Güzel ve uzun bir ilişkiye devam ederken terkedileceğimiz ya da bir gün ayrılabileceğimiz ihtimalini çok az düşünürüz.
Önceki ilişkilerimizde yaşadığımız olumsuzlukları, eski kırgınlıklarımızı bir kenara bırakır yepyeni bir sayfa açarız. Eskiden yaptığımız hataları, yanlış seçimleri sıfırladığımızı ve bu sefer bir adım önden başlayacağımızı düşünür, kendimize sözler veririz. Sevmenin ve sevilmenin verdiği heyecanla, vücudumuzda salgılanan hormonların verdiği rahatlık ve mutlulukla kendimizi dünyanın en şanslı insanı hisseder, ilişkisinde olumsuzluklar yaşayan arkadaşlarımızı gördükçe bir kez daha ne kadar şanslı olduğumuzu düşünürüz.
Ta ki ilişkimizin çatırdamaya başladığı, küçük ve çözülebilir problemlerin dünyanın en ağır yükleri gibi geldiği, ya da hiç beklemediğimiz bir anda sevgilim dediğimiz insanın ortadan kaybolduğu zamana kadar…
Sevdiğiniz, sizi sevdiğini sandığınız adam ya da kadın artık yoktur. Aynı evde hayatı paylaşma planları yaptığınız, gelecekle ilgili planlarınızın başrolündeki, mükemmel aşkın tanımı o kadın; sizin için dünyanın en seksi insanı olan o adam birden yok olmuştur.
Sonrasında hemen hemen herkes için aynı gelişen bir süreç başlar. Akşam yemeklerini yalnız yemeye, alışverişe yalnız gitmeye, koşuya yalnız çıkmaya, arkadaşlarınızla görüşmeye tekrar alışmaya çalışırsınız.
Gözünüz telefondan ayrılmaz ve gelen her aramayı, aldığınız her mesajı o sanar, başka bir numara olduğunu anlayana kadar kalp atışlarınızın daha da hızlandığını hissedersiniz. Dünya üzerindeki en kötü ayrılığı siz yaşamışsınız gibi gelir. Sürekli kendinizi suçlar ve ilişkiniz için elinizden geleni yapıp yapmadığınızla ilgili şüphe yaşarsınız. Bu paranoya, depresyon ve karamsarlık durumu hiç sonlanmayacak gibi gelir. Ancak yanıldığınızı, ayrılığın üstünden biraz zaman geçtikten sonra fark edersiniz. Sonrasında yaşadığınız tek pişmanlık, üzülerek boşa harcadığınız zamanınız olur.
Henüz etkisinden kurtulamadığınız bir ayrılık yaşadıysanız, kendinize olan özgüveninizi tekrar geri kazanmaya çalışmalısınız. Yapmanız gereken tek şey, yaşadığınız bu olumsuz duygunun bir problemden değil, size kendinizi kötü hissettiren bir durumdan kaynaklandığını görebilmek ve yaşanan olumsuzluğu olduğu gibi kabul ederek bu durumla yaşamayı öğrenebilmek. Bu şekilde yalnızca ayrılığın getirdiği değil, hayatınızın her aşamasında karşılaştığınız zorluklarla başa çıkabilme becerisi kazandığınızı göreceksiniz.
Hayatınızı kontrol altında tutmaya çalışmaktan vazgeçin
Terkedilmek ya da beklemediğimiz bir anda ayrılık yaşamak, bize hayatımızın kontrolünün aslında elimizde olmadığını gösterir. Bazen ne kadar uğraşırsak uğraşalım hayatımızdaki olayları, hayatımıza girecek kişileri ya da alacağımız kararları kontrol edemeyiz. İlişkide de sürekli kontrolün sizde olmasını beklemek ve bitmemesi için şartları zorlamak, bazen o ilişkinin çok daha kötü sonlanmasına ve daha çok zarar görmenize neden olabilir. Bu nedenle kontrol etmeye çalışmaktansa olayları akışına bırakarak gözlem yapmak hem sizi hem de ilişkinizi daha sağlıklı kılacaktır.
Kendinizi dışarıdan inceleyin
İlişkinin sonlanması ya da taraflardan herhangi birinin ilişkiyi sonlandırmak istemesi, ilişki yaşayan kişilere kendileriyle ilgili düşünme fırsatı verir. Ayrılığın ilk aşamalarında yaşanan ‘Ben nerede hata yaptım?’ düşüncesi, okları doğrudan kendimize çevirmemize ve olaylar karşısındaki duruşumuzu, sahip olduğumuz değer yargılarını, karşımızdaki kişiyi gerçekten sevip sevmediğimizi gözden geçirmek için oldukça güzel bir fırsat. Ancak bunu yaparken ilişkideki problemlerin sizin kişilik özelliklerinizden değil sağlıksız iletişimden kaynaklandığını, ilişkinin karşılıklı iletişime dayalı bir olgu olduğunu da unutmayın. Ayrılık için kendinizi suçlamak yerine, insanlarla ilişki kurarken hangi noktalarda zorluk yaşadığınıza odaklanmaya çalışın.
Hayatınıza kaldığı yerden devam edin
Özellikle terk edilme ya da ayrılık teklifinin karşı taraftan geldiği durumlarda hayatınıza kaldığı yerden devam etmek çok daha kolaydır. Ayrılan taraf siz olduğunuzda, yanlış bir karar verdiğinizi düşünüp suçluluk duyabilir ya da bir daha hiç kimseyi aynı şekilde sevemeyeceğinizi, aynı duyguları bir daha yaşayamayacağınızı düşünebilirsiniz. Ancak ayrılık kararını karşı taraf verdiğinde, herhangi bir seçim yapmanız beklenmediği için durum üstünde kontrolünüzün olması imkansızdır. Bir şekilde hayatınıza devam etmeniz gerekir ve verdiği kararın doğru olup olmadığı konusunda kararsızlık yaşayan taraf karşınızdaki kişidir. Yapmanız gereken tek şey, bu durumla nasıl baş edebileceğinizi öğrenmek.
Hislerinizi baskılamayın
Terk edildiğinizde, aşk, sevgi gibi duyguların da bir sonunun olduğunun farkında varırsınız. Bazen ne kadar kötü şey yaşarsanız yaşayın, ne kadar kırgın olursanız olun o kişiye hala aşık olduğunuzu ve sevgi beslediğinizi de hissedebilirsiniz. Ancak bu duyguları hissedebilmek için biriyle fiziksel olarak birlikte olmak zorunda değilsiniz. Özellikle de o ilişki artık sizin ruh sağlığınızı olumsuz etkiliyorsa…
Ne yaşamış olursanız olun, eğer eski sevgilinize karşı hala bir şeyler hissediyorsanız, bu hislerden kurtulmaya çalışmak yerine onları kabul ederek yaşamayı öğrenin. Daima hatırlayacağınız bu duygular, geçmişinizdeki kötü anılardan çok yaşadığınız güzel anlarınızı anımsamanıza yardımcı olacaktır. Bu nedenle geçmişte yaptığınız hatalara takılmak yerine, ne yaşarsanız yaşayın hayatın devam ettiğinin ve geri dönüp bazı şeyleri değiştiremeyeceğiniz gerçeğinin farkında olun. Unutmayın, zaman her şeyin ilacıdır. Olayları akışına bıraktığınız, pozitif düşünmeye başladığınız ve hayatın size getirdiği her şeye olduğu gibi kucak açmayı öğrendiğiniz an tüm aksaklıklar kendi kendini telafi edecektir.
Kendinizi değersiz hissetmeyin
Birisi tarafından terk edilmek, sizin bundan sonraki tavrınızın o kişi tarafından önemsenmeyeceği, ya da o kişinin artık sizi sevmediği anlamını taşımaz. İlişkide tarafların artık o ilişkiye devam etmek istememesinin ardında iletişimsizlik, doyumsuzluk gibi bir çok farklı neden yatıyor olabilir. Bu nedenle kendinizi değersiz hissetmeyin ve ilişkiniz dışında sahip olduğunuz diğer değerlere daha fazla zaman ayırmaya çalışın. Sizi iyi hissettirecek aktiviteler yapın. Uzun zamandır görüşemediğiniz arkadaşlarınızı arayın. Ailenizle görüşün. Biriktirdiğiniz filmleri izleyin.
Terk edilme sonrası en çok yaşanan duygulardan biri de umutsuzluktur. Hayatınızda sahip olduğunuz tüm güzellikleri kaybettiğinizi sanar, onunla birlikte yaptığınız şeyleri tek başınıza yapmaya çalıştığınızda eski günlerinize özlem duyarak acı çekeceğinizi düşünürsünüz. Böyle anlarda eski sevgilinizle ilk tanışmanızı ve olayların nasıl geliştiğini hatırlamaya çalışın. Hayatınızın aşkı olarak tanımladığınız adamın ya da kadının aslında nasıl beklemediğiniz bir anda karşınıza çıktığını fark ettikten sonra, her an ve her saniye çok daha güzel anılar biriktireceğiniz başka insanların da karşınıza çıkabileceği gerçeğini daha kolay görebileceksiniz. Olayları akışına bırakın ve doğru insanın doğru zamanda karşınıza çıkmasını bekleyin.