Teknolojiyle ilgilenen herkesi ilgilendiren bir fobi: FOMO nedir, nasıl başa çıkılır?
Daha önce birçok fobi hakkında kısaca bilgi vermeye çalışmıştım. Sizler de belki çeşitli fobiler hakkında farklı kaynaklar sayesinde bilgi sahibi oldunuz. Bu kez bahsetmek istediğim fobi türünü diğerlerinden ayıran en önemli özellik dünya üzerinde teknoloji ile ilgilenen herkesi ilgilendirmesi.
FOMO’yu (Fear of missing out) yani kaçırma korkusunu duymadıysanız bile artık karşınıza bir yerlerde mutlaka çıkacaktır. İlk olarak 2004 yılında yazar Patrick J. McGinnis’in ortaya çıkardığı FOMO genel anlamda yapılacak aktivitelerle ilgili verilen kararların yanlış olma ihtimali yani hayatı kaçırma korkusudur. Hafta sonunu evde kitap okuyarak geçirme kararı almışsanız ancak bir arkadaşınızın sinemaya gideceğini öğrenmişseniz ‘acaba ben de sinemaya mı gitseydim?’ diye düşünmüşseniz işte o an kaçırma korkusu yaşıyorsunuzdur. Çünkü o an hem kitap okuma hem de film izlemeye deneyimi yaşamak istiyorsunuzdur.
FOMO’nun ortaya çıkışı aslında sosyal medya platformlarının ortaya çıkmasıyla paraleldir. Sosyal medya hesaplarında paylaşılan fotoğraflar diğerleri için ‘ben neden şu an onun yaptığını yapamıyorum?’ kaygısını da beraberinde getirmiştir. Paylaşımların bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde insanlar birbirlerinin hayatını anlattıkları kadar biliyorlardı ancak şu an hayatlar yoğun biçimde sosyal medya üzerinde yaşandığından ötürü kıskançlık, mutsuzluk ve buna bağlı gelişen uykusuzluk ve öfkeli ruh hali maalesef çok sık gözlemlenmeye başlamıştır.
FOMO’nun sosyal medya ile ilgili bir diğer kolu ise bilgiyi kaçırma korkusudur. Birkaç gün ya da birkaç saat sosyal ağlarından uzak kalan kişi gündemi kaçırma korkusu yaşar. Bu sebeple sosyal medya hesaplarını sık sık kontrol edip gelişmeleri takip etme ihtiyacı hisseder. İşte bu ihtiyaç beraberinde zaman kaybı, iş kaybı hatta ilişki kaybı ile de sonuçlanacak kadar tehlikelidir.
En sık sosyal medya bağımlılarında ve ergenlerde görülen kaçırma korkusuna yakalanmamak için güçlü bir irade ve planlı yaşam gereklidir. Bunun için gün içinde sosyal medyaya ayırmak istediğiniz zamanı belirlemeli ve onun dışında kalan zamanları kendiniz için ve mümkünse verimli geçirmelisiniz. Eğer vaktinizin çoğunu internette geçiriyorsanız o halde bu vakti internet üzerinden bir şeyler öğrenerek yani yine kendiniz için geçirmelisiniz.
İlginizi çekebilir: Akış teorisi: Ya sevdiğiniz işi yapın ya da yaptığınız işi sevin