X

Terapistlere göre hemen şimdi zihin sağlığınız için alabileceğiniz kararlar

Hayatımız, belirli dönemlerde yeni kararlar almak, hedefler belirlemek ve değişiklikler yapmak için ‘mükemmel zamanı’ beklemek üzerine kurulu gibi görünebilir: Yeni yıl, yeni ay, haftanın başı, doğum günleri ya da tatil dönüşleri gibi özel zamanlar, değişim için adeta ‘ideal’ bir başlangıç noktası gibi gelebilir çoğumuza. Tatil dönüşü spora başlamak, ‘pazartesi’leri diyete başlama günü ilan etmek, yeni yılda daha çok kitap okumak gibi gibi… Ancak, gerçek şu ki ‘mükemmel zaman’ diye bir şey aslında yok. Kendimize koyduğumuz bu zaman sınırlamaları, kabul edelim ki çoğu zaman hedeflerimizden uzaklaşmamıza neden oluyor.

Salı günü sağlıklı beslenmeyi bıraktıysak, çarşamba devam etmek yerine bir sonraki pazartesi gününü bekleyebiliyoruz örneğin. Halbuki aradaki günleri de sağlıklı beslenmek için değerlendirebiliriz. Veya spor yapmak, kendimize daha çok vakit ayırmak, sevdiklerimizle sosyalleşmek gibi farklı durumlar için de benzer örnekler geçerli. Biz kendi iyiliğimiz için hedefler koysak da bu zaman sınırlamaların içerisine hapsoldukça hem hedeflerimizden git gide uzaklaşıyor hem de zihinsel sağlığımıza kötülük etmiş oluyoruz.

Oysa ki hepimizin ihtiyacı güçlü, sağlıklı ve devamlı daha iyiye giden bir mental sağlık. Öyleyse gelin, pazartesi gününü, yeni bir ayın başlamasını ya da herhangi başka bir zamanı beklemek yerine hemen şimdi zihin sağlığımızı korumak için bazı kararlar verelim ve vakit kaybetmeden uygulamaya başlayalım. İşte terapistlere göre hemen şimdi mental sağlığınız için alabileceğiniz kararlar:

Sosyal medya kullanım alışkanlıklarınızı gözden geçirin

Set Boundaries, Find Peace: A Guide to Reclaiming Yourself kitabının yazarı Terapist Nedra Glover Tawwab; “Günde sadece 15 dakika sosyal medyada zaman geçirmeyi hedefleyebilir veya iş günleri boyunca zamanınızı en çok alan uygulamaları telefonunuzdan kaldırabilirsiniz.” diyor. Ayrıca “Kendinizi kötü hissettiğinizde sosyal medyaya yönelmek yerine, bu durumun üstesinden gelmenin daha sağlıklı yollarını bulmaya çalışabilirsiniz.” diye de ekliyor. Sonsuz ekran kaydırmalarının esiri olmamak için hemen şimdi bunu değiştirebilir, zihninize çok daha iyi bakabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Sosyal medya platformlarında kendimizi başkalarıyla kıyaslamayı nasıl bırakabiliriz?

Uzun zamandır görüşmediğiniz eski bir arkadaşınızla görüşün

Emotional First Aid kitabının yazarı olan Klinik Psikolog Guy Winch, zihin sağlığını korumak için alınabilecek en iyi kararlardan birinin eski bir dostla görüşmek olduğunu söylüyor: “Bir zamanlar sizin için değerli olan, iletişiminizi kaybettiğiniz kişilere ulaşın.” Eski ve değer verdiğiniz bir arkadaşınıza ulaşarak, “Seni düşünüyordum. Çok zaman geçti. Nasılsın?” gibi bir mesaj gönderebilirsiniz. Bu küçük adım, kaybolan bağları yeniden kurmanıza yardımcı olabilir.

Sizden çok farklı olan birine karşı empati geliştirmeyi deneyin

Harvard Medical School’da Klinik Sağlık Psikoloğu olan Calvin Fitch ise mental sağlık açısından empatinin önemini vurguluyor ve anlamakta güçlük çektiğiniz biriyle bağlantı kurmanızı öneriyor. Farklı siyasi, dini veya etnik kökene sahip birini sosyal medyada takip edebilir, onun topluluğunda vakit geçirebilir, hatta o gruptan kurgusal bir karakter hakkında bilgi okuyabilirsiniz. Fitch, “Onların bakış açısını anlamayı ve duygularını okumayı hedefleyin.” diyor. Farklı arka planlara sahip kişilerle bağlantı kurarak empati yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. Bu kişilerin bakış açılarını anlamaya çalışabilir ve onlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için çaba harcayabilirsiniz. Bu, kendi zihin sağlığınıza yatırım yapmanızı sağlayabilir.

İşi, işte bırakın

Bu, belki de günümüzde gerçekleştirmesi en zor kararlardan biri olabilir. Çünkü, yaptığımız işle o kadar meşgul oluyoruz, bu konuda o kadar çok stres ve kaygı biriktiriyoruz ki mesai saatleri dışında da iş üzerine düşünmeye devam ediyoruz. Oysa ki uzmanlara göre zihin sağlığımızı korumak istiyorsak işi, işte bırakmayı öğrenmek şart. Klinik Psikolog Guy Winch, daha fazla strese neden olduğu ve olumsuz düşüncelerle dolu bir girdaba sürüklediği için, işle ilgili üzücü düşünceleri tekrarlayarak zaman geçirmeyi bırakmanın alınacak en iyi kararlardan biri olduğunu söylüyor.

Her haftayı çeşitli aktivitelerle donatın

Hafta içi veya hafta sonu, sevdiğiniz aktivitelere ne kadar zaman ayırdığınızı bir düşünün veya ayırıp ayırmadığınızı… Calvin Fitch, haftada en az 4 aktivite planlamanın zihin sağlığını korumada oldukça etkili olduğuna dikkat çekiyor. Elbette ki iş dışında Yarın sabah katılmanız gereken toplantı, buna dahil değil. Belki bir spor karşılaşmasını izlemek, belki tiyatroya gitmek, belki arkadaşlarınızla akşam yemeği planlamak gibi aktiviteler olabilir. Böylece, hem dün içinde biriktirdiğiniz stresi azaltabilir hem de keyifli zaman geçirebilirsiniz.

Çevre dostu alışkanlıklar benimseyin

Eko-anksiyete, çağımızın kaçınılmaz sorunlarından biri ve ne yazık ki günden güne içinde yaşadığımızın dünyanın pek de iyiye gitmemesiyle daha da kötü bir hal alıyor. Bunun önüne geçmek için bireysel adımlar atmak, hem zihin sağlığınızı korumanıza hem de çevreye dost alışkanlıklar benimsemenize yardımcı olabilir. Guy Winch, kendinize plastik poşet kullanmamak, gıda atıklarını gübreye dönüştürmek, daha az araba kullanmak ve yakın yerlere yürüyerek gitmek gibi sözler vererek gezegenimiz için iyi bir şeyler yapabileceğinizi, bu sayede endişelerinizi azaltabileceğinizi belirtiyor.

Şükredin ve hem kendinize hem başkalarına teşekkür edin

Minnettar olmak, zihinsel sağlığın iyileştirilmesi de dahil olmak üzere çok sayıda faydaya sahip. Klinik Psikolog Guy Winch, minnet duygusunun ve bunu ifade etmenin, yaşama daha pozitif bir açıdan yaklaşmaya ve zihin sağlığını iyileştirmeye yardımcı olacağına vurgu yapıyor. Bunun için de teşekkür mektupları yazmanın iyi bir fikir olduğuna dikkat çekiyor. İster sevdiklerinize ister kendinize minnet duyduğunuz şeyler hakkında mektup yazabilir, olumlu duygularınızı pekiştirerek mental sağlığınızı destekleyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: En zor zamanlarda bile şükretmeyi unutmamanız gereken 10 şey

Her gün ‘ben zamanı’ planlayın

Klinik Psikolog Kelsey Latimer, her gün iki kez 10 dakikalık ‘ben zamanı’ ayırmanın, zihin sağlığını desteklemenin en keyifli yollarından biri olduğuna dikkat çekiyor. Gün içinde kendinizle baş başa kalabileceğiniz, işin, evin hızlı temposundan kısa süreli de olsa uzaklaşabileceğiniz anlar yaratarak bedeninizi ve zihninizi dinlendirebilir, iyi oluş halinizi destekleyebilirsiniz.

Profesyonel destek alın

Zihin sağlığı uzmanından destek almak, hem aldığınız kararları daha etkili bir şekilde uygulamanıza hem de iyi oluşunuzu desteklemenize yardımcı olabilir. Terapiye başlamayı düşünebilir, online veya yüz yüze seanslardan size en uygun olanı seçerek kendinize daha iyi bakmaya artık ertelemeden başlayabilirsiniz.

Sonuç olarak, her yeni gün, hayatımızda anlamlı değişiklikler yapmak ve kendimizi geliştirmek, sağlığımıza çok daha iyi bakmak, zihinsel iyi oluşumuza yatırım yapmak için harika bir fırsattır. Özel tarihleri veya dönemleri beklemek yerine, şu anı değerlendirerek ve küçük adımlarla ilerleyerek, hayatımızı kendi ellerimize alabiliriz.

İlginizi çekebilir: Beyin sağlığını iyileştirmenin en keyifli yolu: Seyahat etmek

Kaynak: time

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale