X

Terapi yöntemleri: En yaygın kullanılan 8 psikoterapi türü ve çalışma şekilleri

Terapiye başlamaya karar verdiyseniz ve küçük bir araştırmayla kendiniz için uygun olabilecek terapistleri araştırmaya başladıysanız, onlarca farklı terapi yöntemi olduğunu mutlaka fark etmişsinizdir. Terapi dünyasında ekol ya da yönelim olarak bilinen şey aslında terapistin çalışma şeklini ve kullandığı teknikleri belirleyen, terapiden ne beklemeniz gerektiğiyle ve hedeflediğiniz sonuca nasıl bir yoldan ulaşabileceğinizle ilgili bir yol haritası olarak özetlenebilir.

1940’lı yıllarda Freud’un geliştirdiği Psikanalitik kuramın üzerine inşa edilen psikoterapi ekolleriyle birlikte, felsefi altyapısını doğu felsefelerinden alan terapi yaklaşımlarından davranışçı ekollere kadar oldukça farklı, yüzlerce çeşit psikoterapi türü bulunuyor. Bu terapi ekollerinden en yaygın olarak kullanılanlarsa Psikodinamik Terapi, Psikanaliz, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), yeni nesil BDT ekollerinden olan Bilinçli Farkındalık Temelli terapiler, Çözüm Odaklı Terapi, Varoluşçu Terapi ve Dışavurumcu Sanat Terapisi. Bu ekoller de kendi içinde kullandıkları yöntemlere ve araçlara göre farklı dallara ayrılabiliyor. Tüm bu terapi ekolleri amaçlarına göreyse sonuç odaklı ve süreç odaklı terapiler olmak üzere iki ana grup altında toplanıyor.

Sonuç odaklı terapi yaklaşımları

Sonuç odaklı terapi yaklaşımlarında danışanın getirdiği ve terapi sürecinin başında belirlenen belirli bir problemi çözüme ulaştırmak amacıyla çalışılıyor. Terapinin amacı danışanın problem olarak terapi odasına getirdiği herhangi bir sorunu çözüme ulaştırmak olduğu için sonuç odaklı terapiler genelde 15-20 seans gibi, görece daha kısa dönemli çalışılan terapi yaklaşımları olarak biliniyor. Terapinin tek amacı problemi ya da semptomu mümkün olabilen en kısa sürede azaltarak çözüme ulaştırmak olduğu için, problemin kaynağıyla, danışanın yaşantısıya ve kişilik örüntüleriyle ilgili derinlemesine bir çalışma yapılmıyor. Bilişsel Davranışçı Terapi ekolleri ve Çözüm Odaklı Terapi, en yaygın olarak kullanılan sonuç odaklı terapi yaklaşımları arasında yer alıyor.

1. Bilişsel Davranışçı Terapi

Sonuç odaklı terapi yaklaşımlarının en bilineni olan Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireyin fonksiyonel olmayan davranış örüntüleri ve bu davranışları belirleyen düşünce ve inanç kalıpları üzerinde çalışmayı hedefliyor. Bireye faydası olmayan ve yaşam kalitesini düşüren düşünce kalıplarını yeniden yapılandırmaya ve bu yolla davranışları da düzenlemeye odaklanan bu yaklaşım, davranış ve düşüncelerin eşleştiği, istenmeyen duyguları da değişim sürecinde araç olarak kullanıyor.

Kendimiz ve yaşam yolculuğunda karşımıza çıkan durumlar hakkında sahip olduğumuz belirli duygu ve inançların tepkilerimizi belirlediğini; bu tepkilerin, tutumların ve davranışların daha yapıcı alternatifleriyle değiştirilmesinin düşüncelerimizde ve duygu dünyamızda da değişim yaratacağını söylüyor.

BDT seanslarında, size ait düşünce ve inanç kalıplarının neler olduğu detaylı şekilde araştırılıyor ve bu kalıpların yaşamınızı nasıl olumsuz etkiledikleriyle ilgili bağlantılar keşfediliyor. Benzer şekilde, bu zihinsel şemalara alternatif olabilecek davranışlar ve tepkiler de terapistle birlikte keşfediliyor ve terapist rehberliğinde kişinin yaşamına nasıl entegre edilebileceğiyle ilgili seans içi ve seans dışı çalışmalar yapılıyor.

Olumsuz düşünce kalıplarını ve istenmeyen davranışları kişinin kendi yaşamındaki alternatif deneyimlerle dönüştürmeyi amaçlayan BDT, geçmiş deneyimleri araştırmak yerine şu anda var olan mevcut semptomları ele almaya ve değiştirmeye odaklanıyor. Ödevler ve uygulamalar, BDT yaklaşımının en önemli araçları olarak biliniyor. Seanslar arasındaki zamanda sizi rahatsız eden olumsuz düşüncelerinizi ve davranışlarınızı fark etmeniz, not almanız ve seansta belirlediğiniz alternatif davranışları kasıtlı olarak uygulamanız gibi uygulamalı pratikler yapılıyor. Bu pratikler, terapide edinilen becerilerin içselleştirilmesini ve günlük yaşama entegre edilmesini, zamanla alışkanlık haline getirilerek kişinin yaşamını pozitif yönde değiştirmeyi amaçlıyor.

Bilişsel Davranışçı Terapi, kendi içinde de alt türlere ayrılıyor: 

Diyalektik Davranışçı Terapi

BDT’nin alt kollarından biri olan Diyalektik Davranışçı Terapi (DBT), BDT’nin danışana kazandırmayı hedeflediği tüm becerileri kullanır ancak düşünce kalıpları ve davranışlardan çok kabule ve duygu düzenlemesine öncelik verir. Zorlayıcı durumlarla başa çıkmak için çeşitli yaşam becerilerinin geliştirilmesine odaklanır ve ortaya çıkan zorlayıcı duygularla nasıl başa çıkabileceğinize dair araçlar sunar.

Rasyonel Duygucu Terapi

BDT’nin bir başka alt dalı olan Rasyonel Duygucu Terapi, zorlayıcı duygular yaşamamıza ve yaşamımızda sorun olarak algıladığımız diğer sorunlara neden olan ‘mantıksız’ inançların değiştirilmesine yönelik çalışır. İrrasyonel (gerçekçi olmayan) düşüncelerin daha rasyonel (gerçekçi) düşüncelerle değiştirilmesini amaçlar.

Bilinçli Farkındalık (Mindfulness) Temelli terapiler

Bilinçli Farkındalık (Mindfulness) Temelli terapiler de üçünü nesil BDT yaklaşımlarından günümüzde en popüler olan ve yaygın kullanılanlarından biri. Zihnin geçmişe ya da geleceğe takılı kalan düşüncelerden şimdiki ana gelmesini hedefleyen, düşüncelerimizle kurduğumuz ilişkiyi ve duygularımıza nasıl yaklaştığımızı düzenlememizi sağlayan bu terapi ekolü özellikle stresi ve kaygıyı azaltıcı etkileriyle bilinir. Mindfulness Temelli Stres Azaltma (MBSR) ve Mindfulness Temelli Bilişsel Terapi (MBCT) 8 haftalık grup terapisi formatında uygulanırken, bireysel uygulamalarda Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) yöntemlerinden faydalanılır.

Bilişsel Davranışçı Terapi hangi durumlarda işe yarar?

Depresyon ve bipolar bozukluk gibi duygudurum bozuklukları, kaygı, fobiler, yeme bozuklukları, madde bağımlılığı, obsesif kompulsif bozukluk ve takıntılar, uyku problemleri, şizofreninin bazı belirtileri Bilişsel Davranışçı Terapi yoluyla iyileştirilebildiği gibi; ilaç kullanmak durumunda olan kişilerde ilaç tedavisine ek olarak kullanıldığında iyileşme sürecini hızlandırdığına dair çok sayıda bilimsel araştırma bulunuyor.

2. Çözüm Odaklı Terapi

Sorunları, patolojiyi ve geçmiş yaşam olaylarını analiz etmeye odaklandıkları için zaman alan geleneksel terapi biçimlerinden farklı olarak Çözüm Odaklı Terapi (SFT), şimdiki zamanda pratik çözümler bulmaya ve kişinin sorunlarına daha hızlı çözüm bulabilmek için geleceğe yönelik umudunu keşfetmeye odaklanır. Bu yöntem, kendi yaşamınızı iyileştirmek için ne yapmanız gerektiğini keşfetmenize ve doğru sorularla en iyi çözümleri nasıl bulabileceğinize odaklanır.

Hedef belirleme SFT’nin temelinde yer alır. Dolayısıyla terapi sürecine başlandığında ilk adım hedeflerinizi belirlemek ve netleştirmektir. Terapist seansa, terapi süreci sonunda ne elde etmek istediğinizi ve sorunlarınızı çözmek için doğru adımları attığınızda hayatınızda neyin nasıl değişeceğini sorgulayarak başlayacaktır. Bu tür soruları yanıtlayarak çözümleri hızlıca belirlemeye başlamanız ve değişim için bir aksiyon planı oluşturmanız hedeflenir.

Mucize soru, SFT’nin en yaygın kullanılan ve en bilinen tekniklerinden biridir: ‘Gece yatmadan önce yatağında gizemli bir mektup buldun ve mektupta 3 dilek hakkın olduğu, uyandığında yaşamında istediğin 3 şeyi değiştirebileceğin yazıyordu. Sabah uyandığında hayatında neler değişti?’ gibi sorularla zihninizin yaratıcı düşünme becerisi kullanılarak yaşamınızda istediğiniz değişiklikleri yapabilmeniz için gerekli olan hedeflerin ve planın oluşturulmasına yardımcı olur.

Çözüm Odaklı Terapi hangi durumlarda işe yarar?

SFT, kısa sürede çözüme ulaştıran terapötik bir yöntem olarak tek başına ya da diğer terapi türleriyle birlikte destekleyici olarak kullanılabilir. Yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışan bu yaklaşım davranış sorunları, iletişim sorunları, bağımlılık ve ilişki sorunları dahil olmak üzere çeşitli sorunları iyileştirmek için kullanılabilir. Depresyon ya da şizofreni gibi psikiyatrik bozuklukların tedavisinde tek başına yeterli olmasa bile, bu rahatsızlıklara sahip kişilerin yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine katkıda bulunabilir.

Süreç Odaklı Terapi Yaklaşımları

Süreç odaklı terapi yaklaşımları sonuç odaklı yaklaşımlardan farklı olarak spesifik bir semptoma ya da probleme odaklanmaz ya da çözüm yolları üretmeye çalışmaz. Danışanın yaşamındaki problemleri ayrıştırarak sadece problem üstüne çalışmak yerine, kişiyi bir bütün olarak ele alır ve bu nedenle de sonuç odaklı yaklaşımlara kıyasla çok daha kapsamlı ve derin çalışmalar yapılır.

Danışanın yaşamı boyunca kurduğu ilişkilerdeki bağlanma stilleri, karşılaştığı zorlayıcı durumlarda ve değişim sürecindeki savunma mekanizmaları, duygu ve düşüncelerini nasıl aktardığı, dış dünyayla nasıl iletişim kurduğu, yaşamında hangi duyguların daha baskın olduğu, başa çıkma mekanizmalarının neler olduğu, erken deneyimlerinin şu anki hayatıyla olan bağlantıları gibi pek çok konu derinlemesine araştırılarak danışanın kendisiyle ilgili içgörü kazanması ve benlik farkındalığının artırılması amaçlanır.

Terapistle kurulan ilişki bu terapilerin merkezindedir. Kişinin dış dünyadaki yaşantısının terapi odası, hayatındaki insanlarınsa terapist olduğu kabul edilerek, dış dünyadan terapi sürecine aktarılan tüm ‘malzemeler’ (aktarımlar) aylarca, hatta yıllarca kapsamlı şekilde analiz edilir. Psikodinamik Terapi, Varoluşçu Terapi ve Dışavurumcu Sanat Terapisi, süreç odaklı terapi yaklaşımlarının en yaygın olarak kullanılan terapi yaklaşımları arasında yer alır.

1. Psikodinamik Terapi

Psikodinamik terapi, psikanalizin teorilerine ve ilkelerine dayanır ve danışan-terapist ilişkisine odaklanmasının yanı sıra, danışanın dış dünyasıyla olan ilişkisine de yer verir. Terapistin yardımıyla danışan, güncel sorunları, korkuları, arzuları, rüyaları ve fantezileri de dahil olmak üzere aklına gelen her şey hakkında özgürce konuşmaya teşvik edilir. Amaç, semptomların hafiflemesini sağlamanın yanı sıra artan benlik saygısı, yetenek ve yetkinliklerin daha iyi kullanılabilmesi, daha tatmin edici ilişkiler geliştirilmesi ve sürdürülmesi için gerekli olan becerilerin ve farkındalığın oluşturulmasıdır.

Psikodinamik Terapi hangi durumlarda işe yarar?

Psikodinamik terapi, özellikle yaşamlarında anlam bulamayanlarda, kişilerarası sağlıklı ilişkiler kurmakta veya sürdürmekte zorluk çekenlerde, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi patolojik durumların iyileştirilmesinde kullanılır. Araştırmalar, psikodinamik terapinin bağımlılık, sosyal anksiyete bozukluğu ve yeme bozuklukları üzerinde etkili olabildiğini gösteriyor.

2. Varoluşçu Terapi

Varoluşçu Terapi, özgür irade ve anlam arayışına odaklanır. Tüm süreç odaklı terapilerde olduğu gibi, terapinin birincil amacı semptomları azaltmak ya da sorunları çözüme ulaştırmak değil, kişinin potansiyelini geliştirmesini ve sahip olduğu kapasiteyi fark etmesini sağlamaktır. Bütün insanların öz-farkındalıklarını geliştirebilme kapasitelerinin olduğuna, her insanın yalnızca ilişkiler yoluyla keşfedilebilecek benzersiz bir kişiliğinin olduğuna, yaşamın anlamının hepimiz için zaman içinde değişebileceğine ve değişen anlamlarla birlikte kendimizi de sürekli olarak yenilememiz gerektiğine vurgu yapar.

Ölüm korkusu gibi varoluşsal olarak kaçınılamayacak durumları ortak insanlık deneyimi olarak görmemize ve varoluşsal sorunlarımıza farklı bir bakış açısıyla yaklaşmamıza yardımcı olur. İnsanın varlığına ve yaşam amacına odaklanması nedeniyle bazen karamsar bir çerçeve çizdiği düşünülse de; yalnızlık, acı ve yaşamın anlamsızlığı da dahil olmak üzere “nihai endişelerle” adil ve dürüst bir şekilde yüzleşilmesi gerektiğini savunur.

Varoluşçu Terapi hangi durumlarda işe yarar?

İnsanın özgür iradesine ve yaşamının sorumluluğunu alması gerektiğine yapılan vurgu, değişimin kendi elinizde olduğunu fark etmenizi sağlayarak adım atmanız konusunda sizi cesaretlendirir. Bağımlılıklar ve intihar eğilimleri, varoluşçu terapinin en çok çalıştığı konuların başında gelse de, hemen hemen her türlü durum ve problem Varoluşçu yaklaşımla çalışılabilir.

3. Dışavurumcu Sanat Terapisi

Dışavurumcu Sanat Terapisi, kişinin duygu dünyasının genişletildiği, iyileşmeyi desteklemek için psikolojiyi ve yaratıcı süreçleri birleştiren bir terapi yaklaşımı olarak biliniyor. Müzikten dansa, dramadan resime farklı sanat dallarını terapötik amaçlarla araç olarak kullanan bu interdisipliner terapi türü; doğuştan gelen yaratma arzumuzu odağına alarak; iç dünyamızı dilden daha farklı araçlarla, daha kapsamlı şekilde ifade edebilmemize olanak tanır.

Bu yaklaşıma göre sanat, içimizdeki en derin duyguların bir yansımasıyla ortaya çıktığı için, yaratıcılık için çaba harcamak derin bir kendini keşfetme ve anlama sürecini de beraberinde getirir. Yaratıcılık, içsel duyguların ifade edilmesini sağlayan bir araç haline gelir ve bireyin kendini keşfetme ve anlama sürecine rehberlik eder. Başka bir deyişle, Dışavuruşçu Sanat Terapisi’nin merkezinde yer alan yaratıcılık, kişinin duygusal dünyasına açılan bir kapı görevi görür.

Dışavurumcu Sanat Terapisi hangi durumlarda işe yarar?

Dışavurumcu sanat terapisi, kişisel gelişimi ve dönüşümü beslemek için bireyler veya gruplar halinde, çocuklar ve yetişkinlerle birlikte kullanılabilir. Örneğin, davranış sorunları olan çocuklar için müzik, hareket veya parmakla boyama gibi farklı sanat türleriyle çalışılarak çocuğun davranışları ve dürtüleri gözlenebilir. Günlük tutmak, hikaye anlatmak, edebiyat, videolar ve hatıra defterleri hazırlamak gibi pek çok aktivite yaşamınızı anlamlandırmanıza ve farkında olmadığınız duygularınızın açığa çıkmasına aracı olabilir.

Özet olarak, farklı amaçları, yöntemleri ve uygulama stilleri olan tüm bu terapi türleri sorunlarınızla baş edemediğiniz noktalarda farklı çözüm yolları sunmalarının yanı sıra; kendinizle ilgili farkında olmadığınız ve keşfetmek istediğiniz noktaları bulmanıza, benlik saygınızı ve kişilik bilincinizi geliştirmenize yardımcı olabilir. Hiçbir terapi türü bir diğerinden ‘daha etkili’ ya da daha ‘iyi’ olmadığı gibi; terapistin uzmanlığı ve deneyimi, terapiye gitme amacınızın ne olduğu ve terapistinizle kurduğunuz ilişki terapideki hedeflerinize ulaşmanız üzerinde en az kullanılan yöntemin hangisi olduğu kadar etkili olacaktır. 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale