Hepimiz zaman zaman teknolojiden kaçmak istiyoruz. Aslında bunun için herkesin verdiği reçeteler çok basit. Sizin için zararlı olduğunu düşündüğünüz uygulamaları silip, telefonunuzu kullandığınız süreyi kısıtlayıp teknolojiden kaçabilirsiniz. Ancak arkadaşlarınız kısa bir süre içinde size o uygulamaların davetini gönderecek, yeniden aynı döngünün içine girmenizi sağlayacaktır. Sonunda hiçbir şeyden kaçmış olmazsınız. Sadece yanmakta olan bir binaya gözlerinizi yummuş olursunuz ancak alevlerin sıcaklığını hissetmeye devam edersiniz.
Peki o halde teknolojiden kaçmak nasıl mümkün olacak? Her şeyin birbirine bağlı olduğu bu dünyada, teknolojiden kaçmak gerçekten mümkün mü? Aslında bu sorunun net bir yanıtı yok. Herkesin verdiği yanıtlar birbirinden farklı. Bazı antropologlar ve dil bilimciler Mark Zuckerberg’ten ve diğer teknoloji devlerinden saklanmanın yolunu kendilerince bulmuşlar. İşte onlardan bazılarının teknolojiden kaçma hikayeleri:
Bentley Üniversitesi Bilim ve Sanat Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda bir yazar olan Daniel Everett, teknolojiden kaçmanın formülünü Amazon ormanlarına gitmekte bulmuş. Amazonlarda yaşayan insanların yüzde 99’unun teknolojiden uzak olduğunu söyleyen Everett, her ne kadar Brezilya hükümeti Amazonların birden çok noktasına uydu yerleştirmiş olsa da hala Amazonlarda hamakların içinde, aylarca teknolojiden uzak yaşamanın mümkün olduğunu söylüyor.
Ohio Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nick Kawa ise teknoloji olarak neyi algıladığımızı sorguluyor. İnsan, yeryüzünde yaşamaya başladığı günden bu yana tekniğin de yardımıyla teknoloji geliştiriyor. Bu yüzden teknolojiden tam anlamıyla kaçmak mümkün olmayabilir. Ancak yürüyerek şehrin dışındaki bir ormanın derinliklerinde ilerlemek, tekneye binip 1-2 saatliğine uzaklaşmak bile teknolojiden ciddi anlamda kaçmanıza yardımcı olabilir.
Portland Üniversitesi’nden Antropoloji Profesörü Michele Gamburd ise daha eleştirel bir bakış açısı getiriyor. Teknolojinin hızlı gelişimini anlatan Gamburd, insanların en yüksek tepelere tırmanırken en teknolojik kıyafetleri giydiğini, okyanusları aşarken son teknolojiyle donatılmış gemilere bindiğini anlatıyor. Artık teknoloji taşınabilir, uzun süre kullanılabilir ve suya dayanıklı hale geldi. Bu yüzden Profesör Gamburd asıl sorulması gereken sorunun, teknolojiden gerçekten ne kadar uzak kalmak istediğimiz olduğunu dile getiriyor. Kendi icat ettiğimiz teknoloji, kendi ilişkilerimizi nasıl etkiledi? Teknolojiye bağımlı hale mi geldik? Teknolojiden uzak kalmak yerine, teknolojiyi disiplinli bir şekilde kullanmak daha akıllıca olabilir.
Maryland Üniversitesi’nden Antropoloji Profesörü Janet Chernela ise teknolojiden uzak kalmanın aslında çok kolay olduğunu söylüyor ve bunu kanıtlamak için olumsuz hava koşullarından kaynaklı elektrik kesintilerini hatırlatıyor. Chernela’ya göre bir grup arkadaşla birlikte bunu yapmak daha kolay olabiliyor. Veya tatillerde teknolojiye erişiminizin kolay olmadığı yerleri tercih etmek de bir seçenek olabilir.
Kaynaklar:
Gizmodo
Psychology Today