X

Terapide kırmızı bayraklar: Terapistinizi değiştirmenin vakti gelmiş olabilir mi?

Yaşamın engebeli, uzun ve karmaşık yolculuğunda zaman zaman karşılaştığımız zorlayıcı deneyimlerle baş edebilmek, kendimizi koruyabilmek, içsel sıkıntılarımızı, duygularımızı yönetebilmek ya da kişisel gelişim hedeflerimizi daha rahat gerçekleştirebilmek için profesyonel birinin desteğine ihtiyaç duyarız. Ve bu konuda genellikle uzun araştırmalar yaptıktan, belki de çevremize danıştıktan sonra hem aklımıza ve gönlümüze yatan hem de bütçemize uyan, bizi tatmin edeceğini, bize iyi geleceğini düşündüğümüz bir terapist buluruz…

Ancak terapistimizi bir kere bulunca sanki hep onunla devam etmemiz gerekiyormuş yanılgısına kapılırız, en azından birçoğumuz için durum böyle olabilir, hele ki kendimize uyan terapisti uzun uğraşlar sonucunda bulduysak. Bu nedenle ondan vazgeçmeyi pek aklımızdan geçirmeyiz. Ancak, terapi süreci başladığı gibi aynı şekilde devam etmesi gereken sonsuz bir yolculuk değildir.

Bazen bazı sinyaller, terapiyi bırakmanın, terapistinizi değiştirmenin ve başka bir profesyonel ile yola devam etmenizin gerekliliğini gösteriyor olabilir. Peki, nedir bu sinyaller? İşte terapistin kırmızı bayrakları:

Yanlış eğitim bilgisi paylaşıldıysa

Terapi sürecinde terapistin belki de ‘en kırmızı’ bayrağı, eğitimi ile ilgili yanlış bilgi vermiş olması. Yani, diploması, mezun olduğu okul, okuduğu bölüm gibi profesyonel bilgileri ile ilgili yalan söylemiş olmasıdır. Danışanlar, terapiye başlamadan önce terapistlerinin lisans, yüksek lisans, doktora vb. eğitim durumlarını doğrulamalı ve lisans ihlali şüphesi durumunda ilgili otoritelere başvurarak kendilerini ve potansiyel danışanları korumalıdır. Bu, sağlıklı ve güvenilir bir terapi deneyiminin sağlanması için gereken en önemli adımlardan biri.

Kişisel sınırlarınız ihlal ediliyorsa

Kişisel sınırlarımız, kendi alanımızı belirleyen, başkaları ile olan ilişkimizde, temasımızda, diyaloglarımızda bize rahat, güvenli ve konforlu hissettiren görünmez çizgilerdir. Ve günlük hayatın içinde çeşitli sebeplerden dolayı ihlal edildiğini görebiliriz. Bazen farkında oluruz bu sınır ihlallerinin bazense olmayız. Ama özellikle sevdiklerimize karşı bir şekilde dengeyi yeniden kurmaya çalışır, kendimizi ifade etmek için sağlıklı iletişimden destek alırız.

Terapi sürecinde ise sınır ihlali konusu daha ciddi, kelimenin tam anlamıyla ‘kırmızı bayrak’ niteliği taşır. Eğer, terapistiniz size rahatsızlık veren bir konuda uç sorular soruyorsa -örneğin cinsel hayatınız, nerede yaşadığınız ve benzeri- bu aranızdaki çizginin aşıldığına işaret edebilir. Bu tür rahatsızlık veren soruların sıklığı ve yoğunluğu danışana kendini huzursuz hissettireceği gibi terapistin de tabir yerindeyse haddini aştığını gösterebilir. İlk birkaç kez sınırlarınızın çiğnendiğini hissettiğiniz sorularla karşılaştığınızda terapistinize bunu neden sorduğunu, konuştuğunuz konuyla ne ilgisi olduğunu ya da cevabınızın ne ile bağlantı kurmasına yardımcı olacağını sorabilir ve terapistinizin cevaplarını duymayı bekleyebilirsiniz. Ancak, tatmin edici bir cevap alamıyorsanız bu durum terapistinizin profesyonellik çizgisini aştığının işareti olabilir.

Gizlilik ihlaline şahit olduysanız

Gizlilik konusu, terapilerin en kritik unsurlarından biridir. Bir terapistin danışanlarının bilgilerini gizli tutması gerekir. Profesyonellerin danışanları ile sürdürdükleri seanslar boyunca kişisel bilgileri, özel konuları ya da terapide danışanın anlattığı olayları, hikayeleri üçüncü bir şahıs ile paylaşması gizlilik ihlaline girer. Terapistin gizliliği ihlal ettiği durumlar ortaya çıktığında, bu durum, terapi sürecinin sağlıksız ve güvensiz hale geldiği anlamına gelebilir. Bir terapist, danışanın izni olmadan danışanın kişisel bilgilerini veya terapi oturumlarına dair içerikleri başka bir kişi veya aile üyesiyle paylaşıyorsa, bu açık bir gizlilik ihlalidir. Ayrıca, başka bir danışanın ayrıntılı bilgilerini sizinle paylaşıyorsa, bu da etik kurallara aykırı bir davranışı işaret eder. Bu tür durumlarda, danışanların yeni bir terapist arayışına girmeleri ve terapistin bu davranışını ilgili kuruma bildirmeleri gerekir.

Terapistiniz kendini aşırı açıyorsa

Seans süresinde terapist, kendi yaşantısından, kendi duygu ve düşüncelerinden, deneyimlerinden gereksiz örnekler veriyor, aşırı paylaşım yapıyor, kendi ile ilgili çok fazla detay bilgi anlatıyorsa bu durum terapi sürecini etkisiz hale getirebilir, danışanın kendi ihtiyaçlarını fark etmesini ve onlara odaklanmasını sınırlayabilir. Terapinin asıl amacı, danışanların kendini anlamasına ve iyileşme sürecine katkıda bulunmaktır. Eğer terapistiniz bunun yerine kendisine odaklanır ve kişisel bilgileriyle seansınızı domine ediyorsa, bu da önemli bir kırmızı bayraktır. Öte yandan, terapistin kendi ile ilgili sınırlı bilgi paylaşımı, danışan ile arasındaki bağı güçlendirebilir, ilişkilerini derinleştirebilir ve danışanın kendi ile ilgili bir konuda faydalanmasını sağlayabilir. Ancak bu, dikkatle, dozunda ve danışanın yararı gözetilerek yapılmalıdır. Aksi halde terapi sürecinin etkisi zayıflayacaktır.

İlerleme kaydetmediğinizi hissediyorsanız

Elbette ki terapi, bir günde tüm beklentileri karşılamaz. Çok kısa zamanda çok etkili sonuçlar almayı beklemek, ilk seansta mucizelerin gerçekleşeceğine inanmak hiç gerçekçi bir yaklaşım değil. Herkesin zamana ihtiyacı var. Ancak, aylar geçmiş olmasına, belki de yıllardır birlikte devam etmiş olmanıza rağmen ilerleme kaydetmediğinizi hissediyorsanız o zaman bir sorun var demektir. Belki terapistiniz üzerinde çalıştığınız konuda yeterince donanım ve deneyim sahibi değil, belki beklentileriniz, yaklaşımlarınız çok farklı, belki doğru, sağlıklı ve anlaşılır bir iletişim kuramıyorsunuz, belki de bir yerlerde bir şeyler doğru gitmiyor… Bu durumu fark ettiğinizde daha etkili bir terapi süreci için terapistinizi değiştirmeniz gerekiyor olabilir.

Terapistiniz sürekli gecikiyor ya da seanslarınız erteleniyorsa

İnsanlık hal, herkes zaman zaman bir yerlere, bir şeylere geç kalabilir. Ancak, profesyonel bir yaklaşımda bu tür gecikmelerde çok fazla yer yoktur. Bazı durumlarda sizden veya terapistinizden kaynaklı olarak seanslarınızın tarihi, saati değişebilir ve yeniden planlanması gerekir. Ancak, sürekli olarak tekrar eden bir geç kalma durumu varsa ya da sürekli planladığınız tarihler değiştiriliyorsa o zaman bir şeyler yolunda gitmiyor demektir. Terapistinizle bu konuyu ilk olarak konuşabilir, durumdan ne kadar rahatsız olduğunuzu dile getirebilir ve daha düzenli ve istikrarlı randevu oluşturmak için nasıl bir yol izleyebileceğinizi sorabilirsiniz. Buna rağmen bir düzelme olmuyorsa, zamanınızın sizin için ne kadar değerli olduğunu ve etkili bir terapi süreci için devamlılığa önem verdiğinizi anlatarak farklı bir uzmanla çalışmayı düşündüğünüzü belirtebilirsiniz.

Yargılandığınızı hissediyorsanız

İyi bir terapist, danışanın deneyimini daha iyi anlayabilmek ve sorunlarına çözüm bulabilmek için sorular sormak zorundadır. Ancak terapistiniz sizin veya seçimleriniz hakkında açıkça olumsuz yargılarda bulunursa veya size utanmış veya mahcup hissettirirse, bu ciddi bir sorundur. Terapi, güvenli bir ortamda duygusal rahatlama ve kendini ifade etme fırsatı sunmalıdır. Eğer terapistiniz tarafından eleştirilmek veya yargılanmak gibi bir hisse kapılıyorsanız, bu terapinin etkili olmasını zorlaştırabilir ve sizin için sağlıklı bir deneyim olmayabilir.

Tüm bu sinyaller, terapiyi olumsuz bir süreç haline getirebilir. Dolayısıyla bu kırmızı bayraklardan birini veya birkaçını terapistinizde görüyorsanız, farklı bir uzmanla çalışmanızın zamanı gelmiş olabilir.

İlginizi çekebilir: Terapistimi sevmek zorunda mıyım? Terapistim beni seviyor mu?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale