğu zaman kas ağrıları için tercih edilen bu su, sıcaklığı sayesinde de kaslardaki gerilimi azaltıyor. Ayrıca, termal suların içindeki magnezyum ve potasyum da kas kramplarını azaltıyor ve fiziksel yorgunluk semptomlarını hafifletiyor. Bu özelliklerinden ötürü, termal suyun profesyonel ve amatör sporcuların yaşadığı kas rahatsızlıkları için fazlasıyla değerli olduğunu vurgulamalıyız.

Termal suyun bir diğer faydası ise cilt rahatsızlıklarına uzanıyor. Bu su, doğal yollarla ciltlerine sağlıklı ve yumuşak bir yapı kazandırmak isteyen insanlara hitap ediyor. Termal suyun içerisindeki potasyum ve silisyum sayesinde kuru ve pürüzlü ciltler yumuşatılıyor. Ayrıca, bu sudaki kükürt de egzama ve sedef hastalığı gibi cilt problemlerinin tedavisine destek çıkıyor. Bunlarla birlikte, termal sulardaki magnezyum da cildin nem oranını yükselterek cilde daha parlak ve sağlıklı bir görüntü kazandırıyor.

Cilt sağlığında ve bakımında ön plana çıkan termal su, aynı zamanda böbrek taşı ve diyabet gibi hastalıklarla da mücadele ediyor. Amerika’da yürütülmüş bir araştırma, termal havuza giren tip 2 diyabet hastalarının kan şekeri düzeyinde %13’lük bir azalma yaşandığını kanıtlıyor. Bu hastalıklara ek olarak, termal suyun regl ağrısına ve çeşitli kadın hastalıklarına da iyi geldiğini belirtmeliyiz. Her ne kadar bu su kadın sağlığında etkili olsa da regl dönemindeyken, bu dönemin hemen öncesinde ve sonrasında termal suya girilmesi önerilmiyor. Ayrıca, hamilelerin de termal suya girmeden önce doktorlarına danışmaları öneriliyor.

Psikolojik açıdan bakıldığı zaman, termal suyun stres seviyesini azalttığını fark edebiliyoruz. Sakinleştirici bir etkiye sahip olan bu su, doğal yoldan aşırı stresi ve strese bağlı yorgunluğu çözüme kavuşturuyor. Fiziksel etkileri sayesinde psikolojiyi de iyileştiren termal su, aynı zamanda uyku kalitesini de yükseltiyor.

Ziyaret edebileceğiniz termal sular

Uzmanlar, çarpıntı gibi problemlerle karşılaşılmaması için haftada 2 defa termal suda vakit geçirilebileceğini belirtiyor. Bu termal su seanslarının da 30 dakikayla sınırlandırılması öneriliyor. Şimdi, termal suyun fiziksel ve psikolojik faydalarından yararlanabilmeniz için ziyaret edebileceğiniz mekanları paylaşmak istiyoruz.

Marmara Bölgesi’nin incisi diyebileceğimiz küçük şehir Yalova, şifalı sularıyla pek çok turistin ilgisini çekiyor. Eğer İstanbul’da yaşamaktaysanız yaklaşık bir saatlik bir yolculukla Yalova’nın değerli kaplıcalarına ulaşabilirsiniz. Atatürk’ün ‘’Burası geleceğin su şehri olacak.’’ diye tanımladığı Yalova’nın Termal ve Armutlu ilçelerinde termal sular bulunuyor.

Yalova’ya ek olarak, İstanbul’a yaklaşık 3 saatlik mesafede bulunan Bolu’da da önemli termal sular bulunuyor. Bolu’daki kaplıcalar, oksijeni somut bir şekilde akciğerlerinizde hissedebileceğiniz ormanların içinde yer alıyor. Bu kaplıcalar, genellikle romatizma ve bel ağrıları için tercih ediliyor. Eğer kış döneminde Bolu’ya yolunuz düşerse hem Kartalkaya Kayak Merkezi’nde kayak deneyimi yaşayabilirsiniz hem de şifalı suların faydalarıyla buluşabilirsiniz.

Ankara’nın merkeze uzak olan Kızılcahamam, Haymana, Ayaş, Sincan, Beypazarı ve Çubuk ilçeleri de termal su açısından kendilerini belli ediyor. Bu ilçelerde bulunan kaplıcalar aracılığıyla çeşitli hastalıklarınızı hafifletebilirsiniz ve genel sağlığınızı iyileştirebilirsiniz.

Yukarıdaki şehirlere ek olarak, termal su deneyimi için Denizli, Manisa, Ağrı, Uşak, Yozgat, Sivas, Afyonkarahisar ve Bursa’ya da ayak basabilirsiniz. Türkiye’nin şifalı su açısından zenginliğini keşfetmek ve her termal suyun farklı yararlarını deneyimlemek adına bu şehirlerden en az iki tanesini ziyaret etmenizi öneriyoruz.

İlginizi çekebilir: Türkiye’nin Şifalı Suları: Kaplıca Rotaları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.



5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale