X

Terk edilmekten korkanlara: Hayatta olabileceğiniz en muhteşem hal “tek başınalık”

Terk edilmek dedik değil mi başlıkta, evet yanlış okumadınız, bu yazımda sizlerle birlikte açık açık terk edilmelerimizi inceliyor olacağız. Çok mu aradım bu konuyu, aslında son dönemde hep konular gelip beni buluyor, ben de aşkla karşılıyorum…

Hani derler ya; bu fotoğrafta benim görmem gereken ne vardı? Bazen kendime bunu sorarım, bugün buradan geçmemi gerektiren ne vardı, bugün bu yazıyı okumamı gerektiren ne vardı, bugün bu yazdıklarımı bu terk edilmek duygusunu kelimelere dökmemi gerektiren ne vardı? Bugün benim çok güzel bir cevabım var, burada bana eşlik edecek sizler, korkmadan benimle gelecek olanlar, yüzleşmeye o derin korkulara belki biraz olsun dur diyebilmeye cesareti olanlar için…

Terk “edilmek”, bir kere “edilgen” bir kelimedir. Şimdi biraz daha yakından bakalım; terk edilmek fiilinde aslında iki taraf vardır, bunlardan bir tanesi terk eden yani giden yani bir daha ilişkide “olmamayı” diğer bir anlamda “ilişkiyi bitirmeyi” seçen taraftır. Fakat bir de terk edilmekte öyle bir taraf daha vardır ki, adı üzerinde “terk edilmek” yani içimize bıçaklar saplanacaktır, yutkunamadığımız bir an olacaktır ve aslında “istemediğimiz”, henüz kaybetmeye hazır olmadığımız bir kayıp yaşayacağızdır… Evet terk edilmek, terk edilen taraf olalım şimdi bakalım neler oluyor “terk edilenin” o güzelim kalbinde…

Terk edilmiş bir kalp alalım bize neler anlatır, şimdi bazılarımız şunu geçiriyordur içinden “sadece bilenler anlar” yani gerçekten bir terk edilme anı yaşamış olanlar. Evet itiraf edeyim ben de onlardan biriyim, bu yüzden bu yazı yine en zor maceralarımdan biri olacak diyebilirim.

Terk edilme korkusu bizi ilişkilerde hangi noktaya getiriyor?

Terk edilmek anı öncesi vardır, burada hepimiz “çok korkarız” değil mi? Olur da terk edilirsem, olur da beni bırakırsa, olur da “başka birini severse” veya olur da bir gün bu ilişki biterse… Ben de sizler gibi o kadar çok düşünür olmuştum ki bunları, ve hatta geldiğim nokta “neden bu kişinin benimle olduğu, neden benimle evli olduğu, neden benim eşim olmayı seçtiği” noktasına kadar gitmişti.

Anlamakta bile zorlanıyordum hissettiklerimi, ben terk edilmeyi yüksek sesle çağırmamıştım sadece ama kalbim çoktan “olmayı bile hak etmediğim” bir ilişkide olduğumu haykırıyordu. Yani aslında daha yakından baktığımızda o “bizden içeri” biz olan terk edilen bu mesajı her daim karşımızdakine yaymaktadır, yüksek sesle olmasa da hareketlerimizle, açık açık söyleyemediysek de satır aralarında… Sonra da oturur “neden terk edildim” deriz, kendi kendimize hazırlığını yaptığımız o muhteşem “terk edilmelere”…

İşte bizim o “terk edilme” korkumuz yani kaybetme korkumuz ilişkilerimizde böyle bir güvensizlik temeli yaratmaktadır. Bizler içten içe “terk edilmekten” korktukça o diğer kişinin üzerine düşeriz, o ne düşündü, o ne oldu, o mutlu oldu mu, o geçekten şu anda bu ilişkide olmak istiyor mu?

Varsa yoksa o diğer kişinin tercihleri bizim de en birinci önceliklerimiz oluverir ve işte ilişkilerimizde dengeyi yitiririz; çünkü diğer kişiyi kaybetmekten korkmakta ve en küçük hareketimizde bile bunu açık açık hissettirmekteyizdir. Şimdi o diğer kişinin gözlerinden bakalım isterim hikayemize, şöyle düşünelim, muhteşem güzel bir pazar günü kahvaltıya gittiniz, yanınızdaki eşiniz sürekli sizin ne yiyeceğinizle, o gün ne yapacağınız veya ne okuyacağınız ile ilgileniyor; arkadaşlık sınırları, eşlik sınırları, birey olmak sınırları hepsi aşılmış… Yani karşımızdaki kişi “korku” olmuş. Siz ne hissederdiniz, bu kadar üstünüze düşülse, “aman beni terk etmesin” mesajı her konuşma arasında verilse, sürekli “sen gidersen ben ne yaparım” denilse veya sıklıkla duyduğunuz cümle “beni bırakma, bırakmazsın değil mi” olsa…

İşte terk edilmenin ön aşaması aslında içimizdeki o kocaman korkuların bir yansımasından başka bir şey değildir. Peki terk edildik, hani o “ben sensiz yaşayamam” aşaması kaçınılmaz oldu, artık geriye dönüş yok. Bakalım yaşayabiliyor muyuz? Ben yine burada sizinle samimiyetle dertleşeyim, yaşayamazdım, nefes bile alamazdım diye düşünürdüm hep… Bir kere nasıl yapacaktım dile kolay onca yıl onca yaşanmışlık, bir kere “bir hayat” var ortada, ben nasıl değişebilirdim, “tek başıma” nasıl olabilirdim? Ben de sizler gibi çok düşündüm neden korkmaktaydım?

“Tek başınalığınız”dan korkmayın

Biraz gerçek hayatımızdan örnekler verelim; yanımızda yürüyüş yapacağımız bir kişi olmadığında, tek başına güzelim nisan güneşi altında muhteşem müziklerimiz ile adımlarımızı atarken hayatımız daha mı değersiz oluyor? Güzelim Tenerife’nin akşam güneşinde yaptığımız sahil koşusunda tek başına olduğumuz için dünyanın bu muhteşem adasında bulunabiliyor olmanın can-ım hediyesine şükretmekten geri mi kalmamız gerekiyor? Buenos Aires’in La Boca’sına ilk defa ayak bastığınızda yanımızda bir kişi yok ise ama o terk başınalığımız bizden hiç ayrılmamış ise yudumladığımız muhteşem Arjantin şarabımızın tadına varmaktan geri mi kalmamız gerekiyor?

Yani hayatta bunca “tek başınalığımız” ile yapabileceğimiz, yaşayabileceğimiz, tecrübe edebileceğimiz, sevebileceğimiz, aşk olabileceğimiz, kaybolabileceğimiz, aşabileceğimiz, görebileceğimiz, rüzgarında üşüyebileceğimiz, yağmurunda ıslanabileceğimiz, kaosundan yorulabileceğimiz ve en önemlisi “kalbimizi” dinleyebileceğimiz muhteşem olasılık var iken biz o “terk edilmek” korkusunun arkasına işte böyle kolaylıkla sığınıveririz. Bu sığınmak ile kalmaz yine terk edilme korkumuz ile, ben sensiz yaşayamamlar ile, “tek başına kaldı” diyecekler endişelerimiz ile muhteşem bir hayatı adeta çöpe atarız; artık bizi anlatmayan bir ilişkinin parçası olmaya devam ederiz, çoktan bitmiş evliliğimizi zorla sürdürmeye çalışırız veya her gün işte yeniden yeniden artık “aşk” olmayan bir eli tutmak ile günlerimizi harcayıp bitiririz.

Evet, terk edilme korkusu son dönemin en çok karşımıza çıkanlarından bir tanesi; çoğumuz neyi neden yaptığımızın bile farkında değiliz, ilişkimizde neden kendimi kullanılmış hissediyorum, neden beni üzen durumları dile getiremiyorum, neden hep haksızlığa uğradığımız düşünüyorum… Bugün bu maceramda bana eşlik eden sizler “korkuyor musunuz” terk edilmekten; bütün o verdiğiniz tavizleriniz, değiştiremediğiniz durumlar veya neden böyle oluyor dediğiniz mutsuzluklarınız terk edilmek korkusundan mı kaynaklanıyor? Sessizce, dürüstçe ve kendinizle barışarak düşünmenizi isterim…

Tek başınalığınızdan korkmayın.

Hayatınız ve siz, “tek başınalığınız”la ve sadece olduğunuz gibi muhteşemsiniz, eğer terk edilmekten korkuyorsanız, bu korkunuzu bulun ve bugün üzerine gidin… Hiçbir durum, hiçbir kimse ve hiçbir şey “vazgeçilmez” değildir; yeterki siz “siz” olmaktan yani kendinizden vazgeçmeyin… Terk edilmekten korkmayın; siz “terk edilmişliğiniz” olan o “tek başınalığınız” ile dünyaya geldiniz, tek başınıza yürümeyi öğrendiniz, ilk kelimenizi konuştunuz ve yine “tek başınalığınız” ile o ilişkiye başlamayı tercih ettiniz…

İçimizdeki “tek başınalık” bizlerin derinlere saklanmış hazinelerimizdir; yeter ki görmesini bilelim…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?

Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale