X

Teknoloji ve insan ilişkileri: İnternet empati becerimizi nasıl etkiliyor?

Hepimizin gayet iyi bildiği gibi çağımız internet çağı. İnternet aracılığıyla bilgi akışının çok hızlı olmasına o kadar alışmış durumdayız ki, bu hıza alışma hali insan ilişkilerimize de yansımış durumda. İnternetin insan ilişkileri üzerindeki etkilerini incelememiz gereken konulardan biri de empati becerimiz. Sosyalleşme insanın temel ihtiyaçlarından biridir ve sosyal iletişimde kişinin empati yeteneğinin çok önemli bir rolü vardır. Empati, bireyin kendisini karşısındaki bireyin yerine koyarak onun duygularını, düşüncelerini algılaması ve onu anladığını belirtebilmesidir (Kocaman, 2017).

İnternetin empati becerileri üzerindeki etkisini araştıran çok az çalışma vardır. Bu çalışmaların bazıları internetin empati becerilerimizi azalttığını öne sürerken, bazıları da internetin empati yeteneğimize olan negatif etkilerinin çok az olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sanal empati sosyal medyada duyduğumuz haberlere ve paylaşımlara gösterdiğimiz empati çeşitidir. Carrier ve arkadaşlarının 2015 yılında yaptığı bir araştırmada 1000’in üzerinde genç yetişkine günlük medya kullanımı, gerçek dünyada gösterilen empati ve sanal empati gibi konularda online sorular sorulmuş ve çıkan netice internetin gerçek dünyada gösterilen empati becerisine olan negatif etkisinin çok az olduğu yönünde olmuştur. Dahası yine aynı araştırma sanal dünyada gösterilen empati ile gerçek dünyada gösterilen empati arasında pozitif bir korelasyon bulmuştur.

Öte yandan yapılan başka bir araştırmada günümüzün üniversite öğrencilerinin empati seviyesinin, 30 yıl önceki üniversite öğrencilerinin empati seviyesinden düşük olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmacılar empati seviyesindeki bu azalmanın, insanların internette geçirdikleri zamanla ilişkisi olduğunu ileri sürmüşlerdir (Konrath, O’Brien, & Hsing, 2010). Konrath ve Hsing, meta-analiz metodu kullanarak yaptıkları araştırmada, 1990 ve 2009 yılları arasındaki üniversite öğrencilerinin empati seviyelerinde %50 oranında bir düşüş gözlemlemişlerdir. Yine başka bir araştırmaya göre internet, insanların yüz yüze kurduğu iletişimi azaltmakta ve bu da internet kullanan kişinin empati seviyesinin azalmasına yol açmaktadır (Small & Vorgan, 2008).

Empatik tepkilerin verilmesinde beden dili ve sözlü iletiler kullanılır (Kocaman ve arkadaşları, 2017). WhatsApp gibi uygulamalar aracılığıyla göz göze temas etmeden yapılan paylaşımlar, mesajlaşmalar bizim empati seviyemizi aşağı çekiyor olabilir. Bence internette beden dilinin kullanılmaması, göz temasının olmaması yüzünden bazı sosyal medya kullanıcıları, sosyal medyada muhattap oldukları insanların gerçek insanlar olduklarını unutuyorlar ve bu nedenle karşısındakinin üzülüp üzülmeyeceğini dikkate almadan fütursuz bir şekilde kötücül yorumlar yapıyorlar. Peki internetin empati becerimize negatif etki etmemesi için neler yapabiliriz?

Dinlemeye odaklanalım

Her şeyin hızlı gerçekleştiği sosyal medya mecrası, insanı sabırsız bir hale getirdiği için bu durum bizim gerçek hayatta iletişim kurduğumuz insanları dinleme kapasitemizi de etkileyebilir. Oysa anlamak ve empati gösterebilmenin yolu insanları dikkatli bir şekilde dinlemekten geçer. İnternetin hızlı doğasına kendimizi kaptırmaktan vazgeçip yüz yüze görüştüğümüz insanları bu haftadan itibaren daha sabırlı bir şekilde dinlemeye, anlamaya ne dersiniz?

İnternetin yüz yüze yapılan iletişimin yerini almasına engel olalım 

Biz insanlar sosyal varlıklarız. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin hiçbir sanal iletişim çeşidi, insanlarla yüz yüze kurduğumuz iletişimin yerini tutamaz. O durmadan mesaj attığınız WhatsApp gruplarınıza biraz ara verip bunun yerine arkadaşlarınızla gerçek dünyada yapacağınız paylaşımlara ağırlık verin.

İnternette takip ettiğiniz hesaplara çok dikkat edin

Sosyal medyada şiddet görüntüleri paylaşan hesaplardan uzak durun. Birçok araştırma internette karşılaştığımız şiddet görüntülerinin, bizi şiddet karşısında hissizleştirdiğini öne sürüyor. Beynimiz şiddet görüntüleri karşısında kendini koruma altına almak için empati becerimizi bastırmaya başlıyor. En iyisi empati yeteneğimizin azalmasını engellemek için sosyal medyada takip ettiklerimize çok dikkat etmek.

Sosyal medyada yorum yapmadan önce düşünelim

Dilin kemiği yok derler. Gerçek dünyada düşünmeden konuştuğumuz zamanlar olabilir. Ama gerçek dünyanın aksine sosyal medya, yapacağımız yorumlarda bize düşünme payı veriyor. Sosyal medyada yapacağımız yorumları, sanal dünyada muhattap olduğumuz insanların birer robot değil, tıpkı bizim gibi kanlı canlı insanlar olduklarını bir an için bile olsa unutmadan ve yazdıklarımızın içeriğini iyice düşünerek yapalım. İnternet yorumları yaparken mottomuz empatinin en temel özelliklerinden biri olan “Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma” olsun. Aynı zamanda yorum yaparken kendimize şu soruları soralım: “Yapacağım yorumun bir faydası var mı? Yapacağım yorum karşımdaki insanın kalbini kırar mı?” Yorumlarımızı bu soruların cevapları doğrultusunda yapmaya özen gösterelim.

Biz insanların en önemli yeteneklerinden biri empati yeteneğimizdir. Onu internetin olası negatif etkilerinden korumamız dileklerimle.

Bana rsolaker@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. 2019 yılını “Kendini Sevme” yılı ilan ettim. Kendini sevmekle ilgili psikoloji egzersizlerini #kendinisevmeyılı hashtagi ile paylaştığım Instagram hesabım @ranakutvanrsolaker@gmail.com 

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Carrier L ve arkadaşları. Virtual empathy: Positive and negative impacts of going online upon empathy in young adults. Computers in Human Behavior 52 (2015) 39–48
Konrath, S., O’Brien, E., & Hsing, C. (2010). Changes in dispositional empathy in American college students over time: A meta-analysis. Personality and Social Psychology Review, 15(2), 180–198.
O Kocaman, E Aktepe, Y Sönmez. Isparta il merkezi lise öğrencilerinde olası internet bağımlılığı ile saldırganlık ve empati düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 2017; 18(6):602-610
Small, G., & Vorgan, G. (2008). IBrain: Surviving the technological alteration of the modern mind. New York, NY: HarperCollins.

İlginizi çekebilir: Hepimiz çağdaş Narkissos muyuz: Narsisistik kişilik bozukluğunun özelliklerini tanıyın

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale