Yeraltı kaynaklarından gelip doğal yollarla ısınmış olan şifalı sulara termal su deniyor. Dünya’daki farklı lokasyonlarda rastlanan termal suların sağladığı faydalar bulundukları bölgenin özelliklerine göre değişiklik gösterebiliyor. Termal sular, içeriklerindeki çok miktarda çözünmüş mineraller sayesinde çeşitli yararlarla ön plana çıkıyorlar. Bu sular, içerdikleri kükürt, tuz ve sodyum klorür oranına göre sınıflandırılıyorlar.
Her termal su, insan cildi ve sağlığı açısından fizyolojik uygunluğuyla biliniyor. Hem hassas hem de dayanıklı ciltlere hitap eden termal sular, faydaları sayesinde herkese yardımcı oluyor. Bu yazımızda, sizler için termal suyun faydalarını ve ziyaret edebileceğiniz termal suları kaleme aldık.
Termal suyun faydaları nelerdir?
Kaplıca suyu olarak da bilinen termal su, hem fiziksel hem de psikolojik durumlara çözüm oluyor. Şimdi, bu su türünün fizyolojik ve psikolojik faydalarından bahsetmek istiyoruz.
Termal sular, içerdikleri kalsiyum ve sodyum bikarbonat sayesinde kan basıncını yükseltiyor. Bu yükselme sayesinde de kan dolaşımı hızlanıyor ve dolaşım sisteminin çalışması iyileştiriliyor. Ayrıca, kan dolaşımının hızlanmasıyla kandaki oksijen miktarında da artış yaşanıyor. Bu sayede, başta kalp olmak üzere tüm organlar destekleniyor ve daha dinç bir profil çiziliyor. Kısacası, termal su aracılığıyla sorumlulukları yerine getirmek için gereken enerji toplanıyor ve her nefesten keyif alınıyor.
Kan dolaşımına etkisiyle birlikte, termal suyun romatizma ağrılarına da iyi geldiğini belirtmek istiyoruz. Yapılan çalışmalara göre, mineral oranı yüksek sular bir ağrı kesici görevi görüyor. Termal su da mineralli içeriği sayesinde başta romatizma kaynaklı ağrı olmak üzere çeşitli vücut bölgelerindeki ağrılara iyi geliyor. Çoğu zaman kas ağrıları için tercih edilen bu su, sıcaklığı sayesinde de kaslardaki gerilimi azaltıyor. Ayrıca, termal suların içindeki magnezyum ve potasyum da kas kramplarını azaltıyor ve fiziksel yorgunluk semptomlarını hafifletiyor. Bu özelliklerinden ötürü, termal suyun profesyonel ve amatör sporcuların yaşadığı kas rahatsızlıkları için fazlasıyla değerli olduğunu vurgulamalıyız.
Termal suyun bir diğer faydası ise cilt rahatsızlıklarına uzanıyor. Bu su, doğal yollarla ciltlerine sağlıklı ve yumuşak bir yapı kazandırmak isteyen insanlara hitap ediyor. Termal suyun içerisindeki potasyum ve silisyum sayesinde kuru ve pürüzlü ciltler yumuşatılıyor. Ayrıca, bu sudaki kükürt de egzama ve sedef hastalığı gibi cilt problemlerinin tedavisine destek çıkıyor. Bunlarla birlikte, termal sulardaki magnezyum da cildin nem oranını yükselterek cilde daha parlak ve sağlıklı bir görüntü kazandırıyor.
Cilt sağlığında ve bakımında ön plana çıkan termal su, aynı zamanda böbrek taşı ve diyabet gibi hastalıklarla da mücadele ediyor. Amerika’da yürütülmüş bir araştırma, termal havuza giren tip 2 diyabet hastalarının kan şekeri düzeyinde %13’lük bir azalma yaşandığını kanıtlıyor. Bu hastalıklara ek olarak, termal suyun regl ağrısına ve çeşitli kadın hastalıklarına da iyi geldiğini belirtmeliyiz. Her ne kadar bu su kadın sağlığında etkili olsa da regl dönemindeyken, bu dönemin hemen öncesinde ve sonrasında termal suya girilmesi önerilmiyor. Ayrıca, hamilelerin de termal suya girmeden önce doktorlarına danışmaları öneriliyor.
Psikolojik açıdan bakıldığı zaman, termal suyun stres seviyesini azalttığını fark edebiliyoruz. Sakinleştirici bir etkiye sahip olan bu su, doğal yoldan aşırı stresi ve strese bağlı yorgunluğu çözüme kavuşturuyor. Fiziksel etkileri sayesinde psikolojiyi de iyileştiren termal su, aynı zamanda uyku kalitesini de yükseltiyor.
Ziyaret edebileceğiniz termal sular
Uzmanlar, çarpıntı gibi problemlerle karşılaşılmaması için haftada 2 defa termal suda vakit geçirilebileceğini belirtiyor. Bu termal su seanslarının da 30 dakikayla sınırlandırılması öneriliyor. Şimdi, termal suyun fiziksel ve psikolojik faydalarından yararlanabilmeniz için ziyaret edebileceğiniz mekanları paylaşmak istiyoruz.
Marmara Bölgesi’nin incisi diyebileceğimiz küçük şehir Yalova, şifalı sularıyla pek çok turistin ilgisini çekiyor. Eğer İstanbul’da yaşamaktaysanız yaklaşık bir saatlik bir yolculukla Yalova’nın değerli kaplıcalarına ulaşabilirsiniz. Atatürk’ün ‘’Burası geleceğin su şehri olacak.’’ diye tanımladığı Yalova’nın Termal ve Armutlu ilçelerinde termal sular bulunuyor.
Yalova’ya ek olarak, İstanbul’a yaklaşık 3 saatlik mesafede bulunan Bolu’da da önemli termal sular bulunuyor. Bolu’daki kaplıcalar, oksijeni somut bir şekilde akciğerlerinizde hissedebileceğiniz ormanların içinde yer alıyor. Bu kaplıcalar, genellikle romatizma ve bel ağrıları için tercih ediliyor. Eğer kış döneminde Bolu’ya yolunuz düşerse hem Kartalkaya Kayak Merkezi’nde kayak deneyimi yaşayabilirsiniz hem de şifalı suların faydalarıyla buluşabilirsiniz.
Ankara’nın merkeze uzak olan Kızılcahamam, Haymana, Ayaş, Sincan, Beypazarı ve Çubuk ilçeleri de termal su açısından kendilerini belli ediyor. Bu ilçelerde bulunan kaplıcalar aracılığıyla çeşitli hastalıklarınızı hafifletebilirsiniz ve genel sağlığınızı iyileştirebilirsiniz.
Yukarıdaki şehirlere ek olarak, termal su deneyimi için Denizli, Manisa, Ağrı, Uşak, Yozgat, Sivas, Afyonkarahisar ve Bursa’ya da ayak basabilirsiniz. Türkiye’nin şifalı su açısından zenginliğini keşfetmek ve her termal suyun farklı yararlarını deneyimlemek adına bu şehirlerden en az iki tanesini ziyaret etmenizi öneriyoruz.
İlginizi çekebilir: Türkiye’nin Şifalı Suları: Kaplıca Rotaları