X

Tek başına olmak ne demektir: Özgürlük, cesaret ve güce açılan bir yol

“En zor günümde tek başıma kahkaha atmaya başladığımdan beri kimsenin varlığına ihtiyaç duymuyorum.”
Charles Bukowski

Tek başınalık. Tek bulunmak. Tek olmak. Tek kalabilmek. Tek yaşamak. Tek dinlemek. Tek uyumak. Tek nefes almak. Tek başına yapılabilecek tüm eylemler; tek başına kahve içmek, seyahate çıkmak, eğlenmek, yürümek, okumak, deneyimlemek…

J. Krishnamurti’nin Kendimize Dair eserinden tek başınalığın bir tasviriyle başlamak istiyorum hikayemize:

Tek başınalık oldukça farklı bir anlama sahiptir; tek başınalıkta güzellik vardır. Tek başına olmak tamamen faklı bir şeydir. Ve tek başına olmalısınız. Eğer insan açgözlülük, kıskançlık, hırs, cehalet, başarı, statü barındıran toplumsal yapının prangalarından kurtulduğunda, bunlardan özgürleştiğinde, o zama hakikaten tek başına olur. Bu oldukça farklı bir şeydir. O zaman büyük bir güzellik, muazzam bir enerji hissi varlık kazanır.

Peki nedir tek başınalığı bu kadar özel yapan? Neden bizler sımsıkı sarılırız yanımızdaki eşe, arkadaşa, hayatımızdaki kariyere, geçici heveslere, diğer olan her şeye? Yani kendimizde olmayan, kendi kendimizde bulamadığımız ne vardır da onu diğer kişide ararız? Neden tek başımıza kalmak bu kadar sıkıcı gelir, diğeri yanımızda konuşmadığında, diğeri ile meşgul olacak bir durum bulamadığımızda neden boşluğa düşeriz? Nedir bizi tek başımıza kalmaktan caydıran? Nedir dayanamadığımız, görmeye tahammülümüz olmayan tek başına ben ile kalakaldığımızda? Nedir uyurken televizyon sesine ihtiyaç duymamıza neden? Nedir tatillerde sırf yanımızda olsun diye katlandığımız kişilere bizi bağlayan? Nedir “Gitmek istiyorum ama tek başıma kalacağım” korkusuyla önümüze setler koyan?

Aslında tüm sorularımızın cevabı aynı noktada buluşuyor: Ben kavramında! Tek başınalık beni ben ile karşılaştırıyor. Etrafta zamanı öldürecek bir diğer kişi olmadığında düşüncelerimiz kendi kendimizle kalıyor. Kendi kendimize bakmaya zaman buluyoruz, pişmanlıklarımıza, yapmak isteyip de imkan bulamadıklarımıza, iyi ve kötü olduğumuz şeylere, yani ben olan, tek olarak yaptığımız her şeye. Yani gerçek olana. Aslında şu hayatta en önemli olana, yani bene bakmaya zorluyor bizi tek başınalık…

30. doğum günümden hemen önce tek başıma İspanya’nın Kanarya Adası’na gitmiştim. Tenerife’de tek başıma otel odamda hem hayatımı gözden geçirdim hem de her gün yakındaki plajda denize girdim, sahilde bol bol yürüyüş ve koşu yaptım… O tek başıma gittiğim tatilim o kadar muhteşem bir nefes alma fırsatı oldu ki bana, hala unutamadığım ve tek başıma geçirdiğim en güzel zamanlarımdan bir olarak hatırlıyorum.

Ve yine o seyahatimde çok istediğim bir şehre, Buenos Aires kentine ilk defa yine tek başıma gitmek üzere ve sadece bana 30. yaş günü hediyem olması için yine tek başıma bir bilet aldım… İşte o gün benim tek başıma, sadece yanıma kitaplarımı alıp çıktığım, neredeyse 10 gün kimseyle konuşmadan sadece kitap okuyarak bilmediğim bir şehirde kendi iç sesimle baş başa, tek başıma sokaklarda yürüyerek hem kendimle buluştuğum hem de hayatımı değerlendirdiğim en önemli seyahatlerim oldu…

Ve inanması güç ama hayatımdaki dönüm noktaları hep bu tek başınalık nefeslerinden sonra geldi. Tek başıma yapabileceklerime, ben olmanın bütünlüğüne eriştiğim bu zamanlar bana hayatımın en iyi dönemeçlerini getirdi. Tüm düşüncelerim tertemiz oldu, aklımı bulandıran tüm soruları yine bu tek başınalık dönemlerinde çözdüm, kendimle savaştığım yönleri yine bu tek başınalık tatillerimde barışa bağladım, ben hep bu tek başınalık dönemlerinden dönüşerek çıktım.

İşte tek başınalık. Tek başına kalabilmek, tek başına yürüyebilmek, aklınızı bloklayan, içinizi yakan, bir türlü bırakamadığınız her şeyden soyutlanabilmek. Kendinizle sadece kendi kendinizi alarak zaman geçirebilmek ve bunun aslında mükemmel bir güç olduğunu görebilmek. Bu muhteşem gücü, bu cesareti ve bu özgürleşmeyi yaşadıktan sonra geri dönüş olmayacak.

Bugün özgür, cesur ve güçlü bir sayfa açmaya hazır mısınız?

İlginizi çekebilir: Gerçeği anlamak yolunda ‘yüzleşmeye’ hazır mıyız?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale