X

Telgraf çiçeği bakım kılavuzu

Telgraf çiçeği bakımı nasıl olmalı? Bu harika ev bitkisi hakkında daha fazlasını keşfedin.

Telgraf çiçeği (Tradescantia Zebrina), evde bitki yetiştirmeyi sevenlerin yakından tanıdığı ve bakımı oldukça kolay olan bir bitki. Aslen Güney Meksika ve Guatemala’ya özgü olan bu bitki çok az bakım gerektiren ve sulama dönemleri arasında kurumayı seven bir sukulent. Parlak, dolaylı ışığı çok sever; hızlı büyür ve çoğalması için daha kompakt hale getirilebilir. Daha da önemlisi telgraf çiçeğinizin tek bir gövdesi 182 cm’ye kadar uzayabilir!

Telgraf çiçeği bakımı hakkında tüm merak ettiklerinizi aşağıda bulabilirsiniz.

Telgraf çiçeği özellikleri

Meksika, Güney Amerika ve Karayipler’in tropikal iklimlerine özgü olan bazı bitkiler zararlı otlar olarak kabul edilir; bazıları bahçe bitkileri olarak değerlidir; ve Tradescantia zebrina gibi bazıları cesur desenleri ve göz kamaştırıcı yaprakları nedeniyle öncelikle iç mekan bitkileri olarak yetiştirilir. Tıpkı aynı ailedeki diğer bahçe bitki türleri gibi ev bitkisi çeşitleri de çok gösterişli olmasalar da üç yapraklı çiçekler üretirler. Çiçekler, türe ve çeşitliliğe bağlı olarak beyaz, mor veya pembe renkte olabilir ve düzenli olarak açar.

Telgraf çiçeği iç mekanlarda yıl boyunca ekilebilir ve yetiştirilebilir ancak dış mekanda yetiştirilirse erken sonbaharda ekilmeleri gerekir. Hızla büyürler ve kendi hallerine bırakıldıklarında dış ortamlarında istilacı hale gelirler. İç mekan bitkileri ise daha kontrollü büyür. Bazı Tradescantia türleri, insanlar ve hayvanlar için hafif derecede toksik olabilir.

Bu güzel bitki, basamak şeklinde sıralanmış çizgili yapraklara sahiptir. Bu görüntüsü sebebiyle halk arasında “damat pijaması çiçeği” olarak da bilinir. Genelde yeşil ve mor tonlardaki şeritlere sahip yaprakları ile diğer bitkilerden kolayca ayırt edilebilir.

Telgraf çiçeği çeşitleri

Telgraf çiçeği açtığı çiçeklerin rengine bağlı olarak farklı türlere sahiptir.

Mor telgraf çiçeği

Mor telgraf çiçeği, “mor kalp” ve “mor kraliçe” adlarıyla bilinir. Güneş görünce parlak mor bir renk alır, dalları ve yaprakları mordur. Mor telgraf çiçeği bakımı ise son derece kolaydır. Güneşi çok sever ve gölgeye ihtiyaç duymaz.

Tüylü / yünlü telgraf çiçeği

Bu telgraf çiçeği türü pembe ve mor çiçek açar. Yapraklarında tüye benzer dokular olur. Yarı gölgeli alanlarda büyümeyi sever.

Örümcek / mavi telgraf çiçeği

Bu, melez bir telgraf çiçeği türüdür. Yaprakları uzun ve yeşildir. Şerit halindeki yapraklarının arasında mavi çiçekler açar. Peki telgraf çiçeği bahçede yetişir mi Bu tür için evet; dış mekanda yetişmeye çok elverişlidir.

Tekne / beşik zambak telgraf çiçeği

Bu bitkinin kılıç şekline benzer yaprakları vardır. Yaprakların bir tarafı pembeyken diğer tarafı yeşildir. Genelde geniş arazileri örtmek için dikilirler.

Yalancı telgraf çiçeği

Telgraf çiçeğine çok benzediği için bu bitki de telgraf çiçeğinin bir türü olarak kabul edilir. Ama aslında değildir. Mavi taç yaprakları vardır ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yetişir.

Ak telgraf çiçeği

Yeşil yapraklı bu telgraf çiçeği, beyaz renkli çiçeklere sahiptir. Yarı gölgeli alanlarda yetişir.

Pembe telgraf çiçeği

Bu türün yaprakları da çiçeği de pembe renklidir. Bazı yapraklarında pembe geçişler bulunur. Güneşi ve kontrollü sulamayı sever. Pembe telgraf çiçeği anlamı ise çoğu pembe çiçekte olduğu gibi bağlılığı temsil eder.

Yeşil telgraf çiçeği

Yeşil telgraf çiçeği Güney Amerika topraklarında sık yetişen bir bitkidir. Yaprakları yeşildir. Nadiren beyaz çiçek açar. Yeşil telgraf çiçeği bakımı konusunda ise sarmaşık halde her yerde yetişebileceğini söyleyebiliriz.

Telgraf çiçeği bakımı: Telgraf çiçeği evde nasıl yetiştirilir?

Telgraf çiçeği bitkisinin bakımı kolay bir bitki olduğunu söylemiştik. Onu ev bitkisi olarak yetiştirmenin tek zor yönü, doğru nem seviyesine ulaşmaktır. Telgraf çiçeği sürekli olarak nemli toprak ister, ancak ıslaklıktan veya su birikintilerinden hoşlanmaz. Saksısıyla beraber asarak kullanmaya en uygun bitkiler arasında yer alır.

Bu harika bitki, bol miktarda dolaylı ışık alan yerde büyümeyi sever. Onu gür tutmak için düzenli olarak sıkıştırılması gerekir, aksi takdirde uzun bacaklı ve cılız kalabilir. Ayrıca bitkinin büyüme hızına benzer şekilde yaprak döktüğünü göreceksiniz. Çiçeğin sağlığı için sık sık bu ölü yaprakları ayıklamalısınız. Bununla birlikte birkaç yıl içinde neredeyse tüm telgraf çiçekleri cılız ve dağınık görünümlü hale gelir. Neyse ki, küçük gövde kesimlerinden çoğaltılmaları çok kolaydır, bu nedenle biraz ileriyi planlıyorsanız evinize sürekli bir tedarik sağlayabilirsiniz.

1. Işık

Telgraf çiçeği bakımı için en ideal yer, dolaylı güneş ışığıdır. Onu günde en az 8 saat güneş alan bir pencerenin yanına yerleştirin, ancak yaprakların kavrulmasına neden olabilecek doğrudan ışıktan korumaya da dikkat edin. Yapraklarındaki rengin veya alacalığın solmaya başladığını fark ederseniz bu, bitkinin yeterince ışık almadığının kesin bir işaretidir.

2. Toprak

Telgraf çiçeği, aşırı sulanmadığı sürece normal saksı toprağında gayet iyi büyüyebilir. Genel olarak, iyi drene olan toprağı tercih eder, çok ıslak kalırsa kökleri kolayca çürüyebilir. Drenajı desteklemek için az miktarda kumu, bol miktarda organik madde içeren bir saksı toprağı karışımına ekleyin.

Telgraf çiçeği eğer yeterli besine sahipse fazlasına ihtiyaç duymaz. Onu beslemek için en fazla, iki ayda bir yarısı seyreltilmiş suda çözünür bir gübre kullanın. Daha agresif besleme, bitkinin yapraklarının alacalı görüntüsünü kaybetmesine neden olabilir.

3. Sulama

Telgraf çiçeği sürekli nemli tutulmayı tercih eder ve yaz aylarında haftada bir, sonbahar ve kış aylarında ise daha az sıklıkta sulanmak ister. Bitkinizin sulamaya hazır olup olmadığını kontrol etmek için yüzeyden birkaç cm aşağıdaki toprağı hissedin. Kuruysa, bitkinizi sulamanın zamanı gelmiş demektir.

4. Sıcaklık ve nem

Telgraf çiçeği türlerinin tamamı 18-23 °C arasındaki sıcaklıklarda gelişir; daha yüksek sıcaklıklarda da iyi sonuçlar verir. Bununla birlikte, yapraklarının rengini bozabileceği veya zarar verebileceğinden 10 °C’nin altındaki sıcaklıklarda sürekli tutulmamalıdır.

Nem seviyesi söz konusu olduğunda telgraf çiçeğinin ortalamanın üzerinde bir nemi sevdiğini söyleyebiliriz. Onu banyo veya mutfak gibi evin tipik olarak nemli bir alanında tutarak başlayın. Ayrıca yapraklarını birkaç günde bir hafifçe buğulayabilir veya küçük bir hava nemlendiriciye yatırım yapabilirsiniz. Bitkinin yapraklarının kızardığını fark ederseniz evinizdeki nem seviyelerinin çok düşük olduğunun bir işareti olabilir.

5. Budama

Telgraf çiçeği, evcilleştirilmezse aşırı uzayabilen ve agresif büyüyen bir bitki. Bitkinizi kontrol altında tutmak ve daha dolgun büyümesini teşvik etmek için, sapları periyodik olarak kesin ve bir eklem haline getirin. Uzun bacaklı görünümden kaçınmak için sapları düzenli olarak en az %25 oranında budayın veya sıkıştırın.

Telgraf çiçeği nasıl çoğaltılır?

Telgraf çiçeği türlerinin köklerinden çoğaltılması oldukça kolay. Bunun için:

En az bir yaprak içeren 2,5 cm’lik bir sap parçası alın ve taze saksı toprağına kesik tarafı aşağı gelecek şekilde yerleştirin. Bu parçayı ekimden önce kök salması için bir kavanoz su içinde de bekletebilirsiniz.

Kestiğiniz sapı düzenli olarak sulayın, birkaç hafta içinde kök saldığını fark etmelisiniz.

Fideyi kalıcı saksına yerleştirin.

Telgraf çiçeği ne zaman çiçek açar?

Halk arasında “telgraf çiçeği uğursuz mu” şeklinde bir merak konusu var. Bitki bakımı, ona yüklediğiniz mana ile ilişkili. Dolayısıyla bu çiçeğin uğursuz olduğuna dair bilinen bir inanç bulunmuyor.

Telgraf çiçeği bakımı doğru şekilde yapıldığında, yaprakları canlanır ve çiçek açar. Türüne göre mavi, beyaz ya da pembe renklerde çiçek açabilir.

İlginizi çekebilir: Lavanta nedir, lavanta çiçeğinin faydaları nelerdir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale