X

Tepeden tırnağa: Stresin vücudumuza 17 negatif etkisi

Stres, insanoğlunun bugünlere sağ salim gelmesinde çok önemli bir faktör. Stres yanıtı sayesinde vahşi hayvanlara yem olmadan kaçabildik ve bugünlere geldik. Artık ormanlarda veya dağlarda ayılardan kaçmıyoruz ama şehirde yaşamanın, insanlarla birlikte çalışmanın, trafikle boğuşmanın ve her gün bizden daha fazlasını talep eden modern hayatla başa çıkmanın etkileri en az bizi kovalayan hayvanlar kadar güçlü. Atalarımız tehlikelerle nadiren karşılaşırken, günümüzde biz her an vücudumuzda stres yanıtına neden olacak olaylarla karşılaşıyoruz.

Günümüzde biz her an vücudumuzda stres yanıtına neden olacak olaylarla karşılaşıyoruz.

Stresin vücuda etkileri 

İnsan vücudu stresli bir durum veya tehlike karşısında kavga et veya kaç yanıtı (savaş-kaç, savaş-sıvış, fight-flight yanıtı olarak da bilinir) verir. Stres yanıtı devreye girince; stres hormonu kortizol ve adrenalin yükselir, nefes alıp-verme sıklaşır, kalp daha hızlı çarpar, kan basıncı yükselir, kandaki şeker düzeyleri artar, kaslara kan pompalanır, sindirim yavaşlar, bağışıklık sistemi rölantiye alınır; karşımızdaki tehlikeyle savaşabilmek veya kaçabilmek için tüm imkanlar seferber edilir. Normal koşullarda, bu reaksiyon meydana geldikten 1 saat sonra her şey eskisi gibi olur. Ama bozuk musluktan damlayan damlalar gibi, günlük kronik streslerin ardı arkası kesilmez, stres cevabı bir türlü normale dönemez ve sonunda bizi hasta eder. Peki, stres vücudumuzda ne gibi negatif etkiler yaratır? Gelin birlikte bakalım.

1. Her daim sinirli oluruz, olura olmaza daha kolay sinirlenir, bir türlü sakinleşemeyiz

Stres hormonu kortizol ve adrenalin uzun vadede beynimizi, beyin hücrelerimizi ve hücreler arasındaki iletişimi bozar; sükunet merkezleri devre dışı kalır; panik merkezleri hakimiyeti ele geçirir. Soğukkanlı düşünemeyiz, küçücük stresler karşısında köpürür, bir türlü aradığımız dinginliğe kavuşamayız.

2. Kalbimiz dinlenmeden dörtnala koşar

Adrenalin etkisi altında hem kalbimiz daha sık çarpar, çarpıntı olur; hem de kan basıncı yükseldiği için kalbimiz daha kuvvetle kasılır. Durmaksızın yüksek eforla ve normalden çok çalışsanız nasıl yorulursanız; kalbiniz de aynı şekilde yorulur. Bu da uzun vadede pek çok kalp damar hastalığına zemin hazırlar, kalp krizi riskini artırır.

3. Ruh sağlığımız bozulur

Stres yanıtı devreye girince; stres hormonu kortizol ve adrenalin yükselir.

Kronik stres yanıtı beyindeki panik merkezlerini devamlı iş başında tutarken, aynı zaman da enflamasyona neden olur. Buna stres altındayken yediğimiz abur cubur da eklenince yaygın enflamasyon oluşur; depresyon ve kaygı bozukluğuna eğilimimiz artar.

4. Kaslarımız ağrır

Devamlı harekete hazır halde bekleyen kaslar, bir süre sonra yorulur, kasılır, sertleşir ve doğal olarak ağrımaya başlar. Masa başı çalışanlarda ilk ve en çok ağrıyan kaslar boyun ve üst sırt kaslarıdır, ikinci sırada bel kasları yer alır.

5. Başımız ağrır

Stres yanıtı ve neden olduğu enflamasyon, kas ağrıları ve yüksek tansiyon; hepsi el ele vererek hem migren hem de gerilim tipi baş ağrılarını artırır.

6. Güzel bir uyku hayal olur

Mışıl mışıl uyurken ayılardan kaçmamız mümkün olamayacağı için, stres hormonları kanımızda dolaşırken güzel ve doyurucu bir uyku uyumak neredeyse imkansızlaşır. Yorgunluktan sızıp kalsanız bile, gece boyunca uyanırsınız, sabahları da turşu gibi uyanırsınız.

7. Midemiz yanar

Stres altında midemizde salgılanan HCL asit miktarı artar, midede yanma, reflü, ses kısıklığı olur; uzun vadede gastrit ve ülser gelişir.

8. Bağırsaklarımız bozulur

Her gün bizden daha fazlasını talep eden modern hayatla başa çıkmanın etkileri en az bizi kovalayan hayvanlar kadar güçlü.

Stres bağırsaklarımızın işleyişini bozarak bizi ishal ya da kabız yapar, bağırsak içi bakterilerimizin dengesini bozar, bir de üstüne bağırsak geçirgenliğini artırır. Ayrıca irritabl bağırsak sendromu gibi hastalıklara zemin hazırlar, yediğimiz içtiğimiz her şey bize gaz ve hazımsızlık yapmaya başlar.

9. Yatak odasında işler ters gider

Stres hormonu kortizolün devamlı yüksek olması bir yandan cinsel isteksizliğe yol açarken, bir yandan da erektil disfonksiyona (iktidarsızlığa) yol açar.

10. Dakika başı nezle grip oluruz

Bağışıklık sistemi baskılanınca ufak tefek sıradan mikroplarla savaşamayız, devamlı hasta oluruz. Gribal bir enfeksiyona yakalandığımızda ise hastalık hem ağır geçer, hem uzun sürer, geçince de bir türlü toparlanamayız.

11. Saçlarımız dökülür

Bizden önceki jenerasyonlara göre çağımızda saç dökülmesi daha erken başlıyor, daha belirgin seyrediyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi maalesef günümüzün bitmeyen stresleri.

12. Cildimiz yaşlanır

Kronik stres yanıtı beyindeki panik merkezlerini devamlı iş başında tutarken, aynı zaman da enflamasyona neden olur.

Fazla ve devamlı stres hem cilt altı bağ dokumuzu zayıflatır, hem hücrelerimizi yaşlandırır. Cildimiz hem sarkar , hem de kırış kırış olur

13. Biz yaşlanırız

Fazla stres sonucu cildimiz gibi organlarımız ve beynimiz de hızlı yaşlanır, yaşam beklentimiz düşer.

14. Kan şekerimiz bir türlü düşmez

Savaşmamız veya kaçmamız için tüm enerji kaynakları seferber edildiği için, kan şekerimiz hep yüksek kalır, yemeklerden sonra daha da yükselir, düşmesi gerektiği zamanlarda da düşmez.

15. Belimiz kalınlaşır

Stres yanıtı yaygın enflamasyona, bağırsak geçirgenliğinde artışa ve kan şekerinin yüksek seyretmesine yol açar; bunların hepsi abdominal obeziteye neden olarak bizi beli kalın ve göbekli yapar.

16. Adet düzensizliği gelişir

Aşırı ve kronik stres, aylık hormon dengelerini etkileyerek adet düzensizliğine neden olur, stres miktarının artışıyla birlikte adetler tümüyle de durabilir.

17. Telomerlerimiz küçülür

Hücrelerin bölünmesinin devamı için elzem olan telomerler ve onları tamir eden telomeraz enzimi strese çok duyarlıdır ve kronik stres altında hücreler çabuk yaşlanır ve ölürler.

Bütün bunlar da yüksek tansiyon, kalp hastalığı, tip II diyabet, metabolik sendrom, migren, gerilim tipi baş ağrısı, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, depresyon, anksiyete olarak bize döner; olduğumuzdan en az 10 yaş daha yaşlı görünmememize neden olur.

Sinir sistemini güçlendirici öneriler, ağrısız bir yaşam ve migrenle mücadele için Beynini Doğru Besle kitabıma bakabilir, bana www.banutascifresko.com üzerinden ulaşabilirsiniz. 

 

İlginizi çekebilir: Hayatı kabusa çeviren migrenle beraber görülen ve migrenin şiddetini artıran 10 hastalık

Yazarın tüm yazıları için tıklayın.

 

Görsel kaynakları:
NY Times
Ohhhkaye
Gravity Flow

Dr. Banu Taşçı Fresko: Dr. Banu Taşcı Fresko, 1969 senesinde İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1992 senesinde bitirmiş, ihtisasını İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda 1997 senesinde tamamlayıp Nöroloji Uzmanı olmuştur. Birçok özel hastanede çalıştıktan sonra şimdi çalışmalarını muayenehanesinde sürdürmektedir. Uzun yıllar kronik ağrılardan mustarip olduğu için, hastalara yol gösterecek, hayatlarını kolaylaştıracak bir kılavuz yazmak istemiştir. Ekim 2017de ‘Beynini Doğru Besle’ isimli kitabı çıkmış, kitapta migren ve fibromiyalji ağrılarıyla nasıl başa çıkılacağını, beslenmenin önemini ve tüm kronik hastalıklarda yoganın iyileştirici etkisinden bahsetmiştir. 2017 senesinde Arzu Rezzan Sunam ve Yelina Tayfur’dan Temel Yoga Hocalık Eğitimi ve Banu Çadırcı’dan 100 saat yoga terapi ve yoga anatomi eğitimi almıştır. Aynı zamanda Ahmet Güllü ve Vedat Örs atölyelerinde eğitim almış, profesyonel bir ressamdır, bu güne kadar 7 kişisel sergi açmıştır. Bugünlerde bir yandan Mayıs 2018’deki sergisine hazırlanmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale